Venüs, kötü ikiz mi yoksa kayıp kardeş mi?

Venüs'te yaşam tartışmaları sona mı eriyor? İşte yeni bulgular

Venüs'ün bir zamanlar yaşanabilecek koşullara sahip olup olmadığı tartışmaları uzun süredir devam ediyor (NASA)
Venüs'ün bir zamanlar yaşanabilecek koşullara sahip olup olmadığı tartışmaları uzun süredir devam ediyor (NASA)
TT

Venüs, kötü ikiz mi yoksa kayıp kardeş mi?

Venüs'ün bir zamanlar yaşanabilecek koşullara sahip olup olmadığı tartışmaları uzun süredir devam ediyor (NASA)
Venüs'ün bir zamanlar yaşanabilecek koşullara sahip olup olmadığı tartışmaları uzun süredir devam ediyor (NASA)

Venüs'ün atmosferini inceleyen bilim insanları, Dünya'nın komşusunun hiçbir zaman su okyanusları barındırmadığını tespit etti.

Kütle, boyut ve yapı bakımından benzerlikleri nedeniyle Dünya'nın "kötü ikizi" diye anılan Venüs, bugün yaşama elverişli değil.

500 derece civarında yüzey sıcaklığına sahip gezegenin tepesinde sülfürik asit bulutları geziniyor.

Ancak Dünya'ya benzer özellikleri nedeniyle bilim insanları bir zamanlar yaşama uygun koşullar taşıyıp taşımadığını tespit etmeye çalışıyor.

Araştırmalar genellikle bilinen türden yaşam açısından elzem maddelerden biri olan suya odaklanıyor. 

Bazı bilim insanları yaklaşık 4,6 milyar yıl önce oluşan Venüs'te ilk başta sıvı su olduğunu ancak volkanik faaliyetler sonucu gezegenin ısınmasıyla suyun artık sıvı halde tutulamadığını düşünüyor.

Diğerlerine göreyse Venüs en başından beri sıcak bir gezegendi ve sıvı su barındıracak durumda değildi.

Cambridge Üniversitesi'nden bilim insanlarının yeni çalışması, ikinci teoriyi destekleyen güçlü kanıtlar buldu. 

Hakemli dergi Nature Astronomy'de 2 Aralık Pazartesi günü yayımlanan araştırmayı yürüten ekip, Venüs atmosferinin kimyasal bileşimini inceledi.

Volkanik faaliyetlerde atmosfere çeşitli gazlar salındığı için bu gazların oranına bakarak gezegenlerin iç yapısı hakkında fikir edinmek mümkün.

Dünya'nın su zengini olmasından dolayı yanardağ patlamalarında büyük ölçüde su buharı salınıyor.

Yeni çalışmadaysa Venüs'teki patlamalarda ortaya çıkan gazların en fazla yüzde 6 oranında su buharı içerdiği saptandı. Bilim insanları bu nedenle gezegenin iç kısmının kurak olduğu sonucuna vardı.

Makalenin başyazarı Tereza Constantinou "Atmosferin kimyası, Venüs'teki volkanik patlamaların çok az su saldığını gösteriyor ve bu da gezegenin iç kısmının (volkanizmanın kaynağı) eşit derecede kuru olduğuna işaret ediyor" diyerek ekliyor: 

Bu da Venüs'ün uzun süre kuru bir yüzeyi olması ve hiçbir zaman yaşanabilir olmamasıyla tutarlı.

Diğer yandan Constantinou, Venüs'ün bugün veya geçmişte yaşamı barındırma potansiyeli hakkında daha kesin bir şey söylemek için gezegenin araçla incelenmesi gerektiğini söylüyor.

Ancak doktora öğrencisine göre, okyanus barındırma ihtimali çok düşük olan Venüs'ün yaşanabilir olması da pek olası değil. 

NASA'nın 2029'da başlatmayı planladığı DAVINCI görevi kapsamında Venüs'e araç gönderilmesi cevap bekleyen soruları yanıtlayabilir.

Bilim insanları yeni çalışmanın, Güneş Sistemi dışındaki gezegenlerin de su ve yaşam olasılıklarını değerlendirmeye katkı sağlayacağını düşünüyor.

Constantinou "Venüs hiçbir zaman yaşanabilir bir gezegen olmadıysa, başka yerlerdeki Venüs benzeri gezegenler de yaşanabilir koşullar açısından daha zayıf adaylar demektir" ifadelerini kullanıyor: 

Venüs'ün bir zamanlar bizimkine çok daha benzer bir gezegen olduğunu keşfetmeyi çok isterdik, bu yüzden öyle olmadığını öğrenmek bir bakıma üzücü. Ancak sonuçta araştırmaları, yaşamı (en azından bildiğimiz yaşamı) destekleme olasılığı en yüksek olan gezegenlere odaklamak daha yararlı.

Independent Türkçe, Space.com, Reuters, Nature Astronomy



Nadir sinek türü "maske takarak" yuvalara sızıyor

Sinek larvasının nefes alma delikleri, termit gözlerini taklit ediyor (Roger Vila)
Sinek larvasının nefes alma delikleri, termit gözlerini taklit ediyor (Roger Vila)
TT

Nadir sinek türü "maske takarak" yuvalara sızıyor

Sinek larvasının nefes alma delikleri, termit gözlerini taklit ediyor (Roger Vila)
Sinek larvasının nefes alma delikleri, termit gözlerini taklit ediyor (Roger Vila)

Nadir bir sinek türünün termit kolonileri arasına sızmak için "maske taktığı" ortaya çıktı. 

Doğada avlanma, hayatta kalma veya çiftleşme şansını artırmak için başka türleri taklit eden çeşitli canlılar var. Bu özellikler genellikle böceklerde görülürken bilim insanları listeye yeni bir sinek türünü de ekledi.

Fas'ın güneyindeki Anti-Atlas Dağları'nda kelebek ve karıncalar üzerine çalışan bilim insanları, bir taşı kaldırınca bir termit yuvasında, daha önce hiç karşılaşmadıkları türden üç sinek larvası gördü.

Göksinekler grubuna ait bu larvaları yakından inceleyen ekip, "termit maskesi" dedikleri bir şeyle karşılaştı. 

Larvaların vücudunun arka kısmında, Hodotermitidae familyasındaki termitlerle aynı boyutta antenlere sahip işlevsiz bir "kafa" vardı. Ayrıca bu "kafada" iki sahte göz de bulan araştırmacılar, larvaların bu delikleri nefes almak için kullandığını söylüyor.

Sinek larvaları bu sayede yuvalarına girdikleri termitler gibi görünürken, vücutlarının etrafındaki dokunaçlar da onlarla iletişim kurmalarını sağlıyordu.

Aynı yuvayı paylaşan termitler, antenleri aracılığıyla diğerlerinin şeklini ve kokusunu algılıyor. Yuvanın tüm üyeleri bu kokuyu paylaşırken, başka kolonilerden gelen hayvanlara saldırıp onları parçalıyor. 

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de 10 Şubat Pazartesi günü yayımlanan çalışmada, sinek larvalarının termit kolonisine özgü kokuyu da taklit edebildiği saptandı.

Bilim insanları topladıkları örnekleri laboratuvar ortamında inceleyince larvaların yuvanın en kalabalık bölgesine yerleşme eğiliminde olduğunu gözlemledi. Burada termitlerden sürekli ilgi gören larvaların ne yediği tam bilinmese de termitlerin ağızlarını kullanarak onlara yiyecek aktardığı görüldü.

Makalenin ortak yazarı Roger Vila "Larvalar sadece tolere edilmekle kalmıyor, aynı zamanda anten benzeri dokunaçlarıyla termitlerle sürekli iletişim kuruyorlar" diyerek ekliyor: 

Hatta görünüşe göre termitler onları besliyor ancak bu henüz kesin olarak kanıtlanmadı.

Bilim insanları sinek larvalarıyla termitler arasında sosyal parazit veya simbiyotik bir ilişki olduğunu tahmin ediyor. Phoridae familyasındaki sineklerde de benzer bir durum görülse de larvalar yerine yetişkin sinekler, termitleri taklit ediyor.

Vila, bu iki sinek familyasının yaklaşık 150 milyon yıl önce ayrılmasından dolayı farklı bir evrim sürecinin sözkonusu olduğunu düşünüyor.

Yeni türün ait olduğu Rhyncomya cinsinin diğer üyelerinde daha önce böyle bir taklit davranışı kaydedilmemişti. Bu nedenle ekip, türün çok hızlı evrimleştiğini tahmin ediyor.

Keşfin şans eseri yapıldığını da ifade eden Vila şöyle ekliyor:

Bu son derece nadir bir tür olmalı çünkü o bölgede üç keşif gezisi daha yaptık ve yüzlerce taş kaldırmamıza rağmen, başka bir termit yuvasında sadece iki sinek daha bulduk.

Independent Türkçe, Popular Science, EurekAlert, Current Biology