Uyku alışkanlıklarınız sağlığınız hakkında ne söylüyor?

Düzenli ve yeterli uyumamak, ruh sağlığının bozulmasından bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar çeşitli sorunlara yol açabilir (Pexels)
Düzenli ve yeterli uyumamak, ruh sağlığının bozulmasından bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar çeşitli sorunlara yol açabilir (Pexels)
TT

Uyku alışkanlıklarınız sağlığınız hakkında ne söylüyor?

Düzenli ve yeterli uyumamak, ruh sağlığının bozulmasından bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar çeşitli sorunlara yol açabilir (Pexels)
Düzenli ve yeterli uyumamak, ruh sağlığının bozulmasından bağışıklık sisteminin zayıflamasına kadar çeşitli sorunlara yol açabilir (Pexels)

Doktorlar yeterli ve kesintisiz bir gece uykusunun sağlıklı bir hayat sürme yolunda önemli bir rol oynadığını söylüyor. 

Gelişim çağındaki çocukların 10 saat civarında uyuması gerekirken, çoğu yetişkin için 7-9 saat yeterli kabul ediliyor.

Uykunun düzenli ve yeterli alınmaması, gün içinde yorgun hissetmenin ötesinde uzun vadede fiziksel ve ruhsal sorunlara da yol açabiliyor. 

Bu risklerin yanı sıra uyku kalitesi ve alışkanlıkları, kişinin yaşadığı başka sağlık sorunlarının işareti olabilir. 

Uzmanlar normal görünebilecek bazı belirtilere karşı tetikte olunmasını tavsiye ediyor. Bazıları yaşam tarzındaki değişimlerle çözülebilirken, bazı durumlarda doktora görünmek faydalı olabilir.

Sık sık şekerleme yapmak

Uzmanlar bazı kişilerin gün içinde biraz kestirmesinin sorun olmadığını ifade ediyor. Ancak aniden kendinizi uykulu hissediyorsanız başka bir sağlık sorunundan muzdarip olabilirsiniz. 

Birleşik Krallık'ta yer alan Warwick Üniversitesi'ndeki Uyku, Sağlık ve Toplum Programı'nın kurucusu Francesco Cappuccio, "Britanya nüfusunu temsil eden bir örnek kümesinden elde edilen kanıtlar, gündüz uykusunun tip 2 diyabet ve solunum rahatsızlıkları riskinin artmasıyla ilişkili olduğunu gösteriyor" diyor.

Gece iyi uyunmasına karşın gün içinde sürekli uykulu hissetmek, düşük tansiyon, D veya B12 viamini eksikliği, depresyon veya obezitenin belirtisi olabilir.

Bilim insanları, bu risklere karşı doktor kontrolünden geçmenin faydalı olabileceğini söylüyor.

Horlamak

Beraber uyuduğunuz kişiler için de epey rahatsız edici olabilen horlama sorunu, her zaman olmasa da genellikle obstrüktif uyku apnesinden kaynaklanıyor. 

Aşırı kilolu, diyabet veya yüksek tansiyon hastası olan kişilerde daha sık görülen bu uyku apnesi, uyurken solunum yolunun tıkanmasıyla nefes almakta zorlanmaya yol açıyor.

Cappuccio, bu durumda yeterli oksijen alınamadığı için beynin, kişiyi uyandıran sinyaller gönderdiğini açıklıyor. 

Bu rahatsızlıktan muzdarip kişiler genellikle "sürekli pozitif hava yolu basıncı" denen bir cihaz kullanarak rahat bir uyku çekiyor. 

Gece uyurken bir maske takılıyor ve bu maskenin bağlı olduğu cihaz, düzenli hava basıncı sağlayarak solunum yolunun açık kalmasını sağlıyor.

Kalın bir damak, kronik burun tıkanıklığı, sırt üstü uyumak veya uyumadan önce çok fazla alkol tüketmek de horlamaya neden olabiliyor.

Huzursuz bacak sendromu

Uyurken partnerinizi tekmeliyorsanız, huzursuz bacak sendromundan muzdarip olabilirsiniz. 

 Sinir sistemi rahatsızlığı olan bu sendrom, bacakları hareket ettirmeye yönelik güçlü bir istek duymakla kendini gösteriyor.

Bu dürtü vücut dinlenirken daha kuvvetli hale gelirken, huzursuz bacak sendromu genellikle uyku bozukluğu olarak değerlendiriliyor. 

Genetik nedenlerin yanı sıra demir eksikliği de bu rahatsızlığa yol açabiliyor. Bu durumda doktora başvurarak takviye kullanmak yardımcı olabilir. Ayrıca böbrek yetmezliği de sendromu tetikleyebiliyor. 

Ancak bazı durumlarda egzersiz yapmak veya uykudan önce kitap okumak ve televizyon izlemek gibi aktivitelerden kaçınmak da fayda sağlayabilir. 

Uzmanlar yeterli uykunun alınmamasının semptomları daha kötü hale getirebileceğini söylüyor. 

Yataktan çıkamamak

Sabahları kalkıp güne başlamayı istememek her zaman ciddi bir sorunun işareti olmak zorunda değil. 

Ancak uzun süre boyunca bu durumun görülmesi başka şeylerin habercisi olabilir. Cappuccio "Yorgun hissetmenize neden olan başka sorunlar olabilir" diyerek ekliyor: 

En yaygın olanları arasında anemi, tiroid bezinin az çalışması veya erken depresyon belirtileri sayılabilir.

Böyle bir durumda doktora başvurmakta fayda var. 

Ayrıca uzmanlar sağlıklı beslenme ve egzersiz yapmanın da ruh sağlığına iyi geleceğinin altını çiziyor. 

Independent Türkçe, Telegraph, WebMD, Harvard Health, Mayo Clinic, 



"Hz. Süleyman'ın madenlerinin" sırrı çözüldü

Dr. Omri Yagel ve ekip arkadaşları, yüzlerce yıllık tesislerden aldıkları örnekleri analiz etti (Tel Aviv Üniversitesi)
Dr. Omri Yagel ve ekip arkadaşları, yüzlerce yıllık tesislerden aldıkları örnekleri analiz etti (Tel Aviv Üniversitesi)
TT

"Hz. Süleyman'ın madenlerinin" sırrı çözüldü

Dr. Omri Yagel ve ekip arkadaşları, yüzlerce yıllık tesislerden aldıkları örnekleri analiz etti (Tel Aviv Üniversitesi)
Dr. Omri Yagel ve ekip arkadaşları, yüzlerce yıllık tesislerden aldıkları örnekleri analiz etti (Tel Aviv Üniversitesi)

Hz. Süleyman'la ilişkilendirilen madenlerin, çevreye neredeyse hiç zarar vermediği tespit edildi. 

Bilim insanları, Sanayi Devrimi öncesi metalurji uygulamalarının doğaya ve insan sağlığına etkisine dair yaklaşık 1990'lardan beri fikir ayrılığı yaşıyor. 

Bazıları Tunç ve Demir çağlarındaki faaliyetlerin küresel çapta yeni kirleticiler ortaya çıkardığını, diğerleri de bunların çevreye çok az zarar verdiğini savunuyor. 

Tel Aviv Üniversitesi'nden araştırmacılar bu tartışmayı noktalamak adına İsrail'deki Timna Vadisi'nde yer alan iki bakır üretim tesisini inceledi. 

Demir Çağı'ndan kalma tesislerden biri, Yahudi İncili ve Eski Ahit'e göre eski İsrail Kralı Süleyman döneminden kalmıştı. Hz. Süleyman aynı zamanda İslam peygamberleri arasında yer alıyor. 

Bu tesis MÖ 10. yüzyılda kullanılırken, diğeri bundan 1500 yıl daha eskiydi. 

Araştırmacılar iki alandan da yüzlerce toprak örneği toplayıp analiz ederek bölgedeki ağır metal yoğunluğunun haritasını çıkardı. 

Çalışmaya liderlik eden Prof. Erez Ben-Yosef, bölgede daha sonra modern madencilik örneklerine rastlanmadığı ve kuru iklim sayesinde topraktaki metaller kaybolmadığı için Timna Vadisi'nin bu tür bir araştırmaya elverişli olduğunu söylüyor. 

Bulguları hakemli dergi Scientific Reports'ta yayımlanan çalışmada iki bakır üretim tesisinin de çevreye minimum düzeyde zarar verdiği kaydedildi. Ayrıca toprak kirliliği metalin işlendiği fırınların yakın çevresiyle sınırlıydı. 

Metalurji sektörünün en büyük kirleticilerinden olan kurşunun örneklerdeki oranı, milyonda 200 parçanın altındaydı. Prof. Ben-Yosef şöyle diyor:

Kıyaslamak gerekirse ABD Çevre Koruma Ajansı, endüstriyel alanlardaki işçiler için milyonda 1200, yerleşim alanlarındaki çocuklar için de milyonda 200 parça seviyesindeki kurşun yoğunluğunu güvenli kabul ediyor.

Ayrıca ağır metallerin, cüruf gibi endüstriyel atıkların içinde muhafaza edildiği ve çevreye sızarak tehlike yaratmadığı bulundu.

Bilim insanları bu tesislerin ne o dönemki ne de bugünkü halklara risk oluşturduğunu söylüyor. 

Bulgular, Sanayi Devrimi öncesi metalurji faaliyetlerinin sanıldığı gibi küresel bir etki yaratmadığını gösteriyor.

Makalenin ortak yazarı Dr. Omri Yagel, "İklim değişikliği gibi, çağımızın ciddi çevresel sorunlarıyla yüzleşen araştırmacılar olarak genellikle geçmişte benzer sorunlar arama eğilimindeyiz ya da çevresel zararın, tarım devriminden bu yana insan faaliyetlerinin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu varsayıyoruz" diyerek ekliyor: 

Ancak ihtiyatlı davranmalıyız. Yerdeki birkaç cüruf parçasını 'kirlilik' diye nitelendirsek de bu yerel atıkları, bölgesel veya küresel çevre kirliliğiyle karıştırmamalıyız.

Independent Türkçe, IFLScience, Newsweek, Scientific Reports