Şam’ın artık güvenli bir sığınak olmadığı İran bağlantılı liderlerin bir sonraki hedefleri neresi?

Suriye’de mahalle aralarında ve şehirlerin içlerinde yaşayarak gizlenme yöntemi artık işe yaramıyor

Suriye'nin başkenti Şam'da benzeri görülmemiş bir suikastlar cenderesi yaşanıyor (Independent Arabia)
Suriye'nin başkenti Şam'da benzeri görülmemiş bir suikastlar cenderesi yaşanıyor (Independent Arabia)
TT

Şam’ın artık güvenli bir sığınak olmadığı İran bağlantılı liderlerin bir sonraki hedefleri neresi?

Suriye'nin başkenti Şam'da benzeri görülmemiş bir suikastlar cenderesi yaşanıyor (Independent Arabia)
Suriye'nin başkenti Şam'da benzeri görülmemiş bir suikastlar cenderesi yaşanıyor (Independent Arabia)

Mustafa Rüstem

İsrail, bilgi bankasında yer almasa bile peşine düştüğü hiçbir hedefi ıskalamıyor ve görevini başarıyla yerine getirmek için güdümlü füzelerle tüm bölgeyi bombalayarak yakıp yıkma politikasını uyguluyor. İsrail, bu politikayı sivil kayıpları göz önüne almadan sürdürüyor.

İsrail'in Gazze Şeridi’de ve Lübnan'da yürüttüğü savaşlar sürerken Şam, Suriye'nin neresinde olursa olsun Hizbullah’ın üst düzey liderlerine ve üyelerine karşı ilan edilmiş bir savaşın tam ortasında yer alıyor.

Ancak son birkaç haftadır neredeyse her gün evlerin ve apartmanların hedef alındığı hava saldırıları düzenlenir oldu. Buna paralel olarak Suriye ve Lübnan arasındaki hareketliliği durdurmak amacıyla gizli ve yasadışı geçişler ve koridorlar hedef alındı. Şam'ın Mezze semti, İranlı üst düzey isimlerin ve İran Devrim Muhafızları Ordusu’ndan (DMO) subayların ve askeri danışmanların yanı sıra Hizbullah komutanlarının ikamet ettiği gerekçesiyle füzeli saldırılara en sık maruz kalan bölge oldu. Son saldırılarda İslami Cihad Hareketi’nin iki lideri hedef alındı.

Son olarak geçtiğimiz perşembe günü düzenlenen saldırıda 20 kişi öldü. Aralarında İslami Cihad Hareketi üyelerinin de bulunduğu 21 kişi de yaralandı. Tel Aviv tarafından operasyonla ilgili yapılan açıklamada, bunun bir suikast operasyonu değil, Şam’daki İslami Cihad Hareketi’ne ait noktaları ve karargahlara yönelik bir operasyon olduğu belirtildi. Saldırı, önceden planlanmıştı ve İran’ın eski Meclis Başkanı ve Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyi üyesi Ali Laricani’nin Şam’ı ziyareti sırasında gerçekleşti.

Mahalle aralarında ya da herhangi bir şehirde gizlenme yöntemi artık işe yaramıyor

Bu arada, 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana devam eden savaşın kapsamı, askeri saldırıların ötesine geçerek her yerde söz konusu örgütlerin liderlerinin aralıksız takibini ve izlenmesini de içerecek şekilde genişledi.

Gözlemcilere göre Şam artık güvenli bir liman olmadığı gibi eskisinden daha tehlikeli bir hale geldi. Tel Aviv'in İran’ın Şam Büyükelçiliği'ne ait bir diplomatik merkezi Kudüs Gücü'nün üst düzey isimlerinin katıldığı bir güvenlik toplantısı sırasında bombalamasının ardından güvenlik sızıntılarından söz edilirken, Suriye’de mahalle aralarında ya da herhangi bir şehirde gizlenme yöntemi artık işe yaramıyor.

Lübnan Hizbullah'ı kurulduğu 1982 yılından bu yana en zor dönemini yaşıyor. Liderleri ve kadroları bazı zorluklarla karşı karşıya. Siyasi analist Nezir el-Kanduri bu zorluklardan üçünü, Hizbullah’ı yok etmekle tehdit eden bekasına yönelik zorluk, İran'ın Donald Trump liderliğindeki yeni ABD yönetimiyle yapabileceği en erken anlaşmada onu tek başına bırakması olasılığı ve Şam'ın Hizbullah’ı terk etme ihtimali olarak sıraladı.

Tüm bu tehlikeli gerçeklere dayanarak, Şam rejiminin aldığı darbeler nedeniyle onları ülke içinde tutmak istemediği düşünüldüğünde, örgüt liderlerinin Suriye'de kalması son derece riskli hale geldi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre  Kanduri, Rusya'nın İran destekli grupların varlığını en aza indirmeye çalıştığını ve Suriye’de nüfuzu olan tek ülke olmayı istediğini söyledi. Kanduri’ye göre ABD'nin İran'ın Hizbullah da dahil olmak üzere, Suriye'de kendisine bağlı gruplardan dondurulmuş fonlarının bir kısmını serbest bırakacak ve yaptırımları hafifletecek bir anlaşma karşılığında ayrılmasını istediğine dair ipuçlarından bahsetmeye gerek dahi yok.

İran’ın Arap ülkeleri pahasına nüfuzunu genişletme politikası sona eriyor. Yeni ABD yönetimi İran’ın nükleer silah edinme hırslarını sınırlamakla yetinmeyip Arap ülkelerinin zararına olacak şekilde yayılmacı politikasını sürdürmesine bir son vermeyi de istiyor.

Direnişi savunmak

Bu arada Suriye halkı, özellikle Şam'ın, Humus kırsalının ve Lübnan ile sınır bölgelerinin art arda bombalanmasıyla son dönemde tırmanan gerginlik nedeniyle savaşın uzamasından ve yayılmasından endişeli. İsrail ordusu, sınır bölgelerinde Suriye topraklarına girdiyse de İran ya da Rusya'dan İsrail'in füzelerine ve savaş uçaklarına karşı herhangi bir karşılık verilmesi pek olası görünmüyor.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) Direktörü Rami Abdurrahman, Şam'ın Tahran'dan hava savunma sistemi sağlamasını istediği 2021 tarihli bir belgenin sızdırıldığını ortaya çıkardı. Belge, İsrail savaş uçaklarına karşı düzenli ordunun ve onun sistemlerinin hava savunmasıyla desteklenmemesinin nedenleri hakkında soru işaretlerini gündeme getiriyordu.

Öte yandan İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi, Ali Laricani'nin ziyareti de dahil olmak üzere İranlı yetkililerin Suriye'nin başkentine yaptığı ziyaretler ve İranlı askeri danışmanların orada kalması, Tahran ile Şam arasındaki güçlü ilişkilerin yanı sıra Tahran'ın silahlı örgütlere ve Şam rejimine verdiği desteğin devam ettiğini teyit ediyor.

Yerinden edilme senaryosu

Diğer taraftan özellikle başkent Şam’ın merkezindeki Mezze ve Kefer Susa gibi lüks semtlerde ikamet ederek gizlenme sorununun ortaya çıkması, Hizbullah üyelerinin hayatta kalmak için Suriye’yi terk edeceğinin işareti olarak görüldü.

Hizbullah liderlerinin Irak'a nakledilmesi konusuna yanıt veren Kanduri, bu prosedürü ‘birinin kendi ayaklarıyla ölüme gitmesi’ olarak tanımladı. Kanduri’ye göre bunun nedeni, Trump'ın yeniden başkan seçilmesiyle birlikte Irak'taki milislerin durumunun pek de iyi durumda olmaması. Peki Hizbullah liderlerini ve üyelerini Irak'ta neler bekliyor? Kesinlikle Suriye'den daha iyi durumda olmayacaklar ve İsrail ve hatta ABD savaş uçakları tarafından tasfiyeye uğrayacaklar. Hizbullah liderlerinin gidebileceği en iyi yerin, Washington'la yapacağı en yakın anlaşmada Hizbullah’a verdiği desteği terk edebilecek olmasına rağmen İran olduğunu söyleyen Kanduri, ancak İran’ın 1980'li yıllarda Iraklı milislere karşı yaptığı gibi rolünü daha sonra yeniden üstlenebileceğini umduğu için bundan vazgeçmeyeceğinin de altını çizdi. Kanduri, Irak-İran savaşı sona erdiğinde Irak'a karşı milis faaliyetlerini durdurdu ve 2003 yılında Saddam Hüseyin rejiminin düşmesiyle birlikte milis faaliyetlerini yeniden başlattı.

Olan ve olmaya devam eden olayların İran ile topyekûn bir savaşa dönüşmeyeceğini düşünen Kanduri’ye göre İran'ın pragmatik politikası, bölgede konuşlu milislerini terk etme ve nüfuz alanlarından çekilme pahasına bile olsa, rejimini düşmekten koruyacak bir anlaşmaya varmaya itecektir.

ABD'nin medyada pek dile getirilmeyen gizli bir arzusundan bahseden Kanduri, Washington'ın İran rejimini devirmek istemediğini, sadece gücünü budamak istediğini söyledi.

İran'ın ABD'nin bölgedeki çıkarlarına yönelik tehdidi ne olursa olsun, dolaylı olarak ABD ve İsrail'in çıkarlarına faydalı olduğunu belirten Kanduri, “İran tehdidi, bazı Arap ülkelerini İsrail ile barış anlaşması imzalamaya itti ve bu ülkelerin kendilerini tehditlere karşı savunmak için ABD’den yüz milyarlarca dolarlık silah satın almalarına neden oldu” yorumunda bulundu.



Trump'ın Çin politikası, fentanil krizini çözebilecek mi?

Biden yönetimi de Çin'e bu konuda baskı yaptı ancak ölümlerdeki düşüş istenen oranda olmadı (AP)
Biden yönetimi de Çin'e bu konuda baskı yaptı ancak ölümlerdeki düşüş istenen oranda olmadı (AP)
TT

Trump'ın Çin politikası, fentanil krizini çözebilecek mi?

Biden yönetimi de Çin'e bu konuda baskı yaptı ancak ölümlerdeki düşüş istenen oranda olmadı (AP)
Biden yönetimi de Çin'e bu konuda baskı yaptı ancak ölümlerdeki düşüş istenen oranda olmadı (AP)

Ocak ayında koltuğuna geri dönmesi beklenen Donald Trump'ın izleyeceği politikalar merak edilirken önemli soru işaretlerinden biri de Çin'le nasıl anlaşacağına dair.

Çin'le ilişkilerde ticaret ve silahlanma yarışı dışında bir de uyuşturucu başlığı önemli. Zira Asya devinden gelen hammaddelerin de etkisiyle 2023'te ABD'de 100 bini aşkın kişi yüksek dozdan öldü. 

ABD'nin önde gelen ekonomi gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ) konuyu bugün işledi. "Trump'ın agresif taktikleri Amerika'nın fentanil krizini hafifletebilecek mi?" başlıklı haberde, Cumhuriyetçi Parti'nin seçim zaferinden üç gün sonra Çin'in yaptığı açıklamaya dikkat çekildi.

Pekin, uzun süredir fentanil malzemeleri ürettiğinden şüphelenilen bir kişinin ABD'den gelen ihbarla yakandığını duyurmuştu.

Açıkça fentanil hammaddesi üreten Hubei Aoks Bio-Tech şirketinin kurucusu Gao Şuening'le birlikte birkaç kişinin daha tutuklandığı 8 Kasım'da açıklanmıştı.

WSJ, Cumhuriyetçiler için bu iyi niyet gösterisinin geç kalmış ufak bir adım olduğunu aktardı. 

Seçim kampanyası sırasında Pekin'i gümrük vergileriyle tehdit eden Trump'ın fentanil konusunda da Çin'e sert bir tavır takınmayı planladığı bildirildi. 

Düşünce kuruluşu RAND Corporation'dan Scott Harold, bu tavrın ters tepebileceğini düşünenlerden:

Çinliler 'Biz bu konuda boyun eğersek Donald Trump'ın bizi gümrük vergileriyle tehdit edeceği sıradaki konu ne olacak?' gibi düşünüyor. Şi Cinping zayıf biriymiş gibi resmedilmek istemiyor.

ABD'de yalnızca 2023'te 107 bin 543 kişinin yüksek dozdan öldüğü tahmin ediliyor. Bunlardan 74 bin 702'sinin ölümünde fentanil gibi sentetik opioidler rol oynadı.

Amerikalı yetkililer, Çin'in bu konuya el atmasıyla ölüm rakamlarının son dönemde azalma trendi sergilediğini söylüyor. 

Pekin ise ABD'nin uyuşturucu krizinin asıl sebeplerini görmezden gelip kendilerini günah keçisi haline getirdiğini savunuyor.

Diğer yandan geçen ay bir "süper laboratuvara" baskın düzenleyen Kanada federal polisi, 95 milyonu aşkın kişiyi öldürebilecek dozda uyuşturucu yakaladı.

Kanada tarihinin en büyük ve gelişmiş uyuşturucu laboratuvarının ortaya çıkarılması, ABD'li yetkilileri korkutuyor. 

Zira kuzeydeki komşuda üretimin yaygınlaşması, Çin hammaddelerinin ulaştığı Meksika'ya odaklanan ABD'deki kolluk kuvvetleri için yeni bir zorluk anlamına geliyor. 

Demokratlar da Trump'ın tutumunu merakla bekliyor. Meksika sınırındaki Arizona'nın valisi Katie Hobbs pazartesi yaptığı açıklamada fentanil kaçakçılığı konusunda Trump yönetimiyle yakın çalışabileceğini söyledi. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, AP