Mars'ta yaşamın izini süren NASA, Curiosity'nin çektiği yeni fotoğrafları paylaştı

NASA bilim insanları, kayaları keşfettikleri bölgenin tarihini anlamayı umuyor ve eski mikrobiyal yaşama dair kanıt arıyor.

Bilim insanları, kutu yapısı diye adlandırılan Mars'taki bu sırt desenini eski yeraltı sularının oluşturduğunu düşünüyor. Curiosity yakında bu oluşumu ziyaret edecek (NASA/Jet İtki Laboratuvarı-Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü/Arizona Üniversitesi)
Bilim insanları, kutu yapısı diye adlandırılan Mars'taki bu sırt desenini eski yeraltı sularının oluşturduğunu düşünüyor. Curiosity yakında bu oluşumu ziyaret edecek (NASA/Jet İtki Laboratuvarı-Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü/Arizona Üniversitesi)
TT

Mars'ta yaşamın izini süren NASA, Curiosity'nin çektiği yeni fotoğrafları paylaştı

Bilim insanları, kutu yapısı diye adlandırılan Mars'taki bu sırt desenini eski yeraltı sularının oluşturduğunu düşünüyor. Curiosity yakında bu oluşumu ziyaret edecek (NASA/Jet İtki Laboratuvarı-Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü/Arizona Üniversitesi)
Bilim insanları, kutu yapısı diye adlandırılan Mars'taki bu sırt desenini eski yeraltı sularının oluşturduğunu düşünüyor. Curiosity yakında bu oluşumu ziyaret edecek (NASA/Jet İtki Laboratuvarı-Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü/Arizona Üniversitesi)

NASA'nın keşif aracı Curiosity, Mars'ta eski mikrobiyal yaşamın izini sürerken beyaz kükürt taşlarıyla kaplı gizemli bir bölgenin bir dizi çarpıcı yeni görüntüsünü yakaladı.

Görev için 13 yıl önce Dünya'dan ayrılan Curiosity, çarpıcı manzarayı ilk kez yaz aylarında Kızıl Gezegen'in Gediz Vallis nehir yatağında keşfetmişti.

Curiosity'nin proje uzmanlarından Ashwin Vasavada, yaptığı açıklamada "Sülfür bölgesine her açıdan, üstten ve yandan baktık ve nasıl oluştuğuna dair bize ipuçları verebilecek sülfürle karışık herhangi bir şey bulmaya çalıştık" dedi.

Çokça veri topladık ve artık çözmemiz gereken eğlenceli bir bulmacamız var.

Gezgin, öncü görevin 4 bin 352. Mars gününde bölgeyi görüntülemek üzere Mastcam aracını kullandı.
 

gthy
NASA'nın Mars keşif aracı Curiosity, parlak beyaz kükürt taşlarından oluşan bir alanda, bu son görüntüyü ekimde yakaladı (NASA/Jet İtki Laboratuvarı-Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü/Malin Uzay Bilimi Sistemleri)

Açık renkli arazi, NASA'nın Mars Reconnaissance Orbiter'la (Mars Keşfi Yörünge Aracı) çekilen görüntülerde yakalanmıştı ama taşlar, uzay aracının saptayabilmesi için fazla küçüktü. Bu yüzden Curiosity ekibi, keşif aracı geçtiği sırada taşlar ve içlerindeki sarı kristallerle karşılaşınca şaşırdı.

Araştırmalar taşın saf sülfürden olduğunu doğruladı ve bu daha önce Mars'taki hiçbir görevde görülmemişti. Sülfürün bölgede nasıl meydana geldiğiyse bilinmiyor.

Taşlar, gezgin eylül sonunda nehir yatağının batısına ulaşmadan önce yatağın içinden parçalarla birlikte görüntülenmişti.
 

juık78o9
Curiosity bu panoramayı Mastcam aracını kullanarak çekti. Gezginin izleri fotoğrafın sağ tarafında görülüyor (NASA/Jet İtki Laboratuvarı-Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü/Malin Uzay Bilimi Sistemleri)

NASA'daki bilim insanları, Kızıl Gezegen'in daha kuru bir iklime geçişi sırasında, nehir yatağının nasıl bu kadar geç oluştuğunu bulmayı umuyor. Ayrıca eski Mars'ın milyarlarca yıl önce, gezegende göl ve nehirler varken mikrobiyal yaşama uygun olduğuna dair kanıt arıyorlar.

Yaklaşık 5 kilometre yüksekliğindeki Sharp Dağı'nın eteklerindeki vadinin özellikleri, suyun iklim değişirken bölgeden geçtiğine işaret ediyor. Ancak uzmanlar hâlâ Pinnacle Ridge yıkıntı tepesi de dahil olmak üzere nehir yatağının bazı bölümlerinin nasıl oluştuğunu anlamaya çalışıyor. Yıkıntı tepesi, keşif aracının yeni panorama çekiminde görüntülendi ve NASA olayların zaman çizelgesini çıkarıyor.

Keşif aracı, birkaç panoramik görüntü daha çektikten sonra nehir yatağından ayrılacak ve bir ay boyunca gezegenin yüzeyinde kilometreler boyunca uzanarak ağ benzeri bir desen ortaya çıkaran kutu yapısı (boxwork) adlı kristal oluşuma doğru yolculuk edecek.

Kutu yapısının, Sharp Dağı'nın son su akıntılarından gelen minerallerin yüzey kayalarındaki çatlaklara yerleşip sertleşmesiyle oluştuğu düşünülüyor. Kaya aşındıkça çatlaklardaki mineraller desenleri meydana getirmiş olabilir. Bu tür oluşumlara Dünya'da uçurum kenarlarında ve mağaralarda rastlanıyor. Ancak Sharp Dağı'ndaki kutu yapıları büyük bir alan kaplıyor ve su yok olurken ortaya çıkmış.

Bölgeyi araştıran Curiosity bilim insanlarından Kirsten Siebach, "Bu sırtlar, daha sıcak olan ve tuzlu sıvı suyun aktığı yeraltında kristalleşmiş mineraller içeriyor olabilir" dedi.

Dünya'nın ilk mikropları da benzer bir ortamda hayatta kalabilirdi. Bu da burayı keşfetmek için heyecan verici bir yer haline getiriyor.

Independent Türkçe



Sık sık kabus görenler hızlı yaşlanıp daha erken ölüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Sık sık kabus görenler hızlı yaşlanıp daha erken ölüyor

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Yeni bir araştırmaya göre sık kabus görmek erken yaşlanmayla bağlantılı ve erken ölüm riskini artırıyor.

Araştırmacılar, her hafta kabus gördüğünü söyleyen yetişkinlerin, nadiren veya hiç kabus görmeyenlere kıyasla 70 yaşından önce ölme riskinin üç kattan daha yüksek olduğunu buldu.

Araştırma, kabusların sigara içme, obezite, kötü beslenme ve düşük fiziksel aktiviteye kıyasla "erken ölümün daha güçlü bir göstergesi" olduğunu ortaya koydu.

Bilim insanları, bu bulguların "halk sağlığı sorunu" olarak değerlendirilmesi gerektiği uyarısında bulunurken, kişilerin stres yönetimiyle kabusları azaltabileceğini belirtti.

Birleşik Krallık Demans Araştırma Enstitüsü ve Imperial College London'dan Dr. Abidemi Otaiku liderliğindeki ekip, 19 yıl boyunca 8 ila 10 yaşındaki 2 bin 429 çocuk ve 26 ila 86 yaşındaki 183 bin 12 yetişkinin verilerini analiz etti.

Bu ay Avrupa Nöroloji Akademisi Kongresi'nde sunulan araştırma, kabusların uykunun hem kalitesini hem de süresini düşürdüğünü, bunun da vücudun geceleri hücreleri yenileme ve onarma yeteneğini zayıflattığını ortaya koydu.

Kronik stres ve uyku bozukluğunun birleşik etkileri, hücrelerimizin ve vücudumuzun hızla yaşlanmasına katkıda bulunabilir.

Dr. Otaiku, "Uyuyan beynimiz rüyaları gerçeklikten ayırt edemiyor. Bu yüzden kabuslar genellikle bizi ter içinde, nefes nefese ve kalp çarpıntısıyla uyandırıyor. Çünkü savaş ya da kaç tepkimiz tetikleniyor. Bu stres tepkisi, uyanıkken karşılaştığımız durumlardan bile daha yoğun olabilir" dedi.

Kabuslar, hücrelerin daha hızlı yaşlanmasına yakından bağlı bir stres hormonu olan kortizolün uzun süreli yükselmesine yol açıyor. Sık sık kabus görenler için bu birikmiş stres, yaşlanma sürecini önemli ölçüde etkileyebilir. Kabusların ne kadar yaygın ve müdahale edilebilir olduğu göz önünde bulundurulduğunda, bir halk sağlığı sorunu olarak daha fazla ciddiyetle ele alınmaları gerekiyor.

Araştırmacılar, sık sık kabus gören çocukların ve yetişkinlerin daha hızlı yaşlandığını da buldu. Bu, erken ölüm riski daha yüksek olanların yaklaşık yüzde 40'ını oluşturuyordu.

Dr. Otaiku bunun, diğer sağlık sorunları da hesaba katılsa bile kabusların daha hızlı biyolojik yaşlanma ve daha erken ölüm riskini öngörebildiğini gösteren ilk çalışma olduğunu söyledi.

Ayda bir kez kabus görenler bile kabus görmeyenlere kıyasla daha hızlı yaşlanma ve daha yüksek ölüm riskiyle bağlantılıydı. Bu bağlantı, tüm yaş grupları, cinsiyetler, etnik kökenler ve ruh sağlığı durumlarında vardı.

Dr. Otaiku, "İyi haber, kabusların önlenebilir ve tedavi edilebilir olması" dedi.

İyi bir uyku hijyeni sağlamak, stresi yönetmek, anksiyete veya depresyon için tedavi görmek ve korku filmi izlememek gibi basit önlemlerin kabusları azaltmada etkili olabileceğini söyledi.

Independent Türkçe