Devasa koyunlar klonlayan 81 yaşındaki çiftçiye hapis cezası

Avcılar öldürsün diye satıyordu

Amerikalı çiftçinin yaklaşık 10 yıldır koyun klonladığı bildirildi (AP)
Amerikalı çiftçinin yaklaşık 10 yıldır koyun klonladığı bildirildi (AP)
TT

Devasa koyunlar klonlayan 81 yaşındaki çiftçiye hapis cezası

Amerikalı çiftçinin yaklaşık 10 yıldır koyun klonladığı bildirildi (AP)
Amerikalı çiftçinin yaklaşık 10 yıldır koyun klonladığı bildirildi (AP)

ABD'de türü tükenme tehlikesi altında olan hayvanlardan genetik materyal alarak devasa melez koyunlar yetiştiren Arthur Schubarth'a hapis cezası verildi.

Montana eyaletinde pazartesi günü yapılan duruşmada, 81 yaşındaki Schubarth'a Lacey Yasası'nı ihlal ettiği gerekçesiyle 6 ay hapis cezası verildiği bildirildi.

Lacey Yasası, bazı yaban hayvanlarının devletler arası ticaretini yasaklıyor ve yaban hayatı kaçakçılığını önlemek için kullanılıyor. 

Schubarth'ın Kırgızistan'dan, Marco Polo koyunu olarak bilinen yabani bir koyun türünün parçalarını yasadışı olarak ithal ettiği ve bunları Amerikan yaban koyunlarının testisleriyle birleştirerek embriyo klonlamak için kullandığı bildirildi. 

Klonlama sonucunda çiftçi, "Montana Dağ Kralı" (Montana Mountain King -MMK) adını verdiği tek bir erkek elde etti. Schubarth, sahibi olduğu Sun River Enterprises çiftliğinde MMK'yı diğer koyunları döllemek için kullandı. 

Hayvanların avcılık çiftliklerine satıldığı ve buralara para ödeyen avcılar tarafından vurulduğu aktarıldı. MMK'dan klonlanan koyunların tanesinin yaklaşık 10 bin dolara satıldığı belirtildi.

Marco Polo koyunlarının ağırlığı 135 kiloya, boynuz uzunluğuysa 1,5 metreye varabiliyor. 

MMK'nın bir hayvanat bahçesine nakledilmesine karar verilirken, Schubarth'ın 20 bin dolar para cezası ödeyeceği de aktarıldı. 

Martta hakkındaki suçlamaları kabul eden çiftçi, karar duruşmasının ardından yaptığı açıklamada pişmanlık duyduğunu belirterek şunları söyledi: 

Hevesime yenik düştüm, koyun endüstrisi için üretebileceğim en iyi koyunu geliştirebilmek için yasadaki gri alanları inceledim. Ailem hiç parasız kalmamıştı ama şimdi parasızız.

Independent Türkçe, New York Times, BBC



Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
TT

Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)

Orta Amerika'daki obsidyen eşyaların kökenini araştıran arkeologlar, Aztek İmparatorluğu'nun geniş ticaret ağını ortaya çıkardı. 

Aztek İmparatorluğu'nun obsidyeni geniş çapta kullandığı biliniyor. Sıradan çelikten daha sert olan bu volkanik cam, jiletten daha keskin kenarlara ve aynaları andıran yansıtma özelliğine sahip olabiliyor. Ayrıca farklı renklerde oluşması, bu mineralin silahlardan takılara kadar çeşitli alanlarda kullanılmasına olanak tanıyor.

Bugüne kadar Azteklere ait arkeolojik kazı alanlarında yapılan çalışmalarda çok fazla obsidyen eşya bulunsa da bunların nereden geldiği detaylıca incelenmemişti. 

Bulguları hakemli dergi PNAS'te dün (12 Mayıs) yayımlanan çalışmada, Aztek İmparatorluğu'nun başkenti Tenoçtitlan'ın ana tapınağı Templo Mayor'dan çıkarılan 788 obsidyen obje analiz edildi. Araştırma bugüne kadar bölgede yapılan en kapsamlı obsidyen çalışması olma özelliği taşıyor.

Örneklerin yaklaşık yüzde 90'ının başkentin 94 kilometre kadar kuzeydoğusundaki Sierra de Pachuca'dan çıkarıldığı tespit edildi. Bu bölge, yeşil ve altın rengi volkanik camlarıyla biliniyor.

Ancak nesnelerin geri kalanındaki mineral, 7 farklı bölgeden geliyordu. Araştırmacılar Ucareo gibi bazı bölgelerin, imparatorluğun sınırlarının dışında yer aldığını belirtiyor.

Aztek İttifakı kurulmadan önce Tenoçtitlan'ın obsidyeni çoğunlukla yakındaki Pachuca'dan temin ettiği görülüyor. Ancak MS 1430 civarında imparatorluğun güçlenmesinden sonra başkente rakip devletlerden daha çok obsidyen girdiği anlaşılıyor.

Araştırmacılar ayrıca bu dönemde dini amaçlarla kullanılan obsidyenin neredeyse tamamının Pachuca'dan geldiğini saptadı. Bu durum merkezi kontrolün artarak dini alanı tek tipleştirdiği anlamına gelebilir.

Tulane Üniversitesi'nden makalenin başyazarı Diego Matadamas-Gomora "Meksikalılar yeşil obsidyeni tercih etse de çoğunlukla ritüel dışı amaçlarla kullanılan obsidyen eserlerdeki yüksek çeşitlilik, birden fazla kaynaktan gelen obsidyen aletlerin, imparatorluğun başkentine doğrudan madenler yerine pazar yoluyla ulaştığını düşündürüyor" diyor.

Tarihi belgeler de Orta Amerika'nın çeşitli bölgelerinden gelen tüccarların, Tenoçtitlan pazarında mallarını sattığını gösteriyor.

Araştırmacılar makalede şu ifadeleri kullanıyor:

En az 7 obsidyen kaynağının varlığı, Meksikalıların bu dönemde ticari etkileşimlerini genişlettiğine işaret ediyor.

Araştırmacılar, Aztek obsidyeninin kökenlerini inceleyerek Orta Amerika'daki ticari ağların daha net bir haritasını çıkarmayı umuyor.

Matadamas-Gomora yeni çalışma hakkında "Bu tür bir analiz imparatorluk topraklarının, siyasi ittifakların ve ticari ağların zaman içinde nasıl geliştiğinin izini sürmemizi sağlıyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, PNAS