Dünyanın en derin ve karanlık yerlerini içeren Mariana Çukuru, eşsiz koşulları nedeniyle tuhaf canlılara ev sahipliği yapıyor.
Büyük Okyanus'ta en derin noktası, deniz seviyesinin altında 11 bin metreye kadar varan bölgeye, bugüne kadar uzaya gidenden daha az insan indi.
Basıncın yeryüzüne kıyasla 1100 kat arttığı Mariana Çukuru'ndaki hayvanlar bu koşullarda yaşayacak şekilde evrimleşmiş.
Deniz seviyesinin 610-1220 metre altında yaşayan damla balığı, basıncın bir canlı üzerindeki etkisinin en çarpıcı örneklerinden biri.
"Dünyanın en çirkin hayvanı" sayılan bu deniz canlıları, aslında doğal ortamlarında "normal" bir balık gibi görünüyor. Ancak basınç farkının 100 kat civarında değiştiği yeryüzüne çıkarılan damla balıkları genişleyerek deforme oluyor.
Mariana Çukuru'nda bunun gibi zorlu koşullarda yaşamayı sürdüren birbirinden tuhaf 5 deniz canlısını derledik.
1) Goblin köpekbalığı (Mitsukurina owstoni)
Denizdeki en ürkütücü canlılardan biri olan goblin köpekbalığı, çenesini burnuna kadar uzatarak diğer balıkları avlayabiliyor.
Özel bir algılama organları sayesinde sudaki zayıf elektrik sinyallerini yakalayıp kurbanlarının kalp atışlarını duyabiliyorlar.
Renkleri pembeyle morumsu gri arasında değişen goblin köpekbalıkları, 100 yıl kadar önce keşfedildi. Ancak çok derinde yaşadıkları için bugüne kadar çok az üyesi bulundu.
Bu nedenle bilim insanları haklarında hâlâ pek geniş bir bilgiye sahip sayılmaz.
2) Kara deniz şeytanı (Melanocetus)
Çok nadir rastlanan kara deniz şeytanları, canlı olarak ilk kez 2014'te görüntülenmişti.
Fenersi takımında yer alan bu hayvanların en çarpıcı özelliği kafalarının üstündeki ışıl ışıl "oltaları".
Ucu karanlıkta parlayan bu yem, diğer aç balıkları hayvana yaklaştırıyor. Kara deniz şeytanı da bir çırpıda avını yutuyor.
2003 yapımı meşhur animasyon filmi Kayıp Balık Nemo'yla (Finding Nemo) ünlü olan kara deniz şeytanı, genellikle 20 santimetre uzunluğa ulaşıyor.
3) Derin denizdeki ejder balığı (Stomidae)
Aristostomias scintillans türündeki ejder balığının boyu sadece 15 santimetre olsa da piranadakinden daha keskin dişlerle dolu kocaman bir ağzı var.
Ancak çenelerinin bundan daha ürkütücü bir özelliği var. Bu ejder balıklarının dişleri, avlarını karanlıkta tutmak için ağızlarını adeta görünmez kılan şeffaf bir yapıya sahip.
Bu deniz canlıları aynı zamanda fotofor denen organlarıyla ışık üreterek avlarını kendilerine çekiyor.
Bilim insanları, bu ışık büyük dişleriyle birleşince ejder balığını ele verebileceği için şeffaf yapının evrimleştiğini düşünüyor.
4) Şeffaf başlı balık (Macropinna microstoma)
Transparan kafalı balık diye de bilinen bu hayvanların en çarpıcı özelliği isminden anlaşılsa da tuhaflığı bununla bitmiyor.
Kubbe şeklindeki şeffaf kafalarının içinde dürbüne benzeyen gözler yer alıyor. Başlarının biraz arka kısmında kalan bu gözler, avlarını tespit etmelerini sağlıyor.
Hassas gözleriyle başka canlıların ışığını yakalayabilen şeffaf başlı balıklar, ışığın az olduğu derinliklerde gözlerinin üzerine düşen gölge sayesinde avlarını buluyor.
Bu deniz canlılarının gözlerinin hep aynı yerde olduğu düşünülüyordu. Ancak artık yemek yerken ileriye dönük oldukları biliniyor.
5) Vampir kalamar (Vampyroteuthis infernalis)
Latince ismi "Cehennemden gelen vampir kalamar" anlamına gelen bu hayvan, aslında ne vampir ne de kalamar.
Özel bir kafadanbacaklılar takımının tek üyesi olan vampir kalamarın yaklaşık 10 yıllık bir yaşam süresi olduğu tahmin ediliyor. Bu, diğer kafadanbacaklıların ömründen çok daha uzun.
Yaklaşık 30 santimetre uzunluğundaki bu hayvanların üreme döngüleri de diğer türlerden daha fazla gerçekleşiyor.
500 ila 3 bin metre derinlerde yaşayan vampir kalamar, zooplankton ve ölü organik atıklardan oluşan düşük kalorili bir beslenme biçimine sahip.
Independent Türkçe, IFL Science, Smithsonian Ocean Portal, Monterey Bay Aquarium, TÜBİTAK Bilim Genç, BBC Discover Wildlife