Ateşli silahın zorunlu olduğu şehir: Vahşi Batı'daymış gibi yaşamıyoruz

Ateşli silah yasası, Kennesaw kentinin kültürünün bir parçası (Reuters)
Ateşli silah yasası, Kennesaw kentinin kültürünün bir parçası (Reuters)
TT

Ateşli silahın zorunlu olduğu şehir: Vahşi Batı'daymış gibi yaşamıyoruz

Ateşli silah yasası, Kennesaw kentinin kültürünün bir parçası (Reuters)
Ateşli silah yasası, Kennesaw kentinin kültürünün bir parçası (Reuters)

Son dönemde artan silahlı saldırılarla gündemden düşmeyen ABD'de bir şehir, silah sahibi olmayı zorunlu kılan yasasıyla dikkat çekiyor.

ABD'nin güney eyaletlerinden Georgia'daki Kennesaw kentindeki zorunlu silah yasası 1982'de getirildi. 

Kanuna göre kentin ve sakinlerinin emniyetini sağlamak amacıyla, şehirde ikamet eden her hanehalkı reisinin mühimmatıyla birlikte bir ateşli silah bulundurması gerekiyor. 

Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC'nin konuştuğu Kennesaw Belediye Başkanı Derek Easterling, yasanın güvenliği sağlama amacıyla uygulandığını belirterek şunları söylüyor: 

Bu tabancaları Vahşi Batı'daki gibi belinize takıp dolaşmıyorsunuz. Kapınızı çalıp 'Silahınızı göreyim' demiyoruz.

Ağır suçtan hüküm giymiş kişilerle zihinsel veya fiziksel engelli vatandaşlar yasadan muaf tutuluyor.

Easterling, yürürlüğe girdiği 1982'den beri yasanın ihlali nedeniyle biri hakkında gözaltı ya da hukuki işlem yapılmadığını belirtiyor. Belediye başkanı, "Bu sembolik bir yasa değil. Sadece gösteriş olsun diye çıkarılmadı" diye ekliyor.

Bazıları için "gurur kaynağı" niteliğindeki bu yasa, diğerleri açısından "utanç verici" olarak görülüyor.

Kennesaw Polis Teşkilatı verilerine göre 2023'te hiç cinayet işlenmedi fakat silah kullanılan iki intihar vakası yaşandı.

Kentteki Baptist Kilisesi'nde görevli Blake Weatherby, şiddet olaylarının az yaşanmasının nedeninin silah yasası olmadığını savunuyor: 

Kennesaw'da ateşli silahlarla işlenen suçların az olmasının sebebi silahlar değil, silah sahiplerinin tutumudur.

Illinois eyaletindeki Morton Grove, ateşli silah bulundurmayı yasaklayan ilk ABD kentiydi. Bunun ardından Keensaw'da çıkarılan yasa o dönem de tartışma yaratmıştı. 

Silah dükkanı sahibi James Rabun ise tabancaların koleksiyon parçasına dönüştüğünü söylüyor: 

İnsanlar ateşli silahları kendilerini savunmak için satın alıyor. Fakat birçok kişi onları sanat eseri gibi sergiliyor ya da Bitcoin gibi seviyor.

ABD'nin Wisconsin eyaletinde 16 Aralık'ta gerçekleşen okul saldırısı, ülkede ateşli silahlara yönelik güvenlik politikalarını tekrar gündeme taşımıştı.

Abundant Life adlı Hıristiyan okulunda 15 yaşındaki Natalie Rupnow'un düzenlediği silahlı saldırıda, iki kişi ölmüş, 6 kişi de yaralanmıştı. Rupnow da olay yerinde kendini vurmuştu.

Independent Türkçe, BBC, CNN



17 bin yıl önce doğan çocuk, mavi göze dair en eski kanıtı sundu

Kalıtım bilimine göre 6-10 bin yıl önce Avrupa'da görülen bir mutasyon, çağımızdaki mavi gözlü kişilerin tamamından sorumlu gibi görünüyor (Unsplash)
Kalıtım bilimine göre 6-10 bin yıl önce Avrupa'da görülen bir mutasyon, çağımızdaki mavi gözlü kişilerin tamamından sorumlu gibi görünüyor (Unsplash)
TT

17 bin yıl önce doğan çocuk, mavi göze dair en eski kanıtı sundu

Kalıtım bilimine göre 6-10 bin yıl önce Avrupa'da görülen bir mutasyon, çağımızdaki mavi gözlü kişilerin tamamından sorumlu gibi görünüyor (Unsplash)
Kalıtım bilimine göre 6-10 bin yıl önce Avrupa'da görülen bir mutasyon, çağımızdaki mavi gözlü kişilerin tamamından sorumlu gibi görünüyor (Unsplash)

Bologna Üniversitesi'nden arkeolog Owen Higgins ve ekibinin İtalya'da incelediği kalıntıların, 17 bin yıl önce kalp rahatsızlığıyla doğmuş bir bebeğe ait olduğu belirlendi.

Bu çocuk, mavi göze dair en eski kanıtı sundu. Önceki en eski mavi gözlü insan, 14 bin yıl önce yaşamış ve "Villabruna erkeği" diye bilinen kişiydi.

İtalya'da bulunan çocuğun göz rengi ve diğer genetik benzerlikler, onun Villabruna erkeğinin atalarından olabileceğini ortaya koyuyor.

cd
Bebeğin iskeleti, 1998'de keşfedilmişti (Mauro Calattini)

Çocuğun genlerini inceleyen araştırma ekibi, Nature Communications adlı bilimsel dergide yayımlanan makalede şu ifadeleri kullanıyor:

En yüksek ihtimal, küçük çocuğun mavi göz, koyu ten, neredeyse siyah denebilecek kadar koyu ve kıvırcık saçlara sahip olması.

Floransa Üniversitesi'nden moleküler antropolog Alessandra Modi şöyle diyor:

Genetik testleri çocuğun ebeveynleri arasındaki yakın akrabalığın altını çizdi, muhtemelen birinci dereceden kuzendiler.

Paleolitik çağdaki çoğu kişi gibi bu çocuğun da yetişkinliğinde sütü sindirebilecek genlere sahip olmadığı belirtildi. 

Analizler, bebeğin annesinin karnında ve doğum sırasında da zor anlar geçirdiğini ortaya koydu.

Normalden çok daha kalın olan kalp kaslarıysa kalıtsal bir hastalığa işaret ediyor. Ufak yaşta erken ölüme neden olan hipertrofik kardiyomiyopati saptandı. 

82 santimetre uzunluğundaki bebeğin 7,5-18 aylıkken öldüğü değerlendiriliyor. 

Siena Üniversitesi'ndeki arkeologlar, bebeğin kalıntılarını 1998'de Puglia'daki Grotta delle Mura mağarasında bulmuştu. 

Independent Türkçe, ScienceAlert, IFLScience