Şarkı söylemenin sağlığa etkileri belirlendi

Bilim insanları istemsizce akla takılan şarkıların, beynin müzik hafızasıyla ilgili becerilerini ortaya koyduğunu da söylüyor (Pixabay)
Bilim insanları istemsizce akla takılan şarkıların, beynin müzik hafızasıyla ilgili becerilerini ortaya koyduğunu da söylüyor (Pixabay)
TT

Şarkı söylemenin sağlığa etkileri belirlendi

Bilim insanları istemsizce akla takılan şarkıların, beynin müzik hafızasıyla ilgili becerilerini ortaya koyduğunu da söylüyor (Pixabay)
Bilim insanları istemsizce akla takılan şarkıların, beynin müzik hafızasıyla ilgili becerilerini ortaya koyduğunu da söylüyor (Pixabay)

Birleşik Krallık'ta yapılan bir araştırma şarkı söylemenin hem ruh hem de beden sağlığına etkilerini inceledi.

Batı İngiltere Üniversitesi'ndeki akademisyenler, Bristol'deki St George's konser salonuyla işbirliğine giderek çalışmayı gerçekleştirdi.

Sing for Happiness (Mutluluk için Söyle) projesine katılan 300'ü aşkın kişinin ruh halleri, Noel öncesinde koro halinde şarkı söylerken kaydedildi. 

Yazın da benzer bir çalışmaya dahil olan 361 katılımcının fiziksel ve ruhsal durumu, etkinlik öncesinde ve sonrasında anketlerle ölçülmüştü.

Araştırma, katılımcıların ruh halinin şarkı söyler söylemez değiştiğini ve daha sakin, enerjik ve mutlu olduklarını ortaya koydu. 

Müzik ve sağlık ilişkisi üzerine uzmanlaşan akademisyen Kat Branch bu deneyi tekrarlayarak ruh halindeki iyileşmenin ve enerji seviyesindeki yükselişin derecesini ölçmeye çalıştıklarını söylüyor.

"Eğer bir kaybınız varsa ya da zor bir durumla karşı karşıyaysanız Noel bunları büyütebiliyor da" diyen Branch, araştırmaya katılanların hızlıca dayanışma hissine kapılmasını ilginç bulduğunu da sözlerine ekliyor.

Son deneyin katılımcılarından John Neugebauer de diğerleriyle hemen bağ kurduğunu ve keyifli bir deneyim yaşadığını anlatıyor:

Eğer bir koroda şarkı söylemeyi düşünen, eğitimsiz biriyseniz yapın gitsin! Gerçekten fayda sağlayacaksınız. Kendinizden büyük bir şeyin parçası olma hissi, büyük bir neşe kaynağı. Şarkı söylerken çok fazla endorfin salgılıyorsunuz. Kelimeler kifayetsiz kaldığında şarkı söyleyebilirsiniz.

Jon Munday de yazın projeye katılan bir arkadaşından ilham aldığını söylüyor:

Başta bazı notalara çıkamamaktan korkuyorsunuz ama bu endişeyi bir kenara atıp ortak deneyimin parçası olunca farkı hemen hissediyorsunuz. Kendimi çok daha enerjik ve doğal hissediyorum.

Araştırmacılar ilkbahar sonrasında yeni bir grupla benzer bir deney yapmayı planlıyor. 

Bilim insanları, yanlış notada şarkı söylemekten korkan kişilerin rahatlayıp keyif alabileceklerini düşünüyor.

Önceki aylarda sonuçları yayımlanan bir başka araştırma, durup dururken ağza dolanan şarkıların genellikle kusursuz bir doğrulukta söylendiğini ortaya koymuştu.

Makalenin başyazarı Matt Evans, "Müzik üretiminde gereken özellikleri barındırmak için Beyoncé olmanıza gerek yok. Bunu beceremeyeceğinizi düşünen yanınıza rağmen, beyniniz zaten bunların bir kısmını otomatik olarak ve doğru bir şekilde yapıyor" diyor.

Independent Türkçe, BBC, Cosmos Magazine



17 bin yıl önce doğan çocuk, mavi göze dair en eski kanıtı sundu

Kalıtım bilimine göre 6-10 bin yıl önce Avrupa'da görülen bir mutasyon, çağımızdaki mavi gözlü kişilerin tamamından sorumlu gibi görünüyor (Unsplash)
Kalıtım bilimine göre 6-10 bin yıl önce Avrupa'da görülen bir mutasyon, çağımızdaki mavi gözlü kişilerin tamamından sorumlu gibi görünüyor (Unsplash)
TT

17 bin yıl önce doğan çocuk, mavi göze dair en eski kanıtı sundu

Kalıtım bilimine göre 6-10 bin yıl önce Avrupa'da görülen bir mutasyon, çağımızdaki mavi gözlü kişilerin tamamından sorumlu gibi görünüyor (Unsplash)
Kalıtım bilimine göre 6-10 bin yıl önce Avrupa'da görülen bir mutasyon, çağımızdaki mavi gözlü kişilerin tamamından sorumlu gibi görünüyor (Unsplash)

Bologna Üniversitesi'nden arkeolog Owen Higgins ve ekibinin İtalya'da incelediği kalıntıların, 17 bin yıl önce kalp rahatsızlığıyla doğmuş bir bebeğe ait olduğu belirlendi.

Bu çocuk, mavi göze dair en eski kanıtı sundu. Önceki en eski mavi gözlü insan, 14 bin yıl önce yaşamış ve "Villabruna erkeği" diye bilinen kişiydi.

İtalya'da bulunan çocuğun göz rengi ve diğer genetik benzerlikler, onun Villabruna erkeğinin atalarından olabileceğini ortaya koyuyor.

cd
Bebeğin iskeleti, 1998'de keşfedilmişti (Mauro Calattini)

Çocuğun genlerini inceleyen araştırma ekibi, Nature Communications adlı bilimsel dergide yayımlanan makalede şu ifadeleri kullanıyor:

En yüksek ihtimal, küçük çocuğun mavi göz, koyu ten, neredeyse siyah denebilecek kadar koyu ve kıvırcık saçlara sahip olması.

Floransa Üniversitesi'nden moleküler antropolog Alessandra Modi şöyle diyor:

Genetik testleri çocuğun ebeveynleri arasındaki yakın akrabalığın altını çizdi, muhtemelen birinci dereceden kuzendiler.

Paleolitik çağdaki çoğu kişi gibi bu çocuğun da yetişkinliğinde sütü sindirebilecek genlere sahip olmadığı belirtildi. 

Analizler, bebeğin annesinin karnında ve doğum sırasında da zor anlar geçirdiğini ortaya koydu.

Normalden çok daha kalın olan kalp kaslarıysa kalıtsal bir hastalığa işaret ediyor. Ufak yaşta erken ölüme neden olan hipertrofik kardiyomiyopati saptandı. 

82 santimetre uzunluğundaki bebeğin 7,5-18 aylıkken öldüğü değerlendiriliyor. 

Siena Üniversitesi'ndeki arkeologlar, bebeğin kalıntılarını 1998'de Puglia'daki Grotta delle Mura mağarasında bulmuştu. 

Independent Türkçe, ScienceAlert, IFLScience