Fizikte devrim: Işıktan tek boyutlu gaz üretildi

Foton gazının tek boyutta nasıl davrandığını incelemek, kuantum optiği çalışmalarına katkı sağlayabilir (Bonn Üniversitesi)
Foton gazının tek boyutta nasıl davrandığını incelemek, kuantum optiği çalışmalarına katkı sağlayabilir (Bonn Üniversitesi)
TT

Fizikte devrim: Işıktan tek boyutlu gaz üretildi

Foton gazının tek boyutta nasıl davrandığını incelemek, kuantum optiği çalışmalarına katkı sağlayabilir (Bonn Üniversitesi)
Foton gazının tek boyutta nasıl davrandığını incelemek, kuantum optiği çalışmalarına katkı sağlayabilir (Bonn Üniversitesi)

Fizikçiler ışığı tek boyutlu gaz haline getirmeyi başardı. Işığın temel birimi olan fotonların kuantum seviyesinde nasıl davrandığını incelemeyi planlıyorlar. 

Foton gibi parçacıklar bir yere kapatılıp soğutulduğunda Bose-Einstein yoğunlaşması (BEY) denen maddenin farklı bir haline geçiyor. Sıcak gaz bulutundaki parçacıklar önceden titreşip hareket ederken, BEY'de kuantum mekaniği açısından özdeş hale geliyor. 

Yoğuşma halinde parçacıkların gaz içindeki konumları epey belirsiz hale geliyor. Her bir parçacığın işgal edebileceği alanlar, parçacıkların kendi aralarındaki boşluklardan daha geniş bir alana yayılıyor. 

Bu nedenle maddenin bu halinde gaz kümesini oluşturan fotonlar üst üste binerek tek bir parçacıkmış gibi davranıyor. 

Bilim insanları daha önceden iki boyutlu foton gazları üretmişti fakat maddeyi BEY haline sokmak biraz daha zorlu bir iş.

Bonn Üniversitesi'nden fizikçi Frank Vewinger "İki boyutlu yerine tek boyutlu gaz yarattığımızda işler biraz farklı oluyor" diyerek ekliyor:

Foton gazlarında termal dalgalanmalar denen olaylar meydana geliyor ama bunlar iki boyutta o kadar küçük ki gerçek bir etki yaratmıyor. Ancak tek boyutta bu dalgalanmalar (mecazi anlamda) büyük dalgalar yaratabilir.

Vewinger ve ekip arkadaşları tek boyutlu gaz yaratmak için çok küçük ve reflektif bir kabı boya çözeltisiyle doldurdu. Ardından lazer ışınıyla kaba fotonları saldılar.

Lazer ışığının fotonları, ilk başta kabın içinde ileri geri sıçradıktan sonra nihayetinde boya molekülleriyle çarpıştı. Çözeltiyle temas sonucunda soğuyan fotonlar bir araya toplanmaya başladı. 

Deneyin en kritik bileşeniyse polimerdi. Araştırmacılar, kabın reflektif duvarlarına şeffaf bir polimer ekleyerek, ışığı yansıma biçimini değiştirdi ve fotonların hareketini sınırladı. Bu sayede fotonlar tek bir boyutta veya doğrultuda yoğunlaştı.

Nature Physics adlı hakemli dergide yayımlanan makalenin yazarlarından Kirankumar Karkihalli Umesh, "Bu polimerler ışık için bir tür oluk işlevi görüyor" diyerek ekliyor:

Oluk ne kadar dar olursa, gaz o kadar tek boyutlu bir davranışa geçiyor.

Araştırmacılar tek boyutlu foton gazını inceleyerek beklendiği gibi iki boyutlu versiyonundan epey farklı davrandığını gözlemledi. Tek boyutta fotonların hareketleri kısıtlandığı için gazların kesin bir yoğunlaşma noktası yoktu.

Ekip, bu durumun tıpkı tamamen donmamış buz gibi, lazer ışığıyla fotonların gaz geneline "saçılan" yoğunlaşmış formu arasında kısmi bir faz geçişi yarattığını söylüyor. 

Vewinger, "İki boyuttan tek boyutlu foton gazına geçişteki bu davranışı ilk kez inceledik" diyor.

Daha sonraki çalışmalarda maddenin geçişlerine dair gözlemler parçacıkların BEY halindeki davranış biçimlerine ışık tutabilir.

Independent Türkçe, Science Alert, Live Science, Nature Physics



Vincent van Gogh'un Yıldızlı Gece'sinde gizlenen fizik kuralları ortaya çıktı

Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
TT

Vincent van Gogh'un Yıldızlı Gece'sinde gizlenen fizik kuralları ortaya çıktı

Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)

Vincent van Gogh'un ikonik tablosu Yıldızlı Gece'nin gökyüzündeki bulut ve hava hareketlerinin ardındaki gerçek dünya fiziğini hassas bir şekilde tasvir ettiğini gösteren yeni bir araştırmaya göre, efsanevi ressam doğal dünya hakkında sezgisel bir anlayışa sahipti.

Haziran 1889'da yapılan tablo, girdap gibi dönen mavi gökyüzünü, sarı ay ve yıldızları, patlayan renk ve şekillerle betimlemesiyle 100 yılı aşkın süredir milyonları büyülüyor.

Efsanevi tablodaki her bir yıldız, su üzerindeki ışık benzeri yansımalarla parıldayan sarı dalgaların içine hapsedilmiş halde.

Sıkıntı içindeki sanatçının öncü fırça darbeleri, gökyüzünde bir hareket olduğu yanılsaması yaratıyor.

Bilim insanları, van Gogh'un tablosunu analiz ederek ressamın gökyüzü tasvirindeki "gizli türbülans" dedikleri şeyi ortaya çıkardı.

Çalışmanın ortak yazarı Yongxiang Huang şöyle açıklıyor:

Yüksek çözünürlüklü dijital bir resimle, fırça darbelerinin standart boyutunu tam olarak ölçmeyi başardık ve bunları türbülans teorilerinden beklenen ölçeklerle karşılaştırdık.

Akışkan hareketinde uzmanlaşmış araştırmacılar, resimdeki fırça darbelerini rüzgar bacalarında dönen yapraklarla karşılaştırdı.

Dönen fırça darbelerinin göreceli ölçeğini ve aralığını inceleyerek değişen boya renklerinin göreceli parlaklığını hesapladılar.

Araştırmacılar özellikle tablodaki 14 ana girdap şeklinin uzamsal ölçeğini inceledi.

Bu dikkatli gözlemlerden yola çıkarak resimde tasvir edilen atmosferin şeklini, enerjisini ve ölçeğini tahmin ettiler.

Çalışma, tablonun atmosferik hareketi öngören ve Kolmogorov yasası diye bilinen fizik kuralıyla uyumlu olduğunu ortaya koydu.

Bilim insanları, ressamın ölçek ve parlaklığı dikkatli bir şekilde kullanmasının genel olarak atmosfer türbülansının ardındaki kuralları ve hava hareketindeki enerjinin küçükten büyük ölçeklere doğru kademeli bir şekilde akmasını "isabetli bir şekilde yakaladığını" söylüyor.

Gerçek gökyüzü fiziğinde geçerli olan bazı yasaların sanatçının tasvirinde de geçerli olduğu saptandı.

cd
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece'sindeki fırça darbelerini inceledi (Yinxiang Ma)

Araştırmacılara göre efsanevi ressam, fiziğin çeşitli boyutlarını "şaşırtıcı bir doğrulukla" yakalamış görünüyor.

Dr. Huang, "Van Gogh'un türbülansı hassas bir şekilde betimlemesi, bulutların ve atmosferin hareketini incelemekten ya da gökyüzünün dinamizmini nasıl yakalayacağına dair doğuştan gelen bir histen kaynaklanıyor olabilir" diyor.

Bu, doğa olaylarına dair derin ve sezgisel bir anlayışı ortaya koyuyor.

Independent Türkçe