İki yaralı hayvanın birbiriyle birleştiğini gören bilim insanları şoke oldu

Denizanasına benzeyen canlıların sinir sistemleri bile birleşti

Jelatin benzeri bir biçime sahip taraklılar, denizanalarının uzak akrabası (Wikimedia Commons)
Jelatin benzeri bir biçime sahip taraklılar, denizanalarının uzak akrabası (Wikimedia Commons)
TT

İki yaralı hayvanın birbiriyle birleştiğini gören bilim insanları şoke oldu

Jelatin benzeri bir biçime sahip taraklılar, denizanalarının uzak akrabası (Wikimedia Commons)
Jelatin benzeri bir biçime sahip taraklılar, denizanalarının uzak akrabası (Wikimedia Commons)

Taraklılar şubesindeki hayvanların, yaralandıkları zaman birbirleriyle birleştiği ortaya çıktı. Bu süreçte iki organizmanın sinir ve sindirim sistemleri de kaynaşırken, ortaya çıkan canlının iki ağzı olduğu gözlemlendi. 

Denizanasına benzeseler de onların çok uzak akrabası olan taraklıların (Ctenophores) boyu birkaç milimetreyle 1,5 metre arasında değişiyor. 

700 milyon yıl önce ortaya çıkan bu canlıların, halen hayatta olan en eski hayvan grubu olduğu tahmin ediliyor.

Bu şubedeki Mnemiopsis leidyi gibi türlerin kendini yenileme becerisine sahip olduğu bilinirken, yakın zamanda başka bir çarpıcı özellikleri tesadüfen keşfedildi.

Laboratuvardaki akvaryumda tuhaf şekilli bir M. leidyi gören araştırmacılar şaşkına döndü. İki ağzı ve iki poposu olan hayvanın ayrı ayrı organizmalarının birleşiminden oluştuğundan şüphelenen ekip bir deney yürüttü. 

Current Biology adlı hakemli dergide 7 Ekim Pazartesi günü yayımlanan araştırmada, farklı zamanlarda farklı yerlerden alınmış hayvanların vücudunun bir kısmı kesildi.  

Bilim insanları M. leidyi'leri ikili gruplara ayırarak yaraları birbirine değecek şekilde gece boyunca kendi haline bıraktı. 

Sabah olduğunda 10 çiftten 9'u birleşerek tek bir organizma haline gelmişti.

ABD'deki Kaliforniya Üniversitesi Berkeley kampüsünden çalışmanın ortak yazarı Dr. Oscar Arenas şöyle diyor:

Kaynaşmayı tutarlı bir şekilde yeniden üretebileceğimizi fark edince, süreyi kısalttık ve nihayetinde petri kabındaki kaynaşmanın birkaç saat içinde gerçekleştiğini gördük.

Kaynaşmış organizmanın önceden tek başına yaşayan bir tarafını dürten ekip, bütün canlının tepki verdiğini gözlemledi. Bu durum sinir sistemlerinin birleştiğine işaret ediyor. 

Araştırmacılar ayrıca sindirim sistemlerinin de kaynaştığını söylüyor. Birleşik Krallık'taki Exeter Üniversitesi'nden makalenin sorumlu yazarı Dr. Kei Jokura "Kaynaşmış taraklıların iki ağzı var" diyerek devam ediyor: 

Bir tarafa yiyecek verildiğinde, sindirilen madde komşu sindirim sistemine taşındı.

Fakat ilginç bir şekilde dışkı iki anüsten farklı zamanlarda atıldı. 

M. leidyi'lerin doğal ortamlarında da kaynaşıp kaynaşmadığı henüz bilinmiyor. Fakat bu özelliğin kazandırabileceği evrimsel avantajlar düşünülünce, bu ihtimalin güçlü olduğu söylenebilir.

Science Alert'e konuşan Dr. Jokura "Kaynaşmanın, kendini yenilemeye kıyasla yarayı çok daha hızlı iyileştirebilmesi, olası avantajlardan biri" ifadelerini kullanıyor.

Ekip, birleşen organizmaların üç hafta sonra halen epey sağlıklı olduğunu kaydetti. 

İki ayrı organizmanın bu kadar sorunsuz bir şekilde kaynaşabilmesi, bireylerin kendi dokularını başkalarından ayırmasına yarayan alotanıma özelliğinden yoksun olmaları anlamına gelebilir. 

Dr. Jokura, "Taraklıların evrimsel konumu göz önüne alındığında, alotanıma için gereken genlerden yoksun olabilirler fakat bu kesin değil" diye açıklıyor. 

Taraklıların çok uzun yıllardır var olması nedeniyle yeni çalışma, kendini ayırt etme özelliğinin diğer türlerde nasıl geliştiğini inceleme fırsatı da sunuyor. 

Norveç'teki Bergen Üniversitesi'nden araştırmacı Pawel Burkhardt, yer almadığı çalışma hakkında şu ifadeleri kullanıyor:

Bana en etkileyici gelen şey, bulguların, ilk hayvanların daha esnek olduğu, daha iyi uyum sağlayabildiği anlamına gelme ihtimali taşıması.

Araştırmacılar bundan sonra iki organizmanın sinir sisteminin nasıl bu kadar etkili bir şekilde kaynaştığını bulmayı planlıyor. 

Independent Türkçe, Science Alert, Guardian, New Scientist, Current Biology



Yeni Nolan filminin vizyon tarihi sızdırıldı

Nolan, Oppenheimer'da Universal'la çalışarak neredeyse 20 yıl sonra Warner Bros'tan ayrılmıştı (Warner Bros)
Nolan, Oppenheimer'da Universal'la çalışarak neredeyse 20 yıl sonra Warner Bros'tan ayrılmıştı (Warner Bros)
TT

Yeni Nolan filminin vizyon tarihi sızdırıldı

Nolan, Oppenheimer'da Universal'la çalışarak neredeyse 20 yıl sonra Warner Bros'tan ayrılmıştı (Warner Bros)
Nolan, Oppenheimer'da Universal'la çalışarak neredeyse 20 yıl sonra Warner Bros'tan ayrılmıştı (Warner Bros)

Son projesi Oppenheimer'la bu yıl Oscarlara damga vuran Christopher Nolan'ın yeni filmi merakla beklenirken gizlenen detaylar da sızmaya başladı.

Adının açıklanmaması koşuluyla Deadline'a konuşan kaynaklar, bir kez daha Universal Pictures'la anlaşan yönetmenin sıradaki filmini 17 Temmuz 2026'da vizyona sokmayı planladığını bildirdi. 

Oppenheimer'da da oynayan Matt Damon'ın projede yer almasının beklendiği de sızan bilgiler arasında. 

2014'te vizyona giren Yıldızlararası'nda (Interstellar) da oynayan 54 yaşındaki aktör bu projeye de katılırsa üçüncü kez Nolan'la çalışmış olacak. 

Aynı yıldızları farklı projelerde değerlendirmesiyle dikkat çeken yönetmen, Sör Michael Caine'e 8, Cillian Murphy'ye 6, Christian Bale ve Gary Oldman'a 4, Kenneth Branag, Morgan Freeman ve Tom Hardy'ye ise 3 filminde yer vermişti. 

Damon haricinde kimlerin filmde yer alacağı belli değil. 

Tüm Nolan projelerinde olduğu gibi, bu sefer de senaryoya dair detaylar sır gibi saklanıyor. Diğer yandan kaynaklar, çekimlerin 2025 başlarında başlayacağını söylüyor.

Oscar ödüllü yönetmenin 12 uzun metraj filminin de yapımcılığını üstlenen eşi Emma Thomas, Christopher Nolan'ın bir sonraki projesine şimdiden hazırlandığını mayısta doğrulamıştı:

Çok heyecan verici olduğunu söyleyebilirim. Olasılıkların sınırsız olduğu bir andayız, henüz ayrıntıları düşünmeye başlamadık.

Kasım 2023'te gelecekteki film planları hakkında konuşan Nolan, "her şeye açık" olduğunu söylemişti:

Bir yazar ve yönetmen olarak, ne yaparsam yapayım, tamamen kendime ait olduğunu hissetmeliyim. Onu kendime özgü kılmalıyım: Bir fikrin ilk tohumu başka bir yerden gelebilir ama klavyedeki parmaklarımdan geçmeli ve yalnızca benim gözlerimden çıkmalı.

Britanyalı yönetmenin son tarihi dramasında Cillian Murphy, dünyanın ilk atom bombasının yapımından sorumlu Amerikalı fizikçi J. Robert Oppenheimer olarak rol almıştı.

Murphy'nin başroldeki performansı ona En İyi Erkek Oyuncu Akademi Ödülü'nü getirirken, Robert Downey Jr.'ın canlandırdığı Amiral Lewis Strauss karakteri de ona En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında ilk Oscar'ını kazandırmıştı.

Oppenheimer, ABD'de 328,9, dünya genelindeyse 975,6 milyon dolarlık gişe hasılatı elde etmişti.  

Independent Türkçe, Deadline, Variety