ABD, Çin'le "Büyük Güç Savaşı'na" hazırlanıyor

Çin, mayısta ve ekimde Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, mayısta ve ekimde Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
TT

ABD, Çin'le "Büyük Güç Savaşı'na" hazırlanıyor

Çin, mayısta ve ekimde Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, mayısta ve ekimde Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)

Amerikan gazetesi New York Times (NYT), ABD ordusunun Çin'le olası bir savaşa hazırlandığını yazıyor. 

NYT, ABD Kara Kuvvetleri'nin kapsamlı bir dönüşüme giderek, Çin'le muhtemel bir savaşa hazırlandığını, gerekli görüldüğünde çeşitli Asya ülkelerine asker çıkararak Pekin güçleriyle çatışmayı hedeflediğini bildiriyor.

Haberde, Pentagon'un "Büyük Güç Savaşı" adını verdiği bu senaryoyla ilgili şu değerlendirmeler paylaşılıyor: 

Her ikisi de nükleer süper güç konumunda olan dünyanın en güçlü iki ordusunu doğrudan çatışmaya sokacak bu savaş, muhtemelen Kuzey Kore ve Rusya da dahil ABD'nin diğer nükleer düşmanlarını da içine çekecek.

NYT, Amerikan Kara Kuvvetleri'nin Afganistan ve Ortadoğu'da 20 yıldır çatışmalara girdikten sonra "hantallaştığını" ve kendini dönüştürmeye çalıştığını belirtiyor. 

Analizde, Cumhuriyetçi lider Donald Trump'la Demokrat rakibi ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in, Rusya-Ukrayna savaşına yaklaşımlarındaki farklılığa dikkat çekilirken, 5 Kasım'da düzenlenecek başkanlık seçimlerini kim kazanırsa kazansın "ABD'nin Çin'le savaşa karşı hazırlığı sürdüreceği" ifade ediliyor.

Pekin'in son dönemde Hint-Pasifik hattında nüfuzunu artırdığına işaret edilen haberde, Çin'in Tayvan'ı işgaliyle büyük bir savaşın patlak verebileceği belirtiliyor. Amerikan istihbarat yetkilileri, Pekin'in 2027'ye kadar böyle bir hamle yapabileceğini iddia etmişti. Tayvan da bu yönde açıklamalar yapmıştı. Pekin ise iddiaları "provokasyon" diye niteleyerek reddetmişti.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nden Seth Jones, Washington'ın böyle bir durumda tarafsız kalamayacağını belirterek şu yorumları paylaşıyor: 

Çin'in Tayvan'ı başarılı şekilde işgal etmesi, bölge genelinde büyük dalgalanmalara yol açacaktır. Böyle bir durumda bölgede baskın askeri güç muhtemelen ABD değil Çin olacaktır.

Jones, bu senaryoda ABD'nin Pasifik'teki müttefiklerinin Washington'a duyduğu güvenin sarsılacağına dikkat çekiyor. Analist, ABD'nin korumasından vazgeçen Güney Kore ve Japonya'nın, Çin'e karşı nükleer silah geliştirmeye başlayabileceğini savunuyor. 

Amerikan ordusunun paylaştığı rakamlara göre aktif görev yapan 450 bin askerin dörtte birinden fazlası halihazırda Pasifik'te konuşlandırılmış durumda. Bu birlikler sadece Japonya, Güney Kore ve Filipinler'dekileri değil, aynı zamanda Alaska, Hawaii, Washington, Oregon ve Kaliforniya'dakileri de kapsıyor. 

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, New York Times, Asia Nikkei



DC CEO'su Gunn: Marvel'ı bıraktığım için hiç pişman değilim

James Gunn, önceki günlerde Superman'e dair bir röportaj verirken "Filmlerimle dünyayı değiştirmek gibi bir iddiam yok ama eğer bu filmden sonra birkaç kişi biraz daha nazik olursa mutlu olurum" demişti (Reuters/Arşiv)
James Gunn, önceki günlerde Superman'e dair bir röportaj verirken "Filmlerimle dünyayı değiştirmek gibi bir iddiam yok ama eğer bu filmden sonra birkaç kişi biraz daha nazik olursa mutlu olurum" demişti (Reuters/Arşiv)
TT

DC CEO'su Gunn: Marvel'ı bıraktığım için hiç pişman değilim

James Gunn, önceki günlerde Superman'e dair bir röportaj verirken "Filmlerimle dünyayı değiştirmek gibi bir iddiam yok ama eğer bu filmden sonra birkaç kişi biraz daha nazik olursa mutlu olurum" demişti (Reuters/Arşiv)
James Gunn, önceki günlerde Superman'e dair bir röportaj verirken "Filmlerimle dünyayı değiştirmek gibi bir iddiam yok ama eğer bu filmden sonra birkaç kişi biraz daha nazik olursa mutlu olurum" demişti (Reuters/Arşiv)

DC Stüdyoları Eş Başkanı ve Eş CEO'su James Gunn, bugün (11 Temmuz) vizyona giren Superman'in heyecanını yaşarken basın turunu da sürdürüyor. 

Armchair Expert adlı podcast'e katılan yönetmen, Galaksinin Koruyucuları (Guardians of the Galaxy) serisinden 2018'de kovulduğunu hatırlattı. 

O dönemi "Kariyerimin bittiğini düşündüm" diye hatırlayan Gunn, 2022'de DC Stüdyoları'nın kendisiyle birlikte Peter Safran'ı başa geçirdiğini de anımsatıp ekledi:

Warner Bros.'tan Toby Emmerich yanıma gelip 'James Gunn'ın Superman'i mi?' diye sordu. Ben de 'Bilmiyorum adamım' dedim. O da sonrasında 'Peki ya The Suicide Squad: İntihar Timi?' dedi. Ben de bir fikir bulup sundum. 'Haydi yapalım' dediler.

Gunn, Marvel Stüdyoları'nın patronu Kevin Feige'in kendisini geri istemesi üzerine aynı gün dönemin Disney yöneticisi Alan Horn'dan da bir telefon geldiğini anlattı:

Kevin'ın evine gittim. 'Ne, Superman mi çekeceksin?' diye tepki gösterdi.

Sonrasında Gunn, 2021'de DC için The Suicide Squad: İntihar Timi'ni, 2023'teyse Marvel için Galaksinin Koruyucuları 3'ü (Guardians of the Galaxy Vol. 3) çekti. 

Gunn, ahlaki ikilemde kalıp kalmadığı sorusunu "Kovulduğum için öyle hissetmedim" diye yanıtladı. 

Marvel'deki ekibi sevdiğini ancak Disney yöneticileriyle sıkıntı yaşadığını anlatarak "Kesinlikle hiç pişman olmadım. Bir iş yapmalıydım ve gerçekten sevdiğim kişilerle çalıştım" ifadesini kullandı. 

The Flash, Aquaman ve Kayıp Krallık (Aquaman and the Lost Kingdom), Shazam! Tanrıların Öfkesi (Shazam: Fury of the Gods) ve Blue Beetle gibi projelerin gişede hayal kırıklığı yaratmasının ardından Warner Bros., evreni James Gunn ve Peter Safran'ın yönetiminde sıfırdan inşa etmeye karar vermişti.

Safran'la birlikte DC Stüdyoları'nın başına geçen Gunn, yeni vizyona giren Superman'le birlikte DC evrenini yeniden başlatıyor.

Toplam bütçesi 225 milyon doları bulan film, yalnızca gişedeki performansıyla değil, DC Evreni'nin yeniden başlatılması açısından da büyük önem taşıyor. 

Bağımsız takip firmaları olumlu eleştirilerin etkisiyle açılış hasılatının 140 milyon doları bile aşabileceğini düşünüyor. Uluslararası gişede ise en az 100 milyon dolarlık bir gelir hedefleniyor.

Hollywood adlı dizinin yanı sıra Kasırgalar'la (Twisters) bilinen 31 yaşındaki Amerikalı aktör David Corenswet, Superman olurken Muhteşem Bayan Maisel'le (The Marvelous Mrs. Maisel) tanınan Rachel Brosnahan da Lois Lane'i canlandırıyor. 

Independent Türkçe, Deadline, The Wrap