İnsanlığın Ay'a dönüşü: NASA, 9 bölge belirledi

İnsanlık Artemis III'le 50 yıl sonra ilk kez Ay'a inmeye hazırlanırken beyaz olmayan ve kadın astronotlar da ilk kez oraya gidecek.

Bir NASA sanatçısının illüstrasyonunda, iki Artemis III astronotu Ay'da çalışıyor. NASA astronotları, en az Eylül 2026'ya kadar gerçekleşmeyecek bu görevle 50 yıl sonra ilk kez Ay'a dönecek (NASA)
Bir NASA sanatçısının illüstrasyonunda, iki Artemis III astronotu Ay'da çalışıyor. NASA astronotları, en az Eylül 2026'ya kadar gerçekleşmeyecek bu görevle 50 yıl sonra ilk kez Ay'a dönecek (NASA)
TT

İnsanlığın Ay'a dönüşü: NASA, 9 bölge belirledi

Bir NASA sanatçısının illüstrasyonunda, iki Artemis III astronotu Ay'da çalışıyor. NASA astronotları, en az Eylül 2026'ya kadar gerçekleşmeyecek bu görevle 50 yıl sonra ilk kez Ay'a dönecek (NASA)
Bir NASA sanatçısının illüstrasyonunda, iki Artemis III astronotu Ay'da çalışıyor. NASA astronotları, en az Eylül 2026'ya kadar gerçekleşmeyecek bu görevle 50 yıl sonra ilk kez Ay'a dönecek (NASA)

NASA, Ay'da astronotların yeniden iniş yapabileceği bir dizi bölge belirledi.

Ajans, en az Eylül 2026'ya kadar gerçekleşmeyecek Artemis III göreviyle insanları yeniden Ay'a göndermeye hazırlanıyor. Böylece insanlar 50 yıl sonra ilk kez Ay'ın yüzeyinde yürüyecek.

Ay'dan Mars'a Programı'ndan sorumlu müdür yardımcısı Lakiesha Hawkins yaptığı açıklamada "Artemis, insanlığı Ay'a geri götürerek keşfedilmemiş bölgeleri görecek. NASA'nın bu bölgeleri seçmesi, mürettebatın yeni bilimsel keşifler yapılmasını sağlayacağı ve Ay'ın yüzeyinde yaşamayı öğrenecekleri güney kutbunun yakınlarına güvenli bir şekilde indirmekteki kararlılığımızı gösteriyor" dedi.

NASA, bu görev için tamamı Ay'ın güney kutbuna yakın olan 9 muhtemel iniş bölgesi seçti. NASA mühendisleri ve bilim insanları, uzay aracı Lunar Reconnaissance Orbiter'ı ve farklı araştırmalardan elde edilen verileri kullanarak Ay'ın güney kutbunu inceledi.
 

sxdcf
(NASA)

Seçilen bölgeler arasında Slater Ovası, Nobile Rim 1 ve 2, Mons Mouton, de Gerlache Rim 2, Mons Mouton Platosu, Malapert Massif, Haworth ve Cabeus B'nin yakınlarındaki tepe yer alıyor.

Görevin zamanlaması konusunda esneklik sağlayan bu bölgeler, bilimsel araştırmalar ve mühendislik çalışmalarıyla daha fazla incelenecek.

Bölgelerin bilimsel değeri de analiz edildi. Her bir saha Güneş Sistemimizin ve kayalık gezegenlerin tarihine yeni bir ışık tutma potansiyeli taşıyor.

Ay'ın güney kutbu, astronotlar tarafından hiç keşfedilmemişti ve bölge su gibi kaynakların saklanabileceği kalıcı gölgeli alanlar barındırıyor.

xscdfgt
NASA'ya ait bir görüntü, NASA'nın Artemis III görevinde iniş yapabileceği 9 olası bölgeyi gösteriyor. Ay'ın güney kutbu daha önce hiç mürettebatlı bir görevde keşfedilmedi (NASA)

NASA merkezinde Artemis görevinin Ay bilimi sorumlusu olan Sarah Noble "Ay'ın güney kutbu, Apollo görevleri sırasında iniş yaptığımız yerden tamamıyla farklı bir ortam" dedi.

Güney kutbu, Ay'ın en eski arazilerinden bazılarının yanı sıra su ve başka bileşikler içerebilecek soğuk, gölgeli bölgelere erişim imkanı sunuyor. Bu iniş bölgelerinden herhangi biri inanılmaz bilimsel çalışmalar ve yeni keşifler yapmamızı mümkün kılacak.

NASA, görevin uzay aracı güzergahı, yörünge yolları ve yüzey ortamının koşulları gibi unsurlarını etkileyen fırlatma tarihi hedefini belirledikten sonra Artemis III sahalarını seçecek.

Ajans, yakında sahaların jeolojik haritalarını oluşturacak ve Artemis III uçuşundan sonra planlanan Artemis IV'le Artemis V de dahil olmak üzere ek görevler için uygun alanlar araştırmayı sürdürecek.
Independent Türkçe



Ragnarök gerçek mi? 1500 yıl önceki felaket İskandinav efsanelerine ışık tutuyor

Araştırmacılar efsanedeki uzun kışın, insanlığın en kötü yılından esinlendiğinden şüpheleniyor (Unsplash)
Araştırmacılar efsanedeki uzun kışın, insanlığın en kötü yılından esinlendiğinden şüpheleniyor (Unsplash)
TT

Ragnarök gerçek mi? 1500 yıl önceki felaket İskandinav efsanelerine ışık tutuyor

Araştırmacılar efsanedeki uzun kışın, insanlığın en kötü yılından esinlendiğinden şüpheleniyor (Unsplash)
Araştırmacılar efsanedeki uzun kışın, insanlığın en kötü yılından esinlendiğinden şüpheleniyor (Unsplash)

Bilim insanları İskandinav mitolojisindeki Ragnarök'le ilişkilendirilen olayların, yaklaşık 1500 yıl önce Danimarka'da yaşanmış olabileceğine işaret eden kanıtlar tespit etti.

Son yıllarda Marvel filmleriyle popülerleşen Ragnarök, kıyametin İskandinav mitolojisindeki karşılığı. 

Vikingler, tanrıların birbiriyle savaşıp ölmesinin ardından dünyanın sona erip yeniden doğacağına inanıyordu. Ragnarök'ün alameti sayılan bir dizi felaketin de Fimbulwinter (Büyük Kış) denen zorlu ve uzun bir kış mevsimiyle başlayacağı düşünülüyordu. 

Bu olay genellikle insan uygarlığının yükselişi ve çöküşüne dair sembolik bir anlatım aracı olarak yorumlanıyor. Fakat bazı araştırmacılar, Fimbulwinter'ın gerçek dünyada bir karşılığı olup olmadığını masaya yatırmaya karar verdi.

Pek çok uzmana göre insanlık tarihinin en kötü yılı kabul edilen MS 536, bir veya birden fazla yanardağ patlamasına sahne olmuştu. 

Kuzey Yarımküre'deki bu olaylar, gökyüzünün kül ve sülfürle kaplanmasına yol açarak güneş ışığını engellemiş, yıllar süren bir "volkanik kışı" tetiklemişti. 

Bu iklim felaketinin Danimarka'yı ne kadar etkilediği bugüne kadar pek net değildi. 

İskandinav ülkesinin 1500 yıl kadar öncesine bir pencere açan araştırmacılar, bu olayın Fimbulwinter'a ilham vermiş olabileceğini söylüyor. 

Danimarka Ulusal Müzesi'nden bilim insanları MS 300'le 800 arasına ait 650 adet meşe ağacını analiz etti.

Ağaçlardaki halkaları inceleyen ekip, MS 536'dan itibaren ve özellike MS 539'la 541 arasındaki dönemde bitkilerin gelişiminde ciddi bir gerileme kaydetti.

Hakemli dergi Journal of Archaeological Science: Reports'ta yayımlanan makalenin yazarlarından Morten Fischer Mortensen "Ağaçlar büyümüyorsa tarlalarda da hiçbir şey yetişemez. Herkesin tarımla geçindiği bir toplumda bunun feci sonuçları olur" diyerek ekliyor: 

Bu, yürüttüğümüz diğer çalışmalarla da destekleniyor. Burada tahıl üretiminde ciddi bir düşüş görüyoruz.

Araştırmacılar ayrıca bu dönemde Norveç ve İsveç'te halkın neredeyse yarısının öldüğünün tahmin edildiğini ve bunun Danimarka için de geçerli olabileceğini düşünüyor. 

Olayları İskandinav mitolojisiyle bağdaştıran Mortensen "Üç yaz üst üste meşe ağaçlarının neredeyse hiç büyümemesi dikkat çekici" diyor:

Ragnarok efsanesi, arada yaz mevsiminin yaşanmadığı, üç yıl süren bir kışla başlıyor.

Yine de ekip bulguların, Fimbulwinter'in bu olaylardan esinlendiğini kesin olarak kanıtlamadığını belirtiyor. 

Mortensen "Bu tür efsaneler hayal ürünü de olabilir, uzak bir geçmişten gelen gerçeğin yankısını da taşıyabilir" ifadelerini kullanıyor: 

Birçok kişi Fimbulwinter'ın 6. yüzyıldaki iklim felaketine atıfta bulunup bulunmadığına dair spekülasyonlar yürütüyor ve şimdi bilimsel yolla edindiklerimizle büyük bir eşleşme olduğunu söyleyebiliriz.

Yeni çalışma Viking Çağı'na ait efsanenin yanı sıra çavdar ekmeğinin geçmişi hakkında da bir fikir veriyor. 

İklim felaketini takip eden yüzyıllarda çavdarın bölgede daha fazla yetiştirildiğini saptayan araştırmacılar, bunun zorlu kışlara hazırlık amacı taşıdığından şüpheleniyor.

Mortensen, Danimarkalıların çavdar ekmeğine düşkünlüğünün bu dönemde başlamış olabileceğini ifade ediyor. 

Independent Türkçe, IFL Science, Daily Mail, Journal of Archaeological Science: Reports