David Gilmour'dan Roger Waters'a ağır eleştiriler

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

David Gilmour'dan Roger Waters'a ağır eleştiriler

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

David Gilmour, eski Pink Floyd grup arkadaşı Roger Waters'la bir daha aynı sahneyi paylaşacağı fikrini kesin bir dille reddetti:

Soykırımcı ve otokratik diktatörleri bilfiil destekleyenlerden uzak durma eğilimindeyim.

78 yaşındaki gitarist, geçen ay The Independent tarafından kendisine 81 yaşındaki basçı Waters'la yeniden bir araya gelip gelmeyeceği sorulduğunda "kesin bir hayır" yanıtını vermişti.

The Guardian'a verdiği yeni röportajda Gilmour'a bir kez daha ikilinin farklılıklarını bir kenara bırakıp bırakamayacağı soruldu ve Gilmour'un yanıtı şöyle oldu:

Kesinlikle hayır. Putin ve [Venezuela Devlet Başkanı] Maduro gibi soykırımcı ve otokratik diktatörleri bilfiil destekleyenlerden uzak durma eğilimindeyim. Hiçbir şey beni kadınlara ve LGBT topluluğuna bu şekilde davranmanın normal olduğunu düşünen biriyle aynı sahneyi paylaşmaya zorlayamaz. Öte yandan, tanıdığım en nazik ve müzikal açıdan en yetenekli insanlardan biri olan [Pink Floyd'un 2008'de ölen klavyecisi] Rick Wright'la tekrar sahnede olmayı çok isterdim.

Bu hafta Pink Floyd'un müzik haklarının yanı sıra isim ve benzerlik haklarını da yaklaşık 400 milyon dolara Sony'ye sattığı bildirildi.

Variety'nin haberine göre anlaşma, söz yazarlığı hariç kayıtlı müzik haklarını içeriyor ve ayrıca ticari ürünlerle teatral hakları da kapsıyor.

Grubun The Dark Side of the Moon, Wish You Were Here ve Animals gibi albümlerini süsleyen ve çoğu Britanyalı tasarım şirketi Hipgnosis tarafından yaratılan ikonik sanat eserlerinin de anlaşmanın bir parçası olduğu söyleniyor.

Anlaşma tamamlanırsa, geçen yıl müziklerini Sony'ye satan Bruce Springsteen ve Bob Dylan'ın izinden gidilmiş olacak.

Financial Times ilk olarak bu hafta Pink Floyd'un müziği için bir anlaşma yapıldığını bildirmişti ancak Sony ya da grup tarafından henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Ağustosta Rolling Stone'a verdiği röportajda David Gilmour'a grubun kataloğunun satılmasıyla ilgili bir soru sorulmuş ve Gilmour "bu hâlâ konuşuluyor, evet" demişti.

Gilmour, "karar verme sürecinden ve devam ettirmekle ilgili tartışmalardan kurtulmak" istediğini ve satışın "finansal açıdan" daha çok "bir süredir içinde bulunduğu çamur banyosundan çıkmakla" ilgili olduğunu da sözlerine eklemişti.

Variety anlaşmayı "son yılların en büyüklerinden biri" diye tanımlıyor.

Independent Türkçe



Usta yönetmen Oscarlı başyapıtını 11 yıl düşünmüş

Dünya sinemasının klasiklerinden Cennet Sineması, eski kasabasına dönen Salvatore'nin canlanan anılarını ve sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfredo'yla ilişkisini anlatıyor (Titanus)
Dünya sinemasının klasiklerinden Cennet Sineması, eski kasabasına dönen Salvatore'nin canlanan anılarını ve sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfredo'yla ilişkisini anlatıyor (Titanus)
TT

Usta yönetmen Oscarlı başyapıtını 11 yıl düşünmüş

Dünya sinemasının klasiklerinden Cennet Sineması, eski kasabasına dönen Salvatore'nin canlanan anılarını ve sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfredo'yla ilişkisini anlatıyor (Titanus)
Dünya sinemasının klasiklerinden Cennet Sineması, eski kasabasına dönen Salvatore'nin canlanan anılarını ve sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfredo'yla ilişkisini anlatıyor (Titanus)

Oscar ödüllü unutulmaz film Cennet Sineması'yla (Nuovo Cinema Paradiso) sinema tarihine geçen Giuseppe Tornatore, Şanghay Uluslararası Film Festivali'nde verdiği ustalık sınıfında, başyapıtının ardındaki uzun ve sabırlı yaratım sürecini anlattı.

"İlk filmim Il Camorrista'yı, yani mafya üzerine yaptığım yapımı çekerken bile Cennet Sineması'nın senaryosu zihnimde demleniyordu" diyen Tornatore, senaryoyu kaleme almadan önce tam 11 yıl boyunca "sadece düşündüğünü" açıkladı.

2,5 ayda bitirmiş

69 yaşındaki İtalyan yönetmen, yıllar süren bu içsel hazırlığın ardından kaleme aldığı senaryonun ise yalnızca 2,5 ayda tamamlandığını söyledi:

Bu hikayeyi 11 yıl boyunca düşündüm. Yazmaya başladığımda zaten kafamda bitmiş gibiydi.

Festivalde 1988 yapımı Cennet Sineması gösteriminin ardından düzenlenen söyleşide Tornatore, kendi çocukluk anılarından yola çıkarak sinema ve hikaye anlatımına dair düşüncelerini paylaştı. Sicilya'da geçen çocukluğuna dair şu sözleri söyledi:

6-7 yaşlarındaydım, devasa yakın planları ilk kez perdede gördüğümde hep 'Bu insanlar nereden geliyor?' diye düşünürdüm. Ara olup da ışıklar açıldığında hepsi bir anda kaybolurdu. 'Nereden geliyorlar, nereye gidiyorlar?' diye kendime sorup dururdum.

"Kurgu çok önemli bir iş"

Bu merak onu yerel sinema salonundaki makinistle arkadaş olmaya götürmüş. O makinistten hem teknik bilgileri hem de fotoğrafçılığı öğrenmiş.

14 yaşına geldiğinde ise hem okula devam etmiş hem de sinema salonunda projeksiyon görevlisi olarak çalışmaya başlamış.

"Film şeritlerine bakarak kurgu yapmayı öğrendim. Kurgu çok önemli bir iştir" diyen Tornatore, genç sinemacılara da şu tavsiyede bulundu:

Sadece bir alanda uzmanlaşmayın. Özellikle kurguyu öğrenin. Çünkü sinemada kurgu çok ama çok önemlidir.

Halen çoğu filminin kurgusunu kendisi yapmaya devam eden Tornatore, bu süreci yaratıcılığının vazgeçilmez bir parçası olarak görüyor.

27. Şanghay Uluslararası Film Festivali'nin Altın Kadeh Ödülleri'nde jüri başkanlığı görevini üstlenen Tornatore, Çinli genç yönetmenleri ve onların anlatı biçimlerini keşfetmek için sabırsızlandığını söylemişti.

Xinhua'ya verdiği röportajda, 1900 Efsanesi'nin (La Leggenda del Pianista Sull'Oceano) Çince afişini göstererek, filmin Çin'de iki kez vizyona girdiğini ve büyük ilgi gördüğünü hatırlatmıştı:

Çinli izleyicilerin filmlerimi sevmesinden büyük mutluluk duyuyorum.

Tornatore, Şüpheli (Una pura formalità), En İyi Teklif (La migliore offerta) ve Malena gibi filmlerle de tanınıyor.

Independent Türkçe, Variety, Xinhua