Çığır açıcı üç boyutlu biyoyazıcı, ses dalgaları kullanıyor

Yeni cihaz, laboratuvarda üretilen insan dokularındaki hata riskini kayda değer derecede düşürüyor (Melbourne Üniversitesi)
Yeni cihaz, laboratuvarda üretilen insan dokularındaki hata riskini kayda değer derecede düşürüyor (Melbourne Üniversitesi)
TT

Çığır açıcı üç boyutlu biyoyazıcı, ses dalgaları kullanıyor

Yeni cihaz, laboratuvarda üretilen insan dokularındaki hata riskini kayda değer derecede düşürüyor (Melbourne Üniversitesi)
Yeni cihaz, laboratuvarda üretilen insan dokularındaki hata riskini kayda değer derecede düşürüyor (Melbourne Üniversitesi)

Bilim insanları ses dalgaları kullanarak laboratuvarda insan dokusu üreten bir biyoyazıcı tasarladı.

Halihazırda kullanılan üç boyutlu biyoyazıcılar, hücrelerin kat kat yerleştirilmesiyle laboratuvar ortamında insan dokuları geliştiriyor. 

Ancak çok karmaşık ve yavaş olan bu süreç, hataya da epey yatkın. Mevcut teknolojiler hücreleri yönlendirmeden geliştirdiği için yapılara zarar verebiliyor. 

Avustralya'daki Melbourne Üniversitesi'ne bağlı Collins BioMicrosystems Laboratuvarı Başkanı David Collins, "Hücrelerin yanlış konumlandırması, çoğu üç boyutlu biyoyazıcının insan dokusunu doğru bir şekilde temsil eden yapılar üretememesinin en büyük nedeni" diyor.

Collins ve ekip arkadaşları bu sorunun üstesinden gelmek adına yeni bir biyoyazıcı geliştirdi. 

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 30 Ekim'de yayımlanan makaleye göre yeni cihaz, ses dalgalarını kullanarak mikroskobik baloncukları istenen yönlerde titreştiriyor ve bu şekilde belirli hücreleri düzenliyor. Araştırmacılar, daha sonra bu temel yapıları büyüterek daha karmaşık insan dokularına dönüştürebiliyor.

Bilim insanları hücreleri kat kat yerleştirme ihtiyacını ortadan kaldıran biyoyazıcının birkaç saniye içinde görevini tamamladığını ve muadillerinden 350 kat daha hızlı olduğunu söylüyor.

Yeni üç boyutlu biyoyazıcı ayrıca dokuyu doğrudan laboratuvar plakasına bırakıyor. Diğer cihazlarda araştırmacıların çıktıyı alıp plakaya taşıması gerekiyordu. Bu da dokunun gelişim sürecine zarar verme riski taşıyordu.

Ancak yeni yöntem daha steril ve güvenli bir yol sunuyor. 

Yeni biyoyazıcı hem yumuşak beyin dokusu hem de kıkırdak ve kemik gibi daha sert dokuları üretebiliyor.

Araştırmacılar cihazın biraz daha test edilip iyileştirildikten sonra sadece birkaç dakika içinde belirli hastalıkların minyatür modellerini üretebileceğini söylüyor.

Bu teknoloji, kanser gibi hastalıklara karşı yeni ilaçlar geliştirilmesini veya kişinin genetiğine göre ona uygun tedaviler uygulanmasının önünü açabilir.

Independent Türkçe, Popular Science, Interesting Engineering, Nature



Bilim insanları açıkladı: Kaç dakika fazladan uyursak daha iyi hissederiz?

Uzmanlar kaliteli bir gece uykusunun ruh haline iyi gelmesinin yanı sıra çeşitli hastalıklara yakalanma riskini düşürme açısından önemli olduğunu söylüyor (Pexels)
Uzmanlar kaliteli bir gece uykusunun ruh haline iyi gelmesinin yanı sıra çeşitli hastalıklara yakalanma riskini düşürme açısından önemli olduğunu söylüyor (Pexels)
TT

Bilim insanları açıkladı: Kaç dakika fazladan uyursak daha iyi hissederiz?

Uzmanlar kaliteli bir gece uykusunun ruh haline iyi gelmesinin yanı sıra çeşitli hastalıklara yakalanma riskini düşürme açısından önemli olduğunu söylüyor (Pexels)
Uzmanlar kaliteli bir gece uykusunun ruh haline iyi gelmesinin yanı sıra çeşitli hastalıklara yakalanma riskini düşürme açısından önemli olduğunu söylüyor (Pexels)

Bilim insanları her gece alışık olunan süreden 46 dakika fazla uyumanın, ruh sağlığında kayda değer bir iyileşme yarattığını tespit etti. 

Uyku üzerine yapılan çalışmalarda genellikle uykusuz kalmanın olumsuz etkileri araştırılıyor. Yetersiz gece uykusunun hafıza, bilişsel beceriler ve DNA üzerinde istenmeyen sonuçlar doğurabileceği biliniyor.

Journal of Positive Psychology adlı hakemli dergide yayımlanan yeni bir çalışmadaysa uykunun sadece olumsuzlukları engellemenin ötesinde, kişinin daha iyi hissetmesini sağlayıp sağlamadığı araştırıldı.

Çalışma kapsamında 18-24 yaşındaki 90 kişi, geç, erken veya her zamanki uyku düzeninde uyuyanlar olarak üç gruba ayrıldı.

Geç yatan grup 02.00'de yatıp 7.30'da kalkarken erken yatanlar 22.30'da yatıp sabah aynı saatte kalkıyordu. Her zamanki uyku düzenine kıyasla ilk grup 37 dakika az, ikincisi de 46 dakika fazla uyuyordu. 

Bir hafta boyunca akıllı saatle uykuları takip edilen katılımcılar bu süre zarfında uyku alışkanlıklarını da bir günlüğe kaydetti.

Araştırmacılar haftanın başında ve sonunda anketler yaptı ve katılımcıları bir dizi bilişsel testten geçirdi.

Ekip uykunun minnettarlık ve dirayet gibi kişilik özellikleri üzerindeki etkisine odaklandı.

Bulgular, 46 dakika bile fazladan uyumanın belirgin bir etki yaratabileceğine işaret ediyor. Çalışmanın yazarlarından Michael Scullin sonuçları şöyle değerlendiriyor:

Gece uykusunu 46 dakika artıran kişilerin daha dirayetli, minnettar, yaşamdan memnun ve hayatta bir amacı olduğunu hissetiğini gözlemledik.

37 dakika az uyuyanların ise bu duygularında ve ruh hallerinde gerileme kaydedildi.

Araştırmacılar olağan sürenin üzerinde uyuyan gruptaki iyileşmelerin ruh halindeki düzelmeden ibaret olmadığını, kişinin genel esenliği üzerinde büyük etki yarattığını söylüyor. Bu nedenle uykunun tek başına daha iyi hissetme üzerinde önemli bir etki yarattığı düşünülüyor. 

Ayrıca olumlu etki kişisel bir iyileşmenin ötesinde, toplumsal bir boyuta da sahipti. Araştırmacılar uykunun, hayır kurumlarına bağış yapmak veya toplumsal girişimlere katılmak gibi olumlu sosyal davranışlar sergileme isteğini de artırdığını saptadı. 

Scullin, "Daha çok uyumanın sadece gün içinde zinde hissettirmediği, daha geniş bir etkisi olduğu görülüyor" diyor.

Independent Türkçe, IFL Science, MedicalXpress, Journal of Positive Psychology