OpenAI'dan uyarı: ChatGPT seçimlere müdahale etmek için kullanılıyor

Çin, İran ve Rusya'daki rejimlerle bağlantılı hack grupları 54 sayfalık raporda şüpheli olarak gösterildi.

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

OpenAI'dan uyarı: ChatGPT seçimlere müdahale etmek için kullanılıyor

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

OpenAI, yabancı hack gruplarının seçimlere müdahale etmek amacıyla kendi yapay zeka araçları ChatGPT ve Dall-E'yi kullandığı uyarısını yaptı.

54 sayfalık rapor, şirketin yılın başından bu yana dünya çapında 20 faaliyet tespit ettiğini ve gelecek ay yapılacak ABD başkanlık seçimi öncesinde daha fazlasının beklendiğini ortaya koydu.

ChatGPT'nin dahil olduğu manipülatif faaliyetler, internet siteleri için makaleler yazmaktan, sahte kişilikler oluşturmaya ve sosyal medyada içerik yayımlamaya kadar uzanıyordu. Bu faaliyetler arasında "sosyal medya paylaşımlarını analiz etmeye ve yanıtlamaya yönelik çok aşamalı çabalar" da yer alıyordu.

50'den fazla ülkenin sandık başına gitmiş olacağı bu yıl, şimdiye kadarki en büyük demokrasi gösterisi olarak övülüyor. Üretken yapay zekanın yakın zamanda ortaya çıkması, teknolojinin seçimleri etkilemek için olası kötüye kullanımına ilişkin endişelere yol açıyor. Bu da önde gelen birkaç firmanın müdahaleyi önlemek amacıyla özel önlemler almasına neden oldu.

OpenAI CEO'su Sam Altman geçen yıl, üretken yapay zekanın seçim doğruluğu için oluşturduğu tehdit hakkında "endişeli" olduğunu söylemiş ve ABD Kongresi'ne verdiği ifadede, daha önce hiç mümkün olmayan şekillerde dezenformasyon yaymak için kullanılabileceğini belirtmişti.

OpenAI'ın son raporunda, "Dünya genelinde seçimlerin yapıldığı bu yılda, modellerimizi sosyal medya ve diğer internet platformlarında aldatıcı kampanyaların ilerletilmesinde kullanmaya çalışabilecek devlet bağlantılı siber aktörlere ve gizli etki operasyonlarına karşı sağlam, çok katmanlı savunmalar oluşturmanın özellikle önemli olduğunu biliyoruz" dendi.

Yılın başından bu yana, dünyanın dört bir yanından modellerimizi kullanmaya çalışan 20'den fazla operasyonu ve aldatıcı ağı bozduk.

OpenAI, bazı müdahale operasyonlarında şüpheli olarak Çin, İran ve Rusya'daki rejimlerle bağlantılı hack gruplarının adını verdi.

Raporda, Batı Afrika ve Birleşik Krallık'ı (BK) hedef alan, İngilizce ve Fransızca içerik üreten "Rusya kökenli bir tehdit aktörü" de dahil çeşitli vaka çalışmaları detaylandırıldı.

"Bu operasyon kısa yorumlar, uzun makaleler ve görseller üretmek için modellerimizi kullandı. İngilizce ve Fransızca uzun makaleler daha sonra Afrika ve BK'deki haber kuruluşları gibi davranan bir grup internet sitesinde yayımlandı" dendi.

Bu operasyon, kitle oluşturma çabalarının alışılmadık bir kombinasyonunu temsil ediyordu... BK odaklı 'haber' markaları, aralarında Yorkshire'da bir kilise, Galler'de bir okul ve Kaliforniya'da bir ticaret odaları birliğinin de bulunduğu bir dizi yerel kuruluşla 'bilgi ortaklıkları' kurmuş gibi görünüyor.

Raporda kuruluşların isimleri verilmedi. The Independent daha fazla bilgi için OpenAI'a ulaşsa da yanıt alamadı.

Independent Türkçe



Tarihin en büyük eklembacaklısının gizemi çözüldü

Arthropleura, eskiden Kuzey Amerika ve Avrupa'yı da kapsayan Lavrasya'da yaşıyordu (Claude Bernard Lyon 1 Üniversitesi)
Arthropleura, eskiden Kuzey Amerika ve Avrupa'yı da kapsayan Lavrasya'da yaşıyordu (Claude Bernard Lyon 1 Üniversitesi)
TT

Tarihin en büyük eklembacaklısının gizemi çözüldü

Arthropleura, eskiden Kuzey Amerika ve Avrupa'yı da kapsayan Lavrasya'da yaşıyordu (Claude Bernard Lyon 1 Üniversitesi)
Arthropleura, eskiden Kuzey Amerika ve Avrupa'yı da kapsayan Lavrasya'da yaşıyordu (Claude Bernard Lyon 1 Üniversitesi)

Bugüne kadar yaşamış en büyük eklembacaklı hakkındaki gizem aydınlatıldı. Türün hangi sınıfta yer aldığını nihayet tespit eden bilim insanları, beklenmedik bir bulguyla da karşılaştı.

Yaklaşık 358 milyon yıl önce başlayıp 298 milyon yıl önce sona eren Karbonifer Dönem'de yaşayan Arthropleura, yeryüzünde yaşadığı bilinen en büyük eklembacaklı.

2,6 metre uzunluğa ve 45 kilogram ağırlığa ulaşabilen böceğin fosilleri ilk olarak 1854'te bulunmuştu. Ancak bugüne kadar kafası düzgün bir şekilde korunmuş bir örneğe rastlanmaması tür hakkında pek çok kritik soruyu cevapsız bırakıyordu. 

Günümüzde yaşayan kırkayaklara ve çıyanlara benzeyen Arthropleura'nın hangi eklembacaklılar sınıfına ait olduğu saptanamıyordu. 

Fransa'nın Montceau-les-Mines bölgesinde bulunan iki yavru Arthropleura fosili sayesinde bu gizem nihayet çözüldü. 

Science Advances adlı hakemli dergide 9 Ekim Çarşamba günü yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, kafasıyla beraber korunmuş örnekleri inceleyerek Arthropleura'yı kırkayaklar sınıfına yerleştirdi. 

Yaklaşık 305 milyon yıl önceye ait fosillerin boyu 4 santimetre civarındaydı. Bilim insanları, Arthropleura'nın kafasının daireye benzediğini ve ince antenler, saplı gözler ve bir çeneye sahip olduğunu kaydetti. 

Ayrıca biri kısa ve yuvarlak, diğeri de bacağa benzeyen uzun bir yapıda olmak üzere iki beslenme uzvu vardı.

Her bir hayvanın 24 parçası ve 88 ayağı olduğu tespit edildi. Araştırmacılar, Arthropleura'nın ağız yapısı ve yavaş hareketlere göre biçimlenmiş vücut yapısına bakarak çıyanlar gibi bir avcıdan ziyade, çürüyen bitkilerle beslenen modern kırkayaklara daha yakın bir hayvan olduğu sonucuna vardı.

Fransa'daki Claude Bernard Lyon 1 Üniversitesi'nden makalenin başyazarı paleontolog Mickaël Lhéritier, Arthropleura'nın zamanının çoğunu yemek yiyerek geçiren büyük bir hayvan olduğunu ifade ediyor.

"Epey görkemli bir hayvan olduğunu düşünüyorum. Bence devasalığı ona balina veya filler gibi tuhaf bir hava katıyor" diyen Lhéritier ekliyor: 

Onu Karbonifer'in 'ineği' olarak hayal ediyorum. Günün büyük bölümünde yemek yiyor ama tabii ki bu, dış iskeleti ve çok daha fazla bacağı olan bir inek.

Devasa böcek, kırkayak sınıfına konsa da çenesi gibi bazı özellikleri çıyanlarla benzerlik gösteriyor. 

ABD'deki West Virginia Üniversitesi'nden paleontolog James Lamsdell, yer almadığı yeni çalışmanın Arthropleura'nın gizemini çözmüş göründüğünü fakat bu karmaşık özelliklerin kafa karıştırıcı olduğunu söylüyor:

Bu ayrıntılar bir arada ele alınınca, belki de Arthropleura eskisinden daha büyük bir bilmece haline geliyor.

Bunların yanı sıra fosil örneklerinin saplı gözleri olması çok daha şaşırtıcı bir bulguydu. 

Daha önce hiçbir eklembacıklıda rastlanmayan bu göz yapısı, genellikle suda yaşayan hayvanlarla ilişkilendiriliyor. Arthropleura'nın ise büyük ölçüde karada yaşadığı düşünülüyor. 

Fakat örneklerin yavrulara ait olması bu durumu açıklayabilir. Lamsdell, Arthropleura'nın yavruyken suda daha çok vakit geçirdiği ve daha sonra bu gözlerini kaybettiği ihtimali üzerinde duruyor. 

Bütünüyle korunmuş yetişkin örneklerin keşfi, bu soru işaretini gidermeye katkı sağlayabilir. 

Independent Türkçe, Live Science, Reuters, Science Advances