Venom 3'ün yönetmeni bir başka süper kötü filmine işaret etti

Hayranlara filmin "en, en, en sonuna" kadar kalmaları söyleniyor

Fotoğraf: Sony
Fotoğraf: Sony
TT

Venom 3'ün yönetmeni bir başka süper kötü filmine işaret etti

Fotoğraf: Sony
Fotoğraf: Sony

Venom üçlemesinin üçüncü ve son filmi Son Dans (The Last Dance) vizyona girmek üzereyken filmin yönetmeni serinin muhtemel geleceğine ve büyük bir kötü adamın gelişine dair ipuçları verdi.

Tom Hardy, sözleşmeden kaynaklanan nedenlerle Örümcek Adam'ın yer almamasına rağmen dünya çapında 1 milyar dolardan fazla gişe hasılatı elde eden Sony'nin hit serisinde Eddie Brock rolüyle geri dönüyor.

En yeni filmde Brock ve ona yapışan uzaylı simbiyot Venom, kendisini hapishanesinden kurtaracak bir kodeks arayan "boşluğun tanrısı" ve Venom'un yaratıcısı Knull (Andy Serkis seslendiriyor) tarafından Dünya'ya gönderilen bir simbiyot avcıları ekibiyle savaşırken bir tür yolculuğa çıkıyor.

Son Dans'ın yönetmenliğini bugüne kadarki tüm Venom filmlerinde çalışmış Kelly Marcel üstleniyor ve hayranları gelecekte neler olabileceğine dair fikir edinmek için filmin sonundaki jenerik boyunca oturmaya teşvik ediyor.

BuzzFeed'e konuşan Marcel, hayranlara "en, en, en sonuna" kadar kalmalarını söyledi ve "çok, çok kötü bir adamın yan filmini bekleyebiliriz" dedi.

Marcel karakterin kim olduğunu ya da henüz bir filmin geliştirilmekte olup olmadığını doğrulamadı.

Sony, Örümcek Adam yan film evreninde pek çok başarısızlık yaşadı; Venom, Madame Web ve Morbius gibi alay edilen filmlere nadir bir istisna oluşturdu.

Stüdyonun seride gösterime sokacağı bir sonraki film, Aaron Taylor-Johnson'ın başrolünü üstlendiği Kraven the Hunter.
 

scddv
Tom Hardy, "Venom: Son Dans"ta (Sony)

Filmin ilk ön gösterimleri, tepkilerini X'te (Twitter) paylaşan eleştirmenler ve gazeteciler tarafından sıcak karşılandı.

Screen Rant'ten Joseph Deckelmeier, "Venom: Son Dans sizi baştan sona vahşi ve heyecan verici bir yolculuğa çıkarıyor" diye yazdı.

Bana 2000'lerin başındaki çizgi roman filmlerini hatırlatan eğlenceli bir çerezlik film. Aksiyon harika ve 80'lerin aksiyon filmlerine bir saygı duruşu niteliğinde. Bir sürü komik an var. Olay örgüsünde tutarsızlıklar ve hikayede bazı sorunlar var mı? Evet. Eğlenceli mi? Ona da evet.

Digital Spy film editörü Ian Sandwell de bu görüşe katılarak filmin "üçlemenin en eğlencelisi" olduğunu yazdı:

Eddie ve Venom'un Thelma & Louise'in kaçak hayallerini yaşadıkları, araba karaokesi ve köpek kurtarma gibi komik ve tatlı bir yol gezisi. Hatta kendinizi duygusallaşırken bile bulabilirsiniz.

Öte yandan The Wrap'ten Drew Taylor şunları ekledi: "Venom: Son Dans, Venom filmlerinin en iyisi, çılgınlık önemli ölçüde artmış ama duygu da artmış. Mükemmel değil ama çok eğlenceli."

Independent Türkçe



Homininlerin 10 tonluk devasa filleri kesip yediği ortaya çıktı

Soyu tükenen Palaeoloxodon turkmenicus, yaklaşık 4 metre boyunda ve 10 ton ağırlığındaydı (Chen Yu)
Soyu tükenen Palaeoloxodon turkmenicus, yaklaşık 4 metre boyunda ve 10 ton ağırlığındaydı (Chen Yu)
TT

Homininlerin 10 tonluk devasa filleri kesip yediği ortaya çıktı

Soyu tükenen Palaeoloxodon turkmenicus, yaklaşık 4 metre boyunda ve 10 ton ağırlığındaydı (Chen Yu)
Soyu tükenen Palaeoloxodon turkmenicus, yaklaşık 4 metre boyunda ve 10 ton ağırlığındaydı (Chen Yu)

İnsanların onbinlerce yıl önce Hindistan'da yaşayan atalarının, devasa filleri kesip yediği ortaya çıktı. 

Hindistan'ın Keşmir Vadisi'nde 2000'de yapılan kazılarda, soyu tükenmiş bir fil türüne ait 300 bin ila 400 bin yıllık kemikler bulunmuştu. 

Fakat tarih öncesi insanların yaptığı 87 taş aletle birlikte gömülen fosil hakkındaki gerçekler bugüne kadar aydınlatılmamıştı. 

Bulguları yeniden inceleyen araştırmacılar, hem homininlerin Hindistan'daki geçmişine ışık tuttu hem de yeni bir fil türü tanımladı. 

ABD'deki Florida Doğa Tarihi Müzesi'nden Dr. Advait Jukar liderliğindeki ekip, kemiklerin taş aletlerle defalarca darbe aldığına dair izler tespit etti.

Bilim insanları, bu homininlerin kemik iliğini tüketmek için fosillerle bulunan taş aletleri kullandığını düşünüyor. 

Bulgular, Hindistan'daki hayvan kesimine dair bilinen en eski kanıtı sunuyor. 

Hint alt kıtasında homininlere ait çok az kanıt keşfedilmesi ve daha önce sadece bir hominin fosili saptanması yeni çalışmayı daha özel bir hale getiriyor.

Dr. Jukar "Asıl soru şu: Bu homininler kim? Arazide ne yapıyorlardı ve büyük av hayvanlarının peşinden gidiyorlar mıydı gitmiyorlar mıydı?" diyerek ekliyor:

Artık en azından Keşmir Vadisi'nde bu homininlerin filleri yediğinden eminiz.

Araştırmacılar avlanmaya dair bulgu ortaya çıkmadığı için homininlerin başka yollarla ölmüş filleri tükettiğinden şüpheleniyor. 

Quaternary Science Reviews adlı hakemli dergilerde yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, ayrıca kemik iliğini çıkarmak için kullanılan taş aletlerin bazalttan yapıldığını kaydetti. Bölgede bu maddeye pek rastlanmadığı göz önüne alınırsa, insan atalarının alet yapmak için bölgeye hammadde taşıdığı düşünülebilir.

Araştırma ekibi fil fosilleriyle ilgili çalışmalarını da Journal of Vertebrate Paleontology adlı hakemli dergide yayımlanan makalede aktardı. 

Fosiller, bugün yaşayan Afrika fillerinden yaklaşık iki kat büyüklükteki Palaeoloxodon cinsine aitti. 

2000'deki çalışmada çıkarılan kalıntılar arasındaki devasa kafatasını inceleyen bilim insanları, Hindistan'daki diğer Palaeoloxodon fosillerinde görülen, öne doğru çıkıntılı ibikten yoksun olduğunu kaydetti.

Benzer bir duruma 1950'lerde Türkmenistan'da bulunan bir kafatasında rastlanmış ancak bunun farklı bir türden ziyade anormal bir bireyi temsil ettiği düşünülmüştü.

Araştırma ekibinden Dr. Steven Zhang, Hindistan'daki bulgularla ilgili "Kafatasının büyüklüğü, üçüncü azı dişi ve diğer birkaç belirleyici özelliğine bakınca hayvanın hayatının baharında, görkemli bir erkek fil olduğu anlaşılıyor" diyerek ekliyor: 

Ancak özellikle Avrupa ve Hindistan'daki diğer olgun erkek kafataslarıyla karşılaştırıldığında, iyi gelişmiş bir kafatası ibiğinin olmaması bize burada farklı bir türle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor.

Araştırmacılar yeni türe Palaeoloxodon turkmenicus adını verdi. 

Bulgular, Güney Asya'daki fillerin evrimini anlama açısından da önem arz ediyor. Dr. Jukar, "Bu, Palaeoloxodon evriminde bir tür geçiş aşamasını gösteriyor" diye açıklıyor: 

Bu örnek, paleontologların cinsin nasıl göç ettiği ve evrimleştiğine dair hikayeyi tamamlamasını sağlayabilir.

Independent Türkçe, IFL Science, BBC Wildlife, India Today, Quaternary Science Reviews, Journal of Vertebrate Paleontology