2 bin 500 yıllık mezar bıçak saplanmış halde bulundu

Arkeolog Tamara Gomez Kobayashi alandaki mezarlardan birinde çalışıyor  (Henrik Pihl)
Arkeolog Tamara Gomez Kobayashi alandaki mezarlardan birinde çalışıyor (Henrik Pihl)
TT

2 bin 500 yıllık mezar bıçak saplanmış halde bulundu

Arkeolog Tamara Gomez Kobayashi alandaki mezarlardan birinde çalışıyor  (Henrik Pihl)
Arkeolog Tamara Gomez Kobayashi alandaki mezarlardan birinde çalışıyor (Henrik Pihl)

Arkeologlar, İsveç'te Demir Çağı'na ait bir kadının mezarına saplanmış küçük bir bıçakla birlikte 2 bin 500 yıllık tuhaf bir gömüyü ortaya çıkardı.

İsveç'in doğusundaki Pryssgården'de bulunan antik mezarlık alanında yapılan son kazıda MÖ 500'le MS 400 arasına tarihlenen yaklaşık 50 gömü ortaya çıkarıldı.

Bu gömülerden kadınınki, onu gömen kişilerin "bıçağı saplamış" gibi görünmesi nedeniyle tuhaftı.

İsveç Ulusal Tarih Müzeleri'nden arkeolog Moa Gillberg yaptığı açıklamada, "Nedenini bilmiyoruz ancak bunun kadın için olduğu açık" dedi.

Arkeologlar bu alanı, kendi bölgesindeki antik mezarlıkları kataloglayan İsveçli rahip Ericus Hemengius'un 1667 kadar erken bir tarihte yazdığı metinden aldıkları ipuçlarıyla keşfetti.

Ancak araştırmacılar bu yıl yaptıkları ön incelemelerde kemikler bulana kadar mezarlardan günümüze bir şey kalıp kalmayacağından emin değildi.

Son kazıda çalışan arkeolog Moa Gillberg, "Toprağı kazmaya başladığımızda iki küçük kafatası parçası ve daha sonra daha küçük taş parçaları gördük. Ayrıca dedektörle kazı alanında iki fibula, elbise tokası ve bir elbise iğnesi bulduk" diye konuştu.

Dr. Gillberg, "O zaman muhtemelen önemli bir şeyle karşı karşıya olduğumuzu ve bunun rahibin bahsettiği mezar alanıyla ilgili olabileceğini fark ettik" dedi.

Araştırmacılar, bir mezarın tuhaf olduğunu söylüyor.

Son derece isli ve kalın bir ateş tabakasına sahip olan mezarda, doğrudan toprağa saplanmış demir bir çakı bulundu.

Dr. Gillberg, "Nedenini bilmiyoruz ama kadın için olduğu açık. Ayrıca çok iyi korunmuş ve çakılmadan önce yakılan odun yığınının üzerinde durmuş olabilir" dedi.
 

sarthyj
Arkeolog Moa Gillberg, mezarlardan birini kazarken (Henrik Pihl)

Kadının muhtemelen ayak başparmağında artrit olduğunu söyleyen araştırmacılar, İsveç'teki diğer mezarlıklarda da benzer kadın mezarları bulunduğunu ve ölülere aynı türden bıçaklar getirildiğini sözlerine ekledi.

Bölgede yaklaşık 50 mezar olabileceğine inanan arkeologlar, ayrıca gömülü iki ev, büyük bir antik depo ve bir kuyunun izlerini buldu.

Dr. Gillberg, "Çukurlardan birinin epey büyük bir direk çukuru olduğu ortaya çıktı, bu nedenle mezarlık için bir tür üst yapının veya sınırın bir parçası olabilir. Bu tür başka çukurlar bulup bulamayacağımızı görmek istiyoruz" dedi.

Independent Türkçe



50 yaşında iki kadın doğumda karıştırıldıklarını DNA testiyle öğrendi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

50 yaşında iki kadın doğumda karıştırıldıklarını DNA testiyle öğrendi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bir DNA testi, iki kadının 50 yıl önce doğumda değiştirildiklerini keşfetmesini sağladı.

İngiltere'de iki kadın 1967'de aynı hastanede doğduktan sonra yanlış ailelerin yanına gittiklerini öğrendi ve bu, Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Servisi (NHS) tarafından onaylanan ilk bebek değiştirme vakası oldu.

BBC'nin haberine göre keşif, 2021'de Noel hediyesi olarak evde DNA testi kiti alan Tony'nin bir kız kardeşi olduğunu öğrenmesiyle başladı.

Test sonuçları, kardeşi olarak Claire takma adıyla bilinen bir kadını işaret ediyordu. Durumu açıklığa kavuşturmak isteyen Tony, iki yıl önce kendi DNA testini yaptıran Claire'le bağlantı kurdu.

Claire'in sonuçları, ebeveynlerinin doğum yeriyle hiçbir bağlantı göstermemesi ve hiç tanışmadığı bir aile üyesiyle genetik bağını ortaya çıkarmasıyla zaten soru işaretleri yaratmıştı.

Claire ve Tony mesajlaşırken, şaşırtıcı bir gerçeği ortaya çıkardılar: Tony'nin kız kardeşi Jessica ve Claire yaklaşık 55 yıl önce aynı zamanda aynı hastanede doğmuştu. Notları karşılaştırdıkça, bir karışıklık olduğuna, yani aslında doğumda yer değiştirdiklerine daha fazla ikna oldular.

Claire, kendi ailesi olabileceğinden şüphelendiği aileyle tanışmaya karar verdiğini yayıncıyla paylaşarak, "Sadece onları görmek, onlarla tanışmak, onlarla konuşmak ve onları kucaklamak istedim" dedi.

Sonunda Tony ve annesi Joan'ın evine gittiğinde (işe gidip gelirken tesadüfen sık sık geçtiği bir köy) taşlar nihayet yerine oturmaya başladı. Claire şöyle hatırlıyor:

[Joan'a] baktım ve dedim ki, 'Aman Tanrım, senin gözlerini almışım! Gözlerimiz aynı. Aman Tanrım, birine benziyorum!'

Joan yayın organına "Doğru hissettirdi" diye konuştu.

Tıpkı benim gençlik günlerimde olduğum gibi görünüyor diye düşündüm. 

Claire ayrıca her zaman inandığından bir gün daha büyük olduğunu, resmi kayıtlarda belirtilenden sadece birkaç saat önce doğduğunu keşfetti. "Doğum belgem yanlış, pasaportum, ehliyetim, her şeyim yanlış" diye açıkladı.

BBC'nin bilgi edinme özgürlüğü kapsamında yaptığı başvurunun ardından, NHS başlangıçta bebeklerin yanlış ebeveynlerle eve gönderildiğine dair kayıtlı bir vaka olmadığını belirtti.

Ancak Claire, Joan'la görüştükten sonra Tony, kadınların doğduğu hastaneden sorumlu NHS birimiyle temasa geçti. NHS Resolution, bu değişimi "dehşet verici bir hata" diyerek doğruladı, yasal sorumluluğu kabul etti ve vakanın "benzersiz ve karmaşık" koşulları nedeniyle tazminat görüşmelerinin sürdüğünü belirtti.

Independent Türkçe