Neandertaller ilk koleksiyoncular mıydı?

Neandertallerin yaklaşık 40 bin yıl önce soyunun tükendiği tahmin ediliyor (Tom Björklund)
Neandertallerin yaklaşık 40 bin yıl önce soyunun tükendiği tahmin ediliyor (Tom Björklund)
TT

Neandertaller ilk koleksiyoncular mıydı?

Neandertallerin yaklaşık 40 bin yıl önce soyunun tükendiği tahmin ediliyor (Tom Björklund)
Neandertallerin yaklaşık 40 bin yıl önce soyunun tükendiği tahmin ediliyor (Tom Björklund)

Bilim insanları Neandertallerin tıpkı modern insanlar gibi koleksiyon yapmış olabileceğini öne sürdü. 

Modern insanların en yakın akrabalarından Neandertallerin çeşitli malzemelerden aletler yaptığı ve sanat eseri ürettiği biliniyor. 

Karmaşık düşünme becerilerinin ne kadar geliştiği tam bilinmese de son yıllarda çıkan bulgular, Homo sapiens'e sanılandan daha çok benzediklerine işaret ediyor. 

İspanya'nın kuzeyindeki Prado Vargas Mağarası'nda çıkarılan fosiller, bu bulgulara bir yenisini eklemiş olabilir. 

Bilim insanları, Neandertallerin yaşadığı bilinen mağarada deniz canlılarına ait 15 tane fosil tespit etti. Herhangi bir işlemden geçtiklerine dair iz taşımayan fosiller, süs amacıyla da kullanılmış gibi görünmüyor.

Bu da bir yığın halindeki fosillerin mağarada ne aradığı sorusunu akla getiriyor. 

Quaternary adlı hakemli dergide 12 Kasım'da yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, 39 bin 800 ila 54 bin 600 yıl önceye tarihlenen fosillerin Neandertaller tarafından koleksiyon yapma amacıyla toplanmış olabileceğini iddia ediyor:

Araştırmacılar makalede "Belki de bugün bizim yaptığımız gibi, bunları toplayan insanlar da bunları aramaktan ya da bulup saklamaktan keyif alıyordu" diye yazıyor:

Bu fosiller, sanatsal bir ilginin ya da doğaya yönelik bir çekim veya merakın kanıtı gibi görülebilir.

Bilim insanları yine de bunun kesin olmadığını ekliyor. Fakat Homo sapiens çocukların deniz kabuğu ve gazoz kapağı gibi şeyleri toplama alışkanlığından yola çıkarak Neandertal çocukların fosilleri biriktirdiğinden şüpheleniyorlar.

Araştırmacılar "Eşya toplamak çocukluğun tipik bir özelliği ve Prado Vargas'ta Neandertal çocukların kalıntıları bulunmuştu" diyerek ekliyor:

Bu formlardan etkilenen grubun en genç üyeleri, koleksiyonu başlatmış olabilir.

Ekip, ayrıca Neandertallerin fosilleri biriktirmesini, modern insanların fosiller üzerinde çalışmalar yürütmesine ve bunları müzelerde toplamasına benzetiyor. Daha sonraki türlerin, modern insanların fosillerini toplayabileceğini söylüyorlar:

Bu, bir noktada topladığımız şeyin bir parçası olacağımız sonsuz bir sarmal haline geliyor gibi görünüyor.

Independent Türkçe, IFL Science, Interesting Engineering, Quaternary



NASA araştırması: Uzayda 6 ay geçirmek beyinde ciddi bir hasar bırakmıyor

Astronotların beyninin yerçekimsiz ortamdan nasıl etkilendiğine dair çalışmalar, gelecekteki Mars görevleri açısından önemli (NASA/Mike Hopkins)
Astronotların beyninin yerçekimsiz ortamdan nasıl etkilendiğine dair çalışmalar, gelecekteki Mars görevleri açısından önemli (NASA/Mike Hopkins)
TT

NASA araştırması: Uzayda 6 ay geçirmek beyinde ciddi bir hasar bırakmıyor

Astronotların beyninin yerçekimsiz ortamdan nasıl etkilendiğine dair çalışmalar, gelecekteki Mars görevleri açısından önemli (NASA/Mike Hopkins)
Astronotların beyninin yerçekimsiz ortamdan nasıl etkilendiğine dair çalışmalar, gelecekteki Mars görevleri açısından önemli (NASA/Mike Hopkins)

NASA'nın yeni araştırması, uzayda 6 ay vakit geçirmenin beyne kalıcı bir zarar vermediğini tespit etti.

Dünya'nın koruyucu manyetik alanının dışına çıkarak radyasyona maruz kalmak ve düşük yerçekiminde yaşamak vücutta ciddi etkiler yaratabiliyor.

Astronotlar uzayda geçirdikleri sürede kas kaybından kalp hastalığına kadar çeşitli sağlık riskleriyle karşı karşıya geliyor.

Ayrıca uzun süre uzayda kalmanın beyne de zarar verebileceği bulunmuştu. 

Fakat NASA'nın Frontiers in Physiology adlı hakemli dergide dün (20 Kasım) yayımlanan çalışmasına göre kısa süreli görevlerdeki hasar sanıldığı kadar büyük olmayabilir.

NASA'nın Johnson Uzay Merkezi'nden Sheena Dev ve ekip arkadaşları, Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (UUİ) 6 ay geçiren 25 astronotun bilişsel becerilerini inceledi.

Astronotlar görevden önce, sonra ve UUİ'de kaldıkları dönemde bir tablo üzerinde desen bulma veya şişirilen bir balonu patlamadan önce ne zaman durduracağını bilme gibi becerileri ölçen çeşitli testlerden geçirildi.

Katılımcılar, işlemleme hızı, çalışma belleği ve dikkati değerlendiren testlere daha yavaş yanıt verdi. Ancak yanıtların doğruluğu her iki ortamda da aynıydı. 

Araştırmacılar 6 aylık sürede bilişsel becerilerde sistematik bir gerileme olmadığını kaydetti. Dev "UUİ'de 6 ay geçiren astronotlarda kayda değer seviyede herhangi bir bilişsel bozulma veya nörodejeneratif gerilemeye dair bir kanıt bulamadık" diyerek ekliyor:

Uzayda yaşamak ve çalışmak, ciddi beyin hasarının işareti olabilecek geniş çaplı bir bilişsel bozulmayla ilişkili değildi.

Kalıcı bir hasar gözlemlenmese de işlemleme hızı gibi becerilerin Dünya'ya geldikten sonra normale dönmesi daha uzun sürdü. 

Diğer yandan araştırmacılar bu durumun uzaya özgü koşulların ötesinde stresle de bağlantılı olabileceğini düşünüyor.

Birleşik Krallık'taki East Anglia Üniversitesi'nden Jo Bower da yer almadığı çalışmada gözlemlenen olumsuz etkilerin ciddi bir endişe yaratmasına gerek olmadığını ancak takip edilmelerinde fayda olduğunu söylüyor.

Astronotların uzay ortamından nasıl etkilendiğine dair çalışmalar Mars'a yapılması planlanan insanlı görevler açısından büyük önem taşıyor.

Londra Üniversitesi'nden, yeni çalışmada yer almayan Elisa Raffaella Ferrè "Mars'a yapılacak bir görev sadece zaman açısından değil, aynı zamanda otonomi açısından da daha uzun olacak" diyerek ekliyor: 

Oradaki insanlar, mesafe ve iletişimdeki gecikmeler nedeniyle yer kontrolüyle tamamen farklı bir etkileşime girecek ve karar alırken tamamen özerk olmaları gerekecek. Bu nedenle insan performansı kilit önem taşıyacak. Mars'ta dikkatle ilgili görevler ya da hafıza veya işlemleme hızı açısından yavaş tepki veren astronotlar olmasını kesinlikle istemeyiz.

Independent Türkçe, Popular Science, New Scientist, Frontiers in Physiology