İnsan beyni ataklarla değil, "güncellemelerle" gelişmiş

İnsanların nasıl ve neden büyük beyni olduğu, evrimin temel sorularından biri (Pexels)
İnsanların nasıl ve neden büyük beyni olduğu, evrimin temel sorularından biri (Pexels)
TT

İnsan beyni ataklarla değil, "güncellemelerle" gelişmiş

İnsanların nasıl ve neden büyük beyni olduğu, evrimin temel sorularından biri (Pexels)
İnsanların nasıl ve neden büyük beyni olduğu, evrimin temel sorularından biri (Pexels)

İnsan beyninin sanılanın aksine aniden değil, milyonlarca yıl içinde yavaş yavaş büyüdüğü bulundu. 

Muhtemelen insanları diğer primatlardan ayıran en önemli özelliklerinden biri büyük bir beyne sahip olması.

Beyin boyutuyla zekanın orantısı tartışmalı bir konu. Bilim insanlarıysa hem büyük beynin ne işe yaradığını hem de nasıl bir evrimsel yolculuk izlediğini saptamaya çalışıyor. 

Yumuşak dokuların genellikle fosilleşmeyip çürümesi insan beyninin geçirdiği süreçleri anlamayı zorlaştırıyor.

Fakat araştırmacılar kafatası kalıntılarına bakarak bir fikir edinmeye çalışıyor. 

Birleşik Krallık'taki Reading, Oxford ve Durham üniversitelerinden araştırmacılar, soyu tükenmiş insansı türlerine ait kafataslarını bir araya getirerek bugüne kadarki en büyük veri setlerinden birini oluşturdu.

7 milyon yıla yayılan kalıntıları inceleyen ekip, gelişmiş bilgisayar modellerinden yararlanarak süreç içindeki boşlukları doldurmayı hedefledi.

Bulgularını PNAS adlı hakemli dergide 26 Kasım Salı günü yayımlayan bilim insanları, büyük beyinlerin bir türden diğerine geçişte aniden değil, her bir tür içinde yavaş yavaş geliştiği sonucuna vardı. 

Makalenin ortak yazarı Dr. Chris Venditti "Bu çalışma, insan beyninin evrimine dair anlayışımızı bütünüyle değiştiriyor" diyerek ekliyor:

Daha önce beyin boyutunun, tıpkı son model bilgisayarlarla gelen güncellemeler gibi, türler arasında çarpıcı bir sıçrama yaşadığı düşünülüyordu. Fakat bizim çalışmamız, milyonlarca yıl boyunca her türün kendi içinde gerçekleşen istikrarlı, kademeli bir 'yazılım güncellemesi' olduğunu gösteriyor. 

Bilim insanları Neandertallerin adaptasyonda zorlandığı fikrine de meydan okuyor. Çalışmada beyni en hızlı büyüyen tür olduğu görülen Neandertaller, modern insanları bile geride bıraktı.

Yeni araştırmada ayrıca vücudu büyük türlerin genellikle daha büyük beyinlere sahip olduğu da bulundu. Diğer yandan vücut ve beyin boyutlarının her zaman doğu orantılı olmadığı da kaydedildi. 

Makalenin başyazarı Dr. Thomas Puschel, bulguları "Büyük evrimsel değişimler her zaman çarpıcı olaylara ihtiyaç duymaz"  diye değerlendiriyor: 

Tıpkı bugün bizim öğrenme ve uyum sağlama şeklimiz gibi, bunlar da zaman içinde küçük, kademeli gelişmelerle gerçekleşebilir.

Independent Türkçe, IFL Science, EurekAlert, PNAS

 



Elmas optik disklerle veriyi milyonlarca yıl saklamak mümkün olacak

Araştırmacılar bir elmasta santimetre küp başına 1,85 terabayt veri depoladı (Pexels)
Araştırmacılar bir elmasta santimetre küp başına 1,85 terabayt veri depoladı (Pexels)
TT

Elmas optik disklerle veriyi milyonlarca yıl saklamak mümkün olacak

Araştırmacılar bir elmasta santimetre küp başına 1,85 terabayt veri depoladı (Pexels)
Araştırmacılar bir elmasta santimetre küp başına 1,85 terabayt veri depoladı (Pexels)

Bilim insanları, elmas optik disklerin veriyi milyonlarca yıl korumasını sağlayabilecek bir yöntem geliştirdi. Araştırmacılar rekor seviyede veri depolamayı da başardı.

Yapay zekanın yanı sıra kuantum ve süper bilgisayarların geliştirilmesiyle birlikte veri depolamada çok daha yüksek kapasiteye sahip araçlar aranıyor.  

Ayrıca verilerin güvenli bir şekilde uzun süre korunması da önem arz ediyor.

Çin Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden araştırmacılara göre bu ihtiyaç, lazerler ve elmas yardımıyla giderilebilir. 

Son yıllarda elmasta veri depolama çalışmaları artarken, yeni teknoloji muazzam seviyede bir kapasiteye ulaşmasıyla öne çıkıyor. 

Çalışmalarını hakemli dergi Nature Photonics'te dün (27 Kasım) yayımlanan makalede anlatan ekip, birkaç milimetrelik elmas şeritleri kullandı. 

Bilim insanları ultra hızlı lazer darbeleriyle, elmastaki bazı karbon atomlarını yerinden çıkardı. Böylece her biri sabit bir parlaklık seviyesinde boş alanlar açıldı.

Birer atom büyüklüğündeki bu boşluklar, bulundukları bölgenin genel yoğunluğuna göre farklı şekillerde ayarlanabiliyor. Bu sayede bölgenin genel parlaklığı değiştirilebiliyor. 

Makalenin ortak yazarı Ya Wang, "Boş alanların sayısı parlaklığa bakılarak belirlenebiliyor ve bu sayede depolanan bilgileri okuyabiliyoruz" diye açıklıyor. 

Araştırmacılar daha sonra her pikselin parlaklığını, belirli bir bölgenin parlaklık seviyesiyle eşleştirerek Henri Mattise ve Eadweard Muybridge gibi sanatçıların eserlerini depoladı.

Elmas optik disk, verileri yüzde 99'dan fazla doğrulukla kaydetti. Ekip, santimetreküp başına 1,85 terabayt veri depolayarak elmasta bilgi saklama alanında rekor kırdı.

Bilim insanları yeni disklerin, aynı boyuttaki yaklaşık 2 bin Blu-ray'le aynı miktarda bilgiyi, çok daha uzun süre saklayabileceğini söylüyor. Wang şu ifadeleri kullanıyor:

Dahili veri depolama yapıları teknolojimiz kullanılarak stabilize edildiğinde, elmas herhangi bir bakım gerektirmeden olağanüstü uzun ömürlülüğe ulaşabilir ve oda sıcaklığında milyonlarca yıl veri saklayabilir.

Mevcut teknoloji halihazırda epey maliyetli ve gelişmiş ekipman gerektiriyor. Diğer yandan araştırmacılar, iyileştirmelerle sistemin kapladığı alanın küçültülebileceğini ve daha kolay kullanılabileceğini düşünüyor. 

Elmasların günlük hayattaki depolama cihazlarının yerini alması çok muhtemel görünmüyor. Ancak uzun ömürlü olmaları, hükümetler ve araştırma kuruluşlarına fayda sağlayabilir.

Independent Türkçe, Popular Science, New Scientist, Nature Photonics