Pankreas tümörlerine yeni teşhis yöntemi: Kertenkele tükürüğü

Bilim insanları yüzde 95 başarı gösterdiğini söylüyor.

Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
TT

Pankreas tümörlerine yeni teşhis yöntemi: Kertenkele tükürüğü

Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)
Gila canavarının zehri, ağrı, mide bulantısı ve kusmaya neden olabiliyor (AFP)

Zehirli bir kertenkelenin tükürüğü, saptanması zor pankreas tümörlerinin tespit edilmesinde kullanılabilir. 

Temel işlevlerinden biri insülin üretmek olan pankreasta bu görevi üstlenen hücrelerde zaman zaman bozulmalar meydana gelerek insülinoma denen tümörler oluşuyor.

Nadir görülen bu tümörler genellikle iyi huylu oluyor. Ancak kan şekeri seviyesinin düşmesine bağlı olarak kişinin bayılmasına veya nöbet geçirmesine yol açabiliyor.

Uzmanlar çok küçük olsalar bile bir an önce çıkarılmaları gerektiğini söylüyor. Ancak mevcut yöntemlerle bu tümörleri bulmak epey zorlu bir iş.

Hollanda'daki Radboud Üniversitesi Tıp Merkezi'nden Martin Gotthardt "Tümörün nerede olduğu bilinmiyorsa cerrahlar onu bulana kadar pankreası keserdi" diyerek ekliyor: 

Günümüzde insülinoma tespit edilemediği takdirde hastalar ameliyat edilmiyor çünkü doktorlar pankreasın tamamını çıkarmak istemiyor.

Gotthardt ve ekip arkadaşlarının Journal of Nuclear Medicine adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmasına göre Gila canavarı adlı kertenkele bu sorunu çözmede büyük potansiyele sahip.

ABD ve Meksika'da yaşayan Gila canavarı, genellikle ölümcül olmayan bir zehir salgılıyor.

Kertenkelenin tükürüğündeki bir protein daha önce laboratuvarda işlemden geçirilerek diyabet tedavisinde kullanılmıştı. Sözkonusu protein pankreastaki reseptörlere bağlanarak insülin üretmelerini sağlıyor. 

Bilim insanları bundan yola çıkarak aynı proteinin insülinomaları da tespit etmeye yarayıp yaramayacağını araştırmaya koyuldu. 

İlk çalışmalarda radyoaktif bir molekül eklenen protein tümörü saptamasına karşın düşük kan şekeri ve mide bulantısı gibi yan etkilere yol açtı.

Yeni çalışmayı yürüten ekipse başka bir molekül ekleyerek yan etkileri büyük ölçüde ortadan kaldırdı. 

Kan şekeri düşük olan 69 kişide yeni yöntemi test eden bilim insanları, yüzde 95 oranında başarıyla tümörleri saptayabildiğini buldu. Buna karşılık mevcut taramalar yüzde 65 civarında başarı gösteriyor. 

Tümörler tespit edildikten sonra hastaların vücudundan başarıyla çıkarıldı.

Makalenin başyazarı Marti Boss, "Yeni taramanın diğer tüm taramaların yerini alabileceğine inanıyoruz" diyerek ekliyor:

Bazıları onlarca yıldır hasta olmasına rağmen bu hastaların hepsi ameliyattan sonra tamamen iyileşti.

Independent Türkçe, Science News, Popular Science, Journal of Nuclear Medicine



2 bin 600 yıllık Aslankaya'nın sırrı çözüldü

(Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)
(Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)
TT

2 bin 600 yıllık Aslankaya'nın sırrı çözüldü

(Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)
(Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü)

Arkeologlar antik bir Türk anıtına kazınmış ve uzun zamandır tartışılan bir metnin anlamını nihayet çözdü.

Eski Frig dilinde yazılmış ve ağır hasar görmüş yazıt, Türkiye'nin batısında yer alan ve üzerinde sfenks figürleriyle aslanlarla çevrili bir tanrıça bulunan 2 bin 600 yıllık Aslankaya anıtına kazınmış.

1884'te keşfedilen yapının üzerindeki yazılar zaman ve vandalizm nedeniyle neredeyse silinmiş ve akademisyenler yüzyılı aşkın süredir bunların anlamını tartışıyor.

Geçmişte ana yazıtı okuma girişimleri, harflerden sadece 4'ünün görülebildiğini ve geri kalan metnin çoğunlukla anlaşılamadığını ortaya koymuştu.

Şimdiyse araştırmacılar, yazıtta Yunanlılar tarafından tanrıların anası olarak saygı duyulan bir tanrıça olan "Materan" adının yazdığını keşfetti.

Metni okumak için araştırmacılar kuşluk vakti ışığından yararlandı. Bu sırada oluşan gölgeler kalan izleri belirginleştirdi ve yazıdaki harflerin çözülmesini sağladı.
 

xscdfg
Antik Frigya'daki Aslankaya anıtı (Wikimedia Commons)

Araştırmacılar, varsayımsal yazıtlarını anıtın 19. yüzyıldan kalma eski fotoğraflarıyla karşılaştırdı ve metnin, Frig yazıtlarında kelime ayırıcı olarak yaygın şekilde kullanılan diğer karakterlerle birlikte "Materan" olarak yazıldığı sonucuna vardı.

Frig dilinde Materan, koruyucu ve esas tanrı olarak saygı gören ana tanrıçaya karşılık geliyor.

Bilim insanları anıtın bazı stilistik detaylarına dayanarak metni MÖ 6. yüzyılın ilk yarısına ya da ortasına tarihlendirdi.

Bu da Aslankaya anıtının, Lidya İmparatorluğu'nun Türkiye'nin doğusundaki Frigya İmparatorluğu'yla birlikte bölgeye hakim olduğu dönemde yapılmış olabileceğini düşündürüyor.

Bu, altın ve gümüş sikkelerin yaratıcısı Lidya'nın da ana tanrıçaya saygı duyduğu bir dönemdi.

Araştırmacılar, bulguların iki imparatorluk arasındaki kültürel bağı ve ana tanrıçaya önemli bir tanrı olarak tapınmalarını daha da desteklediğini söyledi.

Independent Türkçe