Dünyanın en zengin kadın müzisyeni Taylor Swift'in serveti 1,6 milyar dolara ulaştı

14 kez Grammy kazanan sanatçı ilk kez geçen yıl Eras Turnesi'nin muazzam başarısının ardından milyarder olmuştu

Taylor Swift, 24 Mayıs 2024'te Eras Turnesi kapsamında Lizbon'da sahneye çıkmıştı (AFP)
Taylor Swift, 24 Mayıs 2024'te Eras Turnesi kapsamında Lizbon'da sahneye çıkmıştı (AFP)
TT

Dünyanın en zengin kadın müzisyeni Taylor Swift'in serveti 1,6 milyar dolara ulaştı

Taylor Swift, 24 Mayıs 2024'te Eras Turnesi kapsamında Lizbon'da sahneye çıkmıştı (AFP)
Taylor Swift, 24 Mayıs 2024'te Eras Turnesi kapsamında Lizbon'da sahneye çıkmıştı (AFP)

Taylor Swift, 1,6 milyar dolarlık devasa kişisel servetiyle dünyanın en zengin kadın müzisyeni konumunu pekiştirdi.

14 Grammy ödüllü sanatçı, Forbes'a göre Eras (Dönemler) Turnesi'nin muazzam başarısının ardından ve "müzik kataloğunun değeri" sayesinde ilk kez geçen yıl milyarder olmuştu.

Forbes, "Serveti, telif hakları ve turnelerden elde edilen yaklaşık 600 milyon doların yanı sıra tahmini 600 milyon dolar değerinde bir müzik kataloğu ve 125 milyon dolarlık gayrimenkulü içeriyor" diye yazdı.

34 yaşındaki Swift, Mart 2023'te konser serisinin başlamasından önceki aylarda ABD'de Eras Turnesi biletlerine talebin fırladığını gördü.

Daha sonra dünyanın dört bir yanında kapalı gişe stadyumlarda sahne alan yıldız, turnesinin Avrupa ayağını ağustosta tamamladı.

"Fifteen" şarkısıyla tanınan vokal, 18 Ekim'de Florida'nın Miami kentinde ana sahneye geri dönecek. Oradan New Orleans'la Indianapolis'e geçecek ve kasım sonu ve aralık başında Kanada'da konser verecek.

Swift, Eras Turnesi'nin popülaritesinin ardından Time dergisi tarafından Yılın Kişisi seçilmişti. Genel yayın yönetmeni Sam Jacobs, sanatçının "kendi hikayesinin hem yazarı hem de kahramanı" olmaktaki "nadir" yeteneğini takdir ettiği için Swift, bu onura layık görülen ilk "entertainer" (gösterici) olmuştu.

"Sparks Fly"la tanınan sanatçı, 2023'te ayrıca People dergisinde "Yılın En İlgi Çekici Kişisi" ve Forbes'ta "medya ve eğlence alanındaki en güçlü kadın" seçilmişti.

Ancak tüm bu övgü ve şöhretle birlikte Swift, özel hayatında ve ona yakın olanların hayatlarında mahremiyet eksikliğine yol açan bir şöhret seviyesine ulaşmış gibi görünüyor.

Ödüllü besteci, 4 Ekim'de kuzeninin düğününden bir fotoğrafta gülümserken görüntülendi. Sosyal medyada yayılmaya başlayan fotoğrafta gelin, damat ve gelin partisinden birkaç kişi daha yer alıyordu. Fotoğrafta Swift'in yanında küçük bir kız çocuğu vardı.

İnternet kullanıcıları, küçük kızın yüzünün rastgele yabancıların görmesi ve yargılaması için açıkta bırakılmasının tehlikelerine dikkat çekti. Birkaç kişi küçük kızın annesinin kızının yüzünün internette yayımlanmasına izin verip vermediğini merak etti.

Endişeli bir X (Twitter) kullanıcısı "O çocuğun ebeveyninden bu fotoğrafı yayımlamak için izin aldınız mı?" diye sordu.

Bir diğeriyse "Kimse bu özel olayı yayımlamamalıydı" diye ekledi.

Swift'in küçük kızla çekilmiş bir fotoğrafının altına bir kişi "Lütfen, büyük bir hesapsınız, sorumlu olun, bu küçük bir çocuk, yüzünü kapatın" diye yazdı.

Independent Türkçe



Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
TT

Araştırmacılar sinekleri kokain bağımlısı yapmak için genetiklerini değiştirdi

Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)
Meyve sinekleri normalde kokainin tadını sevmiyor (Unsplash)

Bilim insanları meyve sineklerinin genetiğini değiştirerek kokaini sevmelerini sağladı. Çalışmanın insanlardaki kokain bağımlılığını daha iyi anlama ve tedavi etmeye katkı sunması bekleniyor. 

Meyve sinekleri ve insanlar birbirlerine sanılandan daha fazla benziyor. Örneğin bu iki türde çeşitli hastalıklardan sorumlu genlerin yaklaşık yüzde 75'inin aynı olması, bilim insanlarının ilgisini çekiyor. Sinekler üzerindeki genetik incelemeler, bu hastalıkların daha iyi anlaşılmasına katkı sağlıyor.

Bu rahatsızlıklardan biri de kokain gibi maddelere karşı gelişen bağımlılıklar. Utah Üniversitesi'nden Dr. Adrian Rothenfluh, "Son yıllarda, sinekler ve insanların birçok açıdan sandığımızdan daha fazla birbirine benzediği ortaya çıktı" diyerek ekliyor: 

Örneğin sineklerin alkole verdiği tepkiyi düzenleyen genlerin, insanlardaki alkol bağımlılığında da rol oynadığını birçok kez gösterdik. Bu durumun kokain bağımlılığıyla bağlantılı genler için de geçerli olacağını ve bunların sineklerdeki etki mekanizmasını inceleyebileceğimizi düşünüyoruz.

Ancak sineklerin kokaini sevmemesi bu çalışmaların önünde engel teşkil ediyordu. Meyve sineklerinin bacaklarındaki tat reseptörleri, böceğin bir şeyi yemeden önce zararlı olup olmadığını algılamasını sağlıyor. 

Dr. Rothenfluh ve ekip arkadaşları yeni çalışmalarında kokainin acı tadı nedeniyle bu reseptörlere yakalandığını ve sineklerin maddeden bu yüzden uzak durduğunu doğruladı. Araştırmacılar daha sonra sineklerin genetiğini değiştirerek bu reseptörleri devre dışı bıraktı.

Bulguları hakemli dergi Journal of Neuroscience'ta 2 Haziran Pazartesi günü yayımlanan çalışmada genetiği değiştirilmiş sineklerin kokaini sevdiği gözlemlendi. Düşük seviyede kokain içeren şekerli su verilen sinekler 16 saat içinde bu içeceği tercih etmeye başladı.

Dr. Rothenfluh, "Düşük dozlarda, tıpkı insanlar gibi koşuşturmaya başlıyorlar" diyor: 

Çok yüksek dozlardaysa yine insanlar gibi hareket edemez hale geliyorlar.

Bilim insanları genetiğiyle oynanmış sinekleri üretmeyi artık öğrendiği için çalışmalarını daha kolay ve hızlı yürütmeyi umuyor. Meyve sineklerinin hızlı yaşam döngüsü ve nispeten basit genetik yapıları, üzerlerinde insanlara kıyasla daha kolay deney yapılmasına imkan tanıyor. 

Makalenin yazarlarından Travis Philyaw "Daha karmaşık organizmalarda ortaya çıkması zor olan riskli genleri tespit ederek bu bilgileri memeliler üzerinde çalışan araştırmacılara aktarabiliriz" diyor.

Ekip bu sayede insanlardaki kokain bağımlılığına yönelik yeni tedaviler geliştirmeyi umuyor. Dr. Rothenfluh şu ifadeleri kullanıyor:

Kokain tercihinin mekanizmalarını gerçekten anlamaya başlayabiliriz ve mekanizmayı ne kadar iyi anlarsak, o mekanizmaya etki edebilecek bir tedavi bulma şansımız o kadar artar.

Independent Türkçe, Popular Science, IFLScience, Journal of Neuroscience