Zayıflama iğneleri, kalp kaslarını küçültme riski taşıyor

Bilim insanları zayıflama iğnelerinin uzun vadede yol açabileceği zararlara dikkat çekiyor (Pexels)
Bilim insanları zayıflama iğnelerinin uzun vadede yol açabileceği zararlara dikkat çekiyor (Pexels)
TT

Zayıflama iğneleri, kalp kaslarını küçültme riski taşıyor

Bilim insanları zayıflama iğnelerinin uzun vadede yol açabileceği zararlara dikkat çekiyor (Pexels)
Bilim insanları zayıflama iğnelerinin uzun vadede yol açabileceği zararlara dikkat çekiyor (Pexels)

Zayıflama iğnelerinin, kalp kaslarını küçültebileceği tespit edildi. 

Diyabet tedavisi ve kilo verme amacıyla kullanılan Ozempic ve Wegovy ilaçları, özellikle Batı ülkelerinde son dönemde epey popülarite kazandı.

GLP-1 agonisti sınıfındaki bu iğnelerin kalp ve böbrek sağlığında da olumlu etkiler yarattığına dair araştırmalar çıkarken, bazı uzmanlar uzun vadede doğurabileceği istenmeyen sonuçlara dikkat çekiyor. 

Kanada'daki Alberta Üniversitesi'nin yeni araştırması, bu endişelere bir yenisini ekledi.

Sonuçları hakemli dergi The Lancet'ta yayımlanan çalışmada Ozempic'in aktif maddesi semaglutid, fareler ve insan hücreleri üzerinde test edildi.

Bilim insanları, diyabeti ve kalp sorunu olmayan zayıf ve obez farelere 21 gün boyunca semaglutid verdi. Bir grup fareye de herhangi bir işlem uygulanmadı. 

Üç haftanın sonunda obez fareler, kontrol grubundakilere kıyasla vücut ağırlıklarının yaklaşık yüzde 30'unu ve yağ kütlelerinin yüzde 65'ini kaybetti.

Bu süre zarfında semaglutid alan zayıf farelerin iskelet kaslarında neredeyse yüzde 8'lik bir azalma kaydedildi. 

Kalbin çalışmasında veya kalp duvarlarının kalınlığında herhangi bir değişiklik gözlemlenmedi ancak ilaç verilen iki grupta, genel kalp kütlesinde ve kalp kası hücreleri boyutunda düşüş yaşandı.

Araştırmacılara göre bulgular, semaglutidin zayıflama etkisinin dışında kalp kütlesinde azalmaya yol açtığına işaret ediyor.

Daha sonra laboratuvar ortamında insanların kalp kası hücrelerine semaglutid veren ekip, kayda değer seviyde bir küçülme gözlemledi.

Diğer yandan atrofi belirteçlerinde herhangi bir değişim kaydedilmedi. Atrofi, bir organın küçülüp zayıflamasını ifade ediyor. 

Bu nedenle kalp kaslarındaki küçülmeye semaglutidin yol açıp açmadığını söylemek için henüz erken. 

Bulguların doğrudan insanlar için de geçerli olduğu kanıtlanırsa, kalp hastalığı veya atrofiden muzdarip kişilerin zayıflama iğneleri kullanarak girdiği ciddi risk ortaya konabilir. 

Araştırmacılar Ozempic gibi ilaçların kas kaybına yol açıp açmadığının yakından takip edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Makalenin yazarlarından Jason Dyck "Ortaya çıkabilecek yan etkileri izlememiz ve bunların farkında olmamız gerekiyor" ifadelerini kullanıyor.

Alberta Üniversitesi'nden beslenme uzmanı Carla Prado ise yer almadığı çalışma hakkında "Kimseyi telaşlandırmak istemiyoruz" diyerek ekliyor: 

İnsanların anlamasını istediğimiz şey, bu ilaçlarla bile beslenme ve egzersizin unutulmaması.

Prado zayıflarken kas kaybetmenin normal bir şey olduğunu da ekliyor. Ancak Dyck'e katılarak "İnsanlar, 'Çözümü bulduk, sadece bu ilacı alalım' diye düşünebilir. Ama gerçekte durum böyle değil" diyor:

Daha iyi çalışmalara ihtiyacımız var, verilen kilonun niteliği sözkonusu olduğunda ilaçlarla ilgili daha iyi düzenlemelere ihtiyacımız var.

Independent Türkçe, Science Alert, CBC, The Lancet



Avrupa'da Neandertallere ait 65 bin yıllık "yapışkan atölyesi" bulundu

Vanguard Mağarası'nın yer aldığı Gorham Mağara Kompleksi'nin, Neandertallerin yok olmadan önce Avrupa'da bilinen son yaşam alanlarından biri olduğu düşünülüyor (Visit Gibraltar)
Vanguard Mağarası'nın yer aldığı Gorham Mağara Kompleksi'nin, Neandertallerin yok olmadan önce Avrupa'da bilinen son yaşam alanlarından biri olduğu düşünülüyor (Visit Gibraltar)
TT

Avrupa'da Neandertallere ait 65 bin yıllık "yapışkan atölyesi" bulundu

Vanguard Mağarası'nın yer aldığı Gorham Mağara Kompleksi'nin, Neandertallerin yok olmadan önce Avrupa'da bilinen son yaşam alanlarından biri olduğu düşünülüyor (Visit Gibraltar)
Vanguard Mağarası'nın yer aldığı Gorham Mağara Kompleksi'nin, Neandertallerin yok olmadan önce Avrupa'da bilinen son yaşam alanlarından biri olduğu düşünülüyor (Visit Gibraltar)

Cebelitarık'taki bir mağarada Neandertallerin yapıştırıcı yapmak için kullandığı düşünülen bir ocak bulundu. 

Arkeologlar Neandertallerin katran, reçine ve aşıboyası gibi maddelerden yapıştırıcı yaptığını biliyordu. Modern insanların soyu tükenen akrabaları, bu yapışkan maddeleri taş bıçak uçlarını ahşap saplarla birleştirmek için kullanıyordu.

Fakat bu maddelerin üretim süreci hakkında pek bir şey bilinmiyordu.

Britanya Denizaşırı Toprakları'ndan Cebelitarık'taki Vanguard Mağarası'nda yaklaşık 65 bin yıllık bir ocak keşfeden arkeologlar, Neandertallerin mühendislik becerilerine ışık tuttu. 

22 santimetre çapa ve 9 santimetre derinliğe sahip ocak, yere kazılmıştı. Çukurun güney ve kuzeyinde de yaklaşık 2,3 santimetrelik iki kanal vardı. 

Araştırmacılar bu dönemde Homo sapiens'in henüz bölgeye gelmediğini ve ocağın insan elinden çıktığını ifade ediyor.

Quaternary Science Reviews adlı hakemli dergide 12 Kasım'da yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, daha yakından inceledikleri ocakta kömür, Cistaceae familyasından bitkiler, soğumuş bitki reçinesi topakları ve ince dal kalıntıları saptadı.

Ocağın kararmış yüzeyinden alınan örneklerin analizi, kuş ve yarasaların dışkısı olan guanoyu ortaya çıkardı.

Araştırmacılara göre Neandertaller işe çukuru Cistaceae bitkileriyle doldurarak başlamış olabilir. Bu bitkilerin yaprakları ısıtıldığı zaman koyu renkli, yapış yapış bir reçine üretiyor.

Daha sonra çukurun içini kapatıp oksijeni dışarıda tutmak için muhtemelen guanoyla karıştırılmış ıslak kum ve toprakla ocağın üstünü kaplıyorlardı. Böylece alevin çukurun içindekileri yakması önlenmiş olabilir.

Son olarak içerideki yaprakların ısınması için ocağın üstünde muhtemelen ince dallarla ateş yakıyorlardı.

Bilim insanları bütün sürecin dikkat ve özenle planlandığını düşünüyor. Yaprakların yaklaşık 150 derece sıcaklığa getirilmesi ve içeriye çok fazla oksijen girmemesi gerekiyordu.

Yöntemi test etmek için benzer bir ocak kuran araştırmacılar, bitkileri toplamaktan yapışkanı kullandıkları zamana kadar toplam 4 saat harcadı.

Ekip, bu süreçte yapıştırıcı üretiminin muhtemelen iki kişilik bir iş olduğunu gözlemledi. Makalenin ortak yazarı Francisco Jiménez-Espejo, Live Science'a yaptığı açıklamada şöyle diyor:

Meslektaşlarımız deneysel arkeoloji çalışması sırasında, bitkiyi örten ateşi yönetirken aynı zamanda ocağın üzerindeki kaplamayı açmaları gerektiğini fark etti. 

Jiménez-Espejo çukurun iki tarafındaki kanalların, ısınan yaprakları soğumadan önce çıkarma amacıyla kazılmış olabileceğini öne sürüyor. Araştırmacı, soğumuş yapraklardan katranı ayırmanın zorluğundan dolayı böyle düşünüyor.

Yeni çalışma, Neandertallerin çevrelerindeki kaynaklardan yararlanmada ne kadar becerikli olduğunu gösteren bulgulara bir yenisini ekliyor.

Independent Türkçe, Live Science, IFL Science, Quaternary Science Reviews