Meşhur sinemacı, Joker'in devam filmine 25 dakika dayanabilmiş

200 milyon dolar bütçeli Joker: İkili Delilik, gösterime girdiği 4 Ekim'den bu yana dünya çapında 166 milyon dolar kazanabildi (Warner Bros)
200 milyon dolar bütçeli Joker: İkili Delilik, gösterime girdiği 4 Ekim'den bu yana dünya çapında 166 milyon dolar kazanabildi (Warner Bros)
TT

Meşhur sinemacı, Joker'in devam filmine 25 dakika dayanabilmiş

200 milyon dolar bütçeli Joker: İkili Delilik, gösterime girdiği 4 Ekim'den bu yana dünya çapında 166 milyon dolar kazanabildi (Warner Bros)
200 milyon dolar bütçeli Joker: İkili Delilik, gösterime girdiği 4 Ekim'den bu yana dünya çapında 166 milyon dolar kazanabildi (Warner Bros)

Ünlü sinemacı Paul Schrader, Joker: İkili Delilik'i (Joker: Folie à Deux) eleştiren son isim oldu.

Schrader, yönetmen Todd Phillips'in 2019 yapımı Joker'e ilham verdiğini söylemesine rağmen, Martin Scorsese'nin Taksi Şoförü ya da Kahkahalar Kralı filmlerinin izlerini yeni müzikalde bulamamış gibi görünüyor. 

Schrader'ın sık sık birlikte çalıştığı Scorsese de Joker'in yönetici yapımcılığını üstlenmiş ancak devam filmine dahil olmamıştı. 

Schrader, Interview dergisinden Jeremy O. Harris'e verdiği röportajda İkili Delilik'i izlemek için sinemada 25 dakikadan fazla duramadığını söyledi.

Amerikalı yönetmen, senaryo yazıp film çekmediği zamanlardaki meşgaleleri hakkında "Nelerin vizyona girdiğine bakıp sinemaya gidiyorum" dedi:

İkili Delilik'i izledim. Filmin yaklaşık 10 ya da 15 dakikasına baktım. Salondan çıktım, bir şeyler aldım ve geri geldim. Bir 10 dakika daha izledim. Bu kadarı yeterliydi.

Meşhur sinemacı, İkili Delilik'in "gerçekten kötü bir müzikal" olduğunu da sözlerine ekledi.

"Onları sevmiyorum"

Schrader, İkili Delilik'in her iki başrol oyuncusunun da hayranı olmadığını açıkça ifade ediyor: Baş karakter Arthur Fleck'i canlandıran Joaquin Phoenix ve seriye yıkıcı bir Harley Quinn rolüyle katılan Lady Gaga.

Ünlü sinemacı, "Bu insanların ikisinden de hoşlanmıyorum" diyerek ekliyor: 

Onları oyuncu olarak sevmiyorum. Karakter olarak da sevmiyorum. Hiçbir şeylerinden hoşlanmıyorum. Demek istediğim, bu insanlar evinize gelseler arka kapıdan kaçıp gideceğiniz insanlar.

Schrader sinemaseverlere İkili Delilik yerine Zia Anger yönetmenliğindeki İlk Filmim'i (My First Film) tavsiye ediyor.

Oh, Canada'nın 78 yaşındaki yazarı ve yönetmeni, "Son bir-iki hafta içinde gördüğüm en heyecan verici yapım İlk Filmim oldu" diyor. 

Bence gerçekten çok iyi.

Independent Türkçe, IndieWire, Interview 



Dişlerin neden hassas olduğu ortaya çıktı: 465 milyon yıl önce yaşayan balıkların zırhından evrimleşmiş

Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)
Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)
TT

Dişlerin neden hassas olduğu ortaya çıktı: 465 milyon yıl önce yaşayan balıkların zırhından evrimleşmiş

Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)
Kedi köpekbalığıgiller familyasındaki bir hayvanın derisindeki diş benzeri dentiküllerin sinir sistemine bağlı olması, duyusal amaç taşıdıklarını gösteriyor (Yara Haridy)

Dişlerin hassas olmasının nedeninin, yaklaşık 465 milyon yıl önce yaşayan balıkların vücudunu saran bir tür zırhtan evrimleşmesi olduğu bulundu. 

İnsanlar ve diğer hayvanların dişleri mineyle kaplı ancak soğuk bir içeceği veya ağrıyı algılayan kısma dentin adı veriliyor. Dişin iç tabakası olan dentin, sinirlere duyusal bilgi taşımaktan sorumlu. 

Bilim insanları uzun zamandır dişin evrimsel kökenini saptamaya çalışıyor. Ortaya atılan teorilerden birine göre diş, milyonlarca yıl önce yaşayan balıkların zırhlı dış iskeletlerindeki çıkıntılardan evrimleşmiş olabilir. Ancak odontod adı verilen bu yapıların gerçek işlevi bilinmiyordu.

Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (21 Mayıs) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, başka bir soruya cevap ararken bu gizemi aydınlattı. Odontodun dentin içerdiğine dair işaretler tespit eden araştırmacılar, balıkların bu sayede çevrelerini algıladığını düşünüyor.

Chicago Üniversitesi'nden Dr. Yara Haridy, fosil kayıtlarındaki en eski omurgalı canlıyı ararken 541 milyon ila 443 milyon yıla ait örnekleri bilgisayarlı tomografiyle inceledi. 

Bilim insanları, en eski balık olduğu düşünülen Anatolepis heintzi adlı türü analiz ederken, dış iskeletinde çok sayıda gözenek olduğunu fark etti. Bu gözenekler dentin gibi görünen bir maddeyle doluydu. 

Daha sonra örneği diğer türlerin fosilleri ve hâlâ yaşayan yengeç, salyangoz ve balıklarla karşılaştırdılar. Bu analizin sonucunda A. heintzi'nin gözeneklerinin, eklembacaklılarda görülen sensila adlı duyu organlarına daha çok benzediği ortaya çıktı. 

Araştırmacılar bu nedenle A. heintzi'nin omurgalı bir balık değil, omurgasız bir eklembacaklı olduğu sonucuna vardı. 

Yengeç, akrep ve örümcek gibi günümüz eklembacaklılarında sensila, sıcaklık, titreşim ve hatta koku algılamada kullanılıyor.

Dr. Haridy, bazı modern balıklarda odontodlar olduğunu, köpekbalıkları ve bazı yayıngillerinse derilerinin zımpara kağıdı gibi hissedilmesine neden olan dentikül adlı küçük yapılarla kaplı olduğunu söylüyor.

Bilim insanları modern türlerdeki bu yapılar, A. heintzi'deki sensila ve 465 milyon yıl önce yaşayan balıklardaki odontod arasında çarpıcı benzerlikler tespit etti. Dr. Haridy eski balık türlerindeki duyusal organın işlevini şöyle açıklıyor:

Bu hassas dokularla kaplı olduğu için belki bir şeye çarptığında basıncı hissedebiliyordu ya da suyun çok soğuduğunu ve başka bir yerde yüzmesi gerektiğini algılıyordu.

Ekip ayrıca avlanma riskinin yüksek olduğu bir ortamda yaşayan bu balıkların tehlikeden kaçınmak için bu duyusal yapılara ihtiyaç duyduğunu düşünüyor.

Bulgular dış iskeletteki bu duyusal yapıların omurgalı ve omurgasızlarda ayrı ayrı geliştiğine ve insanlarla hayvanlardaki dişlerin buradan evrimleştiğine işaret ediyor.

Dr. Haridy "Omurgalılar ve eklembacaklılardaki sert kısımların ayrı ayrı evrimleştirdiğini biliyorduk ve şaşırtıcı bir şekilde sert iskeletlerine entegre edilmiş benzer duyusal mekanizmaları da bağımsız olarak geliştirmişler" ifadelerini kullanıyor. 

Araştırmacılar zaman içinde balıklarda çene geliştiğini ve ağızlarının yakınında sivri yapılara sahip olmanın avantaj sağladığını söylüyor.

Dr. Haridy "Yavaş yavaş çeneli bazı balıkların ağzının kenarında sivri odontodlar oluştu ve nihayetinde bazıları doğrudan ağzın içinde gelişti" diyerek ekliyor:

Diş ağrısı aslında balık atalarımızın hayatta kalmasını sağlamış olabilecek eski bir duyusal özellik!

Independent Türkçe, Science Alert, CNN, Live Science, Nature