Multivitamin alırken dikkat edilmesi gereken 4 nokta

Mevsim geçişleri salgınları da beraberinde getiriyor

Vejetaryenseniz hayvani gıdalardan alamadığınız demir ve B12 gibi besinlere ağırlık veren takviyeleri kullanmanız daha mantıklı olabilir (Reuters)
Vejetaryenseniz hayvani gıdalardan alamadığınız demir ve B12 gibi besinlere ağırlık veren takviyeleri kullanmanız daha mantıklı olabilir (Reuters)
TT

Multivitamin alırken dikkat edilmesi gereken 4 nokta

Vejetaryenseniz hayvani gıdalardan alamadığınız demir ve B12 gibi besinlere ağırlık veren takviyeleri kullanmanız daha mantıklı olabilir (Reuters)
Vejetaryenseniz hayvani gıdalardan alamadığınız demir ve B12 gibi besinlere ağırlık veren takviyeleri kullanmanız daha mantıklı olabilir (Reuters)

Soğuk günlerin yaklaşmasıyla birlikte pek çok kişi gıda takviyesi almaya başlarken en gözde ürünlerden biri de multivitaminler oluyor. 

Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Pieter Cohen, aslında yalnızca besin bileşenlerini yeterince sindiremeyen kişilerin ve çok katı bir perhiz yapmak zorunda olanların bunlara ihtiyaç duyduğunu söylüyor. 

Diğer yandan aynı okuldaki önleyici tıp uzmanı JoAnn E. Manson ise yeterince sağlıklı beslenmediğini düşünenlerin ne olur ne olmaz diyerek multivitamin almasını makul görüyor. 

ABD'nin Washington Post gazetesi, ülkede en çok tüketilen takviyenin multivitamin olduğunu belirterek bunları alırken dikkat edilmesi gereken 4 noktayı sıraladı.

Doğru dozajı alın: Multivitaminin üstündeki yazıları okuyarak önerilenden fazla vitamin almayın. 

ABD Tarım Bakanlığı'nın internet sitesinden yaş, cinsiyet ve cüssenize göre neye ihtiyacınız olduğuna bakabilirsiniz.

Doğallık iddialarına dikkat: Minimum düzeyde işlenmiş gıdaları kasteden "whole-food" ifadesine, Türkiye'deki vitaminlerde de rastlanmaya başladı. Ancak az işlenmiş gıdaların vitamine dönüştürülmesi de yoğun bir işleme sürecinden geçmesiyle mümkün oluyor. 

Tufts Üniversitesi'nden Joel Mason, kaynağın bu hapların işleyişine çok da etkisi olmadığını söylüyor. Ucuzundan çok da farklı olmayan bir şeye daha fazla para vermek mantıklı sayılmaz.

Hapın boyutunu kontrol edin: Multivitaminlerin büyüklüğü bazılarının onları yutamamasına neden oluyor.

ABD Gıda ve İlaç İdaresi, yutulacak ilaçların 17 milimetreden büyük olmaması gerektiğini belirtse de bazılarının boyutları 20 milimetreye 10 milimetreyi bulabiliyor. 

Size göre olanı kullanın: Her multivitamin herkese uygun olmuyor. "Kadınlar için" ya da "yaşlılar için" gibi ifadeler bulunduran ürünlere de bir bakın. Onlar sizin ihtiyaçlarına daha iyi yanıt verebilir.

Pek çok kişi daha sağlıklı bir yaşam sürmek için ayrı ayrı vitamin veya mineral takviyeleri ya da bunların bir arada bulunduğu multivitaminler kullanıyor. Bu takviyelerinin küresel pazarının on milyarlarca dolar değerinde olduğu tahmin ediliyor. 

Diğer yandan ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri araştırmacıları, haziranda yayımladıkları bilimsel makalede multivitamin takviyelerinin ömrü uzatmadığını ortaya koymuştu. Bilim insanları, sağlıklı beslenme ve egzersizin önemine dikkat çekmişti.
Independent Türkçe, Washington Post, Guardian



İki yaralı hayvanın birbiriyle birleştiğini gören bilim insanları şoke oldu

Jelatin benzeri bir biçime sahip taraklılar, denizanalarının uzak akrabası (Wikimedia Commons)
Jelatin benzeri bir biçime sahip taraklılar, denizanalarının uzak akrabası (Wikimedia Commons)
TT

İki yaralı hayvanın birbiriyle birleştiğini gören bilim insanları şoke oldu

Jelatin benzeri bir biçime sahip taraklılar, denizanalarının uzak akrabası (Wikimedia Commons)
Jelatin benzeri bir biçime sahip taraklılar, denizanalarının uzak akrabası (Wikimedia Commons)

Taraklılar şubesindeki hayvanların, yaralandıkları zaman birbirleriyle birleştiği ortaya çıktı. Bu süreçte iki organizmanın sinir ve sindirim sistemleri de kaynaşırken, ortaya çıkan canlının iki ağzı olduğu gözlemlendi. 

Denizanasına benzeseler de onların çok uzak akrabası olan taraklıların (Ctenophores) boyu birkaç milimetreyle 1,5 metre arasında değişiyor. 

700 milyon yıl önce ortaya çıkan bu canlıların, halen hayatta olan en eski hayvan grubu olduğu tahmin ediliyor.

Bu şubedeki Mnemiopsis leidyi gibi türlerin kendini yenileme becerisine sahip olduğu bilinirken, yakın zamanda başka bir çarpıcı özellikleri tesadüfen keşfedildi.

Laboratuvardaki akvaryumda tuhaf şekilli bir M. leidyi gören araştırmacılar şaşkına döndü. İki ağzı ve iki poposu olan hayvanın ayrı ayrı organizmalarının birleşiminden oluştuğundan şüphelenen ekip bir deney yürüttü. 

Current Biology adlı hakemli dergide 7 Ekim Pazartesi günü yayımlanan araştırmada, farklı zamanlarda farklı yerlerden alınmış hayvanların vücudunun bir kısmı kesildi.  

Bilim insanları M. leidyi'leri ikili gruplara ayırarak yaraları birbirine değecek şekilde gece boyunca kendi haline bıraktı. 

Sabah olduğunda 10 çiftten 9'u birleşerek tek bir organizma haline gelmişti.

ABD'deki Kaliforniya Üniversitesi Berkeley kampüsünden çalışmanın ortak yazarı Dr. Oscar Arenas şöyle diyor:

Kaynaşmayı tutarlı bir şekilde yeniden üretebileceğimizi fark edince, süreyi kısalttık ve nihayetinde petri kabındaki kaynaşmanın birkaç saat içinde gerçekleştiğini gördük.

Kaynaşmış organizmanın önceden tek başına yaşayan bir tarafını dürten ekip, bütün canlının tepki verdiğini gözlemledi. Bu durum sinir sistemlerinin birleştiğine işaret ediyor. 

Araştırmacılar ayrıca sindirim sistemlerinin de kaynaştığını söylüyor. Birleşik Krallık'taki Exeter Üniversitesi'nden makalenin sorumlu yazarı Dr. Kei Jokura "Kaynaşmış taraklıların iki ağzı var" diyerek devam ediyor: 

Bir tarafa yiyecek verildiğinde, sindirilen madde komşu sindirim sistemine taşındı.

Fakat ilginç bir şekilde dışkı iki anüsten farklı zamanlarda atıldı. 

M. leidyi'lerin doğal ortamlarında da kaynaşıp kaynaşmadığı henüz bilinmiyor. Fakat bu özelliğin kazandırabileceği evrimsel avantajlar düşünülünce, bu ihtimalin güçlü olduğu söylenebilir.

Science Alert'e konuşan Dr. Jokura "Kaynaşmanın, kendini yenilemeye kıyasla yarayı çok daha hızlı iyileştirebilmesi, olası avantajlardan biri" ifadelerini kullanıyor.

Ekip, birleşen organizmaların üç hafta sonra halen epey sağlıklı olduğunu kaydetti. 

İki ayrı organizmanın bu kadar sorunsuz bir şekilde kaynaşabilmesi, bireylerin kendi dokularını başkalarından ayırmasına yarayan alotanıma özelliğinden yoksun olmaları anlamına gelebilir. 

Dr. Jokura, "Taraklıların evrimsel konumu göz önüne alındığında, alotanıma için gereken genlerden yoksun olabilirler fakat bu kesin değil" diye açıklıyor. 

Taraklıların çok uzun yıllardır var olması nedeniyle yeni çalışma, kendini ayırt etme özelliğinin diğer türlerde nasıl geliştiğini inceleme fırsatı da sunuyor. 

Norveç'teki Bergen Üniversitesi'nden araştırmacı Pawel Burkhardt, yer almadığı çalışma hakkında şu ifadeleri kullanıyor:

Bana en etkileyici gelen şey, bulguların, ilk hayvanların daha esnek olduğu, daha iyi uyum sağlayabildiği anlamına gelme ihtimali taşıması.

Araştırmacılar bundan sonra iki organizmanın sinir sisteminin nasıl bu kadar etkili bir şekilde kaynaştığını bulmayı planlıyor. 

Independent Türkçe, Science Alert, Guardian, New Scientist, Current Biology