Nesli tükenmekte olan gece papağanı için yeni umut

Gece papağanı (Scimex aracılığıyla Rachel Murphy)
Gece papağanı (Scimex aracılığıyla Rachel Murphy)
TT

Nesli tükenmekte olan gece papağanı için yeni umut

Gece papağanı (Scimex aracılığıyla Rachel Murphy)
Gece papağanı (Scimex aracılığıyla Rachel Murphy)

Avustralya'daki yerli korucular, kıtanın en nadir kuşlarından biri olan ve yüz yılı aşkın süre boyunca nesli tükendiği düşünülen gece papağının daha önceden bilinmeyen bir popülasyonunun keşfedilmesini sağladı.

Zor görülen sarı-yeşil papağanların küçük bir popülasyonu ancak 2013'te bulunabilmişti ve bugüne dek kuş türünün yalnızca onlarcasının kaldığı sanılıyordu.

Ancak CSIRO Wildlife Research isimli dergide yayımlanan yeni bir araştırma, Batı Avustralya'nın uzak doğusundaki Ngururrpa Yerli Halkı Koruma Alanı'nda (Indigenous Protected Area, IPA) muhtemelen 50'ye yakın nesli tehlikede gece papağanının yaşadığını açığa çıkardı.

Bu, çok nadir görülen kuşun bilinen en büyük popülasyonu olabilir.

Bilim insanları "Queensland'de 20'den az görülen ve 2020'ye dek Batı Avustralya'da yalnızca birkaç alanda nadiren saptanan, nesli tehlikedeki gece papağanı (Pezoporus occidentalis) Avustralya'daki en ender kuşlardan biri" yazıyor.

cxdvfg
Doğal yaşam alanındaki gizemli Avusturya gece papağanı (Steve Murphy, Charles Darwin Üniversitesi)

Bilim insanları, araştırmada akustik izleme cihazı kullanarak, Ngururrpa IPA'de inceledikleri 31 alanın 17'sinde gece papağanlarının izine rastladı.

Toplamda 10 tüneme alanı tespit ettiler.

Araştırmacılar, "büyük ölçüde gizlenmiş" bu türün, büyük oranda karasal ve gececil olduğunu, yalnızca panik anlarında veya su aradıklarında havalandıklarını düşünüyor.

Bilim insanları, araştırmadan yola çıkarak Ngururrpa IPA'de "en az 50 gece papağanı" olabileceğini söylüyor. Bu da çok nadir görülen türün, bilinen en yüksek popülasyonunu oluşturuyor.

Uydu görüntüleri, çevredeki kumluk bölgede her 6 ila 10 yılda yaşanan yangınların, kuşların yaşam alanına yönelik önemli bir tehdit olabileceğine işaret ediyor.

Araştırmacılar "Çevredeki bitki örtüsünde ve doğal yanıcılık seviyelerindeki farklılıklar sebebiyle yangınların, gece papağanları için ciddi bir tehdit yaratma ihtimali var" yazdı.

Bilim insanları, yırtıcıları araştırmak için fotokapanlar kullandı ve yırtıcıların beslenme şekillerini incelemek üzere dışkılarını da topladı.

Bölgedeki yaban kedileri, gece papağanlarına risk oluşturma ihtimali taşısa da bilim insanları, buradaki kedileri yiyen yaban köpek türü dingoların, kuşların hayatta kalmasını sağladığını tahmin ediyor.

Araştırma, yırtıcı hayvanları kontrol altında tutma yöntemleri uygulanırken dingoların zarar görmemesinin önemine vurgu yapıyor.

Araştırmacılar "Yönetimin, çevredeki yakıt yoğunluğunu azaltmak üzere stratejik yakmaya odaklanmasını ve yırtıcı hayvan kontrolünü, dingolara zarar vermeyen yöntemlerle sınırlandırmasını öneriyoruz" dedi.

Independent Türkçe



8 yaşındaki çocuk metal dedektörüyle 200 yıllık gemi enkazı keşfetti

Newfoundland'in Cape Ray bölgesindeki eski bir gemi enkazının havadan görünümü (AFP)
Newfoundland'in Cape Ray bölgesindeki eski bir gemi enkazının havadan görünümü (AFP)
TT

8 yaşındaki çocuk metal dedektörüyle 200 yıllık gemi enkazı keşfetti

Newfoundland'in Cape Ray bölgesindeki eski bir gemi enkazının havadan görünümü (AFP)
Newfoundland'in Cape Ray bölgesindeki eski bir gemi enkazının havadan görünümü (AFP)

Metal dedektörü kullanan 8 yaşındaki bir çocuk, Kanada'nın Ontario eyaletinde yaklaşık 200 yıllık bir gemi enkazı keşfetti.

Artık 10 yaşında olan Lucas Atchison, 2023'te Goderich yakınlarındaki Point Farms Provincial Park'a yaptığı bir aile gezisi sırasında, doğum günü hediyesi olan metal dedektörüyle küçük bir çelik çivi buldu ve daha fazla kazmaya karar verdi.

Çivinin bir tahta parçasına bağlı olduğu ve bu tahta parçasının üzerinde de birkaç tane daha çivi olduğu ortaya çıktı.

Daha detaylı bir incelemenin sonucunda, çivilerin ve tahtanın tamamen enkaz halindeki bir geminin parçası olduğu anlaşıldı.

CBC News'in haberine göre, çocuk ve ailesi keşfi park personeline ve Ontario Deniz Mirası Komitesi adlı gönüllü topluluğa bildirdi.

Arkeologlar geminin muhtemelen iki direkli, ahşap bir yelkenli türü olan eski bir uskuna olduğunu tespit etti. Çift iskeletli olması, mal taşıması için güçlü bir şekilde inşa edilmiş bir gemi olduğuna işaret ediyor.

Öte yandan geminin kesin kimliği belirsizliğini koruyor.

Araştırmacılar gemiyi tanımlamak için batığın farklı açılardan çizimlerini yapıyor. Ayrıca gemilerin sigorta gerekliliklerini detaylandıran 19. yüzyıl kataloglarını da inceliyorlar.

Bu gereklilikler arasında her gemi tipinin iskeletinde bulunması gereken bağlantı elemanı veya çivi sayısı da yer aldığından, katalogların incelenmesi geminin tipinin belirlenmesini sağlayabilir.

Halihazırda uskunanın St. Anthony olduğundan şüpheleniyorlar.

1856'da inşa edilen St. Anthony, Şikago'dan Buffalo'ya buğday taşırken Ontario'daki Huron Gölü'nde batmıştı.

Buffalo Daily Republic'in 1856'ya ait bir haber klibi, "Erie'den St. Anthony adlı uskunanın" Ontario'nun Goderich bölgesi yakınlarında bir buğday kargosu taşıdığına dikkat çekiyor. Aynı yılın kasım ayına ait bir başka görüntüyse 325 tonluk gövdeye sahip uskunanın Goderich yakınlarında karaya oturduğuna işaret ediyor.

Haber klibinde "Buğday yükünün tamamı dibe vurmuş durumda. Geminin çıkarılabileceği düşünülüyor" ifadeleri kullanılıyor.

Geminin en azından bir kısmı batmış ve 2023'e kadar gömülü kalmış gibi görünüyor. CBS News'e konuşan deniz tarihçisi Patrick Folkes şöyle diyor: 

Goderich'in 4 mil (yaklaşık 6,5 kilometre) kuzeyinde karaya oturduğu söyleniyor, bu da enkazın bulunduğu yere uyuyor ve sadece çok küçük bir parçayı temsil ediyor.

Independent Türkçe