Yeraltında devasa hidrojen rezervleri bulundu: Fosil yakıtların sonu mu?

Araştırmacılar yeraltında saklanan hidrojenin, iklim kriziyle mücadeleye büyük katkı sağlamasını bekliyor (Unsplash)
Araştırmacılar yeraltında saklanan hidrojenin, iklim kriziyle mücadeleye büyük katkı sağlamasını bekliyor (Unsplash)
TT

Yeraltında devasa hidrojen rezervleri bulundu: Fosil yakıtların sonu mu?

Araştırmacılar yeraltında saklanan hidrojenin, iklim kriziyle mücadeleye büyük katkı sağlamasını bekliyor (Unsplash)
Araştırmacılar yeraltında saklanan hidrojenin, iklim kriziyle mücadeleye büyük katkı sağlamasını bekliyor (Unsplash)

Bilim insanları yeraltında trilyonlarca ton hidrojen olabileceğini öne sürdü. Bu enerjinin sadece küçük bir kısmının, fosil yakıtlara bağımlılığı 200 yıl boyunca durdurabileceği tahmin ediliyor.

Küresel ısınmayı yavaşlatma yolunda yürütülen çalışmalarda fosil yakıt kullanımının azaltılması büyük önem taşıyor. 

Uzmanlar geleceğin temiz enerji kaynağını bulmaya çabalarken, hidrojen düşük karbon ayak iziyle öne çıkıyor. 

Ancak yenilenebilir enerji kaynaklarıyla üretilen temiz hidrojeni elde etmenin pahalı ve zahmetli olması sorun teşkil ediyor.

Halihazırda hidrojen enerjisinin büyük bir kısmı, fosil yakıtlar veya çok yüksek miktarda su kullanılarak elde ediliyor.

Diğer yandan hidrojen, kayalar arasındaki etkileşimler sonucu doğal yolla da oluşabiliyor. Bugüne kadar sadece Mali ve Arnavutluk'ta saptanan bu jeolojik hidrojenin nadiren oluştuğu ve düşük miktarda olduğu sanılıyordu.

Ancak hakemli dergi Science Advances'ta yayımlanan yeni makaleye göre yeraltındaki bu temiz enerji kaynağı bütün dünyaya yayılmış olabilir. 

ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu'ndan araştırmacılar, hidrojenin nasıl oluştuğuna dair bilgilerini jeolojik verilerle birleştirerek küresel çapta bu rezervlerin boyutunu tahmin eden bir model yarattı.

Modele göre yeraltında yaklaşık 5,6 trilyon ton hidrojen saklanıyor olabilir. 

Diğer yandan bu enerjinin gezegenin neresinde olduğu veya ne kadarının hâlâ depolandığı gibi cevaplanmamış sorular var. 

Araştırmayı yürüten ekip, var olduğu tahmin edilen hidrojenin muhtemelen hepsinin kullanılamayacağına da değiniyor.

Yine de bu enerjinin sadece yüzde 2'sinin yaklaşık 200 yıl boyunca, net sıfır karbon seviyesine ulaşmak için ihtiyaç duyulan hidrojeni sağlayacağını düşünüyorlar.

Çalışmada yer almayan bazı uzmanlar ise hidrojeni çıkarmak için kaynak ayırmanın doğru bir hareket olmayacağı görüşünde.

University College London'dan Prof. Bill McGuire, BBC Science Focus'a yaptığı açıklamada "Emisyonları azaltmaya ve iklim acil durumuyla mücadeleye katkı sağlamak için gereken ölçekte hidrojeni çıkarmak muazzam bir küresel girişim gerektirecek ve buna zamanımız yok" diyerek ekliyor:

Ayrıca ne kadar hidrojen olduğunu bilsek bile nerede olduğunu bilmiyoruz.

Araştırma ekibiyse yeni çalışmanın bir çerçeve sunduğunu ifade ederek makalede şöyle yazıyor: 

Bulgular, bu alanda daha fazla araştırma yapılması gerektiğini gösteriyor.

Independent Türkçe, IFL Science, BBC Science Focus, Live Science, Science Advances



Uyku alışkanlıklarınız sağlığınız hakkında ne söylüyor?

Düzenli ve yeterli uyumamak, ruh sağlığının bozulmasından bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar çeşitli sorunlara yol açabilir (Pexels)
Düzenli ve yeterli uyumamak, ruh sağlığının bozulmasından bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar çeşitli sorunlara yol açabilir (Pexels)
TT

Uyku alışkanlıklarınız sağlığınız hakkında ne söylüyor?

Düzenli ve yeterli uyumamak, ruh sağlığının bozulmasından bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar çeşitli sorunlara yol açabilir (Pexels)
Düzenli ve yeterli uyumamak, ruh sağlığının bozulmasından bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar çeşitli sorunlara yol açabilir (Pexels)

Doktorlar yeterli ve kesintisiz bir gece uykusunun sağlıklı bir hayat sürme yolunda önemli bir rol oynadığını söylüyor. 

Gelişim çağındaki çocukların 10 saat civarında uyuması gerekirken, çoğu yetişkin için 7-9 saat yeterli kabul ediliyor.

Uykunun düzenli ve yeterli alınmaması, gün içinde yorgun hissetmenin ötesinde uzun vadede fiziksel ve ruhsal sorunlara da yol açabiliyor. 

Bu risklerin yanı sıra uyku kalitesi ve alışkanlıkları, kişinin yaşadığı başka sağlık sorunlarının işareti olabilir. 

Uzmanlar normal görünebilecek bazı belirtilere karşı tetikte olunmasını tavsiye ediyor. Bazıları yaşam tarzındaki değişimlerle çözülebilirken, bazı durumlarda doktora görünmek faydalı olabilir.

Sık sık şekerleme yapmak

Uzmanlar bazı kişilerin gün içinde biraz kestirmesinin sorun olmadığını ifade ediyor. Ancak aniden kendinizi uykulu hissediyorsanız başka bir sağlık sorunundan muzdarip olabilirsiniz. 

Birleşik Krallık'ta yer alan Warwick Üniversitesi'ndeki Uyku, Sağlık ve Toplum Programı'nın kurucusu Francesco Cappuccio, "Britanya nüfusunu temsil eden bir örnek kümesinden elde edilen kanıtlar, gündüz uykusunun tip 2 diyabet ve solunum rahatsızlıkları riskinin artmasıyla ilişkili olduğunu gösteriyor" diyor.

Gece iyi uyunmasına karşın gün içinde sürekli uykulu hissetmek, düşük tansiyon, D veya B12 viamini eksikliği, depresyon veya obezitenin belirtisi olabilir.

Bilim insanları, bu risklere karşı doktor kontrolünden geçmenin faydalı olabileceğini söylüyor.

Horlamak

Beraber uyuduğunuz kişiler için de epey rahatsız edici olabilen horlama sorunu, her zaman olmasa da genellikle obstrüktif uyku apnesinden kaynaklanıyor. 

Aşırı kilolu, diyabet veya yüksek tansiyon hastası olan kişilerde daha sık görülen bu uyku apnesi, uyurken solunum yolunun tıkanmasıyla nefes almakta zorlanmaya yol açıyor.

Cappuccio, bu durumda yeterli oksijen alınamadığı için beynin, kişiyi uyandıran sinyaller gönderdiğini açıklıyor. 

Bu rahatsızlıktan muzdarip kişiler genellikle "sürekli pozitif hava yolu basıncı" denen bir cihaz kullanarak rahat bir uyku çekiyor. 

Gece uyurken bir maske takılıyor ve bu maskenin bağlı olduğu cihaz, düzenli hava basıncı sağlayarak solunum yolunun açık kalmasını sağlıyor.

Kalın bir damak, kronik burun tıkanıklığı, sırt üstü uyumak veya uyumadan önce çok fazla alkol tüketmek de horlamaya neden olabiliyor.

Huzursuz bacak sendromu

Uyurken partnerinizi tekmeliyorsanız, huzursuz bacak sendromundan muzdarip olabilirsiniz. 

 Sinir sistemi rahatsızlığı olan bu sendrom, bacakları hareket ettirmeye yönelik güçlü bir istek duymakla kendini gösteriyor.

Bu dürtü vücut dinlenirken daha kuvvetli hale gelirken, huzursuz bacak sendromu genellikle uyku bozukluğu olarak değerlendiriliyor. 

Genetik nedenlerin yanı sıra demir eksikliği de bu rahatsızlığa yol açabiliyor. Bu durumda doktora başvurarak takviye kullanmak yardımcı olabilir. Ayrıca böbrek yetmezliği de sendromu tetikleyebiliyor. 

Ancak bazı durumlarda egzersiz yapmak veya uykudan önce kitap okumak ve televizyon izlemek gibi aktivitelerden kaçınmak da fayda sağlayabilir. 

Uzmanlar yeterli uykunun alınmamasının semptomları daha kötü hale getirebileceğini söylüyor. 

Yataktan çıkamamak

Sabahları kalkıp güne başlamayı istememek her zaman ciddi bir sorunun işareti olmak zorunda değil. 

Ancak uzun süre boyunca bu durumun görülmesi başka şeylerin habercisi olabilir. Cappuccio "Yorgun hissetmenize neden olan başka sorunlar olabilir" diyerek ekliyor: 

En yaygın olanları arasında anemi, tiroid bezinin az çalışması veya erken depresyon belirtileri sayılabilir.

Böyle bir durumda doktora başvurmakta fayda var. 

Ayrıca uzmanlar sağlıklı beslenme ve egzersiz yapmanın da ruh sağlığına iyi geleceğinin altını çiziyor. 

Independent Türkçe, Telegraph, WebMD, Harvard Health, Mayo Clinic,