Dünya'nın büyük göktaşlarından korunmasıyla ilgili çığır açan araştırma

Bir sanatçı, NASA'nın DART görevini görsel olarak böyle anlattı (NASA)
Bir sanatçı, NASA'nın DART görevini görsel olarak böyle anlattı (NASA)
TT

Dünya'nın büyük göktaşlarından korunmasıyla ilgili çığır açan araştırma

Bir sanatçı, NASA'nın DART görevini görsel olarak böyle anlattı (NASA)
Bir sanatçı, NASA'nın DART görevini görsel olarak böyle anlattı (NASA)

Laboratuvarda yapılan yeni bir kavram kanıtı çalışmasına göre, bir nükleer aygıt tarafından üretilen X-ışını darbesi, bir asteroidin yüzeyini buharlaştırarak onun yörüngesini Dünya'dan uzaklara kaydırabilir.

Nature Physics adlı bilimsel dergide salı günü yayımlanan araştırma, böyle bir teknolojinin Dünya'daki yaşamı tehdit eden uzay kayalarına karşı savunma yapmak için kullanılabileceğini öne sürüyor.

Kuyrukluyıldızlar ve asteroitler gibi uzay kayaları çok yaklaşırsa Dünya için tehdit oluşturabilir.

Uzay ajansları gezegeni bu tür feci çarpışmalardan korumanın yollarını araştırıyor. Örneğin NASA'nın kısaca DART olarak bilinen Çift Asteroit Yönlendirme Testi (Double Asteroid Redirection Test) görevi, bir asteroide çarpıp yolunu değiştirmek için bir uzay aracı kullanmıştı.

Bununla birlikte test, hazırlık için geniş zaman gerektirdi ve bu yaklaşımın çok pahalı olabileceği sonucuna varılmıştı.

xcjöı
NASA'nın Kennedy Uzay Merkezi'ndeki bir TV, Dimorphos asteroidine çarpmadan önce Çift Asteroit Yönlendirme Testi'ndeki son görüntüleri gösteriyor (AFP)

Laboratuvar çalışması, "NASA'nın son DART görevi Dünya'ya yakın cisimlerin başarıyla hedeflenebileceğini gösterse de en tehlikeli asteroitlerin yönünü değiştirmek için nükleer patlamalara benzer enerji yoğunlukları gerekecek" sonucuna varıyor.

Yeni çalışmada test edilen alternatif yaklaşım, hedeflenen uzay kayasının yüzeyini hızla ısıtmak için nükleer patlamayla üretilen X-ışınlarını kullanıyor ve bu da kayayı buharlaştırarak onun yön değiştirmesine neden oluyor.

Bilim insanları, bir asteroide çarpan nükleer bir aygıtın etkisini taklit etmenin yollarını laboratuvar deneylerinde sınadı.

Araştırmacılar izole edilmiş iki adet 12 milimetrelik asteroid modelini hedeflemek için X-ışınlarını kullandı. Kaya örneklerinden biri kuvars, diğeriyse camsı silikadan yapılmıştı.

Bilim insanları, X-ışını darbelerinin asteroit simülasyonlarının yüzeyini ısıttığını gözlemledi. Bu, hedeflenen kuvars ve silikalarda ivme yaratan bir buhar bulutuna neden oldu.

X-ışını darbesinin, kayaları saniyede yaklaşık 70 metre hızla hareket ettirdiği bulundu.

gtynm
Bir asteroit parçalama görseli (Elena Khavina/MIPT Basın Ofisi)

Araştırmacılar edinilen verileri, bu asteroit saptırma yönteminin nasıl ölçeklenebileceğini değerlendirmek için simülasyonlarda kullandı. Bulgular, Dünya'ya yakın ve yaklaşık 4 kilometre çapındaki cisimlerin nükleer etkileme stratejisiyle saptırılabileceğini gösteriyor.

Araştırmacılar, "Bu sonuçları önerilen önleyici enerjilere göre ölçeklendiriyoruz ve 4 km çapa kadar olan asteroitlerin bu mekanizmayla saptırılabileceğini tahmin ediyoruz, bu da gelecekteki gezegen savunma görevlerine hazırlanmak için uygun bir yol gösteriyor" diyor.

Bilim insanları, diğer hedef materyalleri ve yapıları araştırmak için gelecekte deneyler yapılması çağrısında bulunuyor. Araştırmacılar, ürettikleri buhar bulutu hedeflenen uzay kayasının kimyasal bileşimine bağlı olduğundan farklı X-ışını darbelerini test etmeyi arzuluyor.

Independent Türkçe



Nesli tükenmekte olan gece papağanı için yeni umut

Gece papağanı (Scimex aracılığıyla Rachel Murphy)
Gece papağanı (Scimex aracılığıyla Rachel Murphy)
TT

Nesli tükenmekte olan gece papağanı için yeni umut

Gece papağanı (Scimex aracılığıyla Rachel Murphy)
Gece papağanı (Scimex aracılığıyla Rachel Murphy)

Avustralya'daki yerli korucular, kıtanın en nadir kuşlarından biri olan ve yüz yılı aşkın süre boyunca nesli tükendiği düşünülen gece papağının daha önceden bilinmeyen bir popülasyonunun keşfedilmesini sağladı.

Zor görülen sarı-yeşil papağanların küçük bir popülasyonu ancak 2013'te bulunabilmişti ve bugüne dek kuş türünün yalnızca onlarcasının kaldığı sanılıyordu.

Ancak CSIRO Wildlife Research isimli dergide yayımlanan yeni bir araştırma, Batı Avustralya'nın uzak doğusundaki Ngururrpa Yerli Halkı Koruma Alanı'nda (Indigenous Protected Area, IPA) muhtemelen 50'ye yakın nesli tehlikede gece papağanının yaşadığını açığa çıkardı.

Bu, çok nadir görülen kuşun bilinen en büyük popülasyonu olabilir.

Bilim insanları "Queensland'de 20'den az görülen ve 2020'ye dek Batı Avustralya'da yalnızca birkaç alanda nadiren saptanan, nesli tehlikedeki gece papağanı (Pezoporus occidentalis) Avustralya'daki en ender kuşlardan biri" yazıyor.

cxdvfg
Doğal yaşam alanındaki gizemli Avusturya gece papağanı (Steve Murphy, Charles Darwin Üniversitesi)

Bilim insanları, araştırmada akustik izleme cihazı kullanarak, Ngururrpa IPA'de inceledikleri 31 alanın 17'sinde gece papağanlarının izine rastladı.

Toplamda 10 tüneme alanı tespit ettiler.

Araştırmacılar, "büyük ölçüde gizlenmiş" bu türün, büyük oranda karasal ve gececil olduğunu, yalnızca panik anlarında veya su aradıklarında havalandıklarını düşünüyor.

Bilim insanları, araştırmadan yola çıkarak Ngururrpa IPA'de "en az 50 gece papağanı" olabileceğini söylüyor. Bu da çok nadir görülen türün, bilinen en yüksek popülasyonunu oluşturuyor.

Uydu görüntüleri, çevredeki kumluk bölgede her 6 ila 10 yılda yaşanan yangınların, kuşların yaşam alanına yönelik önemli bir tehdit olabileceğine işaret ediyor.

Araştırmacılar "Çevredeki bitki örtüsünde ve doğal yanıcılık seviyelerindeki farklılıklar sebebiyle yangınların, gece papağanları için ciddi bir tehdit yaratma ihtimali var" yazdı.

Bilim insanları, yırtıcıları araştırmak için fotokapanlar kullandı ve yırtıcıların beslenme şekillerini incelemek üzere dışkılarını da topladı.

Bölgedeki yaban kedileri, gece papağanlarına risk oluşturma ihtimali taşısa da bilim insanları, buradaki kedileri yiyen yaban köpek türü dingoların, kuşların hayatta kalmasını sağladığını tahmin ediyor.

Araştırma, yırtıcı hayvanları kontrol altında tutma yöntemleri uygulanırken dingoların zarar görmemesinin önemine vurgu yapıyor.

Araştırmacılar "Yönetimin, çevredeki yakıt yoğunluğunu azaltmak üzere stratejik yakmaya odaklanmasını ve yırtıcı hayvan kontrolünü, dingolara zarar vermeyen yöntemlerle sınırlandırmasını öneriyoruz" dedi.

Independent Türkçe