Adını değiştiren Zoom, yapay zekaya yöneldi

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Adını değiştiren Zoom, yapay zekaya yöneldi

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Yeniden markalaşan Zoom, ismindeki "Video"yu kaldırıp kendisini yapay zeka şirketi diye lanse ediyor.

Görüntülü sohbet şirketi, pandemi ve evden çalışmaya geçişin en çok kazananlarından biriydi. Çoğu kişi onu tek kelimeyle tanısa da resmi adı "Zoom Video Communications Inc".

Artık bu markanın şirketin bugünkü halini yansıtmadığını ifade ediyor. CEO Eric Yuan bir blog paylaşımında "Bu hâlâ öncelik olsa da Zoom artık görüntülü toplantılardan çok daha fazlası" diye yazdı.

Yuan, Zoom'un artık "sorunsuz bir şekilde işbirliği yapmayı sağlayan, modern ve hibrit çalışma çözümleri sunan yapay zeka öncelikli bir şirket" olduğunu yazıyor. Bu, "Zoom 2.0" adını verdiği ve "videonun çok ötesine" geçtiğini söylediği daha geniş bir hareketin parçası.

Gönderide bu değişikliklerin, çalışma haftalarından bir gün eksilmesini sağlayabilecek kadar çarpıcı olabileceği öne sürülüyor. İnsanların "dijital ikizler" üretebileceğini, bunun da "bütün bir günlük iş vaktini boşaltarak haftada sadece 4 gün çalışmaya imkan sağlayabileceği" öne sürülüyor.

Yuan bu teknolojilerin bazılarının halihazırda müşterilerin kullanımına sunulduğunu söylüyor. Bunlar arasında, kullanıcıların "daha fazla iş yapmasını" sağlama amacıyla mesajları özetleme yeteneği de dahil bir dizi özellik sunan Zoom AI Companion da yer alıyor.

Zoom'un yeni yapay zeka teknolojilerine odaklanma ve değişen bir şirketin vizyonu olarak sunduğu bu değişiklikler, çalışmanın geleceğine dair soru işaretlerinin olduğu bir zamanda geldi. Bazıları, Zoom'un son yıllardaki geniş çaplı büyümesinin arkasındaki evden çalışma eğiliminin devam edip etmeyeceğini ve işyerinin geleceğinin hibrit olup olmayacağını sorguluyor.

Zoom ayrıca diğer daha köklü işyeri iletişim şirketleri tarafından da artan bir baskı altında. Örneğin Microsoft artık Teams uygulamasında benzer görüntülü sohbetler sunarken, Slack ve diğer platformlarda da rakip araçlar var.

Independent Türkçe



Rekor kıran enerji patlamasının sırrı çözüldü mü?

Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)
Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)
TT

Rekor kıran enerji patlamasının sırrı çözüldü mü?

Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)
Düşük kütleye ve parlaklığa sahip kırmızı cüceler, galaksideki en yaygın yıldız türü (NASA)

Bilim insanları gizemli bir enerji patlamasının, kırmızı cüce bir yıldızdan ve ölü bir yıldızın kalıntısından geliyor olabileceğini buldu.

Gökbilimciler radyo dalgası yayan bir patlama türünü uzun zamandır anlamaya çalışıyor. Normalde bir bölgeden gelen art arda patlamalar arasında birkaç saniye hatta daha kısa süre olur.

Ancak 2006'dan beri, patlamalar arasındaki sürenin birkaç dakikadan birkaç saate kadar değişebildiği olaylar saptanmaya başladı.

Uzun periyotlu radyo geçişi denen bu olaylar neredeyse 20 yıldır bilim insanlarının kafasını karıştırıyor ve bu aralıklı patlamalarda nasıl radyo dalgası üretildiğini anlamaya çalışıyorlar.

Bunlar genellikle galaksinin kalabalık bölgelerinde görüldüğü için hangi cisimden geldiklerini anlamak da zorlu bir iş.

Bulguları hakemli dergi Astrophysical Journal Letters'ta 26 Kasım'da yayımlanan yeni çalışmadaysa Samanyolu'nun daha az gökcismi içeren eteklerinden gelen bir uzun periyotlu radyo geçişi incelendi.

GLEAM-X J0704-37 adı verilen bu olayda her üç saatte bir 30 ila 60 saniye süren patlamalar gerçekleşiyor. Uzun periyotlu radyo geçişi olayları arasında, art arda patlamaları arasında en çok süre olan GLEAM-X J0704-37 bu anlamda rekoru elinde tutuyor.

Güney Afrika'daki MeerKAT ve Şili'deki Güney Astrofizik Araştırma teleskoplarını kullanan bilim insanları, GLEAM-X J0704-37'nin M-tipi yıldız diye de bilinen bir kırmızı cüceden geldiğini gözlemledi.

Curtin Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Natasha Hurley-Walker "M-tipi yıldızlar, Güneş'in kütlesinin ve parlaklığının çok azına sahip olan düşük kütleli yıldızlardır. Samanyolu'ndaki yıldızların yüzde 70'ini oluştursalar da hiçbiri çıplak gözle görülemez" diyerek ekliyor: 

M-tipi yıldız tek başına bizim gördüğümüz miktarda enerji üretemez.

Verileri tekrar inceleyen ekip kırmızı cücenin muhtemelen ikili bir sistem içinde yer aldığını buldu. Araştırmacılar diğer cismin, beyaz cüce yıldız olduğunu tahmin ediyor. 

Güneş gibi yıldızlar, süpernova patlaması geçirecek kütleye sahip olmadığı için yaşam döngülerinin sonuna geldiğinde dış katmanlarını atmaya başlıyor. Geriye kalan çekirdekse muazzam bir yoğunluğa sahip beyaz cüceye dönüşüyor. 

Bilim insanları sistemdeki güçlü manyetik alanların, hızla dönen nötron yıldızları (pulsar) gibi düzenli enerji patlamalarına yol açtığını öne sürüyor. 

Ekip halihazırda çalışmalarına devam ederek bu sistemi doğrulamaya ve radyo dalgalarını tam olarak nasıl ürettiğini anlamaya çalışıyor. 

Ayrıca teleskopların eski gözlemlerinde, GLEAM-X J0704-37'ye benzer patlamalar da bulmayı umuyorlar.

Independent Türkçe, Space.com, Science Daily, Astrophysical Journal Letters