Margot Robbie, insanların 2022 yapımı filminden "neden nefret ettiğini" hâlâ anlamıyor

1920'lerin Los Angeles'ında geçen ve sinemanın sessiz dönemden çıkış sürecini anlatan Babil'de Margot Robbie, gözünü yıldız statüsüne dikmiş hırslı bir aktris adayını canlandırıyor (Paramount Pictures)
1920'lerin Los Angeles'ında geçen ve sinemanın sessiz dönemden çıkış sürecini anlatan Babil'de Margot Robbie, gözünü yıldız statüsüne dikmiş hırslı bir aktris adayını canlandırıyor (Paramount Pictures)
TT

Margot Robbie, insanların 2022 yapımı filminden "neden nefret ettiğini" hâlâ anlamıyor

1920'lerin Los Angeles'ında geçen ve sinemanın sessiz dönemden çıkış sürecini anlatan Babil'de Margot Robbie, gözünü yıldız statüsüne dikmiş hırslı bir aktris adayını canlandırıyor (Paramount Pictures)
1920'lerin Los Angeles'ında geçen ve sinemanın sessiz dönemden çıkış sürecini anlatan Babil'de Margot Robbie, gözünü yıldız statüsüne dikmiş hırslı bir aktris adayını canlandırıyor (Paramount Pictures)

Ünlü oyuncu ve yapımcı Margot Robbie, birlikte çalıştığı Oscarlı yönetmenin 2022 yapımı filminin neden beğenilmediğini hâlâ anlayamadığını söyledi. 

Talking Pictures podcast'inin Salı günkü bölümüne konuk olan Robbie, yönetmen koltuğunda Damien Chazelle'in oturduğu Babil'le (Babylon) ilgili konuştu. 

"Hâlâ aynı şeyi söylüyorum"

Podcast sunucusu Ben Mankiewicz, filmin neden "başarısızlık" diye görüldüğünü sorguladı. Mankiewicz, Chazelle'in iki yıl önce çektiği son filmini izlediğini ve "İnsanlar bunu neden sevmiyor?" dediğini hatırlattı. 

34 yaşındaki Robbie de aynı şeyi düşünüyordu ve ekledi: 

Hâlâ aynı şeyi söylüyorum. Ben çok seviyorum!

"Esaretin Bedeli'nde olduğu gibi"

Avustralyalı aktris, "İnsanların gerçekten neden bu kadar nefret ettiğini hâlâ anlayamıyorum" diyerek ekledi: 

Acaba 20 yıl sonra insanlar 'Nasıl yani, Babil o zamanlar iyi iş yapmadı mı? Bu çılgınlık' diyecek mi? Esaretin Bedeli'nin (The Shawshank Redemption) zamanında başarısız olması gibi bir şey duyduğunuzda 'Ah, bu nasıl mümkün olabilir?' diyorsunuz.

Chazelle, Babil'den önce üç Oscar ve daha birçok ödül kazanan 2014 yapımı Whiplash'le kariyerine muhteşem bir başlangıç yapmıştı. 

Yönetmenin 2016'da imza attığı ve başrollerde Ryan Gosling'le Emma Stone'u buluşturan müzikal filmi Aşıklar Şehri (La La Land) de 6 Akademi Ödülü'nün sahibi olmuş, hem eleştirmenlerin hem de sinemaseverlerin kalbini çalmıştı. 

Chazelle, Ay'da İlk İnsan'la (First Man) yine övgü dolu yorumlar almıştı. Film, 2019'da görsel efekt alanında Oscar kazanmıştı.

Dolayısıyla başrollerinde Brad Pitt ve Robbie'yi buluşturan Babil'in kötü eleştiriler alması sürpriz oldu. Üç saati aşkın bir süreye yayılan film, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden ancak 57 puana sahip.

"Çok titiz"

Film gişede başarısız olsa da Robbie, Chazelle'in "çok titiz" olduğunu ve onunla çalışmayı çok sevdiğini anlattı.

2023'te Insider'a verdiği röportajda Chazelle, filmin aldığı kutuplaştırıcı tepkiler hakkında konuşmuştu.

Chazelle o zaman şöyle demişti: 

Yönetmen filmi bitirdiğinde, o artık bir nevi seyircinin olur ve buna eleştirmenler de dahildir, herkes dahildir.

"Bence bu iyi bir şey"

39 yaşındaki sinemacı, filmiyle gurur duyduğunu ifade ettiği sözlerini şöyle sürdürdü:

Herkesin filmle ilgili farklı bir yorumu olacak ve bence hepsi de meşru. O zaman bu film bir bakıma dünyanın filmi haline gelir. Ama konuşmayı ve tartışmayı teşvik eden ve her iki tarafta da çok sayıda sert görüşe yol açan bir şeye sahip olmak güzel. Hepimiz filmin bazılarının tüylerini diken diken edeceğini ve bazılarını kızdıracağını biliyorduk, bence bu iyi bir şey. Daha fazla film bunu yapmalı.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, IndieWire, Deadline, Talking Pictures, Insider



Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Trump yönetimi yarım milyon göçmene sınır dışı bildirimi gönderdi

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD Yüksek Mahkemesi'nin, Trump yönetiminin Biden dönemindeki insani şartlı tahliye programını sonlandırmasına izin veren kararı onaylamasının ardından İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) bu hafta Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan binlerce göçmene sınır dışı bildirimleri dağıtmaya başladı.

CNN'nin incelediği bildirimlerde, göçmenlere gönüllü olarak ayrılmamaları halinde, "kişisel düzenlemelerini yapıp ülkesine sorunsuz şekilde dönme fırsatı tanınmaksızın" gözaltı ve sınır dışı edilme gibi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulunuldu.

Biden yönetiminin başlattığı insani şartlı tahliye programı, koşulları sağlayan göçmenlere iki yıllık kalış izniyle Birleşik Devletler'e giriş izni veriyordu. Program kapsamında, söz konusu 4 ülkenin yaklaşık 530 bin yurttaşına ABD’ye giriş izni verilmişti.

Trump yönetimi, "yeterince incelemeden geçirilmemiş" göçmenlerin ülkeye girişine izin verdiği gerekçesiyle programı eleştirmişti. Ancak program zaten başvuru sahiplerinin geçmişlerinin incelenmesini ve kamuya yük olmamaları için bir mali sponsor bulmalarını şart koşuyor.

Görsel kaldırıldı.
Sığınma talebinde bulunan bir göçmen, Trump'ın göreve başlamasının ardından CBP One uygulamasında randevusunun iptal edildiğini gösteriyor (AP)

Yüksek Mahkeme, yönetimin programı durdurma yönündeki acil talebini geçen ay kabul ederek DHS'in program kapsamında ABD'de yaşayanlara sağlanan güvenceleri kaldırmaya başlamasının önünü açtı.

DHS çarşamba günü yayımladığı açıklamada programa kayıtlı kişilerin çalışma izinlerini iptal edeceğini doğrulamıştı.

DHS Halkla İlişkiler Bakan Yardımcısı Tricia McLaughlin yaptığı açıklamada, "Biden yönetimi Amerika'ya yalan söyledi" demişti. 

Küba, Haiti, Nikaragua ve Venezuela'dan gelen, yeterince denetlenmemiş yarım milyondan fazla yabancının ve bunların yakın aile üyelerinin bu feci şartlı tahliye programları aracılığıyla ABD'ye girmesine izin verdiler; onlara Amerikan işlerinde rekabet etme ve Amerikalı işçilerin ücretlerini düşürme fırsatı verdiler; tespit edilen sahteciliğe rağmen, kariyer memurlarına bu programları sürdürmeleri yönünde baskı yaptılar ve ardından ortaya çıkan kaos ve suçlardan Kongre'deki Cumhuriyetçileri sorumlu tuttular.

Biden yönetimi bu programı, sığınma başvurularında sıkça adı geçen ülkelerden gelen göçmenlere yasal ve kontrollü bir yol sunarak güney sınırındaki baskıyı hafifletme yönünde bir strateji olarak tanıtmıştı. 

Programın kaldırılmasıyla birlikte göçmen hakları savunucuları ve hukuk uzmanları, sınır dışı edilme riskiyle karşılaşanlarla ilgili bir dizi hukuki mücadele ve insani endişe dalgasına hazırlanıyor.

Bu gelişme, göçmenlikle ilgili gerginliğin tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığı bir dönemde yaşanıyor.

Geçen hafta sonu Los Angeles'ta, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) operasyonlarına karşı protestolar patlak vermiş ve Trump asker göndererek yanıt vermişti.

Bunun yanı sıra ülke çapında ICE karşıtı gösteriler başladı ve cumartesi günü için daha fazlası planlanıyor.

Independent Türkçe