1200 yıllık devasa Viking mezarlığı bulundu

Bazı mezarlar "taştan teknelerle" çevrelenmişti.

Yüzlerce yıllık mezarlıkta çeşitli metal takılar tespit edildi (İsveç Ulusal Tarih Müzeleri)
Yüzlerce yıllık mezarlıkta çeşitli metal takılar tespit edildi (İsveç Ulusal Tarih Müzeleri)
TT

1200 yıllık devasa Viking mezarlığı bulundu

Yüzlerce yıllık mezarlıkta çeşitli metal takılar tespit edildi (İsveç Ulusal Tarih Müzeleri)
Yüzlerce yıllık mezarlıkta çeşitli metal takılar tespit edildi (İsveç Ulusal Tarih Müzeleri)

İsveç'te eski bir yerleşim yeri arayan arkeologlar, devasa bir Viking mezarlığı buldu. 

Ülkenin güneydoğusundaki Tvååker köyünde yapılacak yol çalışması öncesi bölgeyi inceleyen arkeologlar bir gömü alanı olduğunu fark etti.

İsveç Ulusal Tarih Müzeleri, 25 Ekim'de yapılan açıklamada 2019'a kadar süren çalışmalarda 139 ayrı mezar saptandığını ifade ediyor.

Tvååker'den tarihi destanlarda bahsedilmesine rağmen, bu mezarlığın yer üstündeki kalıntıları yakın zamana kadar bilinmiyordu.

Bilim insanları bunun, aradan geçen yıllarda yapılan tarım faaliyetlerinden kaynaklandığını düşünüyor.

Mezarlarda beklendiği gibi hem insan hem hayvan kemikleri tespit edildi. Sığır ve domuz adak amacıyla mezara konurken, köpeklerin ölen kişiye eşlik ettiği tahmin ediliyor. 

Araştırmacılar ayrıca hayvanlar yerleştirilmeden önce cesetlerin yakıldığını gösteren bulgular da edindi. 

MS 793 ila 1066'ya denk gelen Viking Çağı'ndaki ritüellerde, cesetler bir cenaze ateşinde yakılır, üstlerine inek veya domuz gibi hayvanlar konur ve mezar kapatılırdı.

Projeye liderlik eden Petra Nordin "Ölüler yakıldıktan sonra, muhtemelen yiyecek sunusu olarak küllerin üzerine yanmamış hayvanlar, genellikle de sığırlar yerleştiriliyordu" diye açıklıyor.

bthy
Ateşten büyük ölçüde etkilenen sikke, mezarlıktaki en eski mezarlarla aynı döneme ait (İsveç Ulusal Tarih Müzeleri)

Arkeologlar kemiklerin yanı sıra metal aksesuarlar, seramik kaplar ve bazı mezarların etrafına tekne şeklinde yerleştirilmiş büyük taşlar da buldu.

Ayrıca 795-806 dönemine tarihlenen, gümüş bir Arap sikkesinin parçası çıkması, mezarlığın hangi döneme ait olduğu hakkında fikir veriyor.

Mezarlardan birini özellikle ilgi çekici bulan Nordin "Mezarda 17 kap, insan ve hayvan kemiklerinin yanı sıra dokuma ağırlıklar ve demirden ok uçları vardı" diyerek ekliyor: 

Kare şeklindeki çukuru, yer üstündeki ölü yakma ateşine iyi bir hava akımı sağlayacak bir yapı olarak yorumladık.

Nordin gömü alanının sadece yüzde 6'sını kazdıklarını ve mezarlığın bağlı olduğu yerleşim birimini bulamadıklarını ifade ediyor. 

Yine de mezarlığın Tvååkersån Nehri'yle Järnbärarvägen diye bilinen antik bir yol arasındaki düz bir sırt üzerinde stratejik bir noktada yer alması, bu bölgenin Viking Çağı ticareti ve taşımacılığında önemli bir rol oynadığına işaret ediyor.

Arkeologlar bölgede yapılacak kazıların mezarlıkla ilgili soru işaretlerini gidereceğini umuyor.

Independent Türkçe, Live Science, Archaeology News



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe