Bilim insanları, yumurta kabuğu olmadan civciv büyütmeyi başardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları, yumurta kabuğu olmadan civciv büyütmeyi başardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, tavuk embriyolarını içini göstermeyen yumurta kabukları olmadan büyütmeye yönelik yeni bir yöntemin, kuş gelişiminin doğrudan gözlemlenmesinin yanı sıra kök hücre araştırmalarında da ilerleme sağlayabileceğini söylüyor.

Kuşların gelişimini anlamanın temel hedeflerinden biri, büyürken meydana gelen olayların sırasını gözlemlemek.

Tavuk yumurtasının kabuğu içini göstermediği için, gelişmekte olan embriyoyu gözlemlemek için kabuğun kırılması gerekiyordu. Bu nedenle, civciv embriyosu gelişiminin gerçek zamanlı görselleştirilmesi bilim insanları için önemli bir zorluk oldu, ta ki şimdiye kadar.

Bilim insanları laboratuvarlarda şeffaf yumurta kabuğu üretmeyi denemiş ancak pek başarılı olamamıştı.

Böyle bir girişimde, embriyoları şeffaf yapay bir kültür kabında kuluçkaya yatırmak için üç gün boyunca kuluçkaya yatırdıktan sonra kabuklarından çıkardılar. Ancak embriyolar normal bir şekilde gelişmedi, çünkü yumurta sarısının bir zarı üçüncü günde çok kuru hale geldi.
 

svdfbr
Civcivler şeffaf yumurtanın içinde büyüdü (Katsuya Obara)

Japon araştırmacılar tavuk yumurtalarını şeffaf filmden yapılmış yapay bir kültür kabına koyarak yumurtlama sürecinden yumurtadan çıkışa kadar gelişimlerini takip edebildiler.

Yumurta sarısı zarının kurumasını önlemek için, üst plakası yaklaşık 7 derecelik bir açıyla dönen bir döner çalkalayıcı kullandılar.

Yeni yöntem kullanılarak kültüre alınan embriyolar kademeli olarak gelişti ve kuluçka başlangıcından itibaren 21. günde normal civcivler çıktı.

Bilim insanları, "Makroskopik embriyo gelişim süreçlerinin gerçek zamanlı görüntülenmesini sağlayan şeffaf bir plastik film kullanarak bir civciv embriyo kültür sistemi geliştirdik" diyor.

Araştırmacılar bu tekniğin, deneysel işlemlere tabi tutulduğunda embriyolarda meydana gelen biyolojik değişikliklerin gerçek zamanlı izlenmesini sağlayabileceğini söylüyor.

Buna karşılık, bu buluş toksik kimyasal analiz ve kök hücre araştırmaları gibi bir dizi alan için yeni bir araç sağlayabilir. Araştırmacılar, "Bu sistem toksikoloji, kök hücre araştırmaları, biyo-görüntüleme ve rejeneratif tıp gibi çeşitli disiplinlerde güçlü bir araç işlevi görecek" diyor.

Independent Türkçe



Beyinde Hepatit C virüsü bulundu: Şizofreni ve bipolar semptomlarını açıklayabilir mi?

Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)
Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)
TT

Beyinde Hepatit C virüsü bulundu: Şizofreni ve bipolar semptomlarını açıklayabilir mi?

Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)
Virüslerin, bazı psikiyatrik semptomlarla ilişkili olduğu düşünülse de daha önce bir kanıt bulunamamıştı (Pexels)

Bilim insanları şizofreni ve bipolar bozukluktan muzdarip kişilerin beyin zarında Hepatit C virüsü tespit etti. Bulgular bu kişilerdeki bazı semptomlara enfeksiyonun yol açabileceğine işaret ediyor.

Şizofreni, bipolar bozukluk ve majör depresyon gibi sorunların bazı psikiyatrik belirtileri uzun zamandır viral enfeksiyonlarla ilişkilendiriliyor. Ancak bugüne dek bu teoriyi doğrudan destekleyecek bir virüse beyinde rastlanmamıştı.

Johns Hopkins Üniversitesi'nden araştırmacılar bu durumun virüslerin doğrudan beyne girmeyip beyin zarını hedef almasından kaynaklanabileceğini söylüyor.

Bulguları hakemli dergi Translational Psychiatry'de 14 Temmuz Pazartesi günü yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, şizofreni, bipolar bozukluk veya majör depresyonu olan kişilerin ölümden sonra beyinlerinden alınan koroid pleksus örneklerini, sağlıklı bireylerin beyinlerinden alınanlarla karşılaştırdı.

Koroid pleksus, sıvı dolu boşlukların yani ventriküllerin zarını oluşturan ve özellikle beyni ve omuriliği koruyan beyin omurilik sıvısını üreten hücre topluluğunu ifade ediyor. Daha önceki çalışmalarda beyin içinde virüs keşfedilmediği için virüslerin bulaştığı bilinen bu bölgeye odaklandılar. 

Araştırmacılar 3 binden fazla hücreyi saptayabilen bir teknolojiyi kullanarak şizofreni veya bipolar bozukluktan muzdarip kişilerden alınan örneklerde daha fazla virüs tespit etti. Ancak sadece bu kişilerin beyin zarında Hepatit C vardı. 

Ayrıca kronik Hepatit C tanısı olan bazı kişilerde virüse rastlanmadı. Bu da enfeksiyonun her zaman beyin zarına ulaşmadığını gösteriyor

Bilim insanları daha sonra yaklaşık 285 milyon kişinin sağlık verilerinin tutulduğu bir veritabanına başvurdu. Şizofreni hastalarının yüzde 3,6'sında ve bipolar bozukluğu olanların yüzde 3,9'unda Hepatit C virüsünün belgelendiği saptandı. 

Majör depresyonu olanların neredeyse yüzde 1,8'inde virüs tanısı görülürken, kontrol grubunda bu oran sadece yüzde 0,5'ti. 

Ayrıca beyin zarında Hepatit C olan kişilerin, öğrenme ve hafızayla ilgili beyin bölümü hipokampusunda virüse rastlanmadı. Ancak yine de virüsün varlığı, hipokampustaki gen ifadesini değiştiriyordu. Bu durum zarda meydana gelen bir enfeksiyonun, beyin fonksiyonlarını ve davranışını etkileyebileceği ihtimaline işaret ediyor.

Araştırmacılar bulguların, şizofreni veya bipolar bozukluğu olan herkesin Hepatit C enfeksiyonu olduğunu göstermediği uyarısında bulunuyor. Ancak beyin zarındaki virüsün, semptomlarla ilişkili olabileceğini gösteriyor.

Bu rahatsızlıklardan muzdarip kişilere virüs testi yapılması ve buna yönelik tedavi uygulanması semptomların azaltılmasına katkı sağlayabilir. Enfeksiyon genellikle antiviral ilaçlarla tedavi ediliyor.

Çalışmaya liderlik eden Sarven Sabunciyan "Bulgularımız, bazı kişilerin enfeksiyon nedeniyle psikiyatrik semptomlar yaşıyor olabileceğini gösteriyor" diyerek ekliyor:

Hepatit C enfeksiyonu tedavi edilebildiğinden, bu hastalara antiviral ilaçlar verilerek psikiyatrik semptomlarının azalmasına yardımcı olunabilir.

Independent Türkçe, Johns Hopkins Üniversitesi, Neuroscience News, Translational Psychiatry