Yükselen yıldızın yeni dizisi iki ayda yeni sezon onayını kaptı

Britanyalı yazar CJ Skuse'nin aynı adlı kitap serisinden uyarlan Sweetpea'nin senarist ve baş yapımcısı Kirstie Swain, "İlk sezon neredeyse kitabın önsözü gibi. Çok daha fazlası gelecek" diyor (Sky Studios)
Britanyalı yazar CJ Skuse'nin aynı adlı kitap serisinden uyarlan Sweetpea'nin senarist ve baş yapımcısı Kirstie Swain, "İlk sezon neredeyse kitabın önsözü gibi. Çok daha fazlası gelecek" diyor (Sky Studios)
TT

Yükselen yıldızın yeni dizisi iki ayda yeni sezon onayını kaptı

Britanyalı yazar CJ Skuse'nin aynı adlı kitap serisinden uyarlan Sweetpea'nin senarist ve baş yapımcısı Kirstie Swain, "İlk sezon neredeyse kitabın önsözü gibi. Çok daha fazlası gelecek" diyor (Sky Studios)
Britanyalı yazar CJ Skuse'nin aynı adlı kitap serisinden uyarlan Sweetpea'nin senarist ve baş yapımcısı Kirstie Swain, "İlk sezon neredeyse kitabın önsözü gibi. Çok daha fazlası gelecek" diyor (Sky Studios)

Birleşik Krallık merkezli Sky ve ABD menşeli Starz, Fallout'un yıldızı Ella Purnell'in başrolünü oynadığı komedi soslu gerilim dizisi Sweetpea'nin ikinci sezon onayını aldığını duyurdu.

Açıklamada, Purnell'in canlandırdığı Rhiannon Lewis'in ikinci sezonda intikam hırsıyla geri döneceği ifade edildi.

"Sabırsızlanıyorum"

Dizinin 28 yaşındaki yıldızı ve yönetici yapımcısı Purnell, "Rhiannon'ın öfke yolculuğunun bir parçası olmak benim için kariyerimin en önemli noktasıydı" diyerek ekledi: 

Ve hayranların tüm karmaşıklığıyla tuhaf Rhiannon'ımızla etkileşime girdiğini ve onunla bağlantı kurduğunu görmek gerçekten özel bir duygu. İzleyicilerin onun bundan sonra neler yapacağını görmeleri için sabırsızlanıyorum.

6 bölümden oluşan Sweetpea'de Purnell, yerel bir gazetede resepsiyonist olarak çalışan, çekingen, varlığı bile fark edilmeyen ve görmezden gelinen genç bir kadını canlandırıyor. Fakat genç kadın sonunda kendini kaybederek ona haksızlık edenleri öldürmeyi kendine görev ediniyor.

Bir seri katili canlandırması hakkında konuşan Purnell, geçen ay Hollywood Reporter'a verdiği röportajda, oynadığı karakterin geçirdiği evrim hakkında açıklamalarda bulunmuştu. 

"Asla anlayamam"

"Cinayeti asla haklı çıkaramam ve birinin canını nasıl alabileceğinizi asla anlayamam" diyen aktris, sözlerini şöyle sürdürmüştü: 

Ama anlayabildiğim ve bağdaştırabildiğim şey, görülme ve etki yaratma hissi. Ve birinin hayatına son vermekten daha kalıcı ve etkili ne olabilir?

Netflix'te izleyiciyle buluşan gerilim dizisi Yellowjackets'taki Jackie Taylor rolüyle göz dolduran ve ardından Amazon Prime Video'nun rekortmen video oyunu uyarlaması Fallout'un başrolünde yer alan Purnell, halihazırda televizyon dünyasının en gözde yeteneklerinden biri.

Eleştirmenlerin de beğenisini kazanan kara komedi türündeki Sweetpea, prömiyerini 10 Ekim'de yapmıştı. 

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter, Deadline



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe