Bali'de vize ihlallerine düzenleme: Turistler 20 yıl ceza alabilir

Yabancı ziyaretçiler artık vize ihlalleri nedeniyle 20 yıldan müebbete kadar hapis cezasıyla karşı karşıya

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Bali'de vize ihlallerine düzenleme: Turistler 20 yıl ceza alabilir

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Endonezya'nın göçmenlik yasalarını sıkılaştırmasıyla birlikte Bali'de vize koşullarını ihlal eden turistler artık uzun hapis cezalarıyla karşı karşıya.

Seyahat sürelerini aşarken yakalanan ziyaretçiler, Endonezya'nın bu popüler bölgesinde uzun süreli vizelerini kötüye kullandıkları gerekçesiyle 10 yıl demir parmaklıklar ardında kalabilir.

Daha önce bu suçtan dolayı turistler 6 ay ila bir yıl hapis cezasına çarptırılıyordu.

Artık suç işlediğinden şüphelenilenlere Bali'deki bir hapishanede 20 yıl, hatta ömür boyu hapis cezası verilebilecek.

Ülkenin göçmenlik yasalarına yapılan son ekleme, Endonezya'daki yabancı uyrukluların gözetiminin artmasına yol açtı.

Endonezya Göçmenlik Dairesi'nin girişimi Jagratara Operasyonu kapsamında 125 memur, 20 devriye cipi ve motosiklet Bali genelinde konuşlandırıldı.

Göçmenlik Genel Müdürü Silmy Karim, NusaBali'nin haberine göre 2 Ekim'de Denpasar'da düzenlenen askeri geçit töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi: 

Göçmenlik denetiminin Endonezya halkı için güvenli bir durum yaratması bekleniyor. Özünde, Endonezya'nın kurallara uyan turistler ve yabancı yatırımcılar için rahat bir yer olmasını sağlamak istiyoruz. Öte yandan göçmenlik denetiminin Endonezya halkı için, özellikle ulusaşırı suçlar ya da kamu düzenini bozan yabancılara karşı güvenli bir durum yaratması bekleniyor.

Göçmenlik yasası ihlalleri nedeniyle 2024 yılbaşından bu yana 400'den fazla kişi Bali'den sınır dışı edildi.

The Bali Sun'a göre, artan göçmenlik kontrol noktaları ve silahlı görevliler, yasaları ihlal eden yabancılara karşı "sıfır tolerans yaklaşımı"yla yeni kuralları uygulayacak.

Endonezya Göçmenlik Bürosu Instagram üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Göçmenlik Genel Müdürlüğü, yabancı uyrukluların gözetimini arttırmak amacıyla Bali'de Jagratara Operasyonu'nu gerçekleştirmiştir. Bu operasyon Endonezya'daki tüm yabancıların yürürlükteki göçmenlik düzenlemelerine uymalarını sağlamayı amaçlamaktadır. Yüzlerce personelin katıldığı ve yeni devriye araçlarıyla desteklenen bu operasyonun güvenli ve elverişli bir ortam yaratmasının yanı sıra yabancı uyrukluların yasal ihlallerde bulunmasını da önlemesi beklenmektedir. Ayrıca bu operasyon Endonezya'nın cazip bir turizm ve yatırım güzergahı olarak olumlu imajını korumayı da amaçlamaktadır.

Şubatta Bali, popüler sırt çantalı seyahat noktasında turistler için kişi başına 10 dolar giriş ücretini uygulamaya koymuştu.

14 Şubat'tan itibaren geçerli olan 150 bin rupiah tutarındaki vergi, adanın kültürel bütünlüğünü korumak ve ziyaretçilerin "kural dışı davranışlarındaki" artışı engellemek amacıyla uygulamaya kondu.

Independent Türkçe



İki yaralı hayvanın birbiriyle birleştiğini gören bilim insanları şoke oldu

Jelatin benzeri bir biçime sahip taraklılar, denizanalarının uzak akrabası (Wikimedia Commons)
Jelatin benzeri bir biçime sahip taraklılar, denizanalarının uzak akrabası (Wikimedia Commons)
TT

İki yaralı hayvanın birbiriyle birleştiğini gören bilim insanları şoke oldu

Jelatin benzeri bir biçime sahip taraklılar, denizanalarının uzak akrabası (Wikimedia Commons)
Jelatin benzeri bir biçime sahip taraklılar, denizanalarının uzak akrabası (Wikimedia Commons)

Taraklılar şubesindeki hayvanların, yaralandıkları zaman birbirleriyle birleştiği ortaya çıktı. Bu süreçte iki organizmanın sinir ve sindirim sistemleri de kaynaşırken, ortaya çıkan canlının iki ağzı olduğu gözlemlendi. 

Denizanasına benzeseler de onların çok uzak akrabası olan taraklıların (Ctenophores) boyu birkaç milimetreyle 1,5 metre arasında değişiyor. 

700 milyon yıl önce ortaya çıkan bu canlıların, halen hayatta olan en eski hayvan grubu olduğu tahmin ediliyor.

Bu şubedeki Mnemiopsis leidyi gibi türlerin kendini yenileme becerisine sahip olduğu bilinirken, yakın zamanda başka bir çarpıcı özellikleri tesadüfen keşfedildi.

Laboratuvardaki akvaryumda tuhaf şekilli bir M. leidyi gören araştırmacılar şaşkına döndü. İki ağzı ve iki poposu olan hayvanın ayrı ayrı organizmalarının birleşiminden oluştuğundan şüphelenen ekip bir deney yürüttü. 

Current Biology adlı hakemli dergide 7 Ekim Pazartesi günü yayımlanan araştırmada, farklı zamanlarda farklı yerlerden alınmış hayvanların vücudunun bir kısmı kesildi.  

Bilim insanları M. leidyi'leri ikili gruplara ayırarak yaraları birbirine değecek şekilde gece boyunca kendi haline bıraktı. 

Sabah olduğunda 10 çiftten 9'u birleşerek tek bir organizma haline gelmişti.

ABD'deki Kaliforniya Üniversitesi Berkeley kampüsünden çalışmanın ortak yazarı Dr. Oscar Arenas şöyle diyor:

Kaynaşmayı tutarlı bir şekilde yeniden üretebileceğimizi fark edince, süreyi kısalttık ve nihayetinde petri kabındaki kaynaşmanın birkaç saat içinde gerçekleştiğini gördük.

Kaynaşmış organizmanın önceden tek başına yaşayan bir tarafını dürten ekip, bütün canlının tepki verdiğini gözlemledi. Bu durum sinir sistemlerinin birleştiğine işaret ediyor. 

Araştırmacılar ayrıca sindirim sistemlerinin de kaynaştığını söylüyor. Birleşik Krallık'taki Exeter Üniversitesi'nden makalenin sorumlu yazarı Dr. Kei Jokura "Kaynaşmış taraklıların iki ağzı var" diyerek devam ediyor: 

Bir tarafa yiyecek verildiğinde, sindirilen madde komşu sindirim sistemine taşındı.

Fakat ilginç bir şekilde dışkı iki anüsten farklı zamanlarda atıldı. 

M. leidyi'lerin doğal ortamlarında da kaynaşıp kaynaşmadığı henüz bilinmiyor. Fakat bu özelliğin kazandırabileceği evrimsel avantajlar düşünülünce, bu ihtimalin güçlü olduğu söylenebilir.

Science Alert'e konuşan Dr. Jokura "Kaynaşmanın, kendini yenilemeye kıyasla yarayı çok daha hızlı iyileştirebilmesi, olası avantajlardan biri" ifadelerini kullanıyor.

Ekip, birleşen organizmaların üç hafta sonra halen epey sağlıklı olduğunu kaydetti. 

İki ayrı organizmanın bu kadar sorunsuz bir şekilde kaynaşabilmesi, bireylerin kendi dokularını başkalarından ayırmasına yarayan alotanıma özelliğinden yoksun olmaları anlamına gelebilir. 

Dr. Jokura, "Taraklıların evrimsel konumu göz önüne alındığında, alotanıma için gereken genlerden yoksun olabilirler fakat bu kesin değil" diye açıklıyor. 

Taraklıların çok uzun yıllardır var olması nedeniyle yeni çalışma, kendini ayırt etme özelliğinin diğer türlerde nasıl geliştiğini inceleme fırsatı da sunuyor. 

Norveç'teki Bergen Üniversitesi'nden araştırmacı Pawel Burkhardt, yer almadığı çalışma hakkında şu ifadeleri kullanıyor:

Bana en etkileyici gelen şey, bulguların, ilk hayvanların daha esnek olduğu, daha iyi uyum sağlayabildiği anlamına gelme ihtimali taşıması.

Araştırmacılar bundan sonra iki organizmanın sinir sisteminin nasıl bu kadar etkili bir şekilde kaynaştığını bulmayı planlıyor. 

Independent Türkçe, Science Alert, Guardian, New Scientist, Current Biology