2024'ün en iyi 10 korku filmi

Rekortmen bağımsız projeler, başarılı devam filmleri ve çarpıcı ilkler

AMC Networks Film Grubu Başkanı Scott Shooman, Chris Nash'in ilk uzun metrajı In a Violent Nature'ı "korku dünyasında kalıcı bir etki yaratacak bir film" diye nitelendiriyor (IFC Films)
AMC Networks Film Grubu Başkanı Scott Shooman, Chris Nash'in ilk uzun metrajı In a Violent Nature'ı "korku dünyasında kalıcı bir etki yaratacak bir film" diye nitelendiriyor (IFC Films)
TT

2024'ün en iyi 10 korku filmi

AMC Networks Film Grubu Başkanı Scott Shooman, Chris Nash'in ilk uzun metrajı In a Violent Nature'ı "korku dünyasında kalıcı bir etki yaratacak bir film" diye nitelendiriyor (IFC Films)
AMC Networks Film Grubu Başkanı Scott Shooman, Chris Nash'in ilk uzun metrajı In a Violent Nature'ı "korku dünyasında kalıcı bir etki yaratacak bir film" diye nitelendiriyor (IFC Films)

2024, korku filmleri açısından son derece bereketli bir yıl oldu. İstilacı devasa örümceklerden türlü türlü seri katillere, sadist psikopatlardan kurtulması güç lanetlere kadar, farklı alt türlerdeki birbirinden ürkütücü filmler izledik. 

Bağımsız yapımların yükselişi takdire şayandı; yüz milyonlarca dolar bütçeli filmleri gişede madara eden düşük maliyetli korkular bile oldu.

Korku türü açısından böylesine keyifli geçen bir senede, filmleri sıralamak epey zorlayıcı ama bir o kadar da keyifliydi. 

İlk 10'da kendine kıl payıyla yer bulamayan Azrail (Azrael), Terrifier 3, Alien: Romulus, MaXXXine ve Omen: İlk Kehanet (The First Omen) de türün meraklılarını tatmin edebilecek, dikkate ve bahsetmeye değer yapımlar olarak öne çıktı.

Kostümle, makyajla uğraşmadan, evinde kendi Cadılar Bayramı'nı kutlamak isteyen korku meraklılarına bugün (ve aslında her gün) için önerilerimizi sıraladık...

10. Tutsak Abigail (Abigail)

Samara Weaving'in gerçek bir çığlık kraliçesi olduğunu kanıtlayan 2019 yapımı Saklambaç'a (Ready or Not) da imza atan Matt Bettinelli-Olpin ve Tyler Gillett ikilisi, korkuyla komedi karışımını mükemmelleştirince ortaya Tutsak Abigail çıktı.

sacdv
Geçen yaz hayatını kaybeden Euphoria yıldızı Angus Cloud'un da rol aldığı filmde 34 yaşındaki Melissa Barrera'ya (solda) 2009 doğumlu İrlandalı yıldız Alisha Weir (sağda) eşlik ediyor (Universal Pictures) 

Çığlık 5 (Scream) ve Çığlık 6'nın (Scream IV) yükselen (ancak maalesef seriden kovulan) yıldızı Melissa Barrera ve Dan Stevens'ın ilham verici performanslarıyla daha da keyifli bir seyirlik haline gelen bu bol kanlı fidye macerasında, masum ve ürkek bir kız gibi görünen bir vampiri kaçıran talihsiz grubun başlarına gelenleri izliyoruz.

9. Oddity 

Damian McCarthy'nin doğaüstü cinayet gizemi Oddity, çarpıcı görüntüler ve etkileyici performanslarla dolu. Carolyn Bracken, kız kardeşinin ölümünün gizemini çözmeye çalışan, psişik güçlere sahip kör bir kadını başarıyla canlandırıyor. Perili bir antika dükkanının sahibi olan Bracken, yanına epeyce ürkütücü tahta bir manken alarak kız kardeşinin saray yavrusu gibi malikanesinde ipucu arıyor. 

bghnjukı
Prömiyeri 8 Mart'ta South by Southwest'te yapılan Oddity, festivalin İzleyici Ödülü'nü kazandı (Wildcard Distribution)

McCarthy, ilk uzun metrajı Caveat'le yaptığı sağlam başlangıcı, tüyler ürperten atmosferiyle izleyicisini diken üstünde tutmayı başaran Oddity'yle daha iyi bir noktaya taşımayı başarıyor.  

8. Şeytanla Bir Gece (Late Night with the Devil)

Yılın sürprizlerinden Şeytanla Bir Gece, izleyicilerin yan rollerde görmeye alıştığı David Dastmalchian'i filmin merkezine taşıyor. 49 yaşındaki aktör, eşinin ölümünden sonra düşen reytinglerini yükseltmeye kararlı ikinci sınıf bir sohbet programı sunucusu rolünde izleyicinin karşısına çıkıyor. Bu yüzden de şeytan tarafından ele geçirilmiş olabilecek bir kızı, Cadılar Bayramı özel bölümüne çıkarmakta tereddüt etmiyor.

xcdvf
Şeytanla Bir Gece, sinemalarda gösterime girdiği ilk üç günde 2,8 milyon dolar kazanarak dağıtımcısı IFC Films için rekor kırmıştı (IFC Films)

Yönetmen koltuğunu Cameron ve Colin Cairnes paylaşırken, 1977'de geçen bu dönem filminde zekice kurgulanmış hikaye, gerçek zamanlı ilerliyor ve son perdeye kadar inişli çıkışlı bir seyir izliyor.

Şeytanla Bir Gece, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 tam puan almaya çok yaklaşmıştı.

7. Sakın Ses Çıkarma (Speak No Evil)

Hollywood 2022'de, izleyiciyi yerine mıhlayan Danimarka yapımı Speak No Evil'ı gördüğünde elbette kayıtsız kalamadı ve arayı çok da açmamaya karar vererek bu filmi yeniden çekmeye karar verdi. 

Bunun için yeniden çevrimde rol alması için belki de en uygun aktörlerden birinde karar kılındı: 2016 yapımı Parçalanmış'ta (Split) adeta "Nasıl binbir surat olunur?" dersi veren İskoç aktör James McAvoy.

xcdvfgrth
James McAvoy, karanlık bir sırrı olan Britanyalı ailenin babası Paddy'yi canlandırırken "toksik" fenomen Andrew Tate'ten esinlendiğini söylemişti (Universal Pictures)

2008'de ilk filmi Kan Gölü'yle (Eden Lake) başarılı bir iş çıkaran yönetmen James Watkins imzasını taşıyan Sakın Ses Çıkarma, tatilde tanıştıkları Britanyalı çiftin daveti üzerine çiftliklerine misafirliğe giden Amerikalı bir ailenin kabusa dönen hayatını merkeze alıyor. Filmi izledikten sonra davetleri kabul etmeden önce iki kere düşünebilirsiniz...

6. Gülümse 2 (Smile 2) 

Gülümse 2, dünya turnesine çıkmaya hazırlanırken yaşadığı açıklanamayan olaylarla hayatı kabusa dönen pop yıldızı Skye Riley'nin etrafında dönüyor. 

Naomi Scott'ın etkileyici performansıyla öne çıkan devam filmi, ilk Gülümse'nin sürpriz başarısını sürdürmeyi beceriyor. 

xcsvfbg
18 Ekim'de gösterime giren Gülümse 2'nin 2 saat 12 dakikalık süresini "fazla uzun" bulan eleştirmenler de oldu (Paramount Pictures)

Senaristliğini ve yönetmenliğini ilk filmde olduğu gibi Parker Finn'in üstlendiği tekinsiz korku, kötü niyetli gülümsemeleriyle yine izleyicisinin tüylerini ürpertip asabını bozuyor.

37 yaşındaki Finn, ilk filmle aldığı övgü dolu yorumları ve yüksek puanları daha da yükseğe taşımayı başardı.

5. Vermines

Yönetmen ve ortak yazar Sébastien Vanicek, Fransa'daki köhne bir apartmana ölümcül örümceklerden oluşan bir ordu getirince, ortaya yılın en iyi korku filmlerinden biri çıkıyor. 

sh
Stephen King'in de övgüyle bahsettiği filmi olabildiğince gerçekçi kılmak için çekimlerde 200 gerçek örümcek kullanıldı (My Box Films)

Vermines, egzotik hayvanlara tutkuyla bağlı Kaleb'ın, evine zehirli bir örümceği getirmesiyle çığrından çıkan olayları merkeze alıyor. Özellikle örümcek ve böcek korkusu olan korku meraklılarını, baş etmesi zor dakikalar bekliyor. 

Ceset sayısının sürekli arttığı filmde, örümcekler her duvar ve yüzeyde cirit attıkça seyirciler irkilecek, yerinden zıplayacak ve istemsizce kaşınacak. Tecrübeyle sabittir...

4. In a Violent Nature

Variety, In a Violent Nature için "Yönetmen Chris Nash'in 80'lerin slasher'larına getirdiği yenilikçi yaklaşım, VHS dönemi hayranları için bulunmaz bir nimet" ifadelerini kullanıyor. 

Johnny adında doğaüstü ve maskeli bir katili takip eden düşük bütçeli yapımın temposu film boyunca fazla hızlanmasa da izleyiciyi tedirgin etmeye yetiyor da artıyor bile. Nash'in vahşi sahneleriyle izleyiciyi zorlaması muhtemel filmi, bu kez olayları kurbanın değil katilin bakış açısından ele alıyor.

6uk
Kanada yapımı In A Violent Nature, mayısta Şikago Film Festivali'nde gösterilmiş ve izleyicileri şoke etmişti (IFC Films)

Birleşik Krallık merkezli gazete Guardian, Türkiye'de vizyon şansı bulamayan filmle ilgili incelemesinde şöyle diyor: 

Yönetmen Chris Nash, türün klişelerinden uzaklaşarak, tehlikenin açık havanın güzelliği içinde ortaya çıktığı büyüleyici derecede farklı bir slasher filmi sunuyor.

3. Cambaz (Longlegs)

Oz Perkins'in izleyicisini yorulmak bilmeden korkutan filminde kötülük her yerde pusuda bekliyor. Peşimdeki Şeytan (It Follows) ve Watcher'la tanınan Maika Monroe, polisiye unsurlar da içeren ve Jonathan Demme'in tüyler ürperten klasiği Kuzuların Sessizliği'yle (Silence of the Lambs) kıyaslanan Cambaz'da, bağımsız korku sinemasının "çığlık kraliçesi" olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

Cambaz'ın atmosferi kötülükle dolup taşarken yönetmen Perkins, dehşetin dozunu hiç düşürmüyor. Cambaz'da izleyiciler, özellikle de uzun plan çekimlerde köşeyi dönünce ne olacağını merak ederken kan ter içinde kalıyor.

rbgthy
Eleştirmenler Cambaz için "Bittikten sonra da düşüncelerinizde, derinizin altında ve karın boşluğunuzda kalıyor" ifadelerini kullanmıştı (Neon)

60 yaşındaki Nicolas Cage, 2019 yapımı Color Out of Space ve Panos Cosmatos'un yönettiği Mandy gibi yapımlarla korku türündeki başarısını zaten kanıtlamıştı. Sıradışı bir seri katil hikayesi anlatan Cambaz'da Cage, daha önceki hiçbir haline benzemiyor. 

2. Sevgilim Kaç (Strange Darling)

Bu muhteşem ve dolambaçlı seri katil filmiyle ilgili ne kadar az şey bilirseniz o kadar iyi. Fragmanı bile izlemeden, kendinizi sadece iki başrol oyuncusuyla, sizi diken üstünde tutarak ilerleyen hikayenin akışına bırakın. Etkileyici performanslar sayesinde zamanın nasıl geçtiğini bile anlamayacağınız Sevgilim Kaç'ta Willa Fitzgerald ve Kyle Gallner'ın oyunculukları göz dolduruyor. Kedi-fare kovalamacası, kazara onların yörüngesine giren insanlara neredeyse hiç şans tanımadan Oregon'un küçük kasabasını altüst ediyor.

sxcdvf
Prömiyeri 22 Eylül 2023'te, Teksas'ın Austin kentinde düzenlenen Fantastic Fest'te yapılan Sevgilim Kaç, tek gecelik bir ilişkinin kedi fare oyununa dönüşmesini anlatıyor (Miramax)

Korku üstadı Stephen King'in de övmeye doyamadığı Sevgilim Kaç, yılın en vurucu bağımsız filmi olarak öne çıkıyor. Alkışlar yönetmen J.T. Mollner'a...

1. Cevher (The Substance)

Coralie Fargeat'nın ünlüleri hicveden filmi, yaşlanmayı tersine çevirmekle ilgili zekice bir bilimkurgu öyküsü gibi başlıyor. Ancak film, üçüncü perdesinde bambaşka bir hal alarak aynı anda hem eğlenceli hem çirkin hem de trajik olmayı başarabilen bir kan banyosuna dönüşüyor.

Demi Moore, bir zamanlar fırtına gibi eserken artık yaşlandığı için yerini kendisinden daha genç birinin alacağını kabullenemeyen eski bir yıldızı canlandırıyor. Çok geçmeden Margaret Qualley devreye giriyor ve izleyiciler, hızlı ve tehlikeli bir yükselişe şahit oluyor. İzleyiciler Cevher'le ilgili ne kadar az şey bilse o kadar iyi. O sebeple üçüncü perdeye dair ipucu vermemek en iyisi.

xs
Cevher, prömiyerini yaptığı prestijli Cannes Film Festivali'nde En İyi Senaryo ödülüne layık görülmüş, 61 yaşındaki Demi Moore'un performansı övgüyle karşılanmıştı (MUBI)

48 yaşındaki Fargeat, başrolünde İtalyan yıldız Matilda Anna Ingrid Lutz'un yer aldığı, sınırları zorlayan 2017 yapımı İntikam'la (Revenge) neler yapabileceğinin sinyalini çoktan vermişti. Ancak Fargeat, Cevher'le bunu üst seviyeye taşıyor ve belki de sadece yılın değil beden korkusu (body horror) alt türünün en iyi örneklerinden birine imza atıyor.

Independent Türkçe_Nazlı Erdol



Pompeii, Antik Roma betonunun sırlarını açığa çıkardı

Vezüv Yanardağı'nın MS 79'da patlaması sonucu Pompeii yerle bir olmuştu (Reuters)
Vezüv Yanardağı'nın MS 79'da patlaması sonucu Pompeii yerle bir olmuştu (Reuters)
TT

Pompeii, Antik Roma betonunun sırlarını açığa çıkardı

Vezüv Yanardağı'nın MS 79'da patlaması sonucu Pompeii yerle bir olmuştu (Reuters)
Vezüv Yanardağı'nın MS 79'da patlaması sonucu Pompeii yerle bir olmuştu (Reuters)

Pompeii'de keşfedilen bir inşaat alanı, Antik Roma betonunun nasıl üretildiğine ilişkin tartışmalara son noktayı koydu.

Beton, Romalıların Kolezyum ve Pantheon'un yanı sıra hamamlar, büyük binalar, su kemerleri ve köprüler gibi o döneme kadar eşi benzeri görülmemiş yapılar inşa etmelerine olanak sağladı. 

Öte yandan bu betonu nasıl elde ettikleri süregelen bir tartışma konusuydu. Mimar Vitruvius'un MÖ 1. yüzyılda yazdığı formüle göre Romalılar, kalsiyum hidroksit kullanıyor ve kireci suyla karıştırdıktan sonra  volkanik kül gibi diğer malzemeleri karışıma dahil ediyordu.

Ancak bu formülle hazırlanan beton, Roma mimarisinde görülen ve malzemeye kendi kendini onarma kapasitesi kazandıran "kireç topaklarını" oluşturmuyordu.

Vezüv Yanardağı'nın MS 79'da patlaması sonucu Pompeii'de zamanda donup kalmış bir inşaat alanı keşfeden bilim insanları betonun nasıl üretildiğini saptamayı başardı.

Araştırmacılar, yarım kalmış bina inşaatında bitmemiş duvarlar ve beton üretimi için önceden karıştırılmış kuru malzemeler buldu.

Bulguları hakemli dergi Nature Communications'ta 9 Aralık Salı yayımlanan çalışmayı yürüten Admir Masic, son derece iyi korunmuş alan hakkında "Malzemeler, patlamanın şehri zamanda dondurduğu andaki gibi kalmıştı" diyor. 

Bu alanı incelemek, MS 79'a zaman yolculuğu yapmışım ve beton karıştıran işçilerin yanında duruyormuşum hissi yarattı.

Beton karışımı üzerine yapılan kimyasal analiz, Romalıların Vitruvius'un anlattığından farklı bir şekilde, "sıcak karıştırma" denen bir yöntemle ürettiğini ortaya koydu.

Bu yöntemde kalsiyum oksit, doğrudan su ve volkanik kayayla kül karışımıyla birleştiriliyor ve kimyasal reaksiyon karışımı kendiliğinden ısıtıyordu. 

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden (MIT) Masic, "Kanıtlarımız, kalsiyum oksidin yapıların betonunda birincil rol oynadığını gösteriyor" diyerek ekliyor: 

Buna karşılık kalsiyum hidroksit genellikle işlenebilirlik ve pürüzsüz yüzeylerin önemli olduğu, harç ve sıvaların kaplamasında kullanılıyordu.

Ayrıca Vitruvius'un anlattığı yöntemin, Pompeii'deki inşaat zamanında artık pek kullanılmıyor olması da muhtemel.

Sıcak karıştırma yöntemi, betonun çatlakları kimyasal yolla onarması nedeniyle öne çıkıyordu. Bu yolla üretilen beton, yapımında kullanılan kirecin beyaz kalıntıları olan "kireç topakları" içeriyor. Bunlar çözünüp yeniden kristalleşerek suyun sızması sonucu oluşabilecek çatlakları onarıyor.

Masic, "Modern betonlar genellikle kendi kendini onarma özelliğinden yoksun" ifadelerini kullanıyor: 

Bu nedenle, bu antik yöntem modern standartlara doğrudan bir alternatif sunmasa da ortaya çıkarılan prensipler, yeni nesil dayanıklı ve düşük karbonlu betonların tasarımına ilham verebilir.

Independent Türkçe, Reuters, New Scientist, Scienc Alert, Nature Communications


Japonya'da kendi kendini süren yolcu gemisi üretildi

Japonya'nın Olympia Dream Seto feribotu bugünden itibaren yarı otonom navigasyona başlayacak (Nippon Vakfı)
Japonya'nın Olympia Dream Seto feribotu bugünden itibaren yarı otonom navigasyona başlayacak (Nippon Vakfı)
TT

Japonya'da kendi kendini süren yolcu gemisi üretildi

Japonya'nın Olympia Dream Seto feribotu bugünden itibaren yarı otonom navigasyona başlayacak (Nippon Vakfı)
Japonya'nın Olympia Dream Seto feribotu bugünden itibaren yarı otonom navigasyona başlayacak (Nippon Vakfı)

Gelişmiş otonom navigasyon sistemine sahip, dünyada bir ilk olan yolcu feribotu Japonya'da görücüye çıktı. Duyuru, gemilerin ticarileştirilmesi projesinde yer alan Asya merkezli bir kâr amacı gütmeyen kuruluş tarafından tanıtıldı.

Olympia Dream Seto feribotu Okayama Prefektörlüğü'ndeki Shin-Okayama limanıyla Kagawa Prefektörlüğü'ndeki Tonosho limanı arasında yolcu taşıyacak ve bugünden itibaren yarı otonom olarak seyire başlayacak.

Azalan ve yaşlanan nüfus, Japonya'yı birçok alanda insan kaynakları kıtlığı kriziyle karşı karşıya bırakıyor.

Bu alanlardan biri de kıyı taşımacılığı sektörü; bazı tahminlere göre mürettebatın yarısından fazlası 50 yaşın üzerinde.

Japonya'da Honshu, Hokkaido, Kyushu ve Shikoku ana adalarıyla bağlantıda kalmak için günlük feribot seferlerine büyük ölçüde bağımlı birçok küçük ada var.

Kuruluş, internet sitesindeki açıklamada "Nippon Vakfı Tam Otonom Gemi Programı, kıyı taşımacılığı için tam otonom seyirin gösterim testlerini gerçekleştirmede dünyaya öncülük ediyor" diye belirtti.

Vakıf, testlerin başarısıyla "bu alanda teknolojik gelişme için daha fazla fırsat yaratmayı, Japonya'nın lojistik, ekonomi ve sosyal platformlarında yeniliği teşvik etmeyi ve ilgili teknolojik gelişmeyi desteklemeyi" amaçladığını açıkladı.

Uzak ada rotalarındaki mürettebat üyelerinin çoğu, rotanın hizmet verdiği bölgeden geliyor ve bu rotalarda mürettebat eksikliği olasılığı var. Bu durum, uzak ada rotalarında hizmetin azaltılmasını kaçınılmaz hale getirecek ve bu bölgelerde yaşayanları rahatsız edecektir. Tam otonom navigasyonun bu sosyal sorunları çözmenin bir yolu olduğuna inanıyoruz.

Nippon Vakfı yöneticisi Mitsuyuki Unno, Olympia Dream Seto yolcu feribotunun en erken gelecek ay sonuna kadar otonom navigasyon kullanarak ticari operasyonlara başlayacağını söyledi.

Teknoloji devleri, karayolu için sürücüsüz otomobiller ve diğer otonom araçlar geliştirme konusunda büyük adımlar atarken, denizlerde bu tür bir seyahat için hâlâ birçok engel bulunuyor.

Örneğin, kara ve deniz arasında telekomünikasyon altyapısının yetersizliği ve denizcilik gemileri için engelden kaçınma teknolojisinin nispeten daha az gelişmiş olması sözkonusu.

Ancak Nesnelerin İnterneti, yapay zeka ve görüntü analizinde dünya lideri olan Japonya'yla uzmanlar, otonom gemi navigasyonunun ülkede hayata geçebileceğini umuyor.

Mevcut projenin önceki bir aşamasında, 2020'yle 2022 arasında Tokyo Körfezi de dahil 5 şirket grubuna ait 6 gemi test edilmişti.

2026'ya kadar sürmesi beklenen projenin mevcut aşaması, çarpışmadan kaçınma ve gemilerin otomatik yanaşma (rıhtıma yanaşma) ve ayrılma (rıhtımdan ayrılma) süreçlerindeki gelişmelerle birlikte teknolojinin uygulanmasını iyileştirmeyi amaçlıyor.

Independent Türkçe


İnsanlar sanılandan 350 bin yıl önce çakmaktaşıyla ateş yakmaya başlamış

Çakmaktaşına vurulduğunda kıvılcım çıkaran pirit, 400 bin yıl önce ateş yakmak için kullanılmaya başlanmış (Craig Williams/British Museum)
Çakmaktaşına vurulduğunda kıvılcım çıkaran pirit, 400 bin yıl önce ateş yakmak için kullanılmaya başlanmış (Craig Williams/British Museum)
TT

İnsanlar sanılandan 350 bin yıl önce çakmaktaşıyla ateş yakmaya başlamış

Çakmaktaşına vurulduğunda kıvılcım çıkaran pirit, 400 bin yıl önce ateş yakmak için kullanılmaya başlanmış (Craig Williams/British Museum)
Çakmaktaşına vurulduğunda kıvılcım çıkaran pirit, 400 bin yıl önce ateş yakmak için kullanılmaya başlanmış (Craig Williams/British Museum)

İnsanların ateş yakmaya sanılandan 350 bin yıl önce başladığı ortaya çıktı.

Ateşi kontrol etmek, daha fazla türden gıdayı tüketme ve zorlu koşullarda hayatta kalma gibi beceriler kazandırdığı için insanlık tarihinin en önemli dönüm noktalarından biri kabul ediliyor.

İnsanların yaklaşık 1 milyon yıl önce doğal  yangınlardan elde edilen ateşi kullanmaya başladığı düşünülüyor. 

Ancak ateşi kendilerinin yakmasının çok daha sonra gerçekleştiği tahmin ediliyor. Bugüne kadar buna dair en eski örnek 50 bin yıl önceyi işaret ediyordu. Fransa'da keşfedilen el baltalarının, ateş yakmak için pirit gibi bir minerale tekrar tekrar vurulduğu belirlenmişti.

Bununla beraber odunları birbirine sürtme yöntemiyle ateş yakmanın, Fransa'daki çakmaktaşı ve pirit yönteminden çok daha eskiye dayandığına inanılıyor. Ancak odunlar organik materyal olduğu için buna dair net kanıtlara ulaşılamıyor. 

British Museum araştırmacılarının liderliğindeki yeni bir çalışmada, Birleşik Krallık'ta (BK) 400 bin yıl önce çakmaktaşıyla ateş yakıldığını gösteren kanıtlar bulundu.

Bilim insanları BK'nin Barnham köyündeki eski bir kil ocağına odaklandı. 1900'lerin başlarında taş aletlerin keşfedildiği bu alanda ateş yakıldığına dair ilk işaretler 2014'te ortaya çıkmış ancak kesin bir sonuca varılamamıştı.

Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (10 Aralık) yayımlanan çalışmada iki küçük oksitlenmiş pirit parçası tespit edildi. 

Araştırmacılar ateş yakmada kullanılan piritin bölgede son derece nadir olduğunu ve muhtemelen onlarca kilometre uzaktan getirildiğini söylüyor.

fgthyju
Barnham'da keşfedilen piritin ateş yakmak için kullanıldığı tespit edildi (Jordan Mansfield/Pathways to Ancient Britain Projec) 

Jeokimyasal testler de bölgedeki kil tabakasının 700 derecenin üzerinde sıcaklıklara kadar ısıtıldığını gösteriyor. Bulgular tek seferlik bir kullanımdan ziyade, defalarca yakılan bir kamp ateşi veya ocağın varlığına işaret ediyor.

Çalışmanın ortak liderliğini üstlenen Rob Davis, "Bu olağanüstü keşif, bu dönüm noktasını yaklaşık 350 bin yıl geriye çekiyor" diyerek ekliyor:

Bunun muazzam sonuçları var. Ateşi yakma ve kontrol etme yeteneği, insan evrimini değiştiren pratik ve sosyal faydalarıyla insanlık tarihinin en kritik dönüm noktalarından biri.

Bilim insanları buradaki ateşi Neandertallerin yaktığını tahmin ediyor. Makalenin yazarlarından Chris Stringer, "Elbette, türümüz (Homo sapiens) Afrika'da evrimleşirken, bu insanlar Britanya ve Avrupa'da yaşıyordu. Bizim türümüz de bu bilgiye sahip olabilir ancak elimizde kanıt yok" diye açıklıyor.

Ateşi kontrol etme becerisinin 400 bin yıl önce başlaması, insan evrimindeki kritik değişimlerde daha önemli bir rol oynamış olabileceğini düşündürüyor. 

Bu beceri; ısınma, ışık, avcı hayvanlardan korunma gibi faydalar sunmanın yanı sıra insanların daha geniş bir yelpazedeki yiyecekleri işlemesine olanak tanıyarak hayatta kalma ihtimalini artırdı. Bu kazanımlar daha geniş grupları ve beyin gelişimini destekledi.

Davis, "Tüm bunlar bir araya gelerek insanların daha uyumlu olmasını, daha sert, daha soğuk ortamlara yayılmasını ve Britanya gibi kuzey enlemlerinde daha başarılı bir şekilde yaşamasını sağladı" diyerek ekliyor:

Ateş; sosyal etkileşimler, yiyecek paylaşımı, dil gelişimi, erken dönem hikaye anlatımı ve mit oluşturma için bir merkez haline geldi.

Independent Türkçe, Science Alert, Guardian, Nature