Ölen eşinin çapkınlıklarını öğrenen yazar: "Küllerini yedim"

Cenazeye erişmeye çalışırken şoke olmuş

17 yıl boyunca birlikte olduğu eşi, ölümünden sonra kredi kartı borçlarıyla da Jessica'yı şaşırtmış (Reuters/Jessica Waite)
17 yıl boyunca birlikte olduğu eşi, ölümünden sonra kredi kartı borçlarıyla da Jessica'yı şaşırtmış (Reuters/Jessica Waite)
TT

Ölen eşinin çapkınlıklarını öğrenen yazar: "Küllerini yedim"

17 yıl boyunca birlikte olduğu eşi, ölümünden sonra kredi kartı borçlarıyla da Jessica'yı şaşırtmış (Reuters/Jessica Waite)
17 yıl boyunca birlikte olduğu eşi, ölümünden sonra kredi kartı borçlarıyla da Jessica'yı şaşırtmış (Reuters/Jessica Waite)

Kanadalı yazar Jessica Waite, ölen eşinin tabletini karıştırırken yaşadığı şoku yeni yayımladığı kitapta anlattı. 

Waite, eşi Sean'un 2015'te iş ziyareti için gittiği Teksas'ta ölmesinin ardından öğrendiği gizli gerçekleri, "Bir Dul'un Ölü Piç Rehberi" (A Widow’s Guide to Dead Bastards) adlı kitapta sıralarken kitap basının da dikkatini çekti. 

Jessica Waite, kitaptaki dikkat çekici bilgileri Daily Mail'e yazdı.

Her ikisi de Japonya'da öğretmenlik yaparken tanışan Jessica ve Sean, 1998'de evlenmiş. Kanada'ya taşınarak bir çocuk sahibi olup onu yetiştirmeye başlamışlar. 

ABD'nin Colorado eyaletindeki Denver'da bir yöneticilik işi bulan Sean orada kalırken Jessica da Kanada'nın Calgary kentindeki evi çekip çeviriyormuş. 

Jessica aradaki mesafeye rağmen mutlu olduklarını söylüyor ta ki kötü haber gelene kadar.

Eşinin cesedinin tutulduğu, Houston'daki hastanenin numarasını öğrenmek için onun iPad'ini açtığını söyleyen Waite, "Ho" yazar yazmaz "Houston eskortları" ifadesiyle yüz yüze geldiğini anlatıyor. 

Yazar, bunun üzerine geçmiş aramalara bakarak, hayat kadınlarının istediği ücretleri ve mekanlarının konumunu Sean'un tek tek araştırdığını görmüş. 

Aylarca sürdürdüğü araştırmalar sonucunda eşinin düzenli olarak başka kadınlarla cinsel ilişkiye girdiğini, hatta Colorado'da bu iş için kiraladığı bir ev olduğunu saptamış. 

Jessica Waite gece geç saatlere kadar mesai yaptığını savunan Sean'un o esnada yüzlerce pornoyu bilgisayarına indirip onları kategorize ettiğini de anlamış.

Yazar, yeni yayımladığı kitapta tüm bu gerçeklerin kendisinin dengesini bozduğunu vurgularken eşinin küllerinin bir kısmını köpeğinin dışkısıyla karıştırdığını söylüyor:

Hayat arkadaşımdan geriye kalanları kirlettim. Sonra suçluluk ve çaresizlik içinde küllerinden biraz daha alıp onları yedim.

Artık başka bir erkekle ilişki sürdürdüğünü anlatan Waite, ölmesinin üstünden 9 yıl geçse de evli olduğu kişinin nasıl bir yalancı olduğunu her gün düşünmeden geçemediğini belirtiyor:

Öncesinden daha iyi ve güçlü olduğumu hissetsem de neredeyse her gün ağlıyorum. Hâlâ bir parçam ölmüş gibi hissediyorum çünkü Sean'un içinde olan parçam öldü.

Yazar, ölen eşini yine de iyi anmaya çalışıyor:

O sadece bir yalancı ve aldatıcı değildi, aynı zamanda ebeveynlerini sevip sayan iyi bir evlattı. Dash'e sevgiyle yaklaşan babaydı. İş arkadaşları ona saygı duyardı.

Independent Türkçe, New York Post, Daily Mail



Arnold Schwarzenegger, en kötü Terminatör filmini açıkladı

Fotoğraf: Tri-Star Pictures
Fotoğraf: Tri-Star Pictures
TT

Arnold Schwarzenegger, en kötü Terminatör filmini açıkladı

Fotoğraf: Tri-Star Pictures
Fotoğraf: Tri-Star Pictures

Arnold Schwarzenegger en kötü Terminatör filmi olduğuna inandığı filmi seçti.

1980'lerden bu yana bilimkurgu serisinde oynayan aktör, 1984'le 2019 arasında gösterime giren 6 filmin 5'inde yer alıyor.

Filmler, Skynet diye bilinen sentetik zekayla John Connor liderliğindeki insan direnişi arasındaki savaşı anlatıyor.

Serinin ilk iki filmini James Cameron yönetmişti: Terminatör (The Terminator, 1984) ve Terminatör 2: Mahşer Günü (Terminator 2: Judgement Day). Her ikisi de eleştirmenlerce beğenilmişti.

Jonathan Mostow'un yönettiği Terminatör 3: Makinelerin Yükselişi (Terminator 3 : Rise of the Machines), 2003'te gösterime girdiğinde orta halli eleştiriler almıştı. Serinin son üç filmi Terminatör: Kurtuluş (Terminator: Salvation, 2009), Terminatör: Genisys (2015) ve Terminatör: Kara Kader (Terminator: Dark Fate, 2019), yaygın olarak serinin en zayıf halkaları kabul ediliyor.

77 yaşındaki Schwarzenegger'in Terminatör: Kurtuluş'a karşı özel bir nefreti var. Christian Bale'ın başrolünü paylaştığı filmi profesyonel olarak McG diye bilinen Joseph McGinty Nichol yönetmişti.

Bu film, seride Schwarzenegger'in rol almadığı tek film ki bu da seçiminin temelini oluşturuyor.

Watch What Happens Live'a katılan FUBAR oyuncusu şöyle konuştu:

En kötüsünün muhtemelen 4 numara olduğunu söyleyebilirim çünkü bu benim [Kaliforniya] valisi olduğum dönemde yapıldı ve ben içinde değildim.

Sunucu Andy Cohen'e şunları söyledi:

Ben Terminatör'de olmadan nasıl bir Terminatör filmi yaparsınız? Bu hiç mantıklı değil.

Schwarzenegger filmi daha önce de küçümsemişti. Aktör 2015'te Genisys'in tanıtımı sırasında Kurtuluş'ta yer almadığı için duyduğu memnuniyeti dile getirmişti.

Görsel kaldırıldı.
Christian Bale, Terminatör:Kurtuluş'ta (Columbia Pictures)

Good Morning America'ya verdiği röportajda "Berbattı" demişti.

Oyuncu favorisini seçme konusunda daha diplomatik davranarak şunları söylemişti:

Bunu gerçekten söyleyemem. Bence oynadığım üç filmin de kendi kişilikleri ve ilginç hikayeleri vardı.

Olumlu eleştirilere rağmen, ilk Terminatör filmini eleştirenlerden biri de yapımın kalitesi konusunda bazı çekinceleri olduğunu itiraf eden yönetmen ve ortak yazar Cameron.

Film, Schwarzenegger'in canlandırdığı sibernetik suikastçının, henüz doğmamış oğlu John'un insanlığı kurtarma şansı olmadan önce Sarah Connor'ı (Linda Hamilton) öldürmek için gelecekten gelmesini konu alıyor.

Cameron, bazı bölümleri neden utanç verici bulduğunu "sadece yapım kalitesi yüzünden" diyerek açıklamıştı.

"Diyalogların hiçbirinden utanmıyorum ama görünüşe göre yazdığım diyaloglar konusunda pek çok insandan daha düşük bir utanç faktörüne sahibim" demişti.

Cameron filmi The Walking Dead'in yapımcısı Gale Anne Hurd'le birlikte yazmıştı.

Independent Türkçe