Paul Mescal, Denzel Washington'ın kendisine ilk sözlerini paylaştı

Fotoğraf: Paramount Pictures
Fotoğraf: Paramount Pictures
TT

Paul Mescal, Denzel Washington'ın kendisine ilk sözlerini paylaştı

Fotoğraf: Paramount Pictures
Fotoğraf: Paramount Pictures

Paul Mescal, Gladyatör'ün devam filminin setinde Denzel Washington'la tanışacağı için çok gergin olduğunu ve bunu bütün bir gün ertelediğini itiraf ederken, usta aktörün kendisine söylediği ilk şeyi açıkladı.

İrlandalı aktör, Ridley Scott'ın 2000 yapımı epik tarihi aksiyon filminin devamı niteliğindeki Gladyatör 2'de (Gladiatör II) 69 yaşındaki efsanevi ABD'li yıldızın karşısında rol alıyor.

15 Kasım'da gösterime giren film, Mescal'in canlandırdığı Lucius Verus karakterinin memleketini istila eden Roma ordusu tarafından esir alınmasını ve gladyatör olarak savaşmaya zorlanmasını anlatıyor. Washington, Roma'yı kontrol etme planında Lucius'ı kullanmak isteyen eski köle Macrinus'u canlandırıyor.

Washington'ın yanı sıra İrlandalı oyuncu Saoirse Ronan ve Britanyalı aktör Eddie Redmayne'le The Graham Norton Show'a katılan Mescal, birlikte çekim yaptıkları ilk gün Washington'a kendisini nasıl tanıtmak istediğini anlattı.

O günkü çekimler bittikten sonra, Washington'ın bulunduğu locaya çıkan "basamakların dibinde durmuş":

Orada birkaç dakika durdum ve 'Bugün olmaz' dedim. Kaçıp soyunma odama koştum ve 'Yarın cesur bir çocuk olacaksın' dedim.

İkinci gün yine beklemiş ve sonunda Washington'la karşılaşmış, Washington onun elini sıkıp görünüşe göre şöyle demiş:

Antrenmanı bırak, dostum.

fetg
Paul Mescal ve Denzel Washington Graham Norton Show'da (BBC)

Aynı bölümde Mescal, Lucius rolünü oynamak için kişisel antrenörü tarafından tabi tutulduğu yorucu egzersiz programını açıkladı.

"Çok fazla tavuk yemek ve ağır şeyler [kaldırmak]" dahil eğitmeninin kendisinden istediği "her şeyi" yaptığını paylaşan Mescal, konu sigara ve alkolü bırakmaya geldiğinde sınırı çizdiğini itiraf etti.

Scott'la yaptığı 30 dakikalık bir görüşmenin hemen ardından kendisine rol teklif edildiğini de açıkladı:

Ridley hiç zaman harcamıyor. Kamera testleri ve seçmeler olacağını sanıyordum ama yarım saat Zoom yaptık, 10 dakika rol hakkında, sonra da 20 dakika Gal futbolu, köpeği ve eşi hakkında konuştuk.

Stüdyo yöneticileri geçen yıl Mescal'in Arzu Tramvayı'nın (A Streetcar Named Desire) West End prodüksiyonundaki üstsüz sahnelerinin kendilerini onun rol için mükemmel olacağına ikna ettiğini açıklamıştı.

Paramount'un eş başkanı Daria Cercek, temmuzda Variety'ye "Stanley'i canlandırdı. Gömleğini çıkardığı birkaç an vardı ve bu çok etkileyiciydi" diye konuşmuştu. Cercek ve stüdyonun eş başkanı Michael Ireland, seyirciler arasındaki "hanımefendilere çığlık attıran" bu sahneleri izledikten sonra "adamlarını bulduklarına" karar vermiş.

Eleştirmenlerin Gladyatör 2'ye ilk tepkileri büyük ölçüde olumlu oldu ve birçoğu Washington için Oscar adaylığı öngördü.

Independent Türkçe



Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe