Ünlü oyuncu yeni dizisi için geçirdiği akıl almaz dönüşümü anlattı

The Penguin, Matt Reeves'in yönettiği The Batman'deki olaylardan sonra geçiyor ve Oz'un, eski patronu Carmine Falcone'un ölümüyle Gotham'ın yeraltı dünyasının kontrolünü ele geçirmeye çalışmasıyla başlıyor (HBO)
The Penguin, Matt Reeves'in yönettiği The Batman'deki olaylardan sonra geçiyor ve Oz'un, eski patronu Carmine Falcone'un ölümüyle Gotham'ın yeraltı dünyasının kontrolünü ele geçirmeye çalışmasıyla başlıyor (HBO)
TT

Ünlü oyuncu yeni dizisi için geçirdiği akıl almaz dönüşümü anlattı

The Penguin, Matt Reeves'in yönettiği The Batman'deki olaylardan sonra geçiyor ve Oz'un, eski patronu Carmine Falcone'un ölümüyle Gotham'ın yeraltı dünyasının kontrolünü ele geçirmeye çalışmasıyla başlıyor (HBO)
The Penguin, Matt Reeves'in yönettiği The Batman'deki olaylardan sonra geçiyor ve Oz'un, eski patronu Carmine Falcone'un ölümüyle Gotham'ın yeraltı dünyasının kontrolünü ele geçirmeye çalışmasıyla başlıyor (HBO)

HBO'nun yeni dizisi The Penguin'in yıldızı Colin Farrell, rolü için geçirdiği akıl almaz dönüşümün zorluklarına ışık tuttu.

Farrell, 2022 yapımı The Batman filmindeki rolünü yeniden canlandırarak dizinin baş karakteri Oswald "Oz" Cobb rolüyle geri döndü.

Sohbet programı This Morning'in son bölümüne konuk olan aktör, makyajı uykudayken yapılmış olsa ve dönüşümünün ardından çekilen fotoğrafı gösterilse kendisini tanıyamayacağını itiraf etti.

Program sunucuları Cat Deeley ve Ben Shephard'la sohbet eden İrlandalı aktör, toplam 12 makyaj sanatçısının görünümü mükemmel hale getirmesinin 8 saat sürdüğünü açıkladı.

Gotham'ın en ürkütücü kötü adamlarından birine dönüşmek elbette korkaklara göre değildi. 48 yaşındaki aktör, bitmek bilmeyen kıyafet ve makyaj katmanları nedeniyle sık sık kahvaltı ve öğle yemeğini es geçerek aç kaldığını da açıkladı.

"Penguen mecburen aralıklı oruç tutuyordu"

Bu katmanlar nedeniyle aşırı sıcakla mücadele ettiğini de aktaran Farrell, sahneler arasındaki zamanını üç endüstriyel klima sistemine bağlı bir iglo içinde geçiriyordu.

Tuvalete gitmek biraz zor oluyordu. Kahvaltı ya da öğle yemeği yemiyorum, bu yüzden Penguen mecburen aralıklı oruç tutuyordu.

Üzerindeki kıyafet katmanlarından kurtulmak için ne kadar uğraştığını da anlatan Farrell, espri yaparak şöyle dedi:

Tüm katmanlar, düğmeler ve fermuarları açıp kendimi bulmak için GPS'e ihtiyaç duyuyordum.

"Kendimi tuval gibi hissettim"

Çıplak olduğu işkence sahnesine de değinen Oscar adayı oyuncu ekledi:

Çıplak olduğum işkence sahnesinin makyajı 7 ya da 8 saat sürdü! Ama dürüst olmak gerekirse, dizide oynamak büyük bir ayrıcalıktı... Batman ve Gotham benim yetişme tarzımın büyük bir parçasıydı ve benim için asla kaybolup gitmedi.

"Kendimi bir tuval gibi hissettim" diyerek sözlerine devam eden ünlü aktör, açıklamalarını şöyle sürdürdü: 

Gerçekten olağanüstüydü... Ve eğer dizinin sonuna kadar izlerseniz göreceksiniz ki hakikaten çok karanlık bir hal alıyor.

HBO, merakla beklenen dizisi The Penguin'i 19 Eylül'de görücüye çıkardı ve hayranlar yorumlarını paylaşmakta gecikmedi. 

"Yılıen n iyilerinden"

Sosyal medyaya akın eden izleyiciler, 70 dakikalık bölümü öve öve bitiremedi. Hatta bazıları, diziyi "yılın en iyilerinden biri" diye nitelendirdi. 

Colin Farrell ve Cristin Milioti'nin başrollerini paylaştığı spinoff'ta ayrıca Rhenzy Feliz, Deirdre O'Connell, Clancy Brown, Carmen Ejogo ve Michael Zegen rol alıyor. Mark Strong ise geçmişi gösteren sahnelerde Falcone'u canlandırıyor.

Independent Türkçe, Daily Mail, GameRant



Kelliğe sürpriz çözüm: Şeker jeli saçları yeniden çıkarıyor

Deoksiriboz, DNA diye de bilinen deoksiribonükleik asidin oluşumunda etkili (Unsplash)
Deoksiriboz, DNA diye de bilinen deoksiribonükleik asidin oluşumunda etkili (Unsplash)
TT

Kelliğe sürpriz çözüm: Şeker jeli saçları yeniden çıkarıyor

Deoksiriboz, DNA diye de bilinen deoksiribonükleik asidin oluşumunda etkili (Unsplash)
Deoksiriboz, DNA diye de bilinen deoksiribonükleik asidin oluşumunda etkili (Unsplash)

Pek çok kişi saçlarının azalmasını dert ederken bilim insanları da çözüm için uğraşıyor. 

Birleşik Krallık'taki Sheffield Üniversitesi ve Pakistan'dan COMSATS Üniversitesi'ndeki araştırmacılarsa bu konuya odaklanmadıkları bir çalışma sırasında ilginç bir bulguya rastladı. 

Vücutta kendi kendine oluşan bir şeker cinsi olan deoksiribozun bölgesel uygulamada farelerin yarasını nasıl iyileştirdiğini araştıran bilim insanları, yaraların etrafındaki tüylerin normalden daha hızlı uzadığını fark etti. 

Bunun üzerine testosteron kaynaklı tüy kaybı yaşayan erkek farelerin sırtlarındaki kılları alıp onlara düşük dozda deoksiriboz jeli verdiler.

Kılların çıplak deriden kalın, uzun ve sağlıklı bir şekilde çıktığı görüldü. 

Jelin minoksidil adlı ilaçla aynı etkiyi sağladığı tespit edildi. Kılların yüzde 80-90'a varan oranda yeniden uzadığı saptandı. 

Hem jel hem de minoksidilin verildiği durumlardaysa anlamlı bir farka rastlanmadı. 

Sheffield Üniversitesi'nden Sheila MacNeil çalışmalarıyla ilgili şöyle diyor:

Araştırmamız saç kaybında, doğal bir şekilde oluşan deoksiriboz şekerini kullanıp kıl foliküllerine giden kanı artırarak saçın uzamasını sağlamak kadar basit bir çözümü ortaya koyuyor.

ık8ol
Üç haftalık süreçte çekilen fotoğraflar etkiyi gözler önüne serdi (Muhammad Anjum ve çalışma arkadaşları/COMSATS)

Kalıtsal kellik ya da erkek tipi saç dökülmesinde genler, hormon seviyeleri ve yaşlanma rol oynuyor. 

ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) toplumun yüzde 40'ını etkileyen bu duruma dair yalnızca iki ilacı onayladı. 

Minoksidilin etkili olmadığı durumlarda finasterid kullanılıyor. Vücuttaki testosteron akışını sağlayan bu ilaç, henüz kadınların kullanımına açık değil.

Erkeklerde saç kaybını yüzde 80-90 azaltabilen bu ilaç, bir kere başlandığında bırakılamıyor. Ereksiyon bozukluğu, göğüs ve testis ağrısı, düşük libido ve depresyon gibi yan etkileri de var.

Deoksiriboz jeli insanlarda olumlu sonuç verebilirse kemoterapi sonrasında saç, kaş ve kirpiklerini kaybedenler dahi bu tedaviden faydalanabilir. 

Frontiers in Pharmacology adlı bilimsel dergide yayımlanan makalenin yazarlarından MacNeil şöyle diyor:

Araştırmamız henüz çok erken safhada ancak sonuçlar umut verici ve daha fazla araştırma yapılmasını gerektiriyor.

Independent Türkçe, ScienceAlert, MDLinx