Gladyatör 2'nin yıldızından Russell Crowe itirafı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Gladyatör 2'nin yıldızından Russell Crowe itirafı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Paul Mescal, Russell Crowe'un telefonu açmasını istiyor.

Normal People'ın 28 yaşındaki yıldızı, Ridley Scott'ın 2000 yapımı tarihi epik filminin Gladyatör'ün (Gladiator) devamında Crowe'un beyazperdedeki oğlu Lucius'u canlandırıyor. Filmin gösterime girmesiyle Crowe, En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar kazanmıştı.

Mescal, Scott'ın tarihçiler tarafından "Hollywood saçmalığından ibaret" diye nitelenen devam filmi Gladyatör 2'nin (Gladiatör II) çekim sürecinde 60 yaşındaki Crowe'la konuşmadığını itiraf etti.

Pedestrian.TV, Crowe'un kendisine Romalı karakteri hakkında tavsiye verip vermediği sorduğunda Mescal şöyle dedi:

Birbirimizle konuşmadık.

Ancak All of Us Strangers'ın yıldızının, Gladyatör 2'de kötü karakter İmparator Caracalla'yı canlandıran rol arkadaşı Fred Hechinger, Crowe'la sohbet ettiğini açıkladı.

Hechinger esprili bir şekilde "Ama ben kendi rolüm hakkında onunla konuştum" diyerek övündü ve Mescal da ekledi:

Evet, Russell ve Fred iyi arkadaşlar.

Crowe'un ona değil, kendisinin Crowe'a Gladyatör tavsiyeleri vermesi gerektiği söylendiğinde Mescal hızla yanıt verdi: 

Kesinlikle hayır. Bu konuda hiç tavsiyeye ihtiyacı yok.

Bu olay, önde gelen bir tarihçinin Gladyatör'ün yakında gösterime girecek devam filmine dair görüşlerini paylaşmasından kısa bir süre sonra yaşandı.

asrth
Paul Mescal, Gladyatör 2'de (Paramount)

Filmin fragmanında, Roma'daki Kolezyum'un sular altında kalarak köpekbalıklarıyla dolduğu bir sahne de dahil olmak üzere bir dizi dramatik sekansa yer veriliyor.

Chicago Üniversitesi'nde klasik dönem üzerine çalışan ve Princeton, Harvard ve Berkeley Üniversiteleri'nden diploması olan profesör Dr. Shadi Bartsch, The Hollywood Reporter'a bu fikrin "Hollywood saçmalığından ibaret" olduğunu söylemişti.

Dr. Bartsch, Romalıların arenada sualtı savaşları organize etmek için Kolezyum'u gerçekten suyla doldurduğunu kabul etmiş ama "Köpekbalıklarının ne olduğunu Romalıların bildiğini sanmıyorum" diye eklemişti.

Daha bariz bir anakronizmse Romalı bir soylunun, bir kafede çay içerek sabah gazetesini okuduğu sahnede görülüyor. Matbaa bundan yaklaşık 1200 yıl sonra icat edilmişti.
 

y6ju7k
Russell Crowe, Gladyatör'de (Paramount)

Dr. Bartsch "Günlük haberler vardı (Acta Diuma) ama oyularak belirli konumlara yerleştiriliyordu" diye açıklamıştı.

Oraya gitmen gerekiyordu, gazeteyi elinde tutamıyordun. Ayrıca, kafeleri de yoktu!

Scott, filmlerine yönelik bu tür eleştirileri genellikle göz ardı ediyor. Geçen yıl biyografik filmi Napolyon (Napoleon) gösterime girdiğinde, tarihçi Dan Snow, yapımdaki tarihsel yanlışlıklardan bahsettiği bir videoyla TikTok'ta viral olmuştu.

Snow'un dikkat çektiği sorunlardan biri afişte de yazdığı gibi Napolyon'un "hiçlikten geldiği" fikriydi. Snow "Aslında, Napolyon'un babası bir aristokrattı" diye belirtmişti. The New Yorker'ın Scott hakkında hazırladığı profilde, Snow'un yaptığı eleştirilere de değinildi. Yayında Scott'ın, Snow'un fragmanla ilgili eleştirilerine dair görüşü sorulduğunda verdiği yanıtın kısa ve basit olduğu aktarılmıştı:

Bir hayat edinin.

Gladyatör 2, 15 Kasım 2024'te sinemalarda.

Independent Türkçe



Ragnarök gerçek mi? 1500 yıl önceki felaket İskandinav efsanelerine ışık tutuyor

Araştırmacılar efsanedeki uzun kışın, insanlığın en kötü yılından esinlendiğinden şüpheleniyor (Unsplash)
Araştırmacılar efsanedeki uzun kışın, insanlığın en kötü yılından esinlendiğinden şüpheleniyor (Unsplash)
TT

Ragnarök gerçek mi? 1500 yıl önceki felaket İskandinav efsanelerine ışık tutuyor

Araştırmacılar efsanedeki uzun kışın, insanlığın en kötü yılından esinlendiğinden şüpheleniyor (Unsplash)
Araştırmacılar efsanedeki uzun kışın, insanlığın en kötü yılından esinlendiğinden şüpheleniyor (Unsplash)

Bilim insanları İskandinav mitolojisindeki Ragnarök'le ilişkilendirilen olayların, yaklaşık 1500 yıl önce Danimarka'da yaşanmış olabileceğine işaret eden kanıtlar tespit etti.

Son yıllarda Marvel filmleriyle popülerleşen Ragnarök, kıyametin İskandinav mitolojisindeki karşılığı. 

Vikingler, tanrıların birbiriyle savaşıp ölmesinin ardından dünyanın sona erip yeniden doğacağına inanıyordu. Ragnarök'ün alameti sayılan bir dizi felaketin de Fimbulwinter (Büyük Kış) denen zorlu ve uzun bir kış mevsimiyle başlayacağı düşünülüyordu. 

Bu olay genellikle insan uygarlığının yükselişi ve çöküşüne dair sembolik bir anlatım aracı olarak yorumlanıyor. Fakat bazı araştırmacılar, Fimbulwinter'ın gerçek dünyada bir karşılığı olup olmadığını masaya yatırmaya karar verdi.

Pek çok uzmana göre insanlık tarihinin en kötü yılı kabul edilen MS 536, bir veya birden fazla yanardağ patlamasına sahne olmuştu. 

Kuzey Yarımküre'deki bu olaylar, gökyüzünün kül ve sülfürle kaplanmasına yol açarak güneş ışığını engellemiş, yıllar süren bir "volkanik kışı" tetiklemişti. 

Bu iklim felaketinin Danimarka'yı ne kadar etkilediği bugüne kadar pek net değildi. 

İskandinav ülkesinin 1500 yıl kadar öncesine bir pencere açan araştırmacılar, bu olayın Fimbulwinter'a ilham vermiş olabileceğini söylüyor. 

Danimarka Ulusal Müzesi'nden bilim insanları MS 300'le 800 arasına ait 650 adet meşe ağacını analiz etti.

Ağaçlardaki halkaları inceleyen ekip, MS 536'dan itibaren ve özellike MS 539'la 541 arasındaki dönemde bitkilerin gelişiminde ciddi bir gerileme kaydetti.

Hakemli dergi Journal of Archaeological Science: Reports'ta yayımlanan makalenin yazarlarından Morten Fischer Mortensen "Ağaçlar büyümüyorsa tarlalarda da hiçbir şey yetişemez. Herkesin tarımla geçindiği bir toplumda bunun feci sonuçları olur" diyerek ekliyor: 

Bu, yürüttüğümüz diğer çalışmalarla da destekleniyor. Burada tahıl üretiminde ciddi bir düşüş görüyoruz.

Araştırmacılar ayrıca bu dönemde Norveç ve İsveç'te halkın neredeyse yarısının öldüğünün tahmin edildiğini ve bunun Danimarka için de geçerli olabileceğini düşünüyor. 

Olayları İskandinav mitolojisiyle bağdaştıran Mortensen "Üç yaz üst üste meşe ağaçlarının neredeyse hiç büyümemesi dikkat çekici" diyor:

Ragnarok efsanesi, arada yaz mevsiminin yaşanmadığı, üç yıl süren bir kışla başlıyor.

Yine de ekip bulguların, Fimbulwinter'in bu olaylardan esinlendiğini kesin olarak kanıtlamadığını belirtiyor. 

Mortensen "Bu tür efsaneler hayal ürünü de olabilir, uzak bir geçmişten gelen gerçeğin yankısını da taşıyabilir" ifadelerini kullanıyor: 

Birçok kişi Fimbulwinter'ın 6. yüzyıldaki iklim felaketine atıfta bulunup bulunmadığına dair spekülasyonlar yürütüyor ve şimdi bilimsel yolla edindiklerimizle büyük bir eşleşme olduğunu söyleyebiliriz.

Yeni çalışma Viking Çağı'na ait efsanenin yanı sıra çavdar ekmeğinin geçmişi hakkında da bir fikir veriyor. 

İklim felaketini takip eden yüzyıllarda çavdarın bölgede daha fazla yetiştirildiğini saptayan araştırmacılar, bunun zorlu kışlara hazırlık amacı taşıdığından şüpheleniyor.

Mortensen, Danimarkalıların çavdar ekmeğine düşkünlüğünün bu dönemde başlamış olabileceğini ifade ediyor. 

Independent Türkçe, IFL Science, Daily Mail, Journal of Archaeological Science: Reports