Milyonlarca yıllık kayalar, karanlık madde dedektörü olmaya aday

Gizemli ve görünmez karanlık madde, evrendeki tüm maddenin yüzde 80'inden fazlasını oluşturuyor.

Hubble Uzay Teleskobu'nun bu görüntüsündeki galaksiler arasında gizemli mavi ışık eğrileri var. Eğriler uzak galaksilerin bozulmuş görüntülerine karşılık geliyor. Galaksi kümesinin içine hapsolmuş bütün normal ve karanlık maddenin kolektif kütleçekimi, uzay-zamanı bükerek Dünya'ya doğru yol alan ışığı etkiliyor (NASA/ESA /J. Lotz ve HFF Ekibi [STScI])
Hubble Uzay Teleskobu'nun bu görüntüsündeki galaksiler arasında gizemli mavi ışık eğrileri var. Eğriler uzak galaksilerin bozulmuş görüntülerine karşılık geliyor. Galaksi kümesinin içine hapsolmuş bütün normal ve karanlık maddenin kolektif kütleçekimi, uzay-zamanı bükerek Dünya'ya doğru yol alan ışığı etkiliyor (NASA/ESA /J. Lotz ve HFF Ekibi [STScI])
TT

Milyonlarca yıllık kayalar, karanlık madde dedektörü olmaya aday

Hubble Uzay Teleskobu'nun bu görüntüsündeki galaksiler arasında gizemli mavi ışık eğrileri var. Eğriler uzak galaksilerin bozulmuş görüntülerine karşılık geliyor. Galaksi kümesinin içine hapsolmuş bütün normal ve karanlık maddenin kolektif kütleçekimi, uzay-zamanı bükerek Dünya'ya doğru yol alan ışığı etkiliyor (NASA/ESA /J. Lotz ve HFF Ekibi [STScI])
Hubble Uzay Teleskobu'nun bu görüntüsündeki galaksiler arasında gizemli mavi ışık eğrileri var. Eğriler uzak galaksilerin bozulmuş görüntülerine karşılık geliyor. Galaksi kümesinin içine hapsolmuş bütün normal ve karanlık maddenin kolektif kütleçekimi, uzay-zamanı bükerek Dünya'ya doğru yol alan ışığı etkiliyor (NASA/ESA /J. Lotz ve HFF Ekibi [STScI])

ABD'nin Virginia eyaletinden bilim insanları, gizemli karanlık maddeyi ararken son derece eski kayalara yöneldi.

Evrendeki tüm maddenin yüzde 80'inden fazlasını oluşturan bu madde kozmosu şekillendirip etkiliyor. Ancak hiçbir şekilde görünmüyor ve normal sensörler ve tekniklerle tespit edilemiyor.

Virginia Tech'ten araştırmacılar milyar yıllık kayaları analiz ederek karanlık maddenin izlerini bulmayı umuyor. Bu fikir ilk olarak 1980'lerde ortaya atılmıştı. O zamandan bu yana yaşanan teknolojik gelişmeler, araştırmacıları bu fikri yeniden gözden geçirmeye yöneltti. Ya Dünya'nın minerallerinde izler varsa?

Fizik profesörü Patrick Huber yaptığı açıklamada "Bu çılgınca. Bu fikri ilk duyduğumda delilik olduğunu düşündüm. Bunu yapmak istiyorum" diyor.

zxscdfegrt
Doktora adayı Keegan Walkup (solda) ve fizikçi Patrick Huber, eski kayaların kristal kafes yapıları içinde karanlık madde izlerine dair kanıt aramak için Huber'ın kurduğu yeni laboratuvarda çalışıyor (Spencer Coppage/Virginia Tech)

Karanlık madde teorilerini test etmek için yeni bir laboratuvar inşa eden Huber, araştırması için Ulusal Bilim Vakfı ve Ulusal Nükleer Güvenlik İdaresi'nden birkaç milyon dolar aldı.

Fizikçi, çalışmalarını "orta yaş krizine" benzetiyor.

Huber ve meslektaşları yeni görüntüleme yöntemlerini kullanarak mineral kristalindeki bir atom deseni olan kristal kafes yapılarında, uzun zaman önceki karanlık madde etkileşimlerinden kaynaklanan yıkım izlerini ortaya çıkarmayı umuyor.

Karanlık maddenin diğer maddelerle etkileşimlerini, görünür bir maddeye ait atom çekirdeğiyle çarpışması dışında algılamak mümkün değil. Çarpışma sonucu çekirdek geri teperek enerji açığa çıkarıyor.

Huber'la işbirliği yapan Vsevolod Ivanov, bir kayanın içindeki yüksek enerjili bir parçacığın, maddenin temel yapıtaşı olan atomun yüklü çekirdeğine çarptığında geri tepme sonucu çekirdeği yerinden fırlatabileceğini söylüyor. Çekirdeğin ardında bıraktığı boşluk, kristal içindeki yapısal değişikliklere işaret ediyor.

Ivanov, "Milyonlarca yıl boyunca farklı parçacıklara maruz kalmış bir kristali alıp bildiğimiz şeylere karşılık gelen dağılımları çıkaracağız" diyor.

Geriye her ne kalırsa bu yeni bir şey olmalı ve karanlık madde olabilir.

Araştırmacılar, karanlık madde dedektörü olma potansiyeli taşıyan adayları belirleyip saptamaya çalışıyor.

Zürih Üniversitesi'ndeki araştırmacılarla işbirliği kurarak batarya ve seramiklerde kullanılan sentetik lityum florürdeki bu yüksek enerjili parçacıkların üç boyutlu modellerini yapmaya başladılar.

Sentetik madde iyi bir karanlık madde dedektörü olmasa da Huber ve bilim insanlarının sinyalleri belirlemesine katkı sağlayacak.

Independent Türkçe



Yarasa Güzellik Yarışması'nın kazananı: Hoary Potter

Yarışmayı düzenleyen federal kurum, Hoary Potter'ın "büyücülük dünyasının sihrinin vücut bulmuş hali olduğunu" söylüyor (Emma Busk/Arazi Yönetimi Bürosu/AP)
Yarışmayı düzenleyen federal kurum, Hoary Potter'ın "büyücülük dünyasının sihrinin vücut bulmuş hali olduğunu" söylüyor (Emma Busk/Arazi Yönetimi Bürosu/AP)
TT

Yarasa Güzellik Yarışması'nın kazananı: Hoary Potter

Yarışmayı düzenleyen federal kurum, Hoary Potter'ın "büyücülük dünyasının sihrinin vücut bulmuş hali olduğunu" söylüyor (Emma Busk/Arazi Yönetimi Bürosu/AP)
Yarışmayı düzenleyen federal kurum, Hoary Potter'ın "büyücülük dünyasının sihrinin vücut bulmuş hali olduğunu" söylüyor (Emma Busk/Arazi Yönetimi Bürosu/AP)

ABD'de her yıl düzenlenen Yarasa Güzellik Yarışması'nın bu seneki kazananı "Hoary Potter" oldu. 

ABD Arazi Yönetimi Bürosu'nun 2019'dan beri Cadılar Bayramı sezonunda düzenlediği yarışmada halk oylarıyla o yılın en iyi görünümlü yarasası seçiliyor.

Sosyal medyadan yapılan oylamalarla Oregon eyaletinden Lasiurus cinereus türündeki "Hoary Potter" adlı yarasa 2024'ün birincisi seçildi. 

Yarasanın adında J.K. Rowling'in popüler serisine gönderme yapılmasının nedeni, İngilizcede bu türe "hoary" denmesinden kaynaklanıyor.

Arazi Yönetimi Bürosu, hızlı uçma becerisiyle bilinen bu türün, "bu yılın Quidditch takımında arayıcı pozisyonu için mükemmel bir aday" olduğunu ifade ediyor. Harry Potter'ın kitap ve film serisindeki bu oyun, süpürge üstünde uçarak oynanıyordu.

Hoary Potter, ismini Anne Rice'ın kaleme aldığı Vampir Günceleri'neki bir karakterden alan "Lestat"ı yenerek yarışmayı kazandı. 

Geçen yılın biricisiyse yine Oregon'dan "William ShakespEAR" adlı büyük kulaklı bir yarasa olmuştu; "ear" İngilizcede "kulak" anlamına geliyor.

Uluslararası Yarasa Haftası'nda düzenlenen etkinlik, bu memeli hayvanların ekolojik denge içindeki önemi hakkında farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

Yarasa Haftası'nın internet sitesinde "Yarasalar doğal dünyamızın ve ekonomimizin sağlığı açısından hayati önem taşıyan muhteşem yaratıklar" ifadeleri yer alıyor: 

Onları her zaman göremesek de yarasalar her gece dünyanın dört bir yanında tonlarca böceği yiyerek, çiçekleri polenleştirerek ve tohumları yayarak sıkı bir şekilde çalışıyor.

Ancak en az 200 yarasa türünün neslinin tükenme tehlikesi altında olduğu ekleniyor. 

Arazi Yönetimi Bürosu'nda yaban hayatı üzerine çalışan ve Hoary Potter'ın fotoğrafını çeken Emma Busk, bu canlıların yaşam alanlarını kaybetme, hastalık ve ışık kirliliği gibi tehlikelerle karşı karşıya olduğunu belirtiyor. 

Sözkonusu tehlikeler sadece hayvanları değil insanları da etkiliyor. Geçen ay yapılan bir araştırmada ABD'deki yarasa popülasyonundaki azalma, yüzlerce bebeğin ölümüyle ilişkilendirilmişti.

Ayrıca bu canlıların kuduz taşıdığına dair korkunun güçlü bir temeli olmadığını söyleyen Busk ekliyor:

Aslında tüm yarasa popülasyonlarının yüzde 1'inden daha azı kuduz taşıyor ve yarasadan insana hastalık geçişi gerçekten çok düşük.

Busk, etkinliğin uçabilen tek memeli olan yarasalara duyulan sevgiyi artıracağını umuyor.

Independent Türkçe, Washington Post, AP, Bat Week