Tarihi İpek Yolu'ndaki kayıp kentler ortaya çıkarıldı

İslam'ın Türk dünyasındaki yayılışına ışık tutuyor.

Tugunbulak'ın LiDAR görüntüsü, yoğun bir yerleşim yerine işaret ediyor (Michael Frachetti)
Tugunbulak'ın LiDAR görüntüsü, yoğun bir yerleşim yerine işaret ediyor (Michael Frachetti)
TT

Tarihi İpek Yolu'ndaki kayıp kentler ortaya çıkarıldı

Tugunbulak'ın LiDAR görüntüsü, yoğun bir yerleşim yerine işaret ediyor (Michael Frachetti)
Tugunbulak'ın LiDAR görüntüsü, yoğun bir yerleşim yerine işaret ediyor (Michael Frachetti)

Bilim insanları İpek Yolu'ndaki iki kayıp şehrin haritasını çıkardı. Özbekistan'daki bulgular, İslam'ın bölgede ilk yayıldığı dönemlere de ışık tutuyor.

Çin'den Avrupa'ya uzanan İpek Yolu, yüzlerce yıl boyunca ticari ürünlerin yanı sıra fikirlerin ve yeni teknolojilerin dünyada yayılmasında önemli bir rol oynamıştı. 

Asya'yla Avrupa arasındaki ticaretin deniz yoluyla yapılmasıyla kilit konumunu kaybetmeye başlayan rota üzerindeki şehirler de bir bir tarihe gömülmüştü. 

Hakemli dergi Nature'da dün (23 Ekim) yayımlanan çalışmada Özbekistan'da saptanan iki kayıp şehrin haritasını çıkaran araştırmacılar, İpek Yolu kentlerinin ulaşabildiği muazzam boyutları gösterdi.

Tarihi süreç içinde Turan, Türkistan, Maveraünnehir gibi isimler alan bugünkü Özbekistan toprakları, sözkonusu yüzyıllar arasında Türk boylarının yaşadığı bölge olarak biliniyor.

Deniz seviyesinden yaklaşık 2 bin metre yükseklikte kurulan kentler, İpek Yolu'nun dağlık kesimlerindeki en büyük şehirler arasında. 

Washington Üniversitesi St. Louis kampüsünden arkeolog Michael Frachetti, Taşbulak ve Tugunbulak kentlerinin izlerini sırasıyla 2011 ve 2015'te bulmuştu. 

Daha sonra LiDAR teknolojisinden yararlanan Frachetti ve ekip arkadaşları kentlerin haritasını çıkardı. Bir noktaya lazer dalgaları göndererek bunların dönüş süresine göre yüzeyin altına dair fikir veren bu teknoloji, Antik Maya yerleşimleri gibi alanların ortaya çıkarılmasını sağlamıştı. 

Taramalar bu şehirlerin meydan, tahkimat, yol, mesken alanları gibi çok sayıda kentsel yapıya sahip olduğunu gösterdi. 

Bilim insanları 120 hektarlık bir alana yayılan Tugunbulak'ın onbinlerce kişiye ev sahipliği yaptığını düşünüyor. Kentte boyutları 30'la 4 bin 300 metrekare arasında değişen en az 300 yapı olduğu kaydedildi. 

8 ila 11. yüzyıllarda yaşandığı düşünülen Tugunbulak'ın kalın toprak duvarlarla çevrili bir yapısındaki kazılarda fırın ve ocak kalıntıları da çıkarıldı. Araştırmacılar bölgede zengin olan demir cevherinden çelik yapıldığını tahmin ediyor. 

Frachetti, metal üretiminin Tugunbulak ekonomisinin merkezinde yer alabileceğini söylüyor. Tarıma pek elverişli olmayan bölgede ayrıca koyun ve sığır gibi hayvanların yanı sıra yün gibi hayvansal ürünlerin ticareti de yapılmış olabilir. 
 

Görsel kaldırıldı.
Özbekistan'ın güneydoğusundaki dağlarda yer alan Tugunbulak'ta Ortaçağ'dan kalma çanak çömlekler çıkarıldı (Michael Frachetti)


Tugunbulak'ın 10'da biri büyüklükte ve ondan 5 kilometre mesafede yer alan Taşbulak'ın ise 6 ila 11. yüzyılda insan yerleşimine ev sahipliği yaptığı tahmin ediliyor. 

Kent muhtemelen komşusu kadar geniş çaplı bir endüstriyel üretimden yoksundu. Diğer yandan Taşbulak'ta 400 kadar mezar içeren bir mezarlık bulundu. Araştırmacılar, bölgede belgelenmiş en eski Müslüman mezarlarından bazılarını içeren mezarlığın, İslam'ın bölgede ilk yayıldığı zamanlara ışık tuttuğunu söylüyor. 

Frachetti "Mezarlık kasabanın küçüklüğüyle uyuşmuyor" diyerek ekliyor:

Taşbulak'ta insanların oraya gömülmesini sağlayan ideolojik bir şeyler olduğu kesin.

ABD'deki Brown Üniversitesi'ne bağlı Joukowsky Arkeoloji ve Antik Dünya Enstitüsü'nden Zachary Silvia, yer almadığı araştırmanın bulguları hakkında "Dağlık alanlarda büyük topluluklar oluşturmak için eşsiz birtakım arazi zorluklarının ve teknolojik ihtiyaçların üstesinden gelmek gerektiği için yüksek rakımlardaki kent alanları, arkeolojik kayıtlarda olağanüstü derecede nadir" diyor:

Taşbulak ve Tugunbulak'ın keşfi, şehir kurmaya en elverişli yerlerin neresi olduğuna dair fikirlerimizi gözden geçirmeye zorluyor.

Araştırmacılar kentlerin neden terk edildiğini henüz bilmiyor. Saldırıya uğradıklarına dair bir belirti görmeyen ekip, çalışmalarına devam etmeyi planlıyor. 

Independent Türkçe, CNN, IFL Science, Reuters, Nature



Venom 3'ün yönetmeni bir başka süper kötü filmine işaret etti

Fotoğraf: Sony
Fotoğraf: Sony
TT

Venom 3'ün yönetmeni bir başka süper kötü filmine işaret etti

Fotoğraf: Sony
Fotoğraf: Sony

Venom üçlemesinin üçüncü ve son filmi Son Dans (The Last Dance) vizyona girmek üzereyken filmin yönetmeni serinin muhtemel geleceğine ve büyük bir kötü adamın gelişine dair ipuçları verdi.

Tom Hardy, sözleşmeden kaynaklanan nedenlerle Örümcek Adam'ın yer almamasına rağmen dünya çapında 1 milyar dolardan fazla gişe hasılatı elde eden Sony'nin hit serisinde Eddie Brock rolüyle geri dönüyor.

En yeni filmde Brock ve ona yapışan uzaylı simbiyot Venom, kendisini hapishanesinden kurtaracak bir kodeks arayan "boşluğun tanrısı" ve Venom'un yaratıcısı Knull (Andy Serkis seslendiriyor) tarafından Dünya'ya gönderilen bir simbiyot avcıları ekibiyle savaşırken bir tür yolculuğa çıkıyor.

Son Dans'ın yönetmenliğini bugüne kadarki tüm Venom filmlerinde çalışmış Kelly Marcel üstleniyor ve hayranları gelecekte neler olabileceğine dair fikir edinmek için filmin sonundaki jenerik boyunca oturmaya teşvik ediyor.

BuzzFeed'e konuşan Marcel, hayranlara "en, en, en sonuna" kadar kalmalarını söyledi ve "çok, çok kötü bir adamın yan filmini bekleyebiliriz" dedi.

Marcel karakterin kim olduğunu ya da henüz bir filmin geliştirilmekte olup olmadığını doğrulamadı.

Sony, Örümcek Adam yan film evreninde pek çok başarısızlık yaşadı; Venom, Madame Web ve Morbius gibi alay edilen filmlere nadir bir istisna oluşturdu.

Stüdyonun seride gösterime sokacağı bir sonraki film, Aaron Taylor-Johnson'ın başrolünü üstlendiği Kraven the Hunter.
 

scddv
Tom Hardy, "Venom: Son Dans"ta (Sony)

Filmin ilk ön gösterimleri, tepkilerini X'te (Twitter) paylaşan eleştirmenler ve gazeteciler tarafından sıcak karşılandı.

Screen Rant'ten Joseph Deckelmeier, "Venom: Son Dans sizi baştan sona vahşi ve heyecan verici bir yolculuğa çıkarıyor" diye yazdı.

Bana 2000'lerin başındaki çizgi roman filmlerini hatırlatan eğlenceli bir çerezlik film. Aksiyon harika ve 80'lerin aksiyon filmlerine bir saygı duruşu niteliğinde. Bir sürü komik an var. Olay örgüsünde tutarsızlıklar ve hikayede bazı sorunlar var mı? Evet. Eğlenceli mi? Ona da evet.

Digital Spy film editörü Ian Sandwell de bu görüşe katılarak filmin "üçlemenin en eğlencelisi" olduğunu yazdı:

Eddie ve Venom'un Thelma & Louise'in kaçak hayallerini yaşadıkları, araba karaokesi ve köpek kurtarma gibi komik ve tatlı bir yol gezisi. Hatta kendinizi duygusallaşırken bile bulabilirsiniz.

Öte yandan The Wrap'ten Drew Taylor şunları ekledi: "Venom: Son Dans, Venom filmlerinin en iyisi, çılgınlık önemli ölçüde artmış ama duygu da artmış. Mükemmel değil ama çok eğlenceli."

Independent Türkçe