Avrupa'da aile boyu tahnit uygulamasının 16. yüzyıla dayandığı ortaya kondu

İskelet kalıntılarında tahnit izlerine rastlandı (M. Bessou/CNRS/UMR)
İskelet kalıntılarında tahnit izlerine rastlandı (M. Bessou/CNRS/UMR)
TT

Avrupa'da aile boyu tahnit uygulamasının 16. yüzyıla dayandığı ortaya kondu

İskelet kalıntılarında tahnit izlerine rastlandı (M. Bessou/CNRS/UMR)
İskelet kalıntılarında tahnit izlerine rastlandı (M. Bessou/CNRS/UMR)

Avrupa'da tahnit işlemlerinin aile genelinde uygulandığını gösteren ilk arkeolojik kanıtlar bulundu. Çocukları da içeren uygulamalar, 16. yüzyıla kadar dayanıyor.

Ölen kişinin iç organlarını çıkarmak gibi işlemlerle cesedin çürümesinin önüne geçmeyi amaçlayan tahnit uygulamaları genellikle Antik Mısır ve eski Güney Amerika topluluklarıyla ilişkilendiriliyor.

Avrupa'da özellikle tarihi figürlerin tahnit işlemlerinden geçirildiği bilinse de arkeolojik kayıtlarda, aynı soydan gelen birden fazla kişinin cesedinde bu tür uygulamalara pek rastlanmıyor. 

Ayrıca bu işlemler büyük ölçüde sadece yetişkinlere yapılıyor. 

Fransa'nın Dordogne kentinde yer alan Milandes Şatosu'nda 2017'de keşfedilen mahzenden çıkanlar Avrupa'daki tahnit uygulamasının tarihine dair bilinenleri değiştirdi.

Hakemli dergi Scientific Reports'ta 14 Kasım Perşembe günü yayımlanan çalışmada, Caumont ailesine mensup, 16 ila 17. yüzyılda hayatını kaybeden 7 yetişkin ve 5 çocuğun kalıntıları incelendi. 

Mahzende ayrıca başka bir kadın da bulunurken bütün cesetlerin tahnit işlemine tabi tutulduğu anlaşıldı.

Avusturya Bilimler Akademisi'nden araştırmacılar, bu uygulamanın ilk defa aile boyu yapıldığının kayıtlara geçtiğini söylüyor. 

Araştırma ekibinden Caroline Partiot, "Bir kişinin bütün haldeki vücudu ve 2 bin iskelet parçası üzerinde yaptığımız incelemeler, ölen yetişkin ve çocukların benzer bir şekilde, dikkatli ve son derece standart hale gelmiş bir teknik işleme tabi tutulduğunu gösteriyor" diyerek ekliyor: 

Bu da 200 yılı aşkın bir süre boyunca aktarılan bir bilgi birikimine işarete ediyor.

İskelet kalıntılarını inceleyen araştırmacılar; kol, bacak, parmak uçları ve ayak parmakları da dahil derinin tamamen yüzüldüğünü gösteren hassas kesim izleri tespit etti.

Bu teknikler, Fransız cerrah Pierre Dionis'in 1708'de tarif ettiği bir otopside kullanılan yöntemlerle epey örtüşüyor.

Bilim insanları aristokrat Caumont ailesinin niyetinin, Antik Mısır'daki mumyalamadan farklı olarak cesedi uzun süre korumak olmadığını düşünüyor. Burada daha ziyade üst sınıftan kişilere ait cesetlerin cenaze töreninde düzgün görünmesinin amaçlandığı tahmin ediliyor. 

Muhtemelen aile mensupları uzak bir yerde hayatını kaybettiğinde bu işlem daha önemli bir hal alıyordu.

Araştırma ekibinden Caroline Partiot, "Ölüm anında yaşı ve cinsiyeti fark etmeden aile üyelerinin bu işlemden geçirilmesi, bu statünün doğumla kazanıldığına işaret ediyor" diyor.

Independent Türkçe, Interesting Engineering, Heritage Daily, Scientific Reports



Scorsese, Spielberg ve Bardem yeni dizide buluşuyor

Korku Burnu, 35 milyon dolarlık bütçesine karşılık dünya çapında 182 milyon doları aşkın hasılat yapmıştı (Universal Pictures)
Korku Burnu, 35 milyon dolarlık bütçesine karşılık dünya çapında 182 milyon doları aşkın hasılat yapmıştı (Universal Pictures)
TT

Scorsese, Spielberg ve Bardem yeni dizide buluşuyor

Korku Burnu, 35 milyon dolarlık bütçesine karşılık dünya çapında 182 milyon doları aşkın hasılat yapmıştı (Universal Pictures)
Korku Burnu, 35 milyon dolarlık bütçesine karşılık dünya çapında 182 milyon doları aşkın hasılat yapmıştı (Universal Pictures)

Netflix'in çok konuşulan gerçek suç dizisi Canavarlar: Lyle ve Erik Menendez'in Hikayesi'yle (Monsters: The Lyle and Erik Menendez Story) ilk kez televizyon dünyasına adım atan Javier Bardem, kariyerinin bu yeni yönünü sevmişe benziyor.

55 yaşındaki Bardem, yeni bir dizi projesi için kolları sıvadı.

Korku Burnu'nun dizi uyarlamasında oynayacak

Oscarlı aktör, meşhur gerilim filmi Korku Burnu'nun (Cape Fear) televizyon uyarlamasında rol almak üzere anlaşmaya vardı. Proje, diziye yeşil ışık yakan Apple TV+ için hazırlanıyor.

Dizinin yönetici yapımcılığını beyazperdenin iki usta ismi üstleniyor: Martin Scorsese ve Steven Spielberg. Bardem de yönetici yapımcı göreviyle onlara eşlik ediyor.

cdvfgrb
Javier Bardem, Alejandro G. Iñárritu imzalı Biutiful'daki performansıyla 2011'de En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar'a aday gösterilmişti (Universal Pictures)

Yeni projeyi, A Friend of the Family ve The Act gibi gerçek suç dramalarını yaratan Nick Antosca kaleme alıyor.

Scorsese, filmin 1991 versiyonunu yönetirken, Spielberg'in Amblin Entertainment şirketi de yapımcılığı üstlenmişti. Psikolojik gerilim türündeki filmin başrollerinde Robert De Niro, Nick Nolte, Jessica Lange, Joe Don Baker ve Juliette Lewis yer almıştı.

Scorsese ve De Niro, Korku Burnu'nda 7. işbirliklerine imza atmıştı. Film, gişede başarılı olmuş ve eleştirmenlerden de olumlu eleştiriler almıştı. 

İki isim de Oscar'a aday olmuştu

De Niro, En İyi Erkek Oyuncu dalında, film çekildiğinde henüz 18 yaşında olan Juliette Lewis de En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu kategorisinde Oscar ve Altın Küre de dahil olmak üzere birçok ödüle aday gösterilmişti.

John D. MacDonald'ın 1957 tarihli romanına dayanan Korku Burnu, ilk olarak 1962'de beyazperdeye uyarlanmıştı. Bu versiyon da başrollerde Gregory Peck, Robert Mitchum ve Polly Bergen'ı buluşturmuştu.

"Hitchcockvari bir gerilim"

10 bölüm olması planlanan dizi "gergin, Hitchcockvari bir gerilim" ve "Amerika'nın 21. yüzyıldaki gerçek suç takıntısının bir incelemesi" diye tanımlanıyor. 

Hollywood Reporter, hikayenin genel hattı ve karakterlerde filme sadık kalınacağını yazıyor.

Dizinin konusu, resmi açıklamada şöyle anlatılıyor:

Mutlu bir evlilikleri olan avukat Amanda ve Steve Bowden çiftini, geçmişlerinden gelen azılı bir katil olan Max Cady hapisten çıktığında bir fırtına beklemektedir.

Dizide Max Cady'yi, Coen Kardeşler imzalı İhtiyarlara Yer Yok'taki performansıyla Oscar'a uzanan İspanyol aktör Bardem canlandıracak. 

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Variety