Bilim insanları yanıtladı: Seyahatte neden ülkemizin yemeğini özlüyoruz?

Araştırmacılara göre turistlerin yemek tercihlerinde, yeni yerlere gitmenin ve yeni yemekler tatmanın yarattığı belirsizlik duygusu da rol oynuyor (Unsplash)
Araştırmacılara göre turistlerin yemek tercihlerinde, yeni yerlere gitmenin ve yeni yemekler tatmanın yarattığı belirsizlik duygusu da rol oynuyor (Unsplash)
TT

Bilim insanları yanıtladı: Seyahatte neden ülkemizin yemeğini özlüyoruz?

Araştırmacılara göre turistlerin yemek tercihlerinde, yeni yerlere gitmenin ve yeni yemekler tatmanın yarattığı belirsizlik duygusu da rol oynuyor (Unsplash)
Araştırmacılara göre turistlerin yemek tercihlerinde, yeni yerlere gitmenin ve yeni yemekler tatmanın yarattığı belirsizlik duygusu da rol oynuyor (Unsplash)

Gastronomi turizmi son dönemde popülerleşirken, seyahate çıkanlar sadece yabancı ülkelerin mutfağını tatmakla kalmıyor, kendi memleketlerinin yemeklerini de özlüyor.

Londra merkezli piyasa analiz şirketi Future Market Insights'ın verilerine göre, gastronomi turizminin bu yıl 1,1 trilyon doların üzerinde bir değere ulaşması bekleniyor. 2034'teyse bu rakam 5,6 trilyon doları bulabilir. 

Bu rakamlar gıda sektöründeki şirketler için iyi haber niteliğinde fakat aynı şey "yemek neofobisi" olan gezginler için pek geçerli değil. 

Amerikan medya kuruluşu CNN, yeni durumların yarattığı bilinmezlik ve kaygı hissini ifade etmek için kullanılan "neofobinin" gastronomi turizminde de ön plana çıktığına dikkat çekiyor. 

Haberde, bu davranışın yabancı ülkelere gidip orada memleketinin yemeklerini özleyen turistlerde görüldüğü ifade ediliyor.

CNN'deki yazıyı kaleme alan Hong Konglu gazeteci Maggie Hiufu Wong, bu durumdan kendisinin de muzdarip olduğunu belirtiyor. Londra'da yaşarken Hong Kong usulü waffle'ların hasretini çektiğini belirten Wong, orada bir tezgah açıp memleketinin yemeklerini sattığını anlatıyor.

2019'da ABD'de yapılan araştırmada, turistlerin yemek seçiminde maliyetten ziyade kültürel aşinalığın daha önemli bir rol oynadığı ortaya konmuştu. Araştırmanın ortak yazarlarından Kaliforniya Eyalet Üniversitesi'nden Angel Gonzalez, bulgulara dair şunları söylemişti:

Gezginlerin konfor ve güvenliğe önem verdiği görülüyor. Daha temkinli davrananlar veya yerel mutfağa aşina olmayanlar, kendi bildikleri yiyecekleri tercih ediyor.

Brown Üniversitesi'nden nörobilimci Judson Brewer da yemek seçimi sırasında beyindeki süreci şöyle anlatıyor: 

Seyahat, yeni şeyler keşfetmenin heyecanıyla bildiğimiz şeyleri sürdürmek arasında bir değiş tokuştur. Yeni bir yemek mi deneyeceksiniz yoksa köşedeki bilindik fast food restoranında mı yiyeceksiniz?

Bilim insanı, beyinde karar verme süreçlerinden sorumlu orbitofrontal korteksin, bu durumlarda hangi seçeneğin hayatta kalmak açısından daha faydalı olduğunu değerlendirdiğini söylüyor ve ekliyor: 

Beynimiz belirsizliği sevmez ve seyahat, özellikle de yeni yerlere gitmek korkutucu olabilir.

Independent Türkçe, CNN, Journal of Tourism Analysis 



"Stres topu" gibi davranan dev Jüpiter fırtınası, NASA'yı şoke etti

Büyük Kırmızı Leke, Güneş Sistemi'nin en çarpıcı unsurlarından biri (NASA)
Büyük Kırmızı Leke, Güneş Sistemi'nin en çarpıcı unsurlarından biri (NASA)
TT

"Stres topu" gibi davranan dev Jüpiter fırtınası, NASA'yı şoke etti

Büyük Kırmızı Leke, Güneş Sistemi'nin en çarpıcı unsurlarından biri (NASA)
Büyük Kırmızı Leke, Güneş Sistemi'nin en çarpıcı unsurlarından biri (NASA)

Jüpiter'in devasa fırtınası Büyük Kırmızı Leke'nin belirli aralıklarla genişleyip büzüştüğü ortaya çıktı. Bilim insanları anlam veremedikleri bu gözlem karşısında şaşkına döndü.

19. yüzyıldan beri gözlemlenen Büyük Kırmızı Leke, Dünya'yı yutabilecak kadar geniş bir antisiklon fırtına. 

15 bin kilometreye yakın bir genişliği olduğu tahmin edilen hava olayının, ne kadar eskiye dayandığı tam olarak bilinmiyor ancak en az 300 yıldır devam ettiği düşünülüyor.

Uzaktan hiç değişmiyormuş gibi görünen Büyük Kırmızı Leke'nin en azından onlarca yıldır küçüldüğü biliniyor. 

Ancak fırtınanın, gezegen etrafında yol alırken 90 günlük döngüler içinde büzüşüp genişlediğini tespit eden bilim insanları şaşkına döndü.

The Planetary Science Journal adlı hakemli dergide 9 Ekim Çarşamba günü yayımlanan çalışmayı yürüten araştırmacılar, NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu'nun çektiği Büyük Kırmızı Leke görüntülerini inceledi. 

Aralık 2023 ila Mart 2023'te alınan kayıtlar, fırtınanın sıkılıp genişleyen bir "stres topu" gibi davrandığını gösterdi. 

Makalenin başyazarı Amy Simon, Büyük Kırmızı Leke'nin boyutunda böyle bir salınım görmeyi beklemediklerini söyleyerek "Çok şaşırdık" diyor. NASA'nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi'nden Simon şu ifadeleri kullanıyor:

Hubble'ın yüksek çözünürlüğü sayesinde Büyük Kırmızı Leke'nin bir sıkışıp bir genişlerken bu sırada daha hızlı veya yavaş hareket ettiğini kesinlikle söyleyebiliriz.

Çalışmada yer almayan gezegen bilimci James O'Donoghue, bu davranışı sümüklüböceklerin hareketine benzetiyor. 

Araştırmayı yürüten ekip fırtınanın bu 90 günlük salınımında en büyük haline ulaştığı zaman çekirdeğinin en parlak halini aldığını da kaydetti. 

Kaliforniya Üniversitesi Berkeley kampüsünden ve çalışmanın yazarlarından Mike Wong, "Büyük Kırmızı Leke hızlanıp yavaşlarken, kuzey ve güneyindeki rüzgarlı hava akımlarına karşı baskı yapıyor" diyerek ekliyor:

Ortasında çok fazla malzeme olan bir sandviçte ekmek dilimlerinin dışa doğru dönmeye zorlanmasına benziyor.

Bilim insanları Büyük Kırmızı Leke'deki bu tuhaf büzüşüp genişlemeye neyin yol açtığını henüz bilmiyor. Ekip, fırtınanın boyutunun muhtemelen bir noktada sabit bir hal alacağını tahmin ediyor ancak bunu doğrulamak için daha fazla veriye ihtiyaç var.

James Webb Uzay Teleskobu'yla fırtınayı incelemeyi planlayan Simon, içindeki rüzgarların hızının da değişip değişmediğini bulmayı umuyor.

Independent Türkçe, Space.com, NASA, New York Times, The Planetary Science Journal