The Walking Dead'de bir ilk: Virüse karşı bağışıklığı var mı?

The Walking Dead: Daryl Dixon'in ikinci sezonu, 30 Eylül'den itibaren TV+'ta izleyiciyle buluşuyor (AMC)
The Walking Dead: Daryl Dixon'in ikinci sezonu, 30 Eylül'den itibaren TV+'ta izleyiciyle buluşuyor (AMC)
TT

The Walking Dead'de bir ilk: Virüse karşı bağışıklığı var mı?

The Walking Dead: Daryl Dixon'in ikinci sezonu, 30 Eylül'den itibaren TV+'ta izleyiciyle buluşuyor (AMC)
The Walking Dead: Daryl Dixon'in ikinci sezonu, 30 Eylül'den itibaren TV+'ta izleyiciyle buluşuyor (AMC)

AMC'nin meşhur serisi The Walking Dead, 14 yılın ardından yan dizisi Daryl Dixon'da zombi virüsüne karşı bağışıklığı olan ilk karakterini tanıtmak üzere olabilir. 

The Walking Dead, yıllardır popüler kültürde tartışma konusu olmasına karşın zombi virüsü ve salgının kökeni hakkında pek çok şeyi gizli tuttu. 

Zombi virüsüne çare olacak mı?

Serinin yan dizisi Daryl Dixon'ın ilk sezonu sayesinde salgının Fransa'da başladıktan sonra tüm dünyaya yayıldığını bilsek de virüsün tam olarak nasıl yaratıldığı ve tedavisi olup olmadığı gizemini koruyor.  

Bu da dizide hayatta kalan herkesin kişinin, zombi tehdidi nedeniyle endişelenmesi gerektiği anlamına geliyor.

Bazı karakterler enfekte olan uzuvlarını keserek, zombi saldırısında ısırılmalarına rağmen kurtulmayı başarmış olsa da şimdiye kadar virüsten etkilenmeyen biri olmadı. 

Bununla birlikte yan diziden bir kişi, zombi virüsü konusunda endişelenmek zorunda olmayabilir. Dizinin ilk sezonu zaten bu fikri ortaya atmıştı ancak ikinci sezon, buna daha da fazla vurgu yaptı.

Dolayısıyla The Walking Dead: Daryl Dixon'ın meşhur karakterlerinden biri, zombi virüsüne çare olabileceği gibi seriyi sonsuza dek değiştirebilir.

*Buradan sonrası spoiler içerir, bizden söylemesi*

Umut Birliği, Daryl Dixon'ın ilk sezonundan bu yana Laurent'ın virüse karşı bağışıklığı olduğuna inanıyordu ve artık bunu test etmek üzereler gibi görünüyor. 

Umut Birliği "töreni" gerçekleştirmek istiyor

İzleyiciler ilk sezonda Umut Birliği'nin Laurent için en iyisini isteyen barışçıl ve pasifist bir topluluk olduğuna inandırılmış olsa da grubun şeytani planlarının bir parçası olarak Daryl'ı öldürmeye çalışmasıyla durumun aslında böyle olmadığı ortaya konmuştu.

Daryl'dan kurtulmak, Laurent'ın bir zombi tarafından ısırılmasını içeren bir töreni müdahale olmaksızın gerçekleştirmelerine olanak sağlayacaktı.

Amaçları çocuğu enfeksiyona maruz bırakmak gibi görünüyordu, ki bu da teoride Laurent'ın zombi virüsüne karşı bağışıklığı olduğunu kanıtlayacaktı.

Daryl'ın öldüğüne inanan Umut Birliği, törenlerini gerçekleştirecek gibi görünüyor. 

Daryl töreni durdurabilecek mi?

Diziye adını veren kahramanın bunu durdurması gerekecek ancak eğer durduramazsa spinoff, Laurent'ın gerçekten bağışıklığı olup olmadığına yanıt verecek.

Dizide 55 yaşındaki Norman Reedus, Daryl Dixon'ı canlandırmaya devam ederken ona Carol rolünde Melissa McBride, Isabelle'i oynayan Fransız aktris Clémence Poésy ve Laurent rolünde Louis Puech Scigliuzzi eşlik ediyor.

Independent Türkçe, ScreenRant, Decider



Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Uzmanlar, "çocukları ömür boyu obeziteye hazırlayan" aşırı işlenmiş bebek mamalarının "süpermarket raflarını ele geçirdiği" uyarısında bulundu.

Leeds Üniversitesi'ndeki araştırmacıların yürüttüğü çalışma, reyonları dolduran bebek maması ürünlerinin üçte birinin, uzun vadeli sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilen aşırı işlenmiş gıda (UPF) olarak sınıflandırıldığını ortaya koydu.

Araştırmacılar ayrıca, endüstriyel olarak üretilen gıda ürünlerinde doğal içerikleri öne çıkaran "yanıltıcı" etiketler konusunda ebeveynleri uyardı.

Ekip, önde gelen markalara ait 600 bebek maması ürününü analiz etti ve bebek atıştırmalıklarının şaşırtıcı bir şekilde yüzde 87'sinin, bebek kahvaltılık gevreklerinin ise yüzde 79'unun UPF olarak sınıflandırıldığını tespit etti. Bu, sözkonusu gıdaların genellikle ev yemeklerinde bulunmayan malzemelerle endüstriyel teknikler kullanılarak üretildiği anlamına geliyor.

Ayrıca, bebekler için pazarlanan popüler atıştırmalıklarda "endişe verici eğilimler" buldular. Bunlar arasında "erimiş" şişirilmiş atıştırmalıklar ve meyve bazlı çiğnemelik ve barlar da var.

Çalışmanın yazarları, Birleşik Krallık hükümetine UPF'ler konusunda daha sıkı düzenlemeler getirmesi çağrısında bulunarak, sunulan gıdaların "küçük çocukların büyürken yemesi gerekenlere çok az benzediğini" söylüyor.

Çalışmanın baş araştırmacısı ve Leeds Üniversitesi'nde çocuk beslenmesi uzmanı olan Dr. Diane Threapleton şunları söyledi:

Bebek reyonunda aşırı işlenmiş atıştırmalıklar, tatlılar, kahvaltılık gevrekler ve hatta öğünlerin baskın olduğunu görüyoruz. Bunlar genellikle sağlıklı, organik veya 'ilave şeker içermez' iddialarıyla pazarlanıyor ancak küçük çocukların büyürken yemesi gereken gıdalara çok az benzeyen içeriklere sahipler ve yoğun işleme tabi tutuluyorlar. Bu ürünler, bebekleri en başından itibaren aşırı işlenmiş, aşırı tatlı yiyeceklere istek duymaya itiyor. Bu, hükümetin daha sağlıklı bir nesil yetiştirme konusunda ciddi olduğunu göstermesi için gerçek bir fırsat. Bebek maması reyonunun mevcut durumu kabul edilemez ve artık gözardı edilmemeli.

Çalışmaları, hükümetin "yanıltıcı" etiketlere sahip şekerli atıştırmalıkların satışını engellemek için "acilen" harekete geçmesi gerektiğini belirten Obezite Sağlık İttifakı (OHA) tarafından destekleniyor.

OHA Direktörü Katharine Jenner şunları söyledi:

Hükümetin 10 Yıllık Sağlık Planı, obeziteyi sona erdirmek için büyük bir hedeften bahsediyor ancak erken çocukluk dönemindeki açığı kapatmadığımız sürece asla bu hedefi yakalayamayız. Sağlıklı bir yaşam doğumdan itibaren başlar, bebeklerimize ve küçük çocuklarımıza gelişimlerini ve uzun vadeli sağlıklarını olumsuz etkileyen aşırı işlenmiş gıdalar veriyoruz. Bebek maması reyonu, çocukları ömür boyu kötü beslenme alışkanlıklarına, obeziteye ve diş çürümesine sürükleyen şekerli, aşırı işlenmiş atıştırmalıklarla dolu. Birleşik Krallık bir ağız sağlığı krizinin pençesindeyken, hükümetin bebek maması şirketlerinin yanıltıcı etiketlere sahip yüksek şekerli gıdaları satmasını acilen sınırlaması gerekiyor. Bu ürünler, çocuklarının sağlığını her şeyin üstünde tutmak isteyen ebeveynlerin ve bakıcıların iyi niyetlerini gölgeliyor.

Independent Türkçe