Bilim insanları Manyetik Kuzey Kutbu'nda tuhaflık tespit etti

Fotoğraf: NASA
Fotoğraf: NASA
TT

Bilim insanları Manyetik Kuzey Kutbu'nda tuhaflık tespit etti

Fotoğraf: NASA
Fotoğraf: NASA

Bilim insanları yüksek Arktik'te beklenmedik bir hareketlilik tespit etti. Manyetik Kuzey Kutbu daha önce görülmemiş bir şekilde Rusya'ya doğru ilerliyor.

Kuzey yarımküredeki pusula iğneleri Manyetik Kuzey Kutbu yönünü gösteriyor ve Dünya'nın manyetik alanlarının sınırlarının farklılaşması sonucunda bu konum değişiyor.

Manyetik Kuzey Kutbu, gerçek kuzey olarak da bilinen ve tüm boylam çizgilerinin kesiştiği noktada sabit kalan coğrafi Kuzey Kutbu'ndan farklı.

Britanya Jeolojik Araştırmalar Kurumu'ndan (BGS) küresel jeomanyetik alan modelleyicisi Dr. William Brown şöyle açıkladı:

Büyüklüğü yaratan, Dünya'nın ortasında dolaşan büyük, kaotik ve çalkantılı bir erimiş demir topu. Dolayısıyla nasıl değiştiğini izleyip görebilsek de tam olarak nasıl değişeceğini tahmin etmek epey zor.

Dr. Brown, manyetik kutbun yüzyıllar boyunca Kanada'nın kuzey kıyısı boyunca hareket ettiğini söyledi. 1990'larda Arktik Okyanusu'na sürüklendi ve daha sonra hızlanarak Sibirya'ya doğru yöneldi.

1600'den 1990'a kadar yılda yaklaşık 10-15 kilometre hareket ettiği düşünülüyor. Dr. Brown, The Independent'a, 2000'lerin başında yılda yaklaşık 55 kilometreye kadar hızlandığını söyledi.

Bu veriler, BGS tarafından ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'yla işbirliği içinde oluşturulan Dünya Manyetik Modeli'nden geliyor. Bu model, kutbun herhangi bir zamanda nerede olduğunu tahmin ediyor. Yeni modelin aralıkta yayımlanması planlanıyor.

Son 5 yılda Manyetik Kuzey Kutbu yılda yaklaşık 25 kilometreye kadar önemli ölçüde yavaşladı.

Model, akıllı telefonlardaki pusula işlevine yardımcı oluyor. Ayrıca GPS sistemlerine katkıda bulunuyor ve ordu tarafından Arktik sularında denizaltıların yönlendirilmesinde kullanılıyor.

The Independent'a konuşan Dr. Brown, "Dünya manyetik modeli, akıllı telefonlardan arabalara ve askeri jetlere kadar hemen hemen her teknolojinin içinde var" dedi.

Kutbun hareketi, Dünya'nın dış çekirdeğinin büyük bölümünü oluşturan erimiş demirin çalkalanmasındaki öngörülemeyen dalgalanmalardan kaynaklanıyor.

Bu sıvı metal, gezegenin çekirdeğinden kaçan ısının bir sonucu olarak hareket ediyor ve Dünya'nın manyetik alanını oluşturuyor. Alan ve manyetik kutbun konumu, yerin yaklaşık 3 bin 200 kilometre altında bulunan bu erimiş demirin dönme hareketindeki değişimlerden etkileniyor.

Kesin hareketleri tahmin etmek imkansız ancak BGS, Dünya'nın manyetik alanını izleyebiliyor. Grup, farklı yerlerdeki alanın haritasını çıkarmak için yer istasyonları ve uydulardan oluşan bir ağ kullanıyor.

Independent Türkçe



Rekor kıran enerji patlamasının sırrı çözüldü mü?

Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)
Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)
TT

Rekor kıran enerji patlamasının sırrı çözüldü mü?

Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)
Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)

Bilim insanları gizemli bir enerji patlamasının, kırmızı cüce bir yıldızdan ve ölü bir yıldızın kalıntısından geliyor olabileceğini buldu.

Gökbilimciler radyo dalgası yayan bir patlama türünü uzun zamandır anlamaya çalışıyor. Normalde bir bölgeden gelen art arda patlamalar arasında birkaç saniye hatta daha kısa süre olur.

Ancak 2006'dan beri, patlamalar arasındaki sürenin birkaç dakikadan birkaç saate kadar değişebildiği olaylar saptanmaya başladı.

Uzun periyotlu radyo geçişi denen bu olaylar neredeyse 20 yıldır bilim insanlarının kafasını karıştırıyor ve bu aralıklı patlamalarda nasıl radyo dalgası üretildiğini anlamaya çalışıyorlar.

Bunlar genellikle galaksinin kalabalık bölgelerinde görüldüğü için hangi cisimden geldiklerini anlamak da zorlu bir iş.

Bulguları hakemli dergi Astrophysical Journal Letters'ta 26 Kasım'da yayımlanan yeni çalışmadaysa Samanyolu'nun daha az gökcismi içeren eteklerinden gelen bir uzun periyotlu radyo geçişi incelendi.

GLEAM-X J0704-37 adı verilen bu olayda her üç saatte bir 30 ila 60 saniye süren patlamalar gerçekleşiyor. Uzun periyotlu radyo geçişi olayları arasında, art arda patlamaları arasında en çok süre olan GLEAM-X J0704-37 bu anlamda rekoru elinde tutuyor.

Güney Afrika'daki MeerKAT ve Şili'deki Güney Astrofizik Araştırma teleskoplarını kullanan bilim insanları, GLEAM-X J0704-37'nin M-tipi yıldız diye de bilinen bir kırmızı cüceden geldiğini gözlemledi.

Curtin Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Natasha Hurley-Walker "M-tipi yıldızlar, Güneş'in kütlesinin ve parlaklığının çok azına sahip olan düşük kütleli yıldızlardır. Samanyolu'ndaki yıldızların yüzde 70'ini oluştursalar da hiçbiri çıplak gözle görülemez" diyerek ekliyor: 

M-tipi yıldız tek başına bizim gördüğümüz miktarda enerji üretemez.

Verileri tekrar inceleyen ekip kırmızı cücenin muhtemelen ikili bir sistem içinde yer aldığını buldu. Araştırmacılar diğer cismin, beyaz cüce yıldız olduğunu tahmin ediyor. 

Güneş gibi yıldızlar, süpernova patlaması geçirecek kütleye sahip olmadığı için yaşam döngülerinin sonuna geldiğinde dış katmanlarını atmaya başlıyor. Geriye kalan çekirdekse muazzam bir yoğunluğa sahip beyaz cüceye dönüşüyor. 

Bilim insanları sistemdeki güçlü manyetik alanların, hızla dönen nötron yıldızları (pulsar) gibi düzenli enerji patlamalarına yol açtığını öne sürüyor. 

Ekip halihazırda çalışmalarına devam ederek bu sistemi doğrulamaya ve radyo dalgalarını tam olarak nasıl ürettiğini anlamaya çalışıyor. 

Ayrıca teleskopların eski gözlemlerinde, GLEAM-X J0704-37'ye benzer patlamalar da bulmayı umuyorlar.

Independent Türkçe, Space.com, Science Daily, Astrophysical Journal Letters