Wicked'ın yönetmeninden ikinci film açıklaması

Jon M. Chu'nun Wicked filminin ilk bölümü 22 Kasım'da vizyona girmişti

Cynthia Erivo ve Ariana Grande, Wicked'da Elphaba ve Glinda rolünde (Universal Studios)
Cynthia Erivo ve Ariana Grande, Wicked'da Elphaba ve Glinda rolünde (Universal Studios)
TT

Wicked'ın yönetmeninden ikinci film açıklaması

Cynthia Erivo ve Ariana Grande, Wicked'da Elphaba ve Glinda rolünde (Universal Studios)
Cynthia Erivo ve Ariana Grande, Wicked'da Elphaba ve Glinda rolünde (Universal Studios)

Wicked'ın yönetmeni Jon M Chu, gelecek yıl gösterime girecek ikinci filmin "toplumun yeri" nedeniyle "8 kat daha alakalı" olduğunu söyledi.

Cynthia Erivo ve Ariana Grande'nin cadılar Elphaba ve Glinda'yı canlandırdığı müzikalin ilk bölümü 22 Kasım'da sinemalarda gösterime girdi ve yılın en büyük gişe hasılatlarından birini elde edeceği öngörülüyor.

Oz Büyücüsü'nün (The Wizard of Oz) öncesini anlatan Broadway hitine dayanan filmin ikinci bölümü bir yıl sonra 21 Kasım 2025'te vizyona girecek.

Variety'ye konuşan Chu'ya yapımcıların filmin ivmesini gelecek yıla kadar nasıl sürdürmeyi planladığı soruldu.

Chu "Bilmiyorum" diye yanıtladı.

Ama 'İkinci Bölüm', diyeceğim çünkü 'İkinci Bölüm'ü kurguladım, mükemmel. En önemli kısma geliyoruz. Toplumda nerede olacağımızın bağlamını bilmiyordum. Gerçeklerden ve doğru ya da yanlış seçimler yapmanın sonuçlarından bahsederken eskisinden 8 kat daha önemli hale geliyor. Çok yoğun.

Wicked gişede başarılı olduğunu kanıtlasa da eleştirmenlerden karışık yorumlar aldı. Film eleştirmeni Clarisse Loughrey, The Independent için kaleme aldığı eleştirisinde üç yıldızlı verdiği yapımın "eğlenceli ve oyuncu performanslarının iyi" olduğunu ancak "berbat göründüğünü" savundu.

Loughrey, "Wicked artık diğer tüm filmler gibi görünüyor. Onun sorunu da bu" diye yazdı.

Sahne müzikalinin beyazperde uyarlaması olabilir (kendisi de 1995 tarihli bir romana dayanıyor) ama birkaç dakika içinde kendisini doğrudan 1939 tarihli klasik müzikal Oz Büyücüsü'ne bağlıyor. Ve bu filmin Zümrüt Şehri ve Oz Diyarı, halkın hayal gücünde parlak renkli rüya dünyaları ve Technicolor işleminin en ünlü gösterisi olarak yer etmişken, Wicked sanki Mikonos'taki bir Airbnb'nin ilanı gibi çekilmiş ve ışıklandırılmış.

Karakterler agresif bir şekilde arkadan aydınlatılıyor, böylece seyirci bir yandan güneşe bakarken bir yandan da olayları izlemenin nasıl bir şey olduğunu hissedebiliyor. Burada müthiş performanslar var ve filmin setlerinde saatlerce süren karmaşık bir işçilik yapıldığı açık ama (In the Heights ve Crazy Rich Asians'la ünlenen) yönetmen Jon M. Chu, Oz'una sanki bir şehir bloğu kadar sıradanmış gibi davranıyor. Hollywood'un düz, sade gerçekçilik takıntısına son vermesini ve renkli dışavurumculuğa dönmesini talep eden bir film olsaydı, bu kesinlikle Wicked olurdu. Teorik olarak, saf bir gösteri, duygusal tınısı neredeyse tamamen başroldeki Cynthia Erivo'nun Defying Gravity'deki o meşhur yüksek notaları başarıyla çıkaran ciğerlerinden güç alıyor.

Independent Türkçe



Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Uzmanlardan aşırı işlenmiş bebek mamaları uyarısı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Uzmanlar, "çocukları ömür boyu obeziteye hazırlayan" aşırı işlenmiş bebek mamalarının "süpermarket raflarını ele geçirdiği" uyarısında bulundu.

Leeds Üniversitesi'ndeki araştırmacıların yürüttüğü çalışma, reyonları dolduran bebek maması ürünlerinin üçte birinin, uzun vadeli sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilen aşırı işlenmiş gıda (UPF) olarak sınıflandırıldığını ortaya koydu.

Araştırmacılar ayrıca, endüstriyel olarak üretilen gıda ürünlerinde doğal içerikleri öne çıkaran "yanıltıcı" etiketler konusunda ebeveynleri uyardı.

Ekip, önde gelen markalara ait 600 bebek maması ürününü analiz etti ve bebek atıştırmalıklarının şaşırtıcı bir şekilde yüzde 87'sinin, bebek kahvaltılık gevreklerinin ise yüzde 79'unun UPF olarak sınıflandırıldığını tespit etti. Bu, sözkonusu gıdaların genellikle ev yemeklerinde bulunmayan malzemelerle endüstriyel teknikler kullanılarak üretildiği anlamına geliyor.

Ayrıca, bebekler için pazarlanan popüler atıştırmalıklarda "endişe verici eğilimler" buldular. Bunlar arasında "erimiş" şişirilmiş atıştırmalıklar ve meyve bazlı çiğnemelik ve barlar da var.

Çalışmanın yazarları, Birleşik Krallık hükümetine UPF'ler konusunda daha sıkı düzenlemeler getirmesi çağrısında bulunarak, sunulan gıdaların "küçük çocukların büyürken yemesi gerekenlere çok az benzediğini" söylüyor.

Çalışmanın baş araştırmacısı ve Leeds Üniversitesi'nde çocuk beslenmesi uzmanı olan Dr. Diane Threapleton şunları söyledi:

Bebek reyonunda aşırı işlenmiş atıştırmalıklar, tatlılar, kahvaltılık gevrekler ve hatta öğünlerin baskın olduğunu görüyoruz. Bunlar genellikle sağlıklı, organik veya 'ilave şeker içermez' iddialarıyla pazarlanıyor ancak küçük çocukların büyürken yemesi gereken gıdalara çok az benzeyen içeriklere sahipler ve yoğun işleme tabi tutuluyorlar. Bu ürünler, bebekleri en başından itibaren aşırı işlenmiş, aşırı tatlı yiyeceklere istek duymaya itiyor. Bu, hükümetin daha sağlıklı bir nesil yetiştirme konusunda ciddi olduğunu göstermesi için gerçek bir fırsat. Bebek maması reyonunun mevcut durumu kabul edilemez ve artık gözardı edilmemeli.

Çalışmaları, hükümetin "yanıltıcı" etiketlere sahip şekerli atıştırmalıkların satışını engellemek için "acilen" harekete geçmesi gerektiğini belirten Obezite Sağlık İttifakı (OHA) tarafından destekleniyor.

OHA Direktörü Katharine Jenner şunları söyledi:

Hükümetin 10 Yıllık Sağlık Planı, obeziteyi sona erdirmek için büyük bir hedeften bahsediyor ancak erken çocukluk dönemindeki açığı kapatmadığımız sürece asla bu hedefi yakalayamayız. Sağlıklı bir yaşam doğumdan itibaren başlar, bebeklerimize ve küçük çocuklarımıza gelişimlerini ve uzun vadeli sağlıklarını olumsuz etkileyen aşırı işlenmiş gıdalar veriyoruz. Bebek maması reyonu, çocukları ömür boyu kötü beslenme alışkanlıklarına, obeziteye ve diş çürümesine sürükleyen şekerli, aşırı işlenmiş atıştırmalıklarla dolu. Birleşik Krallık bir ağız sağlığı krizinin pençesindeyken, hükümetin bebek maması şirketlerinin yanıltıcı etiketlere sahip yüksek şekerli gıdaları satmasını acilen sınırlaması gerekiyor. Bu ürünler, çocuklarının sağlığını her şeyin üstünde tutmak isteyen ebeveynlerin ve bakıcıların iyi niyetlerini gölgeliyor.

Independent Türkçe