Keira Knightley'nin yeni Netflix dizisi gözünü zirveye dikti

5 Aralık'ta prömiyer yapan Black Doves, daha yayına girmeden ikinci sezon onayını almıştı (Netflix)
5 Aralık'ta prömiyer yapan Black Doves, daha yayına girmeden ikinci sezon onayını almıştı (Netflix)
TT

Keira Knightley'nin yeni Netflix dizisi gözünü zirveye dikti

5 Aralık'ta prömiyer yapan Black Doves, daha yayına girmeden ikinci sezon onayını almıştı (Netflix)
5 Aralık'ta prömiyer yapan Black Doves, daha yayına girmeden ikinci sezon onayını almıştı (Netflix)

Keira Knightley'nin yeni casus dizisi, gösterime girer girmez Netflix'te fırtınalar estirmeye başladı. 

Knightley, Karayip Korsanları: Siyah İnci'nin Laneti'ndeki (Pirates of the Caribbean: The Curse of the Black Pearl) büyük çıkış rolüyle başlayarak 2000'li yılların başında beyazperdenin vazgeçilmezlerinden biri oldu. 

Aynı yıl, birçokları için Noel klasiği haline gelen Aşk Her Yerde'de (Love Actually) rol aldı. 

Knightley, 2010'lu yıllarda iki Karayip Korsanları filminin yanı sıra Aşk ve Gurur (Pride & Prejudice) ve Kefaret (Atonement) gibi çok beğenilen yapımlarda rol aldı.

Britanyalı aktris kariyerini Enigma (The Imitation Game), Everest ve Boston Strangler gibi filmlerde rol alarak sürdürdü. 

Beyazperdede düzenli olarak yer almasına rağmen televizyon projelerinden çoğunlukla uzak durmayı tercih etti. 

39 yaşındaki oyuncu, son olarak daha önce yer aldıklarına hiç benzemeyen bir Netflix dizisiyle hayranlarının karşısına çıktı. 

Netflix, 18 yaşından küçük izleyiciler için uygun olmadığını belirttiği gerilim dizisinin konusunu şöyle özetliyor: 

Bir siyasetçinin eşi rolündeki bir casus, sevgilisinin öldürüldüğünü öğrenince eski bir suikastçı dostuyla birlikte gerçeğin ve intikamın peşine düşer.

Yaratıcılığını Joe Barton'ın üstlendiği dizinin başrolünde Knightley'ye Ben Whishaw, Sarah Lancashire ve Andrew Buchan eşlik ediyor.

Televizyon yazarlarından tam not alan Black Doves, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 96 gibi kusursuza yakın bir puanı elinde bulunduruyor.

Netflix'in yeni verileri, dizinin 2-8 Aralık haftasında dünya genelinde en popüler ikinci dizi olduğunu ortaya koyuyor. 

The Madness'ın gerisinde kalan dizi, yayında olduğu üç gün boyunca toplamda 10,8 milyon kez izlendi. 

59,4 milyon saat izlenen 6 bölümlük dizi, 89 ülkede en çok seyredilen yapım olarak zirveye çıktı. 

Independent Türkçe, ScreenRant, Tudum



James Cameron'dan Christopher Nolan'a Oppenheimer eleştirisi

Cillian Murphy (en sağda), Christopher Nolan imzalı Oppenheimer'daki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmış, Emily Blunt ise En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday gösterilmişti (AP)
Cillian Murphy (en sağda), Christopher Nolan imzalı Oppenheimer'daki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmış, Emily Blunt ise En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday gösterilmişti (AP)
TT

James Cameron'dan Christopher Nolan'a Oppenheimer eleştirisi

Cillian Murphy (en sağda), Christopher Nolan imzalı Oppenheimer'daki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmış, Emily Blunt ise En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday gösterilmişti (AP)
Cillian Murphy (en sağda), Christopher Nolan imzalı Oppenheimer'daki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmış, Emily Blunt ise En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday gösterilmişti (AP)

5 Ağustos'ta, Hiroşima'ya atılan atom bombasının 80. yıldönümünde yayımlanacak Ghosts of Hiroshima (Hiroşima'nın Hayaletleri) adlı kitabın yazarı Charles R. Pellegrino olsa da bu hikayenin sinema uyarlamasını James Cameron üstlenecek. Kitabın kapağında da belirtildiği üzere bu proje, ünlü yönetmenin sıradaki yapımlarından biri.

Cameron, konuyu 2023'te Oppenheimer'la sinemaya taşıyan Christopher Nolan'ın yaklaşımına eleştirel yaklaşıyor. 70 yaşındaki Kanadalı yönetmen, Deadline'a verdiği röportajda Nolan'ın "hikayede uzak durduğu noktalar nedeniyle ahlaki bir kaçış" sergilediğini düşünüyor.

"Filmde yalnızca kısa bir sahnede yanmış cesetler görüyoruz. Başka bir yönetmenin işini eleştirmek istemem ama bu sahne dışında olayın ağırlığını yansıtan çok az şey var" diyen Cameron, sözlerini şöyle sürdürüyor:

Bence konunun esasını es geçti. Stüdyo mu uzak durdu bu konudan yoksa Chris mi bu noktaya dokunmak istemedi bilmiyorum ama ben doğrudan o tartışmalı konuya dokunmak istiyorum. Aptallığım tutuyor işte.

Nolan, Oppenheimer döneminde bu anlatının kendi filmine uygun olmadığını söylemişti. Ancak Titanik (Titanic) ve Avatar gibi dev yapımların yönetmeni Cameron, bu boşluğu doldurmaya hazır olduğunu belirtiyor:

Tamam, ben el kaldırıyorum. Bu işi ben yapacağım Chris, sorun değil. Sen de galama gelirsin, birkaç güzel söz söylersin...

Henüz senaryoyu yazmaya başlamadığını belirten Cameron, bu süreci şöyle anlatıyor:

15 yıldır notlar alıyorum ama henüz tek bir kelime bile yazmadım. Çünkü bir noktada her şey zihninde oluşur ve sonra yazmaya başlarsın. Ben hep böyle çalışırım. Etrafı keşfederim, beni etkileyen unsurları hatırlarım, sonra bunları bir anlatıya dönüştürürüm. Ve o yazma anı geldiğinde oturup yazarım. Ama şu an o zihinsel noktada değilim.

Cameron'ın örnek aldığı yönetmen ise Steven Spielberg. Özellikle Schindler'in Listesi (Schindler's List) ve Er Ryan'ı Kurtarmak (Saving Private Ryan) gibi 1990'lardaki II. Dünya Savaşı filmleriyle sinema tarihine damga vuran Spielberg hakkında Cameron şöyle diyor:

O, yaşananları olduğu gibi gösterdi.

Independent Türkçe, IndieWire, Entertainment Weekly, Deadline