Azteklerin ölüm düdüğünün beyni nasıl etkilediği ortaya çıktı

1250-1521'den kalma mezarlarda bu düdüklerden çok sayıda bulunmuştu (Jennysnest/Wikipedia/CC-4.0)
1250-1521'den kalma mezarlarda bu düdüklerden çok sayıda bulunmuştu (Jennysnest/Wikipedia/CC-4.0)
TT

Azteklerin ölüm düdüğünün beyni nasıl etkilediği ortaya çıktı

1250-1521'den kalma mezarlarda bu düdüklerden çok sayıda bulunmuştu (Jennysnest/Wikipedia/CC-4.0)
1250-1521'den kalma mezarlarda bu düdüklerden çok sayıda bulunmuştu (Jennysnest/Wikipedia/CC-4.0)

Günümüzde Meksika toprağı olan bölgelerde 14-16. yüzyıllara damga vuran Azteklerin kafatası şeklindeki düdüklerinin, dinleyicileri nasıl etkilediği yeni bir bilimsel araştırmayla ilk kez ele alındı.

İki farklı deneye katılan 70 Avrupalı gönüllünün beyinleri, "ölüm düdüğü" diye bilinen bu aletlerin çıkardığı seslerle sınandı. 

"Hem doğal hem de yapay kaynağa" sahip olduğu düşünülen seslerin işitsel kortekste önemli hareketlere yol açtığı saptandı. Katılımcılar, bu sesleri aşırı negatif, korku verici ve rahatsız edici diye tanımladı.

Communications Psychology adlı bilimsel dergide yayımlanan makalede, İsviçre ve Norveçli araştırmacılar düdüğün sesinin zihinsel süreçlere engel olduğunu bildirdi. 

Beynin, sınıflandıramadığı sese sembolik bir anlam da yükleyemediği vurgulandı. 

Çığlığa benzeyen seslere sahip bu düdüklerin savaşta rakipleri korkutmak amacıyla kullanıldığı tahmin ediliyor. Ancak kurban edilen insanların kemiklerinin yanında da görülmesi, bazı ayin ve törenlerde de onlardan faydalanıldığı düşüncesini doğuruyor. 

Bazı bilim insanları ölüm düdüklerinin Azteklerin yeraltı dünyası Mictlan'daki sert rüzgarları taklit ettiğini söylerken bazıları da kurban edilenlerin ruhlarının duyulduğunu savunuyor. 

Meksika'nın Ulusal Antropoloji ve Tarih Enstitüsü'nün (INAH) yürüttüğü yeni bir çalışmada da Azteklerin 15. yüzyıldaki şiddetli bir kuraklığı bitirmek için küçük çocukları kurban ettiği ortaya konmuştu. 

Meksika'nın başkenti Meksiko'da yer alan Templo Mayor adlı büyük tapınakta 1980'de yapılan çalışmalarda yaşları 2'yle 7 arasında değişen en az 42 çocuğun kalıntısı bulunmuştu. 

Azteklerin yağmur tanrısı Tláloc'a adanan çocuklar, yontulmuş taş kutuların içinde sırtüstü yatıyordu. Bazılarına kolye gibi süs eşyaları takılmış ve ağızlarına yeşil taş boncuklar konmuştu. 

Independent Türkçe, Science Alert, Jerusalem Post



Şaşırtıcı zeytinyağı araştırması: Diğerlerinden daha fazla kilo aldırıyor

Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)
Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)
TT

Şaşırtıcı zeytinyağı araştırması: Diğerlerinden daha fazla kilo aldırıyor

Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)
Akdeniz diyetinin temel bir parçası olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmayla ilişkilendiriliyor (Pexels)

Zeytinyağında yoğun olarak bulunan bir yağ asidinin, zamanla diğer yağlara kıyasla daha fazla kilo almaya yol açabileceği tespit edildi. Bilim insanları özellikle kalp hastalığı riski taşıyan kişilerin dikkatli olmasını söylüyor.

Akdeniz mutfağının vazgeçilmezi olan zeytinyağı, uzun ömür ve sağlıklı yaşlanmaya katkı sunmasının yanı sıra beyin ve kalp sağlığını desteklemesiyle biliniyor.

Ancak Oklahoma, Yale ve New York üniversitelerinden araştırmacıların yeni çalışmasına göre bu yağı fazla tüketmenin zararlı sonuçları olabilir.

Bir omega-9 yağ asidi olan oleik asit, zeytinyağının ana yağ bileşeni ve kanola, ayçiçeği, avokado yağlarının yanı sıra çeşitli hayvansal yağlarda da bulunuyor. 

Bulguları hakemli dergi Cell Reports'ta yayımlanan çalışmada farelere, hindistancevizi yağı, fıstık yağı, süt, domuz yağı ve soya yağı kullanarak yağ oranı yüksek çeşitli diyetler uygulandı.

Araştırmacılar oleik asidin, iki proteinin aktivitesini değiştirerek yeni yağ hücrelerini oluşturan öncü hücrelerin daha hızlı büyümesine yol açtığını gözlemledi. İncelenen çeşitli yağ asitlerinden sadece oleik asit, vücudun yağ hücresi gelişim yolunu tetikledi.

Makalenin ortak yazarı Dr. Michael Rudolph, "Yağ hücrelerini ordu gibi düşünebilirsiniz" diyerek ekliyor:

Oleik asit verildiğinde, ilk olarak ordudaki 'yağ hücresi askerlerinin' sayısı artıyor ve bu da fazla besin maddelerini depolama kapasitesini artırıyor. Zamanla vücuda alınan besin miktarı yağ hücresi sayısını aşarsa obezite gelişebilir ve bu da kontrol edilmezse kardiyovasküler hastalık veya diyabete yol açabilir.

Öte yandan araştırmacılar oleik asidin daha düşük seviyelerde tüketilmesinin sağlığa faydalı olduğunu da tespit etti. 

Ayrıca çalışmanın fareler üzerinde yapıldığını ve insanlarda aynı etkilerin görülmeyebileceğini belirtmekte de fayda var.

Yine de uzmanlar çeşitli faydalarına rağmen zeytinyağını aşırı tüketmeyi tavsiye etmiyor.

Dr. Rudolph "Bence buradan çıkarılacak ders, ölçülü olmak ve farklı kaynaklardan yağ tüketmek" diyor:

 Oleik asidi nispeten dengeli seviyelerde almak faydalı gibi görünüyor ancak daha yüksek miktarda uzun süre tüketmek zararlı olabilir. Kalp hastalığı riski taşıyan kişilerde yüksek oleik asit seviyeleri iyi bir fikir olmayabilir.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, Daily Mail, New Atlas, Cell Reports