10 saniye yetti de arttı: Netflix'in yeni filmi heyecan yarattı

Emmy adayı dizi Yellowstone'da Monica Dutton karakterini oynayan 33 yaşındaki Amerikalı oyuncu Kelsey Asbille başrolde (Netflix)
Emmy adayı dizi Yellowstone'da Monica Dutton karakterini oynayan 33 yaşındaki Amerikalı oyuncu Kelsey Asbille başrolde (Netflix)
TT

10 saniye yetti de arttı: Netflix'in yeni filmi heyecan yarattı

Emmy adayı dizi Yellowstone'da Monica Dutton karakterini oynayan 33 yaşındaki Amerikalı oyuncu Kelsey Asbille başrolde (Netflix)
Emmy adayı dizi Yellowstone'da Monica Dutton karakterini oynayan 33 yaşındaki Amerikalı oyuncu Kelsey Asbille başrolde (Netflix)

Cadılar Bayramı havasına giren Netflix, 25 Ekim Cuma günü yeni bir korku filmini aboneleriyle buluşturmaya hazırlanıyor.

Filmden paylaşılan sadece 10 saniyelik tanıtım fragmanı birçok kişinin ilgisini çekmeye yetti bile. 

Merak uyandıran kısa tanıtımda, çimenlerin üstünde yatan bir kadının yüzü ve ona doğru yaklaşmakta olan bir çim biçme makinesi görülüyor. Kadın sadece gözlerini kıpırdatsa da yaklaşmakta olan makinenin onu epey korkuttuğu anlaşılıyor. 

Yönetmen koltuğunda Adam Schindler ve Brian Netto'nun oturduğu Kıpırdama'nın (Don't Move) yapımcılığınıysa kült korku filmi Şeytanın Ölüsü'nün ardındaki usta sinemacı Sam Raimi üstleniyor. 

Filmin başrollerinde Kelsey Asbille, Finn Wittrock ve Daniel Francis yer alıyor.

Netflix, gerilim filminin konusunu şöyle özetliyor:

Yas tutan bir kadının ıssız bir ormanda karşılaştığı katil, kendisine felç edici bir ilaç enjekte eder. Vücudu işlevini kaybederken, kadının ölüm kalım mücadelesi başlar.

Fragmanı izleyen sinemaseverler, filmi "dört gözle beklediklerini" belirterek Sam Raimi'nin parmağı olan bu projeyi merak ettiklerini söyledi.

10 saniyelik kısa tanıtımın kendilerini "heyecanlandırdığını" söyleyenler olduğu gibi filmin "gergin" bir deneyim yaşatacağını öne sürenler de vardı.

Filmin yönetmenlerinden Schindler, TechRadar'a yaptığı açıklamada Netflix'in fragmanını överek "Filmin sürprizlerini bozmuyor" dedi: 

Bence film insanları şaşırtacak. Bazı insanlar fragmanı izledikten sonra bunun nasıl bir film olduğuna ve beklentilerinin ne olduğuna karar veriyor. Konsepti duyuyorlar ve kafalarında bunun neye benzeyeceğine dair bir fikir var ama bence bu hiç de öyle değil. Epey farklı bir şey, bu yüzden insanların gerçekten ne olduğunu görmeleri için heyecanlıyım.

Kıpırdama, 25 Ekim Cuma günü Netflix'te yayına girecek. 

Independent Türkçe, LADBible, TechRadar



Bütün canlıların ölünce sönen tuhaf bir parıltı yaydığı tespit edildi

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels
TT

Bütün canlıların ölünce sönen tuhaf bir parıltı yaydığı tespit edildi

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels

Tıbbi teşhiste güçlü bir yeni aracın önünü açabilecek yeni bir araştırmaya göre, tüm canlı varlıkların canlılıkla bağlantılı olarak yaydığı tuhaf parıltı, öldüklerinde kayboluyor.

Yaşam formları, esasen metabolizmanın yaşamı sürdüren süreçleri beslediği karmaşık biyokimyasal laboratuarlardır.

Bu metabolizmanın yan ürünlerinden biri, reaktif oksijen türleri yani ROS adı verilen, yüksek oranda reaktif oksijen içeren bir grup molekül.

Kanada'daki Calgary Üniversitesi'nden araştırmacılar aşırı ROS üretiminin, oksidatif stres diye bilinen sürece yol açabileceğini ve bunun da vücuttaki kimyasallar arasında, parıltıyla bağlantılı elektron transfer süreçlerini tetiklediğini söylüyor.

The Journal of Physical Chemistry Letters'ta yayımlanan çalışma, farelerde ultra zayıf foton emisyonu (UPE) veya biyofoton emisyonu diye adlandırılan tuhaf parıltıyı belgeliyor.

Araştırmacılar canlı farelerin, yakın zamanda ölen farelere kıyasla kayda değer derecede daha yüksek yoğunlukta UPE yaydığını saptadı.

Buna karşılık bitkilerdeki UPE, sıcaklık değişiklikleri, yaralanma ve kimyasal işlemler gibi stres faktörlerine maruz kalma durumuna göre değişiklik gösteriyor.

Önceki çalışmalar, insan gözüyle görülemeyen son derece düşük yoğunluklu ışığın kendiliğinden salınmasıyla tanımlanan bu parıltının kaynağının ROS olabileceğini öne sürüyor.

200 ila 1000 nanometre aralığındaki spektrumda yer alan bu soluk ışık, tek hücreli organizmalar ve bakterilerden bitkilere, hayvanlara ve hatta insanlara kadar tüm yaşam formlarında gözlemleniyor.

Ancak ölüm ve stresin UPE üzerindeki etkisi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Son çalışma, canlı ve ölü hayvanlardaki bu parıltıyı karşılaştırırken, bitkilerde sıcaklık, yaralanma ve kimyasal işlemlerin UPE üzerindeki etkilerini görselleştirdi.

Bilim insanları, çevredeki ışığın etkisini ortadan kaldırmak için karanlık bölmeler geliştirerek bitki ve hayvanları özel kamera sistemleriyle görüntüledi.

Her iki grup da 37 derece vücut sıcaklığına sahip olmasına rağmen canlı farelerin güçlü bir ışık yaydığını, ötenazi uygulanan farelerden gelen soluk parıltınınsa neredeyse söndüğünü tespit ettiler.

Bilim insanları çalışmada, "Araştırmamız, canlı ve ölü farelerin UPE'si arasında önemli bir fark olduğunu ortaya koydu" diye belirtiyor.

Bitkilerde sıcaklık ve yaralanmalardaki artışın, UPE yoğunluğunda yükselmeye neden olduğunu gözlemledik.

Kimyasal işlemler de bitkilerin ışık yayma özelliklerini değiştirdi.

Araştırmacılar, bitkilerin yaralı bölgelerine lokal anestezik benzokain uygulandığında, test edilen bileşikler arasında en yüksek emisyonun görüldüğünü söylüyor.

Bulgular, UPE'nin hayvanlarda canlılığın ve bitkilerde stres tepkisinin hassas bir göstergesi olabileceğini ortaya koyuyor.

Bilim insanları bu çalışmanın gelecekteki araştırmalar ve klinik teşhisler için UPE görüntülemenin geliştirilmesine katkı sağlamasını umuyor. Araştırmacılar, "UPE görüntüleme, hayvanlarda canlılığın ve bitkilerin strese verdiği tepkilerin invazif olmayan, etiket gerektirmeyen bir şekilde görüntülenmesine olanak sağlıyor" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe