Su ayılarının sıradışı bir özelliği daha ortaya çıktı

Su ayıları ilk kez 1777'de İtalyan biyolog Lazzaro Spallanzani tarafından tanımlandı (Amerikan Doğal Tarih Müzesi)
Su ayıları ilk kez 1777'de İtalyan biyolog Lazzaro Spallanzani tarafından tanımlandı (Amerikan Doğal Tarih Müzesi)
TT

Su ayılarının sıradışı bir özelliği daha ortaya çıktı

Su ayıları ilk kez 1777'de İtalyan biyolog Lazzaro Spallanzani tarafından tanımlandı (Amerikan Doğal Tarih Müzesi)
Su ayıları ilk kez 1777'de İtalyan biyolog Lazzaro Spallanzani tarafından tanımlandı (Amerikan Doğal Tarih Müzesi)

Nasıl kayalar denizde parçalanıp kuma dönüşüyorsa insanların yarattığı çöpler de okyanusta çözülerek mikroplastik oluyor. 

Bu da denizde yaşayan canlıların sindirim sistemlerinin plastikle dolmasına yol açıyor. 

Ancak uzay seyahatine gönderilme, dondurulma, kaynatılma, boğulma ve hatta radyasyona maruz bırakılma gibi durumlarda dahi hayatta kalabilerek dikkat çeken bir küçük organizma bu konuda da avantajlı görünüyor.

Çeşitli küçük organizmalar üzerine yapılan bir araştırma, su ayısı diye de bilinen tardigradların mikroplastik yutmadığını ortaya koydu. Çalışma kapsamına alınan diğer tüm canlılara plastiğin nüfuz ettiği düşünüldüğünde bu sıradışı bir bulgu. 

Brezilya'daki Pernambuco Federal Üniversitesi'nden zoolog Flávia de França'nın başını çektiği araştırmacılar, deniz tabanı faunasındaki omurgasız hayvanları topladı.

45 mikronla 1 milimetre uzunluğundaki bu canlılardan 5 bin 629'unu incelediler. 

Bunların arasında nematodlar, halkalı solucanlar, yassı solucanlar, karnı kıllı solucanlar, polychaetalar, ostracodalar, akarlar, kabuklular ve larvalarıyla birlikte su ayıları da vardı. 

Bu hayvanlar, doğal ortamı mümkün mertebe taklit etmeyi hedefleyen su tanklarına 100 gramlık plastik parça tortusuyla birlikte yerleştirildi. 

Analizler su ayıları dışındaki tüm canlıların mikroplastikleri yuttuğunu ortaya koydu. Mikroplastiklerin yassı solucanlar ve karnı kıllı solucanlara nüfuz ettiği ilk kez kanıtlandı. 

Bilim insanları, tardigradların yarısının vücudunun üstüne yapışsa da, mikroplastiklerin onların içlerine niye nüfuz edemediğini PeerJ Life and Environment adlı bilimsel dergide yayımlanan makalede şöyle açıklıyor: 

Tardigradların mikroplastiği yutmamaları muhtemelen beslenme organlarından kaynaklanıyor. Stileli ağız tüpleri, diğer organizmaları bütün halinde değil, delip emerek yemelerini sağlıyor.

Çevre kirliliğinin boyutlarının tahminlerin çok ötesine geçebileceğini işaret eden araştırmacılar, su ayılarının da çeşitli türleri olduğunu ve bunların hepsinin mikroplastikten kaçınıp kaçınamadığının henüz bilinmediğini de sözlerine ekliyor. 

Su ayıları aşırı sıcağa, soğuğa, basınç ve radyasyona karşı hayatta kalabiliyor. Yaklaşık 600 milyon yıldır yeryüzünde olan bu minik canlılar, bilinen 5 kitlesel yok oluş olayının hepsinden sağ çıktı. 

Su ayıları bu süpergüçlerini kriptobiyoz denen bir özelliğe borçlu. Çoğu tardigrad türünde görülen kriptobiyoz, ekstrem durumlarda metabolizmanın yavaşlamasını ve vücuttaki suyun büyük ölçüde atılmasını sağlıyor.

Aynı zamanda DNA'larını koruyan bir proteinden yardım alan mikroskobik canlılar, bir nevi metabolizmalarını askıya alarak ortam koşullarının iyileşmesini bekliyor. 
Independent Türkçe, Science Alert, Scientific American



Netflix'in zirvesindeki aksiyonun yönetmeninden köklere dönüş sinyali

Rebel Ridge'in başrolünde oynaması planlanan John Boyega, 2021'de ailevi sebepleri gerekçe göstererek projeden ayrılınca yerine Aaron Pierre getirilmişti (Netflix)
Rebel Ridge'in başrolünde oynaması planlanan John Boyega, 2021'de ailevi sebepleri gerekçe göstererek projeden ayrılınca yerine Aaron Pierre getirilmişti (Netflix)
TT

Netflix'in zirvesindeki aksiyonun yönetmeninden köklere dönüş sinyali

Rebel Ridge'in başrolünde oynaması planlanan John Boyega, 2021'de ailevi sebepleri gerekçe göstererek projeden ayrılınca yerine Aaron Pierre getirilmişti (Netflix)
Rebel Ridge'in başrolünde oynaması planlanan John Boyega, 2021'de ailevi sebepleri gerekçe göstererek projeden ayrılınca yerine Aaron Pierre getirilmişti (Netflix)

Netflix'in yeni aksiyonu Rebel Ridge, yayın devinde gösterime girdiğinden beri fırtına gibi eserken, sinemaseverler devam filmini beklemeye başladı bile.

Ancak ScreenRant'in aktardığına göre yönetmen Jeremy Saulnier'in bir sonraki filmi, Rebel Ridge 2'den bile daha heyecan verici olabilir.

Saulnier'in 5. uzun metrajlı filmi olan Rebel Ridge, yayına girdiği günden bu yana hem eleştirel hem ticari açıdan inanılmaz bir performans sergiledi.

100 üzerinden 96 puan aldı

Netflix'in haftalık izlenme listesinde anında zirveye yerleşen film, sinema yazarlarından da övgü dolu yorumlar aldı. 99 sinema yazarının incelemesine göre film, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 96 gibi kusursuza yakın bir puan almayı başardı.

Üç günde 30 milyondan fazla izlenen film lehine bu kadar çok şey varken, Rebel Ridge'in devamı kaçınılmaz görünüyor. Netflix'in devam filmine yeşil ışık yakacağı tahmin edilse de Jeremy Saulnier'in gelecek filmi için farklı planları var gibi görünüyor.

48 yaşındaki Saulnier, verdiği bir röportajda yeni film projesinden bahsederek "biraz daha Dehşet Odası (Green Room) evreninde bir şeyler" yazdığını açıkladı. 

Başarılı sinemacı, Rebel Ridge'le yönetmenlik kariyerinin yeni bir yönünü keşfettiğini ve bir sonraki projesiyle köklerine dönmek istediğini söyledi.

Dehşet Odası, The Ain't Rights isimli bir punk rock grubunun konser için gittiği salonda neo-naziler tarafından alıkonmasını anlatıyordu. 2015 yapımı gerilimde Anton Yelchin, Imogen Poots, Patrick Stewart ve Joe Cole gibi isimler rol alıyordu.

Saulnier, ilk uzun metrajlı yönetmenlik denemesini 2007'de Cinayet Partisi'yle (Murder Party) yapmıştı. Neredeyse yönettiği her film ya da dizi, eleştirmenlerden olumlu yorumlar alan sinemacı, İntikam (Blue Ruin) ve Hold the Dark gibi yapımlara da imza atmıştı.

Independent Türkçe, ScreenRant, The Playlist