Deadpool'un yönetmeni ilk film için aldığı "şoke edici" maaşı açıkladı

Fotoğraf: 20th Century Studios
Fotoğraf: 20th Century Studios
TT

Deadpool'un yönetmeni ilk film için aldığı "şoke edici" maaşı açıkladı

Fotoğraf: 20th Century Studios
Fotoğraf: 20th Century Studios

Deadpool'un yönetmeni Tim Miller, Ryan Reynolds'ın 2016 yapımı süper kahraman filmi için kendisine ödenen şoke edici maaşı açıkladı.

Miller, ilk Deadpool'u çekmek için projeye dahil olduğunda daha önce hiç uzun metraj bir film çekmemişti.  

Küfürlü süper kahraman filmi Marvel için büyük bir hit olmuş ve gişede dünya çapında 782 milyon dolardan fazla kazanmıştı. Yapımın başarısı sayesinde 2018'de Deadpool 2 ve 2024'te Deadpool & Wolverine olmak üzere iki devam filmi çekilmişti.

Geçen aylarda vizyona giren Deadpool & Wolverine, ABD gişesinde 205 milyon dolar hasılat elde ederek +18 filmler arasında gelmiş geçmiş en iyi açılışı yapmıştı.

Üç filmden sadece ilkini yöneten Miller, yapımın büyük başarısına rağmen ilk yönetmenlik deneyiminin pek de "kârlı" olmadığını söyledi.

Collider'a konuşan Miller, iki yıllık çalışma süreci de dahil olmak üzere filmi yönetmek için tam olarak ne kadar para aldığını da açıkladı.

Miller "Bilmiyor olabilirsiniz ama Hollywood'da ilk kez bir film yönetmek pek kârlı bir iş değil ve size net bir şekilde söyleyeyim" dedi.

Deadpool'u yönetmek için 225 bin dolar aldım.

Miller şöyle devam etti:

Kulağa çok fazla para gibi geldiğini biliyorum ama iki yıl süren bir iş için pek de fazla para değil.

Netflix dizisi Love, Death & Robots ve Terminatör: Kara Kader (Terminator: Dark Fate) gibi projelerde yönetmenlik yapan Miller, bu deneyime hâlâ "minnettar" olduğunu vurguladı.

Miller "Minnettar olmadığımdan değil, çok minnettarım, çünkü ilk kez yönetmenlik yaptığınızda böyle olması gerekir" dedi.

Menajerim 'Dostum, The Walking Dead'in bir bölümünden daha çok para kazanırsın demişti.

Miller, basın kuruluşuna, artık devasa bir seri haline gelen bu şeyin bir parçası olduğu için "eşsiz bir şekilde şanslı" hissettiğini söyledi.

Görsel kaldırıldı.
Fotoğraf: Marvel

"Aklıma gelen ikinci şey de şu, keşke yönetmenlik anlaşmalarım satıştan pay almayı içerseydi de bütün bunlardan biraz para kazanabilseydim" dedi.

2018'de gösterime giren ikinci Deadpool'un yönetmenliğini David Leitch üstlenirken Shawn Levy'nin yönettiği üçüncü filmde Reynolds'ın karşısında Wolverine'i (2019'da Fox'u satın aldıktan sonra Disney'in haklarına yeni sahip olduğu bir karakter) canlandıran Hugh Jackman yer alıyordu.

Film, hayranların beğenisini kazandığı halde eleştirmenlerce çok sevilmemişti. The Independent'ın TV eleştirmeni Clarisse Loughrey, iki puan verdiği değerlendirmesinde devam filmini "sıkıcı ve sinir bozucu, şirket birleşmesi tadında bir film" diye nitelemişti.

Loughrey şöyle yazmıştı:

Reynolds, karakterin muhtemelen görüp görebileceğimiz en aslına sadık versiyonu ve Marvel Sinematik Evreni'ndeki varlığı, yönetmen Shawn Levy bunları filmde anlaşılır bir şekilde nasıl yakalayacağını tam olarak bilemese de en azından aksiyon sekanslarında figüranları kullanmak için eğlenceli ve haylaz yeni yollar sunuyor.

Independent Türkçe



Beyin çürümesinin faturası: Çöpler beyne nasıl zarar veriyor?

Uzmanlar aşırı sosyal medya kullanımının beyin yapısında bozulmaya yol açtığına dikkat çekiyor (Pexels)
Uzmanlar aşırı sosyal medya kullanımının beyin yapısında bozulmaya yol açtığına dikkat çekiyor (Pexels)
TT

Beyin çürümesinin faturası: Çöpler beyne nasıl zarar veriyor?

Uzmanlar aşırı sosyal medya kullanımının beyin yapısında bozulmaya yol açtığına dikkat çekiyor (Pexels)
Uzmanlar aşırı sosyal medya kullanımının beyin yapısında bozulmaya yol açtığına dikkat çekiyor (Pexels)

"Beyin çürümesi"nin (brain rot) yılın kelimesi seçilmesinin ardından sosyal medyanın beyinde bıraktığı hasar tekrar gündeme geldi.

En az 37 bin kişinin katıldığı oylamayla 2024 için Yılın Kelimesi'ni seçen Oxford University Press, beyin çürümesini şöyle tanımlıyor: 

Özellikle önemsiz veya zorlayıcı olmadığı düşünülen materyallerin (bugün için özellikle çevrimiçi içerik) aşırı tüketimi sonucu, kişinin zihinsel veya düşünsel durumunda görülen bozulma.

Ayrıca bu bozulmaya yol açabilecek şeyler de bu terimle adlandırılıyor. 

Bilinen ilk kullanımına Amerikalı yazar Henry David Thoreau'nun 1854 tarihli Walden eserinde rastlanan ifadenin kullanımı, 2023'le 2024 arasında yüzde 230 oranında arttı. 

Sosyal medya platformlarında sonu gelmeyen kalitesiz içeriklerin tüketimi artarken, bu terimin yılın kelimesi seçilmesi pek şaşırtıcı sayılmaz.

Bununla beraber son yıllarda yapılan çeşitli araştırmalar, sözkonusu çürümenin mecazın ötesine geçtiğini gösteriyor. 

Özellikle sansasyonel haberler, komplo teorileri veya saçma denebilecek videolar gibi "çöp" içerikler, beyinde gerçekten hasar bırakıyor. 

Harvard Tıp Fakültesi, Oxford Üniversitesi ve King's College London gibi prestijli kurumların araştırmaları, aşırı sosyal medya tüketiminin beyindeki gri maddeyi azaltabileceğini, dikkat süresini kısaltabileceğini, hafızayı zayıflatabileceğini ve bilişsel işlevleri bozabileceğini ortaya koyuyor.

Beyin ve omurilikte bulunan gri madde, zihinsel işlevler, hafıza, duygu ve hareket etmede kritik bir rol oynuyor. 

2019'da hakemli dergi World Psychiatry'de yayımlanan bir makalede, "yüksek düzeyde internet kullanımı ve aynı anda yoğun bir şekilde medya içeriklerinin tüketilmesi, prefrontal bölgelerdeki gri maddenin azalmasıyla" ilişkilendirilmişti. 

Benzer bulgulara ulaşan 2023 tarihli bir çalışmanın yazarlarından Michoel Moshel, internette sürekli içerik tüketmenin "beynin yeni şeyler aramaya yönelik doğal eğiliminden; bir zamanlar hayatta kalmamızı sağlayan özelliğinden yararlandığını" söylüyor.

Moshel özellikle zararlı veya endişe verici bilgiler sözkonusu olduğunda bu isteğin daha yoğun hale geldiğini belirtiyor.

İnternette aşırı derecede olumsuz içerik tüketmeyi tanımlayan "felaket kaydırması" (doomscrolling) denen durumun, varoluşsal kaygı ve umutsuzluk gibi hislere yol açabileceği bulunmuştu.

Sosyal medya platformlarının, sayfanın sınırsız bir şekilde aşağı kaydırılmasını sağlayacak şekilde tasarlanması, aşırı içerik tüketiminin başlıca sorumlularından. 

İnternette saatlerce vakit geçirmeye yol açabilen bu durum hakkında Moshel şöyle diyor:

Bu, odaklanmamızı zorlaştırarak ve dünyayı algılayıp yanıt verme şeklimizi değiştirerek dikkat ve muhakeme yeteneğini ciddi derecede bozabilir.

Klinik psikolog Eduardo Fernández Jiméne de uygulamalardan gelen bildirimlerin dikkat dağınıklığına yol açarak odaklanmayı zorlaştırdığına değiniyor.

Sosyal medya kullanımının, çocuk ve gençlerdeki etkileri de ayrı bir endişe konusu. Bazı uzmanlar, beynin gelişim aşamasında çok fazla teknoloji kullanımının "dijital bunama" riski yaratabileceğini söylüyor. 

Moshel'in araştırmasında, ergenlik çağında aşırı sosyal medya kullanıma bağlı değişimlerin "kimlik oluşumu ve sosyal biliş gibi süreçlerdeki aksamalarla" paralellik gösterdiği kaydedildi.

Uzmanlar felaket kaydırması gibi durumlardan kaçınmak için ilk olarak sorunun kabul edilmesini ve arkadaşlarla buluşmak veya spor yapmak gibi farklı aktivitelere yönelmeyi öneriyor. 

Moshel, "Bu faaliyetler beyin sağlığı ve genel sağlık için kritik öneme sahip ve uzun süreli ekran kullanımının, zarar verme potansiyeline sahip etkilerini dengelemeye yardımcı olur" diyor.

Tüketilen içerik türünün de önemli bir rol oynadığını vurgulayan bilim insanı "Ekran başında geçirilen sürenin hem niteliğine hem de niceliğine odaklanın" diyerek ekliyor: 

Bağımlılık yaratacak özellikleri olmayan eğitici içeriklere öncelik verin. Günlük ekran kullanımına net ve yaşınıza uygun sınırlar koyarak düzenli mola verin.

Independent Türkçe, El País, Guardian, Oxford University Press, World Psychiatry, Neuropsychology Review